Ana Sayfa Vergi Trafik cezası için düzenlenecek faturada KDV hesaplanmalı mıdır?

    Trafik cezası için düzenlenecek faturada KDV hesaplanmalı mıdır?

    Finansal kiralamaya konu taşıtlar ile taşınmazlara ilişkin vergi ve cezaların gider- KDV durumu

    1671
    0

    Araç kiralama alım satımı yapan tüzel kişi mükellefimiz, kiraya verdiği aracın kiralık olduğu dönemde kiralayan tarafından yediği trafik cezalarını kendisine fatura etmek istiyor. 

    1-) Trafik ceza tutarında KDV olmadığı için müşteriye bu cezayı yansıtırken KDV’siz olarak ceza tutarı neyse onu mu yansıtacağız? 

    2-) KDV’siz olarak kesilecek faturada KDV’siz kesme istisna maddesi nedir bunu faturada belirtmek gerekiyor mu? 

    1-Düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. 

    2-İstisna maddesi olmaz. KDV konusuna girmeyen işlemdir. Faturaya ceza yansıtması olduğu şerhi yazılır.

    Özelge: Finansal kiralamaya konu taşıtlar ve taşınmazlara ilişkin vergiler ile kiracıdan kaynaklanan cezaların kiracıya yansıtılarak giderleştirilmesi hk.

     

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

       
    Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-2075 06/07/2012
    Konu : Finansal kiralamaya konu taşıtlar ile taşınmazlara ilişkin vergi ve cezaların gider- KDV durumu  

     

             İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile … Grup Müdürlüğüne verilen … tarihli dilekçenin tetkikinde, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında finansal kiralama faaliyetinde bulunduğu,  bu çerçevede finansal kiralama sözleşmeleri ile kiracılarınıza mal kiraladığınız ve kira faturaları düzenlediğiniz, finansal kiralama konusu malın sözleşme süresince sigorta primi ödemelerinin kiracılara ait olduğu ve Şirketinizce ödenen sigorta primlerinin müşterilerinize yansıtıldığı, ayrıca kiralanan malların mülkiyetinin Şirketinize ait olması nedeniyle gayrimenkuller için ödenen emlak vergileri ile motorlu taşıtlar vergilerinin sözleşme kapsamında kiracılara yansıtıldığı, öte yandan motorlu taşıtların plakasına kesilen trafik para cezaları ile köprü veya otoyol kaçak geçiş cezaları gibi kiracıların kusurundan kaynaklanan para cezalarının da kiracılara yansıtıldığı belirtilerek, sözü edilen poliçeler, vergiler ve para cezalarının faturaya dayalı olmaması nedeniyle kiracılara hangi belge ile yansıtılacağı, bunların fatura ile yansıtılması halinde düzenlenecek yansıtma faturasında ayrıca KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı, KDV hesaplanması gerekiyorsa hesaplanacak KDV oranının ne olması gerektiği, kiracılara yansıtılan motorlu taşıtlar vergileri ile para cezalarının gider olarak kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konularında özelge talep edildiği anlaşılmış olup, konuyla ilgili Başkanlığımız görüşleri aşağıdaki gibidir. 

               KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

             5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup aynı Kanun’un “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11/1-d bendinde, Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmayacağı hükmüne yer verilmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu’nun 90’ıncı maddesinde de benzeri hükümlere yer verilmiştir.        

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37’nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, aynı Kanun’un “İndirilecek giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ile işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespit edilmesi sırasında gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

             Aynı Kanun’un “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41’inci maddesinde, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.) gider olarak indirilmesinin kabul olunamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

             197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun “Gider Kaydedilmeme Hali” başlıklı 14’üncü maddesinde ise, bu Kanuna bağlı (I-Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile Motosikletler) ve (IV-Uçak ve helikopterler) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan, ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç, alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamlarının gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

             3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 17’nci maddesinde,  kiralayan şirketin, mülkiyeti kendisine ait olan finansal kiralama konusu malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorunda olduğu ve sigorta primlerinin ödenmesinin kiracıya ait olduğu hükmüne yer verilmiştir.

             Bu hükümlere göre, finansal kiralama faaliyetiniz çerçevesinde kiralanan gayrimenkuller için ödenen emlak vergileri ile kiralanan mallar için ödenen sigorta primlerinin kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olup söz konusu ödemelerin sözleşmeye istinaden kiracılara yansıtılması halinde bu tutarların kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınacağı tabiidir.

             Öte yandan, faaliyet konusu münhasıran taşıtların kiralanması olmayan finansal kiralama şirketinizin ödemiş olduğu motorlu taşıtlar vergisi ile kiracıların kusurlarından kaynaklanan muhtelif cezalara ilişkin ödemeler kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır. Ancak söz konusu ödemelerin kiracılara yansıtılması durumunda kiracılar tarafından Şirketinize yapılacak ödemelerin kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.

                VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

             213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227’nci maddesinde; “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanun’un 229’uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu Kanun’un, 231/5’inci maddesinde ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.

             Diğer taraftan, vergi mevzuatımızda bankalar dışındaki mükellefler tarafından yapılan masrafların dekont ile aktarılmasına müsaade eden yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

             Bu hüküm ve açıklamalara göre, finansal kiralama faaliyeti ile iştigal eden Şirketinizin 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu veya kiracı ile yapılan sözleşme gereğince yapmak zorunda kaldığı masrafların (finansal kiralamaya konu malın sigorta prim bedelleri, Emlak Vergisi ve Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemeleri ile muhatabın kiracı olması dolayısıyla kesilen para cezalarına ilişkin ödemeler) ilgili firmalara (kiracılara) yansıtılması işleminin bir masraf aktarımı olması dolayısıyla, Şirketiniz tarafından ilgili firmalara (kiracılara) fatura düzenlenmesi  gerekmektedir.

             KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

             3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

             – 1/1 inci maddesinde ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

           – 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan ya da bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

             hüküm altına alınmıştır.

             Buna göre, finansal kiralamaya konu mallara ait, sigorta prim bedelleri, emlak ve motorlu taşıtlar vergileri ve trafik para cezaları ile köprü veya otoyol kaçak geçiş cezaları bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden bu tutarların birebir kiracıya yansıtılması işleminde KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak, bu aktarma işleminde masraf tutarını aşan bir bedel tahsil edilmesi halinde, aşan kısım üzerinden genel oranda (%18) KDV hesaplanacaktır.

    Reasürans işlemlerinde birebir yansıtılan tazminat ödemelerinde BSMV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

     

    Sayı :64597866-180[28]- 24185                                               14.12.2017

    Konu :Reasürans işlemlerinde bire bir

    yansıtılan tazminat ödemelerinde

    BSMV hesaplanıp hesaplanmayacağı. 

                                                  …………………………

     İlgi :…….  tarihli özelge talep formunuz.

     İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin hayat ve emeklilik branşları dışındaki sigortacılık branşlarında hizmet verdiği, şirketinizce resmi kurumlardan alınacak onaya müteakip koasürans ve/veya reasürans ve operasyonel hizmetlerin verilmesini kapsayan bir model çerçevesinde, sağlık sigortası konusunda başka sigorta ve sağlık branşında ruhsatı bulunan emeklilik şirketleri (sedan şirket) ile anlaşma imzalanmasının gündeminizde olduğu, reasürans anlaşması kapsamında şirketiniz tarafından bu şirketlerin müşterilerine satmış olduğu sağlık sigortalarındaki risklerin belli bir prim karşılığında reasürans yolu ile devir alınacağı, reasürans anlaşması kapsamında ilgili sedan şirketin sigortalısının hasarının oluşması durumunda şirketinizce bu hasarın reasürans anlaşmasında belirlenen oranlarda ilgili şirkete ödenmek suretiyle karşılanacağı, diğer taraftan şirketinizin sağlık sigortasındaki uzmanlığı ve tecrübesi nedeniyle koasürans ve/veya reasürans anlaşması kapsamında tazminat yönetimi (operasyonel ve teknik altyapı hizmetlerinin yönetilmesi, ürün ve tarifelerin geliştirilmesi, teminatlarının işleyişi, analizi, teklif ve poliçe süreçlerinin yönetimi, risk değerlendirilmeleri, tazminat süreçlerinin yönetilmesi ve anlaşmalı kuruluş ağlarının yönetimi) yapılmasının planlanmakta olduğu, bu süreçte fatura veya serbest meslek makbuzu karşılığında anlaşmalı sağlık kuruluşuna veya sigortalıya şirketinizce yapılan ödemenin sağlık sigortasını düzenleyen sedan şirkete, üzerine herhangi bir bedel eklenmeksizin birebir yansıtılacağı, verilen bu hizmetler için ayrıca bir bedel tahsil edilmeyeceği, bu sayede sigorta poliçesini düzenleyen sedan şirketin tarafınızca düzenlenecek yansıtma faturası ile tazminatlarını da kendi hesaplarına intikal ettireceği, daha sonra intikal ettirilen bu tutarın reasürans anlaşmasındaki oranlar çerçevesinde şirketiniz tarafından sedan şirkete ödenmek suretiyle devralınacağı belirtilerek, bu kapsamda şirketiniz tarafından anlaşmalı sağlık kuruluşuna ya da sigortalıya ödenen tazminatların sağlık sigortasını düzenleyen sedan şirkete üzerine herhangi bir bedel eklenmeksizin birebir yansıtılması işleminde banka sigorta muameleleri vergisi (BSMV) hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

    6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında, banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların BSMV’ye tabi olduğu, 30 uncu maddesinde, BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği, 31 inci maddesinde BSMV’nin matrahının 28 inci maddede yazılı paralar olduğu hükme bağlanmıştır.

    Aynı Kanunun 29 uncu maddesinin (j) bendinde ise mükerrer sigorta muameleleri ile retrosesyon muameleleri dolayısıyla alınan prim, komisyon vesair paraların BSMV’den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

    BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para alınması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Dolayısıyla BSMV’de her işlem tek başına bağımsız olarak dikkate alınmakta ve o işlem sonucu lehe alınan para vergilendirilmektedir. Diğer bir deyişle, bir işlem neticesinde gelir elde edilmemişse (lehe para kalmamışsa) BSMV’ye tabi bir matrah ortaya çıkmayacaktır.

    Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, reasürans anlaşması kapsamında devir alınan riskler dolayısıyla tazminat yönetimi kapsamında sigortalıya ya da anlaşmalı sağlık kuruluşuna doğrudan şirketiniz tarafından ödenen tazminatların, intikal ettirilen tutarın reasürans anlaşmasındaki oranlar çerçevesinde şirketiniz tarafından sedan şirkete ödenmek suretiyle daha sonra tekrar devralınmak üzere, poliçeyi düzenleyen sedan şirkete üzerine herhangi bir bedel eklenmeksizin birebir yansıtılması işleminde, BSMV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

    Ancak aktarılan tazminat ödemeleri üzerinden şirketinizce herhangi bir faiz, komisyon, iskonto vb. herhangi bir bedel talep edilmesi suretiyle lehinize para kalması durumunda, söz konusu tutar üzerinden BSMV hesaplanması gerektiği tabiidir.


    Kaynak: İsmmmo, GİB Özelge
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikMart 2021 dönemi itibarıyla gayrinakdi kredilerin büyüklüğü 1.123 milyar TL olarak gerçekleşti
    Sonraki İçerik2021 yılı Mart ayında 2020 yılı Mart ayına göre demir ve demir dışı metaller ihracatımızı %57 arttı

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz