Ana Sayfa Mevzuat Teknik İflasta Yenilikler

Teknik İflasta Yenilikler

1183
0

TEKNİK İFLASTA YENİLİKLER

25.12.2018

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 15.09.2018 tarihli 30536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girdi. “Tebliğ” ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin uygulanmasına ilişkin çeşitli yenilikler getirildi.

Teknik İflas Kavramı

Günümüzde birçok şirketin karşı karşıya kaldığı “Teknik İflas” kavramı fiili olarak iflas anlamına gelmemektedir. Bu durumda şirketler için nasıl bir yöntem izleneceği ve sermayenin nasıl tamamlanacağı problemi ortaya çıkacaktır ve izlenecek yöntemler şirketin akıbetini belirleyecektir.

Bu kapsamda şirketlerin bu durumda yapması gereken işlemler Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesi ile hüküm altına alınmıştır.

İlgili hüküm doğrultusunda; şirketin son yıllık bilançosuna göre sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması durumunda, Yönetim Kurulunun çağrısı üzerine Genel Kurul sermayenin tamamlanması ya da üçte biri ile yetinme kararı almalıdır. Aksi halde şirket sona ermektedir.

Tebliğ, anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin karşılaşabileceği mali zorluklara ilişkin hâlihazırda uygulanan birtakım prensipleri kanuni bir düzene bağlamakta ve bu prensipler hakkında önemli değişiklikler getirmektedir.

1-Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Yarısının Zarar Sebebiyle Karşılıksız Kalması

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376/1. Maddesine göre sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağıracaktır ve genel kurula iyileştirici önlemler sunacaktır.

Tebliğ, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının karşılıksız kalması durumunda yönetim kurulunun genel kurula sunabileceği iyileştirici önlemler konusunda örneklendirmeler yaparak ilgili Kanunun 376. Maddesine ek düzenleme getirmiş vaziyettedir.

Bu örnekler Tebliğ’in 6.maddesinde; sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi şeklinde opsiyonel olarak sıralanmıştır.

Genel kurul alternatifli olarak sunulan bu iyileştirici önlemleri aynen kabul edebilecek, değiştirerek kabul edebilecek ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına da karar verebilecektir.

2-Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının En Az Üçte İkisinin Zarar Sebebiyle Karşılıksız Kalması

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376/2. Maddesine göre sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, derhal toplantıya çağırılan genel kurulun sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermesi gerekir. Aksi durumda şirket kendiliğinden sone erecektir.

Tebliğ, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin karşılıksız kalması durumunda genel kurulun; sermayenin üçte biri ile yetinilmesine ve Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına, sermayenin tamamlanmasına veya sermayenin artırılmasına karar verebileceğini düzenlemiş vaziyettedir.

Tebliğ madde 10’da sermaye artırımına karar verilmesi halinde, ödenmesi gereken asgari sermaye miktarları açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda genel kurulun;

-Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar vermesi, artırılan sermayenin en az dörtte birinin ödenmesi şartına bağlıdır.

-Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar vermesi durumunda ise sermayenin en az yarısını karşılayacak tutarın tescilden önce ödenmesi zorunlu hale gelmiştir.

Tebliğ uyarınca sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması durumunda genel kurulun yukarıda açıklanan tedbirlerden herhangi birine karar vermemesi söz konusu olursa şirket kendiliğinden sona erecektir.

3-Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Tamamının Karşılıksız Kalması

Borca batıklık olarak ifade edilen bu durum şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması hali olarak karşımıza çıkmaktadır.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376/3. Maddesine göre şirketin borca batık duruma geldiğine dair şüphe uyandıran belirtiler ortaya çıkarsa yönetim kurulu bir ara bilanço çıkaracaktır. Çıkarılan bilanço doğrultusunda şirketin aktiflerinin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği anlaşılırsa yönetim kurulu işbu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine bildirecektir. Ve bu bildirim ile şirketin iflasını isteyecektir.

Kanunun ilgili maddesinde açıklanan bu durum Tebliğ’in yayımlanıp yürürlüğü girmesiyle birlikte değişikliğe uğramıştır.

Tebliğ ile birlikte borca batıklık halinde, yönetim organınca doğrudan şirketin iflasının istenmesinden önce izlenecek bir yol getirilmiş vaziyettedir. Bu kapsamda, ancak şirketin borca batık durumda olduğuna karar verilmesi ve sermaye azaltımı, sermayenin tamamlanması veya sermayenin artırılması şeklindeki iyileştirici önlemlerden herhangi birinin alınmaması halinde şirketin iflası için yönetim organınca mahkemeye başvurulabilecektir.

Yönetim organınca ancak Tebliğ’in 7. Maddesinde tanınan imkânların kullanılmaması halinde mahkemeye başvurabilecek, doğrudan doğruya mahkemeye başvurarak şirketin iflası istenemeyecektir.

4- Yabancı Para Cinsi Yükümlülüklerden Doğan Kur Farkı Zararları

Tebliğ, geçici 1. Maddesi ile 1/1/2023 tarihine kadar, sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının dikkate alınmayabileceğini düzenlemiştir.

Önceden düşük döviz kuru ile borçlanan şirketlerin döviz kurlarındaki dalgalanmalar sebebiyle sonradan borcunun sermayesini aştığı görülebilmektedir. Sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılacak hesaplamalarda kur farkı zararlarının dikkate alınmayacak olması, şirketleri teknik olarak iflas etmekten veya borca batık olmaktan kurtarabilecektir.

Bu düzenlemenin Tebliğ’in getirdiği yeniliklerin en önemlisi olduğu rahatlıkla görülmektedir. Zira bu düzenleme ile şirketleri korumak amaçlanmaktadır ve büyük oranda şirketlerin menfaatlerine bir durum yaratılmış vaziyettedir.

Stj. Av. Öykü Yaman

Kaynakça

1- Prof. Dr. Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara 2016, s.618.

2- ÇAKIR Ayça, Teknik İflas Kavramı Ve Özkaynak Durumunun İyileştirilmesi İçin Alınabilecek Önlemler, http://www.roedl.net/tr/tr/yayinlar/yazilar/teknik_iflas_kavrami_ve_oezkaynak_durumunun_iyilestirilmesi_icin_alinabilecek_oenlemler.html,   (ET:22.12.2018)

3- KOLCUĞLU Umut, Yeni düzenlemelere göre sermaye kaybı ve borca batıklık durumu, https://www.dunya.com/kose-yazisi/yeni-duzenlemelere-gore-sermaye-kaybi-ve-borca-batiklik-durumu/428880,  (ET:22.12.2018)

 


Kaynak: ozgunlaw.com.tr
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikMirasın Reddi Ve Mirastan Feragat Sözleşmesi
Sonraki İçerikBoşanma Davalarında Sosyal Medya Delili

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz