Ana Sayfa Muhasebe Ortağın şirkete USD olarak borç vermesinde bir sakınca var mıdır?

    Ortağın şirkete USD olarak borç vermesinde bir sakınca var mıdır?

    228
    0

    Ortağın şirkete USD olarak borç vermesinde bir sakınca var mıdır?

    Konu ile ilgili olarak TÜRMOB tarafından yayımlanan sirküler aşağıdaki linktedir. inceleyiniz.


    TÜRMOB

    ORTAĞIN ŞİRKETE DÖVİZ OLARAK BORÇ VERMESİNİN TCMB GENELGESİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

    [Bu Sirküler; Meslek mensuplarına kaynak oluşturmak, Mali konularda aydınlatıcı bilgi aktarmak ve tartışmalı konulara dikkat çekmek amacıyla YMM İsmail Hakkı GÜNEŞ tarafından hazırlanmış olup, TÜRMOB Mesleki Mevzuatı İzleme Kurulunca yayınlanmak üzere kabul edilmiştir. Sirküler içeriği ve sirkülerde yer alan görüşler; TÜRMOB’un resmi görüşünü yansıtmaz ve bağlayıcılığı yoktur.]

    ÖNSÖZ
    Mali Müşavirlik mesleği bilgi ve birikime dayanan bir meslektir. Bu yüzden TÜRMOB ve Odalarımızın eğitim temel önceliği oldu ve olmaya devam edecektir. Meslektaşlarımızın ihtiyaç duyacakları bilgiye en doğru ve en sağlıklı bir biçimde ulaşmaları için eğitim faaliyetleri, yayınlar gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarımızdan birisi de Mali Mevzuat Yorum Uygulama Sirküleridir.

    Meslektaşlarımıza yardımcı olmak amacıyla mali konularda aydınlatıcı bilgi aktarmak ve tartışmalı konulara dikkat çekmek amacıyla, Mesleki Mevzuatı İzleme Kurulu tarafından hazırlanan, Mali Mevzuat Yorum Uygulama Sirkülerinin on dördüncüsünü sizlerin istifadesine sunuyoruz. Mali Mevzuat Yorum Uygulama Sirkülerini hazırlayan Meslek Mevzuatı İzleme Kurulumuza teşekkür ederiz.

    Ortağın Şirkete Döviz Olarak Borç Vermesinin TCMB Genelgesi Kapsamında Değerlendirilmesini konu alan bu Sirkülerimiz, uygulamacılara yardımcı olmak amacıyla konu açıklamaları, ilgili maddeler, kararlar, uygulamaya örnekleri değerlendirilerek hazırlanmıştır. Ortağın Şirkete Döviz Olarak Borç Vermesinin TCMB Genelgesi Kapsamında Değerlendirilmesi Mali Mevzuat Yorum Uygulama Sirkülerimizin meslektaşlarımıza faydalı olmasını diliyoruz.

    Emre KARTALOĞLU
    TÜRMOB Genel Başkanı


    ÖNSÖZ ………………………………………………………………..1
    1. GİRİŞ ………………………………………………………………5
    2. DÖVİZLE BORÇ VERME İŞLEMLERİNDE
    DÜZENLEME ………………………………………………………….7
    3. TCMB SERMAYE HAREKETLERİ GENELGESİ
    DÜZENLEMESİ …………………………………………………….15
    4. VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN
    DEĞERLENDİRME VE SONUÇ …………………………………….19


    1. GİRİŞ
    İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle dövize olan talebi azaltmaya yönelik bir çok mevzuat değişiklikleri yapılmış / yapılmakta / yapılmaya devam edecektir. Gerek
    döviz cinsinden sözleşmeler gerekse ihracat bedellerinin yurda getirilmelerine yönelik düzenlemeler gerekse Sermaye Hareketleri Genelgesinde yapılan değişiklikler bu
    bağlamda en çok konuşulan tartışma konusu yapılıp üzerinde görüşler oluşturulan konuların ilk sırasında gelmektedir. Çalışmamızda amacımız; TPKKHK 32 sayılı1
    karar ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Sermaye Hareketleri Genelgesini bütünüyle ele almak olmayıp çalışma konu başlığımızla sınırlı olmak üzere; Ülkemiz ekonomik yaşamında çok sık uygulama alanı olan ortağın şirkete borç verme uygulamasını; TCMB tarafından yayınlanan Sermaye Hareketleri Genelgesi kapsamında
    değerlendirmektir. Ortağın şirkete döviz cinsinden borç 1 11.08.1989 tarih ve 20249 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır.

    ——–

    Bilgilendirme Not: TPKKH 32 sayılı kararda son yıllarda çok uygulama değişikliği yapılmıştır. Bu ve benzeri değişikliklerle ilgili daha fazla bilgiye www.turmob.org.tr sitesinden erişebilirsiniz.


    verme işlemine getirilen kısıtlamaları ya da yasaklamaya yönelik düzenlemeleri meslek kamuoyunun dikkatine sunmak, konuyu meslek kamuoyunda tartışıp görüş ve
    uygulama birlikteliğine katkı sunmaktır. Çalışmamızın çerçevesini yukarıda açıkladığımız üzere belirtmemizin bir çok nedeni olabileceği gibi bir çok eleştiri konusu da yapılabilir. Belirtmeliyiz ki ortağın şirkete döviz cinsinden borç verme işlemi değerleme konusu yapılabilir mi? Kur, oluşan kur farkları vergi matrahının oluşumunda gider/maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir mi? Finansman gider kısıtlaması uygulama çerçevesinde nasıl değerlendirmek gerekir? Bu ve benzeri sorular başlı başına bir veya birden fazla çalışmanın konusu olabilir. Bu nedenle burada konumuzun sınırlarının, TCMB Sermaye Hareketleri Genelgesinde yapılan düzenlemeler olduğunu, ortağın şirkete döviz cinsinden borç verme kısıtlamasını sadece genelge değişikliği üzerinden incelemenin oluşturduğunu tekraren belirtmek isteriz.

    2.DÖVİZLE BORÇ VERME İŞLEMLERİNDE DÜZENLEME

    Ortağın şirkete borç para verme işlemi kural olarak ortağın şirkete şahsi varlığından kredi verme / kredi açma işlemidir. Bunun döviz cinsinden olması kredi açma işlemin niteliğini değiştirmez.

    Türkiye’de yerleşik kişilerin döviz cinsinden kredi verme işlemi Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda düzenlendiği üzere bankalar ve finansal kuruluşlar tarafından yerine getirilir. Diğer bir ifade ile 32 sayılı Kararda yer aldığı şekliyle bankalar ve finansal kuruluşların döviz kredisi kullandırması mümkündür.

    32 sayılı Karar’ın halen geçerli -değişiklikleri havi- Dövize ilişkin işlemler başlıklı 6 maddesine göre;
    “1. (…) Merkez Bankası, bankalar ve Bakanlıkça uygun görülecek diğer kuruluşlar tarafından yapılır. Merkez Bankası kendi işlemlerinde kullanacağı konvertibl dövizleri belirler.

    2. (2009/14764 sayılı Karar ile yürürlükten kaldırıldı.)

    3. PTT, yetkili müesseseler ve İstanbul Altın Borsası bünyesindeki piyasalarda Borsa ile  ilgili mevzuat kapsamında olmak üzere kıymetli maden aracı kuruluşları efektif alım satımı yapabilirler.

    5. Aracı kurumlar sadece sermaye piyasası faaliyetlerinin gerçekleştirilmesiyle sınırlı olmak kaydıyla sadece hesap sahibi müşterileri ile döviz alım satımı yapabilirler.

    6. Bankalar, PTT, yetkili müesseseler, kıymetli maden aracı kuruluşları ve aracı kurumlar döviz mevcutlarını, Bakanlıkça belirlenecek oran ve esaslar çerçevesinde Merkez Bankasına devrederler.

    7. Bankalar dövize ve kıymetli madenlere dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi yapabilirler.

    8. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş aracı kuruluşlarca, dövize ve kıymetli madene dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil sermaye piyasası mevzuatına göre düzenlenmiş her türlü türev araçların alım satımı, Sermaye Piyasası mevzuatı çerçevesinde teşkilatlanmış borsalarda yapılır.

    9. Döviz transferinin bankalardan yapılması kaydıyla yurt dışından vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil her türlü türev araçlarının alım satımı Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş yurt içinde veya yurt dışında bulunan aracı kuruluşlar aracılığıyla yapılır.

    10. Vadeli döviz alım satımına ilişkin düzenlemeleri yapmaya Merkez Bankası yetkilidir.

    11. Merkez Bankası bünyesinde bulunan döviz ve efektif piyasalarının kuruluş, katılım ve işlem esasları Bankaca belirlenir.” şeklinde düzenleme yapılarak belirlenmiştir.

    Aynı düzenlemede “Kişisel sermaye hareketleri “ ile ilgili olarak, “Türkiye’de ve dışarıda yerleşik gerçek kişilerin, bankalar aracılığıyla kişisel sermaye hareketlerine ilişkin yurt dışından yurt içine ve yurt içinden yurt dışına yapacakları transferler serbesttir. Kişisel sermaye hareketlerinin kapsamı Bakanlıkça belirlenir. ” (md.14)

    Düzenlemenin Yurt Dışından Temin Edilen Krediler başlıklı 17. maddesinde ise özetle aşağıdaki açıklamalar yer almıştır.

    “a) Türkiye›de yerleşik kişilerin yurt dışından kredi temin etmeleri, bu kredileri bankalar aracılığıyla kullanmaları kaydıyla serbesttir. Ancak prefinansman kredilerinin vadesi Bakanlık tarafından belirlenir. Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sair yerel yönetim kuruluşlarının, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı kurumlarının, sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait kuruluşların, vakıf üniversitelerinin, fonların, özel ve özerk bütçeli kamu kuruluşları ile idari özerkliğe sahip kamu kuruluşu niteliğindeki kurumların, yatırım ve kalkınma bankalarının (Hazine garantisi altında), yap-işlet-devret, yap-işlet ve işletme hakkı devri ve benzeri finansman modelleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi öngörülen projeler tahtında ödeme yükümlülükleri garanti edilen kuruluşların yurt dışından sağladığı ithalatta vadeli ödeme şekilleri dışındaki bir yıldan (365 gün) uzun vadeli kredilere ilişkin anlaşmaların kredi borçlusu tarafından anlaşma tarihinden itibaren 30 gün içinde Dış Finansman Numarası (DFN) alınmasını teminen Bakanlığa gönderilmesi zorunludur.

    T.C. Hükümeti adına Hazine tarafından borçlu sıfatı ile, yabancı ülkeler, ülkelerce oluşturulan birlikler, uluslararası ve bölgesel kuruluşlar, uluslararası sermaye ve finansman piyasalarında faaliyet gösteren yatırım bankaları da dahil olmak üzere bankalar, tedarikçi veya alıcı kredisi sağlayan kuruluşlar ve firmalarla yapılan anlaşmalara göre sağlanarak, genel ve katma bütçeli kuruluşlara tahsis edilen, genel ve katma bütçe dışındaki kurum ve
    kuruluşlara ise devir ve ikraz anlaşmaları aracılığıyla kullandırılan dış finansman imkanları ile yukarıda sözü edilen kredilerden yapılan kullanımların takibine ilişkin esas ve usuller Bakanlık tarafından belirlenir. İkinci ve üçüncü paragrafta belirtilen kamu kurum ve kuruluşları dışındaki Türkiye’de yerleşik kişilerce yurt dışından temin edilen bir yıldan (365 gün) uzun vadeli kredilerle, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladığı bir
    yıldan kısa vadeli kredilerin takibi ile ilgili usul ve esaslar Merkez Bankasınca belirlenir. Söz konusu kredilere ait ana para geri ödemeleri ile faiz ve diğer ödemelerin
    transferleri bankalar aracılığıyla yapılır.

    b) Türkiye’de yerleşik kişiler aşağıda belirtilen şekillerde döviz kredisi açabilirler.

    i) İthalat ve ihracat rejimlerine göre açılacak emtia kredileri, Bankaların;

    ii) İhracatın, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı faaliyetlerin finansmanı için Türkiye’de yerleşik kişilere açacakları döviz kredileri,

    iii) Yatırım teşvik belgesi kapsamında dış kredi almaları öngörülen Türkiye’de yerleşik kişilere açacakları döviz kredileri ile yatırım mallarının finansmanı için açacakları döviz kredileri,

    iv) Yurt dışında iş yapan Türk müteşebbislerine, uluslararası yurtiçi ihalelerle ilgili işleri veya Savunma Sanayii Müsteşarlığınca onaylanan savunma sanayii projelerini üstlenen Türkiye’de yerleşik kişilere açacakları döviz kredileri,

    v) Türkiye’de yerleşik kişilere kullandıracakları ortalama vadesi bir yıldan uzun olan, 5 milyon ABD Doları ve üzerindeki döviz kredileri, vi) Teminat olarak alacakları Türkiye’deki şubelerinde bulundurulan döviz ve/veya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına (OECD) üye ülkelerin merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da bunların kefaletiyle ihraç
    edilen yabancı para menkul kıymet tutarını geçmemek üzere Türkiye’de yerleşik kişilere ticari ve mesleki amaçlı kullandıracakları döviz kredileri,

    vii) Bakanlıkça belirlenecek esaslar dahilinde Türkiye’de yerleşik kişilere açacakları döviz kredileri.

    c) Bankalar ile Bakanlıkça belirlenecek diğer kişiler tarafından yurt dışında yerleşik kişilere döviz ve Türk Lirası kredi açılması serbesttir.

    d) Kredilerle ilgili uygulama usulleri Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda Merkez Bankasınca tesbit edilir.

    e) Bankalar, Türkiye’de yerleşik kişilere ticari veya mesleki amaçla dövize endeksli kredi kullandırabilirler.

    f) Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerce, yukarıda belirtildiği üzere (b) ve (e) fıkraları ve Bakanlıkça belirlenecek haller dışında, yurt içinden ve yurt dışından döviz veya dövize endeksli kredi kullanılamaz.

    g) Ticari veya mesleki amaç taşıyan finansal kiralamaya ilişkin bedeller döviz üzerinden ya da dövize endeksli olarak belirlenebilir”

    Yukarıda özetle aktardığımız 17. Madde ile Yurt İçinden Temin Edilen Krediler başlıklı 18. Maddenin günümüzde yürürlükte olan şekilleri Sirkülerimize ek olarak verilmiştir.

    Doğaldır ki kanuni düzenlemeler diğer bir ifade ile normlar hiyerarşisi ve normlarla  oluşturulan düzenlemelere uyulmamasının yaptırımlarının olması zorunlu ve kaçınılmazdır. Bu konudaki yaptırımlar kambiyo mevzuatının kapsamında yer almaktadır.

    3. TCMB SERMAYE HAREKETLERİ GENELGESİ DÜZENLEMESİ

    Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 16. maddesine dayanılarak hazırlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2.5.2018 tarihli Sermaye Hareketleri Genelgesi ile konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Ancak bu Genelgenin orijinal hali ile yürürlükte olduğunu söylemek mümkün değildir. Genelge’de en sonuncusu 24 Mayıs 2022’de olmak üzere 119 değişiklik yapılmıştır. Genelge özellikle yabancı sermayeli veya yabancı ortaklı şirketler ile dış ticaret işlemleri olanlar başta olmak üzere dövizle işlem yapan bütün şirketleri ilgilendirmektedir. Ancak bu kadar önemli olmasına rağmen,
    söz konusu Genelge Resmi Gazete’de yayınlanmamakta, sadece TCMB’nın web sitesinden izlene bilmektedir.

    Söz Konusu Genelgenin 38. maddesi ile kural olarak 32 sayılı Kararın 17/A maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt içinden söz konusu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde döviz kredisi kullanmalarının serbest olduğu vurgulanmakla birlikte Kambiyo mevzuatı uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerin ancak 32 sayılı Karar’da yer alan şekliyle bankalar ve finansal kuruluşlardan döviz kredisi temin edebilecekleri için bir firmanın başka bir firmaya döviz kredisi kullandırmasının mümkün olmadığı açıklanmıştır.

    Anılan Genelgenin Resmi Gazete’de yayınlanmamış olmasını da dikkate alarak söz konusu 38. maddenin metni, Sirkülerimize ek olarak verilmiştir.

    Ancak dövizle borç işlemine, fon fazlası olan ile fon açığı bulunan ve aynı holding bünyesinde veya grup şirketleri arasında yapılmasına, borçlandırmanın ve takibinin Türk
    Lirası cinsinden yapılması kaydıyla izin verilmiş, borçlandırma işlemlerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden karşılığının bu koşullarla firmanın yazılı beyanına istinaden yurt içindeki ilgili hesaplara transfer edilebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak burada transferi yapacak olan bankanın, şirketlerin aynı grup içerisinde veya holding yapılanması kapsamında olup olmadığını denetlemesi kolay olmakla birlikte, şirketler arası atıl fon ve fon açığını nasıl
    denetleyecekleri veya yetkileri belirsizliğini korumaktadır.

    Bu konuda kanaatimiz bankaların yazılı beyana itibar etmekle yetinecekleri konusundadır.

    Bu doğrultuda Bankalar veya finansal kuruluşlara, köprü kredi ve benzeri uygulamalarla bu kuralları ihlal edici davranışların tespiti halinde ilgili şirketleri Hazine ve Maliye Bakanlığa bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.

    Sermaye Hareketleri Genelgesinin Hazine Ve Maliye Bakanlığı’nın 08.02.2022 tarih ve 94005 sayılı yazısı ile değişik 38. maddesiyle, görüldüğü gibi; grup şirketleri veya holding yapılanmaları içinde dahi, borç verende fon fazlası bulunması, borç alanda fon açığı olması ve hesaplarda TL cinsinden izlenmesi koşulları ile şirketlerin birbirlerine döviz kredisi ile kullandırmak suretiyle borç vermelerinin bir anlamda önüne geçilmiştir. Bu düzenlemenin gerekçesi ise anılan Genelge metninde “şirketlerin ancak bankalar ve finansal kuruluşlardan döviz kredisi temin edebilecekleri” şeklinde açıklanmıştır.

    Öte yandan yeni bir döviz kredisi kullanmak suretiyle kredi kullanan firmanın aynı holding bünyesinde veya grup içinde olan başka bir firmaya söz konusu krediyi aktarması da mümkün bulunmamaktadır. Bu husus net olarak yazılmamış olmakla birlikte, Bankalar veya finansal kuruluşlara köprü kredi ve benzeri uygulamalarla kredi aktarımı yapan şirketleri tespit ettiklerinde Bakanlığa bildirme yükümlülüğünün yüklenmiş olması bu yasağa işaret etmektedir.

    Özetlemek gerekirse;
    • Köprü kredi uygulama yasağı devam etmektedir.
    • Bankaların köprü kredi yasağına uyulmadığının tespiti halinde Hazine ve Maliye Bakanlığına bilgi verme zorunluluğunun kapsamı genişletilerek değiştirilmiştir.
    • Holding ve grup şirketlerinde öngörülen borçlandırma
    işlemi holding veya ana şirkette fon fazlası olması koşuluna bağlanmıştır.

    • Fon fazlası durumu hariç yeni bir döviz kredisi kullanılarak aktarım yapılması yasaklanmıştır.
    • Koşullar sağlanarak grup şirketlerine dövizle borç verilmesi halinde tarafların bu borcu hesaplarında TL olarak izlemeleri zorunlu kılınmıştır.

    4. VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

    Döviz uygulamalarına yönelik ülkemizde son yıllarda oldukça fazla sayılabilecek değişiklikler yapılmıştır. Bu nedenle dövizli işlem yapanların kambiyo mevzuatı ile
    bu mevzuat kapsamında yer alan Sermaye Hareketleri Genelgesini (ve İhracat Genelgesini) yakından izlemeleri gerekmektedir.

    Ancak vergi mevzuatı açısından konuya yaklaşıldığında, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yahut Gelir İdaresi Başkanlığınca konuya ilişkin her hangi açıklama yapılmamış olduğu görülmektedir. TCMB Sermaye Hareketleri Genelgesine göre döviz cinsinden borç verilemeyecek.

    olmakla birlikte, koşulları oluşturularak verilirse borç kayıtlarda TL cinsinden izleneceği için, borç veren şirketin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıttığı eleştirisi ile karşılaşma riski vardır. Şöyle ki; TL izlenen borca emsal faiz oranında faiz oranı uygulanması halinde, uygulanan faiz oranıyla ulaşılan değer ile kur artması nedeniyle oluşan değer kıyaslaması yapılarak, kurdaki artışın yüksek olması halinde borç veren şirkete örtülü kazanç dağıtımı eleştirisi yapılabilir. Konunun vergi mevzuatı karşısındaki durumunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

    Borç veren kişinin döviz varlığını bir grup şirketine vermesine, kurumun döviz tutarını TL olarak kayıtlarda izlemesi ve TL olarak geri ödemesi şekliyle müsaade edildiği güncel uygulamada, Dövizin TL’ye çevrilerek TL olarak kuruma verilmesi arasında herhangi bir fark yoktur. Bu şekliyle emsal TL faizi alınması başta transfer fiyatlandırması örtülü kazanç olmak üzere bir çok konuda eleştiri konusu olacaktır. Öte yandan kur farkı ile ödeme yapılması halinde ise aynı eleştiri borç alan kuruma yöneltilebilecektir.

    Bu durumda düzenlemeye rağmen döviz borcu verilmesi ve kayıtlarda TL tutularak kurdaki değişime göre yani kur farkı da dikkate alınarak borç verene geri verilmesi durumunda ise düzenleme ile yapılması yasaklanan bir işlem yapılmış olacağı için gerek idarenin eleştirisi ile karşılaşma gerek vergi yargısında da idarenin eleştirisinin kabul görme olasılığı daha fazla olacaktır.

    Mali İdarenin bu konuda bir açıklama yapmamış olması; uygulamada, kambiyo mevzuatındaki bu kurala uyulmayarak grup içi borçlanmanın ve takibinin döviz cinsinden yapılması halinde, değerleme yapılabileceği ve oluşan kur farklarının gider olarak yazılabileceği, KDV’lerinin ise indirim konusu yapılabileceği, getirilen yasağa uymamanın cezasının sadece Kambiyo Mevzuatında yer aldığı, bunun dışında vergisel yönden herhangi bir işlem yapılmaması gerektiği şeklinde farklı görüşlerin de doğmuş
    olmasına sebebiyet vermektedir.

    Bu nedenle Mali İdarenin bu konuda Genel Tebliğ, Sirküler veya Özelge bazında yapacağı açıklamaların yakından takip edilmesinde veya özelge talebinde bulunulmasında yarar olduğu düşüncesindeyiz.

    Sirkülerimizin Giriş bölümünde de belirttiğimiz üzere ortağın şirkete borç para vermesi bir çok konudan değerlendirilebilir. Konuya kurumlar vergisi, katma değer vergisi gibi pek çok açıdan yaklaşmak mümkündür. Ancak Çalışmamız sadece TCMB ve Kambiyo mevzuatı çerçevesinde oluşturulmuştur.

    Aktardığımız düzenlemelere aykırı hareket halinde, kambiyo mevzuatı açısından 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15/2-2 uyarınca kredi kullanımına/kullandırımına
    ilişkin her bir işlem /havale işlemi dikkate alınmak suretiyle toplam işlem sayısı dikkate alınarak ve her bir işlem için ayrı ayrı olmak üzere 1567 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcılılarınca idari para cezası uygulanacaktır. (HMB. Fı̇nansal Pı̇yasalar ve Kambı̇yo Genel Müdürlüğü’nün 25.02.2021 tarihli E-86766257- 010.99/116665, tarihsiz ve E-86766257-010.05-516741 sayılı yazıları)

     

     

     


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.



    Kaynak: TÜRMOB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikYenileme fonlarının sermayeye ilavesine ilişkin tespit raporunu SMMM’ler yazabilir mi?
    Sonraki İçerikStok affında ürünleri toplu olarak bildirebilir miyiz?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz