Ana Sayfa Vergi Çocukların biri reşit biri değil bu durumda kiralara ait GMSİ beyannameyi kim...

    Çocukların biri reşit biri değil bu durumda kiralara ait GMSİ beyannameyi kim ya da kimler adına verilmeli?

    515
    0

    2021 yılına ait mülkiyeti Babası veya Annesi üzerine olan konutların kirası çocuklarının hesabına yatmaktadır. Çocukların biri reşit biri değil bu durumda kiralara ait GMSİ beyannameyi kim ya da kimler adına verilmeli?

    Kira sözleşmesi mal sahibi kim ise onunla yapılmıştır. Gayrimenkul sahibi kim ise o Yıllık GV beyannamesini verecek. Kiranın başka hesaba yatırılmasının önemi yok.


    İntifa hakkına konu gayrimenkulün kiralanması ve Emlak Vergisinin kim tarafından ödeneceği

    Sayı: B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1539
    Tarih: 08/09/2011

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

     

    Sayı

    :

    B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1539

    08/09/2011

    Konu

    :

    İntifa hakkına konu gayrimenkulün kiralanması ve Emlak Vergisinin kim tarafından ödeneceği hk.  

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda; 2009 yılında 2 aylık kira geliri elde edildiği halde kiracının 12 aylık vergi kesintisi yatırdığı taşınmaza ait 2009 yılı için ödenecek vergiden söz konusu vergi kesintisinin ne kadarının mahsup edileceği, 2009 yılı için mahsup edilmeyen kesintinin 2010 yılı vergisinden mahsup edilip edilemeyeceği; % 72 si size ait olmak üzere kendi gelirlerinden dolayı gelir vergisi mükellefi olan 2 aile üyesiyle birlikte ortak olduğunuz bu taşınmazda 16/6/2009 tarihinde  adınıza intifa hakkı tesis ettirdiğiniz belirtilerek, kira gelirleri ile ilgili gelir vergisi beyannamesinin hangi mükellefler tarafından verileceği hususu ile söz konusu taşınmazın emlak vergisinin intifa hakkı sahibi tarafından mı, yoksa malik tarafından mı ödeneceği hususundaki tereddütleriniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

    1. Emlak Vergisi Yönünden

    1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun “Mükellef” başlıklı 3 üncü maddesinde, bina vergisini, binanın malikinin, varsa intifa hakkı sahibinin, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği hükme bağlanmıştır.

    Bu hükme göre, bir binanın intifa hakkına sahip olunması halinde malik değil, intifa hakkı sahibi emlak vergisi mükellefi olmaktadır. Bu nedenle, gayrimenkulün intifa hakkına sahip olanın emlak vergisini ödemesi gerekmektedir.

    1319 sayılı Kanunun 33/6 ncı maddesinde bir bina veya arazi mükellefinin değişmesi vergi değerini tadil eden sebep sayılmış; 23/b maddesinde bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde emlakın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye emlak vergisi bildirimi verileceği; 9/a maddesinde bina vergisi mükellefiyetinin 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.

    Bu hükümler uyarınca, daha önce %72 sinin emlak vergisi mükellefi olunan işyerinde 16/6/2009 tarihinde  intifa hakkı tesis edilmekle intifa hakkı sahibi 2010 yılından itibaren bu işyerinin tamamının emlak vergi mükellefi olmaktadır.

    Bu itibarla, 16/6/2009 tarihinde intifa hakkı tesis edilen söz konusu işyeri için intifa hakkı sahibi tarafından ilgili belediyeye 31/12/2009 tarihine kadar emlak vergisi bildirimi verilmesi ve 2010 yılından itibaren bu bildirim üzerine tahakkuk edecek emlak vergisinin ödenmesi gerekmektedir.

    2. Gelir Vergisi Yönünden

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde; hangi mal vehakların sahiplerinin, mutasarrıflarının, zilyetlerinin, irtifak ve intifa hakkı sahiplerinin veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlarının gayrimenkul sermaye iradı olduğu sayılmak suretiyle açıklanmış olup “gayrisafi hasılat” başlıklı 72  nci maddesiyle de gayrimenkul sermaye iratlarında, gayrisafi hasılatın 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedellerinin tutarı olduğu, gayrimenkul sermaye iradı sahipleri için, ıttıla hasıl etmeleri kaydıyle, namlarına, kamu müesseselerine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılmasının tahsil hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “İntifa Hakkı ve Diğer İrtifak Hakları” başlıklı 2 nci ayrımında yer alan 794 üncü maddesinde, intifa hakkının, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği, aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı; 795 inci maddesinde, intifa hakkının, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı, taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı; 803 üncü maddesinde, intifa hakkı sahibinin, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahip olduğu belirtilmiştir.

    Bu hükümlere göre, intifa hakkına konu gayrimenkulün kiralanması karşılığında elde edilen gayrimenkul sermaye iradının intifa hakkı sahipleri tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.

    193 sayılı Kanunun 86 ncımaddesinde, “Aşağıda belirtilen  gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.” denilmişolup;

    “1. Tam mükellefiyette;

    c) Vergiye tâbi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç] 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla, Türkiye’de tevkifata tâbi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkulsermaye iratları ve gayrimenkul sermayeiratları” için de beyanname verilmeyeceği hükmü amirdir.

     

    Yine aynı Kanunun 121 inci maddesinde ise, yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edileceği, hükmü mevcuttur.

    Diğer taraftan, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsup ve iadesinin, beyanname üzerinden hesaplanan vergiye mahsubu”na dair açıklamaların yapıldığı 1.2.Bölümünde, “Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir veya kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tevkif yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen gelir veya kazanca ilişkin olması gerekir.” denilmiştir.

    Bu hüküm ve açıklamalara göre, 2009 yılında tahsil edilen iki aylık kira gelirinin hisselerine düşen tutarların varsa diğer gelirleri ile birlikte Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesine göre 2009 yılı için belirlenen (22.000,00 TL) haddin üzerinde olması halinde beyan edilmesi gerekeceği gibi, söz konusu tahsil edilen iki aylık kira üzerinden yapılan stopajın mahsubu mümkün olabilecektir.

    Ayrıca, 2009 yılında tahsil edilemeyen kira tutarlarının tahsil edildiği yılın geliri olarak beyan edilmesi gerekmekte olup bu kiralar üzerinden yapılan stopajlar da beyan edilen dönemde mahsup edilecektir.

    Öte yandan, söz konusu gayrimenkule ilişkin olarak intifa hakkının alındığı 16/6/2009 tarihinden önce elde edilen kira gelirlerinin üç ortak tarafından hisseleri oranında beyan edilmesi ve vergilendirilmesi gerekmektedir. 16/6/2009 tarihinden sonra ise intifa hakkına sahip olan kişi tarafından beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.

     


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikÇerez uygulamaları hakkında rehber taslağı incelemesi
    Sonraki İçerikİşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulacağı 

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz