Ana Sayfa Vergi Hakedişten Kesilen SGK Primleri Gider Olarak Kaydedilir mi?

    Hakedişten Kesilen SGK Primleri Gider Olarak Kaydedilir mi?

    1687
    0

    (GİB – ÖZELGE)
    Konu: Hakedişten Kesilen SGK Primlerinin Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı

    İlgi: ….Tarih ve… Kayıt numaralı özelge talep formunuz.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketiniz tarafından kamu ihalesine konu olan işin 22.08.2011-06.06.2012 tarihleri arasında gerçekleştirildiği ve bu sürelere isabet eden sigorta primlerinin teşvikten yararlanılarak ödendiği, yapılan işin kamu ihalesi kapsamında olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunca ilgili kanun gereği söz konusu dönemlere ilişkin primlerin teşvikten yararlandırılmasının mümkün olmayacağının belirtildiği, sigorta prim farkının ihale konusu alacaktan 25.07.2014 tarihinde mahsup edildiği, konunun Şirketinizce 2014 yılında yargıya taşındığı ve alacaklarınızdan mahsup edilen 299.994,67 TL’nin giderlere kaydedilmeyip geçici bir hesapta takip edildiği, … İş Mahkemesinin 16.04.2015 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay’da temyizi neticesinde de anılan kararın 16.03.2016 tarihinde onanmasına karar verildiği belirtilerek, geçici hesapta tutulan ve gider yazılmayan 299.994,67 TL sigorta prim tutarının hangi yılın gideri olarak dikkate alınacağı hususunda görüş talep edilmektedir.

    KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

    GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış; 38’inci maddesinde ise;

    “Bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
    1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
    2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

    Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
    hükmüne yer verilmiştir.

    Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecek olup, Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderlerinin, tedavi ve ilaç giderlerinin, sigorta primlerinin ve emekli aidatı ile bu Kanunun 27’nci maddesinde yazılı giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan, ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası” ve “dönemsellik” ilkeleri geçerlidir. Tahakkuk esasında gelir ve giderlerin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri ve giderleri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, dönemsellik ilkesinin uygulanmasına ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

    Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi” başlıklı ikinci bölümünde sigorta primlerinin ödenmesine ilişkin çeşitli hükümlere yer verilmiş olup, anılan bölümün “Primlerin ödenmesi” başlıklı 88’inci maddesinin on birinci fıkrasında, kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamayacağı belirtilmiştir.

    Bu hüküm ve açıklamalara göre, SGK priminin gider olarak dikkate alınabilmesi için bu primlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna fiilen ödenmiş olması gerekmekte olup ait olduğu döneme bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider olarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkündür. Dolayısıyla, ihale konusu işe ilişkin alacaklarınızdan mahsup edilmek suretiyle 25.07.2014 tarihinde ödenen sigorta primlerinin 2014 hesap dönemine ait kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği tabiidir.

    Kaynak: Düzce Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
    22 Şubat 2017 Tarih ve 13334133-010.01-5 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikŞirketimizde sigortalı olmayan kişinin konaklama harcamasını gider olarak yazabilir miyiz?
    Sonraki İçerikStoklarda KDV’li aldığımız kitapları da satarken KDV istisnası uygulayacak mıyız?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz