Ana Sayfa Ekonomi Türkiye’nin ham çelik üretimi şubatta yüzde 3,3 azaldı

    Türkiye’nin ham çelik üretimi şubatta yüzde 3,3 azaldı

    445
    0

    Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) şubat ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini açıkladı.

    Buna göre, şubat ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,3 azalarak 3 milyon tona geriledi. Ham çelik üretimi, yılın ilk 2 ayında yüzde 5,7 düşüşle 6,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

    Nihai mamul çelik tüketimi şubatta, yıllık bazda yüzde 1,9 artarak 2,9 milyon ton, ocak-şubat döneminde ise yüzde 1,2 gerileyerek 5,9 milyon ton oldu.

    ÇELİK ÜRÜNLERİ İHRACATI YÜZDE 1,3 ARTTI

    Şubatta çelik ürünleri ihracatı, miktar yönünden yıllık bazda yüzde 1,3 artışla 1,3 milyon ton, değer yönünden yüzde 46,5 yükselişle 1,2 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

    Ocak-şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat miktar olarak yüzde 2 artarak 2,6 milyon ton, değer olarak yüzde 52,4 yükselerek 2,4 milyar dolar oldu.

    İTHALATTA YÜZDE 12,9’LUK YÜKSELİŞ

    Şubat ayında çelik ürünleri ithalatı geçen yılının aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 12,9 artışla 1,4 milyon ton, değer yönünden yüzde 76,3 yükselişle 1,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

    Yılın ilk 2 ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 13,8 artışla 2,8 milyon ton, değer yönünden yüzde 67,6 yükselişle 2,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Geçen yılın ocak-şubat döneminde yüzde 88,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, ithalattaki yüksek oranlı artışın etkisiyle bu yılın aynı döneminde yüzde 80,8 seviyesine geriledi.

    “SAVAŞIN ÜRETİMDEKİ ETKİSİNİN CİDDİ BOYUTLARA ULAŞMASINDAN ENDİŞE DUYULUYOR”

    Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün üretiminde 2021 Aralık dahil olmak üzere 3 ay üst üste üretim düşüşü gözlendiğine işaret etti.

    Önemli hurda tedarikçilerinden Rusya ve Ukrayna’dan hurda ithalatının, şubatta, hurda ihracatına getirilen yüksek oranlı verginin ve kısmen savaşın etkisiyle ciddi oranda düşüş gösterdiğini belirten Yayan, “Rusya’dan hurda ithalatımız yüzde 96,6 azalarak 160 bin tondan 5 bin tona, Ukrayna’dan ithalatımız ise 17 bin tondan 2 bin tona gerilemiştir. Çelik ürünleri ithalatındaki düşüş ise daha sınırlı bir seviyede kalmıştır.” dedi.

    Yayan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın çelik üretimi üzerindeki etkilerine de değinerek, şunları kaydetti: “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında AB’nin yaptırımları sonucunda ülkemiz yeni kota dağılımından en çok yararlanacak ülkelerden biri olarak ön plana çıksa da sektörün ana girdilerinden olan hurda, antrasit, ferro siliko mangan, pik demiri önemli ölçüde Ukrayna ve Rusya’dan ithal ediliyor. Bu sebeple işgalin çelik üretimimiz üzerindeki olumsuz etkisinin ciddi boyutlara ulaşmasından endişe duyulmaktadır. Özellikle ham madde tedarikinde yaşanan darboğaz, fiyatların olağanüstü seviyelerde artmasına yol açmıştır. Ham madde ve yarı ürün ithalatındaki gerilemenin mart ayı göstergelerinde etkisini daha net bir şekilde ortaya koyması beklenmektedir.”

    Karadeniz’in riskli bölge ilan edilmesi sebebiyle bu bölgeye yük taşıyan gemilerin sigorta edilmemesinin buradaki çelik üreticilerini ve sanayi sektörlerini olumsuz etkilediğini vurgulayan Yayan, “Bu sorunun çözümü için acilen güvenli koridorlar oluşturulmasına ve devlet güvencesinde sigortalama işlemlerine devam edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

    “ABD, TÜRKİYE İLE DE ÇELİKTE GÜMRÜK VERGİSİNİ KALDIRMALI” TAVSİYESİ

    Yayan, ABD’nin, AB ve Japonya’nın ardından İngiltere’yle de çelik ürünlerine yönelik gümrük vergisini kaldırıp ihracatı kotaya bağlamakta uzlaşma sağladığını anımsatarak, bu durumun vergiden muaf olan ülkelerin ABD piyasasında Türkiye’ye karşı avantaj elde etmelerini sağlayacağına dikkati çekti.

    ABD’nin Türkiye ile de benzer bir anlaşma yapmasının fayda sağlayacağını bildiren Yayan, “Bu, çelik ihracatımızın önceki yıllarda ABD piyasasında yaşadığı kayıpların telafi edilmesi ve sektörün en azından yılın ikinci çeyreğindeki performansının artırılması açısından önem taşımaktadır.” ifadesini kullandı.


    Kaynak: İTO Haber
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikSeramik ve resim kursu faaliyetinin gelir vergisi ve katma değer vergisi kanunu açısından değerlendirilmesi hk.
    Sonraki İçerikYenilenebilir enerji Türkiye’nin ekonomik gelişimi için toplumun ilk tercihi

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz