Ana Sayfa Vergi Kurye hizmeti veren firmalar aldıkları taşıtları vergi dairesine bildirmek zorunda mıdır?

    Kurye hizmeti veren firmalar aldıkları taşıtları vergi dairesine bildirmek zorunda mıdır?

    Otobüs sahibi kişinin ticari kazanç mükellefi olup olmayacağı.

    770
    0

    Bir mükellefim esnaf kurye hizmeti vermektedir. Faaliyetini yürütmek için kullanmış olduğu motosikletini mükellefi olduğu vergi dairesine bildirmemiz gerekiyor mu? 

    Hayır böyle bir bildirim zorunluluğu yoktur.

    Özelge: Otobüs sahibi kişinin ticari kazanç mükellefi olup olmayacağı hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

       
    Sayı : 49327596-120[37.GVK.2013.31]-86 07/04/2014
    Konu : Otobüs sahibi kişinin ticari kazanç mükellefi olup olmayacağı.  

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; alacağınız karşılığında borçludan, … 6. Noterliğinin 05/12/2012 tarihli araç satış sözleşmesi ile 33 koltuklu … marka otobüsü hususi olarak aldığınız, ticari faaliyette bulunmadığınızdan ve bulunmayacağınızdan vergi dairesine herhangi bir müracaatta bulunmadığınız, otobüsü satmak istediğinizde ise fatura istenildiği belirtilerek,

             -Otobüsü aldığınız tarih itibariyle ticari faaliyette bulunmadığınız halde mükellefiyet kaydı açtırmanız gerekip gerekmediği,

             -Vergi kaydı açtırmadan otobüsü sattığınızda fatura istenmesi halinde ne yapmanız gerektiği,

             -Vergi kaydı açtırmanız halinde ise 05/12/2012 tarihinde adınıza düzenlenen fatura üzerindeki KDV’yi indirim konusu yapıp yapamayacağınız konularında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

                GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinde “Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmü yer almıştır.

             Ticari ve sınai faaliyetlerin neler olduğu ise Türk Ticaret Kanununda yer almış olup kara, deniz, hava ve nehir ile göllerde yolcu veya eşya taşımanın ticari faaliyet olduğu belirtilmiştir.

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesinde; vergiye tabi ticaret ve sanat erbabından işe başlayanların keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları, aynı Kanunun 160 ıncı maddesinde ise; 153 üncü maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanların keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

             2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde otobüs “Yolcu taşımacılığında kullanılan, sürücüsü dahil dokuzdan fazla oturma yeri olan motorlu taşıttır. Troleybüsler de bu sınıfa dahildir. Sürücüsü dahil oturma yeri on yediyi aşmayan otobüslere minibüs denir.” şeklinde tanımlanmış olup, 2001/1 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesi’nde kamyon, otobüs, uçak gibi yüksek taşıma kapasiteli araçlar, şahsi ve özel ihtiyaçlar için kullanılmaya elverişli olmayan araçlar olarak belirlenmiştir.

             Diğer taraftan, 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesi’nin; “1- Araçların Hususiye Çevrilmesi” başlıklı bölümünün son fıkrasında, “Nakliyecilikte kullanılan araçların özel ihtiyaçlarda kullanılmaya elverişli olmayan otobüs, kamyon ve benzeri araçlardan olması halinde işi bırakma bildiriminde bulunan mükelleflerin bu araçlarla ilgili olarak hususi trafik kaydı ibraz etmeleri yeterli olmayıp, bu araçların trafikten çekildiğine veya takoza alındığına ilişkin belge istenecektir. Bu belgenin ibrazı halinde işi bırakmaya ilişkin diğer yükümlülüklerin de yerine getirilmesi halinde gereği yapılacaktır.” denilmiştir.

             Bu itibarla, adınıza kayıtlı şahsi ve özel ihtiyaçlar için kullanılmaya elverişli olmayan otobüs dolayısıyla, tescil tarihi itibariyle, nakliyecilik faaliyetinden dolayı ticari kazanç yönünden mükellefiyetinizin tesisi gerekmektedir.

             Ancak, söz konusu otobüsün trafikten çekildiğine veya takoza alındığına ilişkin belgenin ibrazı halinde mükellefiyet tesisine gerek bulunmadığı tabiidir.

                KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

             3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

             1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

             29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,

             29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği

             hükümlerine yer verilmiştir.

             Bu hükümler uyarınca, ticari kazanç yönünden adınıza gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gereken 05/12/2012 tarihli itibariyla 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesi hükmü gereğince KDV mükellefiyetinin de tesis edilmesi gerekmektedir.

             Öte yandan, KDV mükellefi olmanız halinde 2012 yılında satın alınan otobüs için ödenen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılması nedeniyle 2013 yılında indirim konusu yapılması mümkün değildir.


    Kaynak: ismmmo,GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikVergilendirme dönemi 15 gün olan mükelleflerin hangi borçları taksitlendirme kapsamındadır?
    Sonraki İçerikGümrük Birliği’nin mi 25. yılı, AB kapısında beklemenin mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz