Ana Sayfa Vergi Küresel Tedarik Zinciri Teşviği kapsamında alınan nakit hibenin vergisel durumu

    Küresel Tedarik Zinciri Teşviği kapsamında alınan nakit hibenin vergisel durumu

    289
    0

    T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı
    Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

    Sayı

    :

    85373914-125[49.01.60]-83596

    07.07.2022

    Konu

    :

    Küresel Tedarik Zinciri Teşviği kapsamında alınan nakit hibenin vergisel durumu.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Küresel Tedarik Zinciri Teşviki (KTZ) kapsamında Ticaret Bakanlığı tarafından firmanıza 2019 yılı içerisinde yapılan nakit hibe desteğinin vergiye tabi kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı, bu ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, bu desteklerin vergiye tabi olması durumunda ne zaman beyan edileceği, sermayeye ilave edilip edilmeyeceği ve sermayeye ilave edilmesi halinde sermayeye ilave olunan bu tutarlar için vergisel bir teşvikin olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

    Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce: 

    1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

    2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

    Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmü yer almaktadır.

    Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesi, gelir veya giderin tahsil edildikleri ve ödendikleri döneme bakılmaksızın miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olmasını ifade eder. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise, her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasıdır. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir.

    Diğer taraftan, Pazara Giriş Belgelerinin Desteklenmesine İlişkin Kararın (Karar No: 2014/8) 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Projesi kapsamında şirketlerin projede belirtilen ve Genelge kapsamındaki giderlerinin 2 yıl süresince %50 oranında ve toplamda 1.000.000 ABD Dolarına kadar destekleneceği; 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, şirketler tarafından Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Projeleri çerçevesinde gerçekleştirilen Genelge kapsamındaki giderlere ilişkin harcama belgeleri ile Genelgede belirtilen diğer belgelerin, ödeme belgesi tarihinden itibaren en geç 6 ay içerisinde Bakanlığa/üyesi oldukları İBGS’ye (İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği) ibraz edilmesinin gerektiği; aynı maddenin beşinci fıkrasında, Bakanlık ve İBGS’nin gerekli incelemenin yapılmasını müteakip, ödeme yapılmasına karar verilen şirketler ile ödeme miktarlarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildireceği, Bakanlıktan alınan bildirim üzerine, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ödemeyi yapacağı hüküm altına alınmıştır.

    Buna göre, Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen KTZ Projeleri kapsamında, şirketinize ödenen destek tutarının kurum kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmekte olup, bu ödemelerin mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleştiği hesap döneminin kazancıyla ilişkilendirmek suretiyle beyan edilmesi gerekmektedir.

    Öte yandan, bahse konu destek ödemeleri üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacağı tabii olup, söz konusu hibelerin sermayeye ilave edilmesi de vergilendirme açısından durumu değiştirmeyecektir.

     


    Kaynak: GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikDefter beyan sistemine kayıtlı şahıs mükellefi limited şirketine dönüşebilir mi?
    Sonraki İçerikİade e-İrsaliyesi düzenlenebiliyor mu?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz