Ana Sayfa Hukuk Konkordatoya Başvuran İnşaat Şirketlerine Karşı Tüketicilerin Durumu Ne Olacak?

Konkordatoya Başvuran İnşaat Şirketlerine Karşı Tüketicilerin Durumu Ne Olacak?

951
0

Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Peki, günümüzde sıkça karşılaşılan inşaat sektöründeki şirketlerin konkordato taleplerine karşılık söz konusu şirketlerden taşınmaz satın alan ve tapuda kendi adına tescil yapılmadığından mağduriyet yaşayan tüketicilerin durumu ne olacak?

İnşaat şirketleri, konkordatoya ilişkin yapılan yargılamada; şirket stoklarında gösterdikleri ve halihazırda tüketicilere satılmış olan daireleri satmaları akabinde nakit para ile borçlarını ödeyecekleri yönünde ön projeler sunmaktadır. Borçlunun hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.(m.286/f1,a) Söz konusu ön projeler doğrultusunda şirketlere geçici mühlet, kesin mühlet ayıpların ihbarına verilmesi ve konkordato ilan edilmesi halinde tüketiciler açısından oldukça büyük sorunlar gündeme gelmektedir.

Geçici Mühlet İle Kesin Mühletin Tedbirlere Etkisi

Yeni düzenlemeyle İİK m.206/I. Sıradaki imtiyazlı alacaklılar hariç, kesin mühlet içinde alacaklıların haklarında bazı sınırlamalar getirilmektedir. Kesin mühletin bu sonuçları geçici mühlet için de geçerlidir.

İİK  madde 287/I uyarınca; “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.” denilmektedir.

Konkordato davalarında tedbir kararları; “Davacılar aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz gibi tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbiren durdurulmasına” şeklinde verilmektedir. Dolayısıyla geçici ve kesin mühlet içinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Ancak, işbu konkordato yargılamasında tesis edilen tedbir kararları ile Tüketici Mahkemesinde dava açan tüketicilerin satın almış oldukları taşınmaz üzerine konulan tedbir kararları arasında  “Yarışan Haklar İlkesi” devreye girmektedir. Ancak, kanunda “gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır” diyerek Mahkemelere oldukça geniş kapsamlı yetki verilmiş olmakla birlikte, mahkemeler tarafından hüküm tesis edilirken maddi hukuka yönelik sonuç doğurucu tedbirler verilmekten imtina edilmelidir.

Zira, tapu devri kendisine yapılmamış olan tüketiciler taşınmazlara ilişkin tedbir kararı almalarına rağmen konkordato kapsamında işbu tedbir kararlarının adeta devre dışı bırakılması tüketicileri bir kere daha mağdur edecektir.

Mahkeme, uygun gördüğü her türlü tedbiri alacak, borçlu aleyhine başlatılmış veya konkordato talebinden sonra başlatılacak icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına karar verilebilecektir. Madde gerekçesinde “mahkemenin icra ve iflas takibinin başlatılmaması yönünde karar alamayacağı, takibin yürütülmemesi, örneğin ödeme emri gönderilmemesi” sonucu doğuracak tedbir alabileceği vurgulanmıştır.

Netice itibariyle, her ne kadar konkordato yargılamasındaki tedbir geniş kapsamlı olarak yorumlansa da konkordatoya yönelik mahkeme kararının etkileri takip hukukuna ilişkin olmalı, maddi hukuktaki işlemlere etkisi olmamalıdır.  Bu kapsamda, inşaat şirketlerinden alacaklı olan tüketicilerin alacağını almasına konkordato yargılamasını yürüten Mahkemenin kararı engel olmamalıdır.

Detay Bilgi İçin;

Avukat  İpek Öztaş ipek@ozgunlaw.com

Kaynakça:
1. Muşul Timuçin, İflas ve Konkordato
Hukuku, Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma, Adalet yayınları

2. Doç.Dr. Sarısözen Serhat 7101 Sayılı
Kanun Kapsamında İcra İflas ve Konkordato Hukukunda Yenilikler, Yetkin Yayınları

 

 


Kaynak: ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikİnternet üzerinde reklam ve aracık hizmeti sağlayan x şirketi yurt dışından aldığı reklam ve hizmet faturaları için vergi tevkifatı hesaplayacak mıdır?
Sonraki İçerikMükellefler kendi vergi beyannamelerini gönderebilir mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz