Ana Sayfa Vergi Üniversiteye Bağlı İktisadi İşletmenin Kapanması Halinde Kayıtlı Demirbaşların Devri Ne Şekilde Yapılmalıdır?

    Üniversiteye Bağlı İktisadi İşletmenin Kapanması Halinde Kayıtlı Demirbaşların Devri Ne Şekilde Yapılmalıdır?

    2414
    0

    (GİB – ÖZELGE)

    Konu: Üniversiteye bağlı iktisadi işletmenin kapanmasında demirbaşların devri.
    İlgi: 19.09.2013 evrak kayıt tarihli özelge talep formu.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi … Üniversitesi … Programına bağlı … Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü İktisadi İşletmenizin … sayılı ve … tarihli Rektörlük oluru ile kapatıldığı belirtilerek, … Otel’in kapatılması sonrasında muhasebe kayıtlarında yer alan demirbaşların devri ile ilgili Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi yönünden yapılacak işlemler hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

    KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1/c maddesinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kurumlar vergisine tabi olduğu; 2’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, İktisadî kamu kuruluşlarının, Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise, İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan; 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “Tasfiye Karı” başlıklı (17.4)’ üncü bölümünde, “Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.” Şeklinde konuya açıklık getirilmiştir.

    Buna göre, iktisadi işletmenizin kurumlar vergisi mükellefiyeti işin bırakılmasıyla sona erecek olup, iktisadi işletmenizin tasfiyesinin mevcut iktisadi kıymetlerin satılması ya da bağlı olduğunuz kuruma fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılması gerekmektedir.

    KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

    1/1’inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

    Aynı maddenin 3/g bendinde, Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV nin konusuna girdiği,

    3/a maddesinde, vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesinin teslim sayılacağı,

    20/1’inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

    27 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, (2) numaralı fıkrasında ise; bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedelin veya emsal ücretin esas alınacağı,

    29/1’inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri,

    58’inci maddesinde, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği,
    hükümlerine yer verilmiştir.

    Diğer taraftan 1 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Verginin Gider Kaydedilememesi” başlıklı (XI/B) bölümünde;

    “Mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak düşülemeyeceği gibi bu işlemlere ilişkin olarak alış vesikalarında gösterilen ve indirilebilecek KDV de gider olarak kabul edilmeyecektir.

    Madde hükmünün düzenleniş amacı, mükellefin üstünde yük olarak kalmayacak verginin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabulünün önlenmesidir.

    Diğer yandan indirilemeyecek KDV nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağı tabiidir.

    Mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ise, ancak vergiye tabi malların işçilere ayın ücret olarak verilmesi veya çeşitli kişi ya da kuruluşlara bağışlanması halleriyle sınırlı olarak, dolaylı bir biçimde gider yazılabilecektir” denilmektedir.

    Başkanlığımızca işi bırakan mükelleflerin işin bırakıldığı dönem itibariyle indirim yoluyla telafi edemedikleri vergileri gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabilecekleri konusunda uygulamaya yön verilmiş bulunmaktadır.

    Bu uygulamanın gerekçesi, işi bırakan mükelleflerin devreden bu vergileri indirim yoluyla telafi etme imkânının ortadan kalkmasıdır.

    Buna göre;
    – İşin bırakılması veya şirketin tasfiyesi dolayısıyla, işletmede bulunan vergiye tabi malların işin bırakılması veya şirketin tasfiyesinden önce satış vb. yollarla tasfiye edilmesi halinde teslim bedeli üzerinden, tasfiye edilmemiş ise bu malların işletmeden çekilen değer olarak KDV Kanununun 3/a maddesi gereğince emsal bedel üzerinden KDV hesaplanarak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir.
    – İndirim konusu yapılamayan KDV ise sonraki döneme devreden KDV olarak kalacaktır. Sonraki döneme devreden KDV’nin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.
    Diğer taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince devreden vergilerin gider veya maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı tabiidir.

    Kaynak: Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
    23 Mayıs 2014 Tarih ve 13649056-125[01-2013/ÖZE-04]-59 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikMaaş Zammı Ne Zaman ve Ne Oranda Yapılır?
    Sonraki İçerikYabancı Ortak, Şirket Hissesini İtibari Değeri Üzerinden Devrederse Vergilendirme Nasıl Yapılır?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz