Ana Sayfa Vergi İflas ertelemesi nedeniyle atanan kayyıma yapılan aylık ödemeler için gelir ve damga...

    İflas ertelemesi nedeniyle atanan kayyıma yapılan aylık ödemeler için gelir ve damga vergisi hesaplanacak mı?

    154
    0

    Muhasebe kayıtlarını tuttuğum bir ltd. şirkete denetim ve onay kayyumu atandı. Kayyuma yapılacak ücret ödemelerinde hazırlanan bordroda asgari ücret istisnası uygulanır mı? Nasıl bir bordro hazırlamalıyım?

    7349 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle, GVK’nın 23’üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir:

    “18. Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden
    hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.)”


    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Gelir vergileri Grup Müdüdlüğü)

    Sayı

    :

    62030549-120[94-2015/256]-81150

    14/09/2015

    Konu

    :

    İflas ertelemesi nedeniyle atanan kayyıma firma tarafından yapılan aylık ödemelerin Asliye Tic. Mahkemesine yapılmasından dolayı şirketin G.V. ve Damga V. hesaplayıp hesaplamayacağı

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin iflas ertelemesi talebinde bulunduğu, bu nedenle firmanıza kayyım atandığı, atanan bu kayyımlara aylık ödeme yapıldığı, ödemelerin direkt kayyımlara değil de asliye ticaret mahkemesine yapıldığı belirtilerek bu ödemeler nedeniyle gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edilmiş olup konu hakkında Başkanlığımız görüş aşağıda açıklanmıştır.

    GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde,“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

    Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”hükmü yer almıştır.

    Aynı Kanunun 94 üncü, Kurumlar Vergisi Kanununun ise 15 inci maddesinin birinci fıkralarında; kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, söz konusu maddelerde bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir ve kurumlar vergilerine mahsuben tevkifat yapmaları gerektiği hüküm altına alınmıştır.

    Anılan Kanunun 96 ncı maddesinde,”Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder” denilmiş, 98 inci maddede“94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar”hükmü yer almıştır.

    Bu hüküm ve açıklamalara göre, firmanızın iflas ertelemesi nedeniyle atanan kayyıma Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile yapılan aylık ödemelerin ücret ödemesi olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 61,94,103 ve 104 üncü maddeleri gereğince gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

    DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kâğıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kâğıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hükümlerine yer verilmiştir.

    Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, “Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtlar” ın nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

    Buna göre Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında resmi daire olan asliye ticaret mahkemelerine yapılan ödemeler nedeniyle damga vergisi kesintisi yapılmayacak, ancak ilgili mahkemeler tarafından kişi konumundaki kayyımlara yapılacak ödemeler sırasında düzenlenen kağıtların Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması ve verginin ilgili mahkeme tarafından kesinti suretiyle tahsil edilerek ödenmesi gerekmektedir.

     


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikVergiye uyumlu mükelleflerde %5’lik indirim uygulaması nedir?
    Sonraki İçerik6111 Sayılı Kanundan kapsamındaki SGK teşviki tamamlandığında 4857 Kanun teşvikinden devam edebilir miyiz?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz