Ana Sayfa Vergi Özkaynaklar Kullanılarak Yapılacak Sermaye Artırımında İmtiyaz Sahibi Ortaklara Verilecek Bedelsiz Hisse Senetlerinden...

    Özkaynaklar Kullanılarak Yapılacak Sermaye Artırımında İmtiyaz Sahibi Ortaklara Verilecek Bedelsiz Hisse Senetlerinden Vergi Kesintisi Yapılır mı?

    2091
    0

    (GİB – ÖZELGE)

    Konu: Şirketin öz kaynakları kullanılarak yapılacak bedelsiz sermaye artırımında imtiyaz sahibi ortaklara verilecek bedelsiz hisse senetlerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
    – Bağımsız bir değerleme şirketi tarafından belirlenecek değişim birimi esas alınarak tespit edilecek tutarda şirketinizin çıkarılmış sermayesinin, sermaye düzeltmesi olumlu farkları, hisse senedi ihraç primleri (emisyon primleri), yasal yedekler, enflasyon farkları, ihtiyari yedek akçeler, kurumlar vergisi istisnasından yararlanmış gayrimenkul ve iştirak hissesi satış karlarından oluşan şirket öz kaynakları kullanılmak suretiyle bedelsiz olarak artırılacağı,
    – Bu şekilde çıkarılan imtiyazsız (C) grubu hisse senetlerinin, imtiyazlı (A) ve (B) grubu hisse senetlerinin sona erdirilmesi karşılığında, imtiyazlı hisse senetlerine sahip ortaklara bedelsiz olarak verileceği
    belirtilerek gerekli izin ve kararlar alındıktan sonra yapılacak bu hisse senedi değişim işleminde kurumlar vergisi ve gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ve tam/dar gelir veya kurumlar vergisi mükellefi ortaklarınız açısından da değer artış kazancı oluşup oluşmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.) menkul sermaye iradı olduğu hükmüne yer verilmiş olup, vergi uygulamasında kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerinin ihraç eden şirkete iade edilerek imha veya itfasından, diğer bir ifade ile bu kıymetlerin imha edilmek üzere kaynağa iadesinden doğan gelirler de kar payı olarak değerlendirilmektedir.

    Kanunun menkul sermaye iratlarında istisnayı düzenleyen 22’nci maddesinin ikinci fıkrasında tam mükellef kurumlardan elde edilen, 75’inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısının gelir vergisinden müstesna olduğu, istisna edilen tutar üzerinden 94’üncü madde uyarınca tevkifat yapılacağı ve tevkif edilen verginin tamamının, kâr payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edileceği, 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1-c) bendinde de vergiye tâbi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç] 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla, Türkiye’de tevkifata tâbi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık beyanname verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

    Aynı Kanunun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında da maddede yer alan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar sayılmış olup, anılan fıkranın (6) numaralı bendinin (b-i) ve (b-ii) alt bentlerinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan kâr paylarından; tam mükellef kurumlar tarafından dar mükellef gerçek kişilere ve gelir vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

    Buna göre, istisna sonrası kalan kâr payı tutarının her yıl için belirlenen beyanname verme sınırını aşması durumunda yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmekte olup, beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kurum bünyesinde kârın dağıtımı aşamasında yapılan vergi kesintisinin tamamı (istisnaya isabet eden kısım dahil) mahsup edilmekte; mahsup sonrası bir tutar kalması halinde ise, bu tutar genel hükümler çerçevesinde ret ve iade edilmektedir.

    Bu açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz öz kaynakları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilecek bedelsiz sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek imtiyazsız (C) grubu hisse senetlerinin imtiyazlı pay sahibi ortaklara verilerek (A) ve (B) grubu imtiyazlı hisse senetlerinin imha edilmesi karşılığında şirket ortaklarınca elde edilecek gelirlerin de kâr payı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu imha işlemi nedeniyle hisse senedi sahiplerine nakit ödeme yapılmamasının bu duruma etkisi bulunmamaktadır.

    Bu çerçevede, (A) ve (B) grubu hisse senedi sahipleri açısından imtiyazlı senetlerin şirkete iadesi karşılığında sahip olunan (C) grubu imtiyazsız senetlerin değişime esas değeri ile imtiyazlı hisse senetlerinin iktisap bedelleri arasındaki olumlu farkın kâr payı olarak değerlendirilerek yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.

    Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, kurumların tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle elde ettikleri kazançlar vergiden istisnadır.

    Aynı Kanunun 30’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye’de bir iş yeri veya daimî temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları üzerinden bu Kanunun 15’inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere (2009/14593 sayılı BKK ile) %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

    Buna göre, tam mükellef kurumlar tarafından dağıtılacak kâr paylarının, elde edenin hukuki kişiliğine göre, vergi kesintisine tabi tutulması gerekeceği tabiidir.

    Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
    14 Ağustos 2015 Tarih ve 64597866-KVK-15-18877 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikKesinti Yoluyla Ödenen Vergilerin Kurumlar Vergisine Mahsup Edilmesinden Sonra Kalan Kısım Şirketin Farklı Borcuna Mahsup Edilebilir mi?
    Sonraki İçerikAlmanya Mukimi Firmaya Bilgisayar Programı Lisans Kullanım Hakkı Ve Danışmanlık Hizmeti Karşılığı Ödenecek Tutarlar İstisna Kapsamına Girer mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz