SERBEST BÖLGE – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 27 Jan 2024 13:20:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Serbest bölgedeki müşterilere e-fatura mı kesilecek yoksa e-Arşiv Fatura mı? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-musterilere-e-fatura-mi-kesilecek-yoksa-e-arsiv-fatura-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-musterilere-e-fatura-mi-kesilecek-yoksa-e-arsiv-fatura-mi/#respond Sat, 27 Jan 2024 13:20:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148945 Serbest Bölgelerdeki şirketlere düzenlenen
e-faturalar, alıcı da efaturaya kayıtlı bir kullanıcı ise ihracat e-faturası olarak mı düzenlenmelidir?

Serbest bölgedeki alıcıya düzenlenen fatura GÇB ekinde düzenlenen bir fatura ise ihracat e-faturası olarak düzenlenmeli, serbest bölge işlem formu vb. başka bir belge ekine alındığı durumlarda alıcı da e-fatura mükellefi ise eskisi gibi e-fatura olarak düzenlenecektir.

Alıcı e-faturaya kayıtlı değilse ve gönderici e-arşiv mükellefi ise e-arşiv fatura düzenleyecek, değilse kağıt fatura düzenlenecektir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-musterilere-e-fatura-mi-kesilecek-yoksa-e-arsiv-fatura-mi/feed/ 0
Serbest bölge de yer alan firma 19/04/2022’de alınan karara istinaden mal alım satımı ödemesini dövizli kabul edebilir mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-de-yer-alan-firma-19-04-2022de-alinan-karara-istinaden-mal-alim-satimi-odemesini-dovizli-kabul-edebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-de-yer-alan-firma-19-04-2022de-alinan-karara-istinaden-mal-alim-satimi-odemesini-dovizli-kabul-edebilir-mi/#respond Fri, 13 May 2022 06:16:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126923 Serbest bölge de yer alan firma
1- 19/04/22 karar istinaden mal alım satımı ödemesini dövizli kabul edebilir mi?(sonuçta serbest bölge yapılan satış ithalat satış ihracat sayılır…)
2- demir çelik alımı tevkifatlı olarak mı alacak.(serbest bölgeler kdv mükellefi değil kdv2 ödesem kdv yok ki. ödediğim vergi ne olacak.)

1-Serbest bölgede dövizli işlem yapılır.
2-Kdv tevkifatı kdv hesaplanması ile olur. serbest bölgede kdv hesaplanmadığı içinde kdv tevkifatı olmaz.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

 Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

______________________________________________________________________

 

19 Nisan 2022 SALI Resmî Gazete Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

____________________________________________________________

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesiamacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu

sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini dövizcinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmalarımümkündür

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.

 

_____________________________________________________________________

 

-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.

___________________________________________________________________

19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.

______________________________________________________________________

19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-de-yer-alan-firma-19-04-2022de-alinan-karara-istinaden-mal-alim-satimi-odemesini-dovizli-kabul-edebilir-mi/feed/ 0
Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmanın maaş promosyonu için bankadan aldığı para için fatura düzenlenecek mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/#respond Sat, 26 Jun 2021 03:19:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107805

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

84098128-125[5-2017/4]-50624

04.02.2020

Konu

:

Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmanın kurumlar vergisi istisnası.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin özel bir banka ile yapmış olduğu maaş ödeme protokolü gereği, alacağı promosyon ödemesi ile ilgili olarak banka adına fatura kesmeniz gerektiği belirtilerek, düzenleyeceğiniz “Maaş ödeme promosyon bedeli” faturasının, serbest bölge mevzuatı gereği katma değer vergisinin (KDV) konusuna girip girmediği ile Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince serbest bölgelerdeki üretim faaliyetine bağlı gelir sayılıp kurumlar vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde de serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.3.” bölümünde söz konusu kurumlar vergisi istisnasının uygulanmasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “5.12.3.7. İmalat faaliyetlerine uygulanacak istisna” başlıklı bölümünde de;

“5.12.3.7.1. Genel olarak

Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnadır.

Bu istisnadan, bölgede yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tabi olacak mükellefler yararlanacaktır.

Ancak,

– Üretim dışı faaliyetlerden,

– Serbest bölge dışında üretilen malların satışından,

– Faaliyet ruhsatında belirtilen alan dışında üretilen malların satışından,

– Serbest bölgede veya serbest bölge dışında fason olarak imal ettirilen ürünlerin satışından

elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

İstisna uygulamasında, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktadır….”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, … Serbest Bölgesinde üretim faaliyetinde bulunan Şirketiniz adına ödenen banka promosyon bedellerinin, üretim faaliyeti dışında elde edilen kazançlar kapsamında olması nedeniyle, kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu; bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

17/4-ı maddesinde, serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/F.4.9.) bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin “3.6.2. Serbest Bölgelerde İfa Edilen Hizmetler” bölümünde açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre,

– Şirketiniz personelinin maaşlarının bankaya yatırılması işlemine bağlı olarak banka tarafından personelinize yapılacak promosyon ödemeleri KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

– Promosyon ödemeleri üzerinden Şirketiniz tarafından komisyon alınması veya promosyon ödemesinin tamamının veya bir kısmının Şirketinize yapılması halinde, Şirketinizce verilen hizmetin serbest bölgede verilen hizmetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, Şirketinize yapılacak promosyon ödemesi veya söz konusu komisyon tutarı üzerinden  düzenlenecek faturada %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/feed/ 0
Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı 17.02.2021 https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgeler-uygulama-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi-17-02-2021/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgeler-uygulama-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi-17-02-2021/#respond Wed, 17 Feb 2021 06:00:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104758

17 Şubat 2021 ÇARŞAMBA

Resmî Gazete

Sayı : 31398

YÖNETMELİK

Ticaret Bakanlığından:

SERBEST BÖLGELER UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 10/3/1993 tarihli ve 21520 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin 32 nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Ateşli silahların bölgede üretilmesi ve çıkışı ile bu üretim faaliyetinin bir parçası olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılacak mühimmatın bölgeye giriş ve çıkışı, ilgisine göre İçişleri Bakanlığı veya Millî Savunma Bakanlığının uyguladığı ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine tabidir.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgeler-uygulama-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi-17-02-2021/feed/ 0
Türkiye’de tüm serbest bölgelerde yabancı sermayeli firmalar tarafından bugüne kadar toplam 2,5 milyar doları aşkın yatırım yapıldı https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-ruhsar-pekcan-yatirimci-memnuniyetinin-ust-seviyede-tutuldugu-cazibe-merkezleri-olacak/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-ruhsar-pekcan-yatirimci-memnuniyetinin-ust-seviyede-tutuldugu-cazibe-merkezleri-olacak/#respond Mon, 15 Feb 2021 10:00:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104479 Bakan Pekcan, “İhtisas Serbest Bölgeleri Tanıtım Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin “serbest bölgeler” konusunda önemli bir tecrübesi bulunduğuna dikkati çekerek, ilk serbest bölgenin 1985 yılında kurulduğunu anımsattı.

Türkiye’de 18 serbest bölgenin bulunduğunu aktaran Pekcan, buralarda 500’e yakını yabancı sermayeli olmak üzere 1900 firmanın faaliyet gösterdiğini, 80 bin civarında istihdam sağlandığını bildirdi.

Serbest bölgelerin, gerek sağladığı vergi ve vergi dışı teşvikler ile gerekse bürokrasinin azaltılması noktasında atılan birçok adım çerçevesinde sektörlerinde önde gelen birçok uluslararası şirketin yatırımlarının bu bölgelere çekilmesine olanak sağladığına işaret eden Pekcan, “Tüm serbest bölgelerde, yabancı sermayeli firmalar tarafından bugüne kadar toplam 2,5 milyar doları aşkın yatırım yapılmıştır.” bilgisini verdi.

Serbest bölgelerde Türkiye’deki üretim ve ihracat altyapısına katkı sunan çok önemli faaliyetler gerçekleştiğini, üretim ve tedarik süreçlerinde, teknolojide, kısacası küresel ekonominin pek çok unsurunda hızlı değişim ve dönüşümlerin yaşandığını belirten Pekcan, “Ticaret Bakanlığı olarak, zamanın ruhunu daha iyi yakalamak ve serbest bölgelerimizi geleceğe daha iyi taşımak üzere yeni bir model geliştirmeyi amaçladık. Bu doğrultuda, yenil nesil ihtisas serbest bölge modelimizi kurgulayarak hayata geçirdik.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Pekcan, dünyadaki serbest bölgelerden de örnekler vererek, Birleşik Krallık hükümet temsilcilerinin Brexit sonrası dönemdeki hedefleri arasında, çeşitli gümrüksüz serbest bölge ve liman teşkil edilmesine ilişkin planlarının olduğunu açıkladığına dikkati çekti. Pekcan, “İnanıyorum, 35 yıllık serbest bölge deneyimimizin üstüne koyarak geliştirdiğimiz yeni nesil ihtisas serbest bölge modelimiz dünyadaki iyi uygulama örnekleri arasına girecek ve ülkemizde faaliyet gösteren üreticiye, ihracatçıya günümüz ekonomik koşullarına uygun cazip imkanlar sunacaktır.” diye konuştu.

– Yatırımcılara kira, nitelikli istihdam, faiz ve kar payı desteği

Geçen yıl 9 Haziran’da yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İhtisas Serbest Bölgesi Modelinin yasal temelinin atıldığına dikkati çeken Pekcan, yeni nesil ihtisas serbest bölge modeli ile Ar-Ge yoğun, yüksek katma değerli, inovasyon ve teknoloji odaklı mal ve hizmet sektörlerinde, uzmanlaşma temelinde serbest bölgeler kurulabilmesini amaçladıklarını söyledi.

Pekcan, ihtisas serbest bölgelerinde sektörel bazda oluşacak ve firmaların bölgelere yatırım kararlarını etkileyecek temel ihtiyaçların desteklenmesi amacıyla kira, nitelikli istihdam, faiz ve kar payı unsurlarına yönelik ilave destek mekanizmalarının sağlandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Halihazırda sunulan mevcut serbest bölge desteklerine ilave olarak, firmaların istihdam ettikleri 10 nitelikli personelin her birinin yıllık 15 bin dolara kadar olan brüt ücretlerinin yarısı ile ihtisas serbest bölgelerinde kiraladıkları arazi ve binalara ilişkin 75 bin dolara kadar olan kira harcamalarının yarısını da 5 yıl süresince destekleyeceğiz. Eminim o 5 yılda firmalarımız uçacaklar ve ülkemizin katma değerli ihracatına önemli katkı sağlayacaklardır. İhtisas serbest bölgesinin oluşturulmasında ciddi yatırım taahhüdü altına giren Bölge Kurucu ve İşleticilerinin taahhütlerini eksiksiz ve amaca uygun bir şekilde gerçekleştirmeleri kaydıyla 10 yıl süreyle, sabit yatırım taahhütlerinin yarısına kadar kullanacağı krediler için faiz veya kar payı desteği veriyoruz. Sağladığımız bu destekleri, önümüzdeki dönemlerde, sektörel beklentiler ve ihtiyaçlar doğrultusunda daha da özelleştirerek çeşitlendirebileceğimizi öngörüyoruz. Bunları sizlerden gelen talepler doğrultusunda oluşturacağız.”

– “Yatırımcı memnuniyetinin üst seviyede tutulduğu cazibe merkezleri olacak”

Bakan Pekcan, yeni nesil ihtisas serbest bölgelerin, çağın değer zincirleri ve dijital altyapısına uygun bir ekosistemi sağlayacağının altını çizerek, bunun da Türkiye’de yabancı ve yerli yatırımların artırılması noktasında elini oldukça güçlendireceğini vurguladı.

Bu bölgelerinin asgari düzeye indirilmiş bürokratik prosedürler, etkin ve sorunsuz işleyen bir yönetim ve hizmet kalitesi ile yatırımcı memnuniyetinin üst seviyede olduğu birer cazibe merkezleri olarak faaliyet göstereceklerini anlatan Pekcan, “Bürokratik izin ve başvuru süreçleri tek elden, Bakanlığımız koordinasyonunda yönetilecek, bölgenin altyapı imkanları da yine Bakanlığımız gözetiminde özel bir kurucu/işletici şirket eliyle etkin biçimde sağlanacaktır.” dedi.

– İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde 30 firma faaliyete başladı 

Pekcan, İstanbul İhtisas Serbest Bölgesini yazılım ve bilişim sektöründe ihtisaslaşmak üzere, Türkiye’deki ilk ihtisas serbest bölge olarak ilan ettiklerini ve hayata geçirdiklerini belirterek, 2020 yılı içinde fiili kuruluşunu hızla tamamladığını, yazılım ve bilişim sektörlerinden 30 firmanın bölgede faaliyetlerine başladığını anlattı.

Çok kısa bir süre içerisinde, bu kadar firmanın ihtisas serbest bölgesine rağbet göstererek faaliyetlerine başlamış olmasının bu modelin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu teyit eden, memnuniyet verici bir gelişme olduğunu vurgulayan Pekcan, şöyle devam etti:

“Türkiye olarak, yazılım ve yazılım hizmetlerinde 3 milyar doları aşkın ihracat rakamını yakalamış bulunmaktayız. Yazılım ve bilişim alanında ihtisaslaşan İstanbul İhtisas Serbest Bölge sayesinde bu rakamın önümüzdeki dönemlerde hızla çok daha yüksek noktalara çıkacağını ümit ediyorum. Yazılım sektöründeki firmalarımıza etkin destekler sunabilmek için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla yakın iş birliği içinde çalıştık. İhtisas serbest bölgelerinde yapılacak yazılım ve bilişim ürünleri üretimine yönelik yatırımlar ‘öncelikli yatırım konuları’ arasına alındı ve firmalarımız sigorta primi işveren hissesi desteği ile faiz desteğinden yararlanır hale geldi. Bu vesileyle yeni nesil ihtisas serbest bölgesi modelimizin hayata geçirilmesinde göstermiş olduğu samimi iş birliği ve büyük katkılar için, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

– Bakan Pekcan’dan yatırımcılara davet

Pekcan, ilk etapta İstanbul İhtisas Serbest Bölgesinde yatırım yapacak yazılım ve bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmalar için uygulanacak bu tür destekleri, ilerleyen dönemlerde diğer yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek sektörler için de genişletmeyi planladıklarının altını çizerek, “Ülkemizde yüksek teknoloji ihracat oranı yüzde 3,4, serbest bölgelerde ise yüzde 9 düzeyindedir. İhtisas serbest bölgeleri ile bu oranları daha yukarı seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.

Türkiye’nin yerli ve milli teknolojilerde hızla yeni atılımlar yapmayı sürdürdüğüne dikkati çeken Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel değer zincirleri içerisinde çok daha belirleyici roller üstlenmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyor, gelişmişlik ve kalkınma alanında ulusal hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir kazanım olan ve Ticaret Bakanlığı olarak büyük heyecan duyduğumuz, yeni nesil ihtisas serbest bölgeleri, ülkemizde katma değer üretecek teknoloji odaklı yatırımlara yeni destek ve teşvikler sunarak ulusal hedeflerimize ulaşmamız için elimizi oldukça güçlendirecektir. Bu vesileyle, özel sektörümüze ve yabancı yatırımcıya seslenerek, kendilerini yeni nesil ihtisas serbest bölgelerimizde yatırım yapmaya davet ediyorum.”


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-ruhsar-pekcan-yatirimci-memnuniyetinin-ust-seviyede-tutuldugu-cazibe-merkezleri-olacak/feed/ 0
Serbest bölgelerde istihdam desteğinden yararlanma şartı esnetildi 6.02.2021 https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-istihdam-desteginden-yararlanma-sarti-esnetildi-6-02-2021/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-istihdam-desteginden-yararlanma-sarti-esnetildi-6-02-2021/#respond Sat, 06 Feb 2021 06:20:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=103669 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanununun Geçici 3 üncü Maddesinin İkinci Fıkrasının (b) Bendi Kapsamında FOB Bedelinin En Az %85’i Olarak Belirlenmiş Olan Yurt Dışına İhraç Oranının, 2020 Yılı İçin %80 Olarak Uygulanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 3516)


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-istihdam-desteginden-yararlanma-sarti-esnetildi-6-02-2021/feed/ 0
Serbest Bölgedeki firmalar yabancı para biriminden defter tutabilir mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-firmalar-yabanci-para-biriminden-defter-tutabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-firmalar-yabanci-para-biriminden-defter-tutabilir-mi/#respond Thu, 14 Jan 2021 17:30:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101415

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
TEKİRDAĞ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri ve Usul Müdürlüğü

Sayı

:

72354795-VUK-11-2011-29

18/07/2013

Konu

:

Serbest bölgede Ba/Bs formlarında tarih

 

İlgide yer alan dilekçenizde, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … T.C. kimlik numarasında kayıtlı gelir vergisi mükellefi olduğunuzu, serbest bölgede faaliyet gösterdiğinizi, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde Bs Formlarında Serbest Bölge İşlem Föyü tarihinin baz alındığını, Ba için tebliğde herhangi bir düzenleme olmadığını, bu nedenle düzenlenecek bildirim formlarında Serbest Bölge İşlem Föyünün açılış tarihinin mi yoksa kapanış tarihinin mi esas alınacağını, fatura tarihlerinin dikkate alınıp alınmayacağını, söz konusu belgelerde gösterilen kurlar üzerinden farklılıklar oluştuğundan bahisle hangi kurun dikkate alınacağını ve ayrıca düzenlenecek Ba ve Bs formlarında hangi ülke kodunun esas alınması gerektiği konusunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunulmuştur.

Bilindiği üzere, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 148,149 ve 257 nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını  ‘Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bilgi Formu'(Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarını ise ‘Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu'(Form Bs) ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir. Konu hakkında 362 ve 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle bu yükümlülüğe ilişkin gerekli açıklamalar yapılmış, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ ile de, söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri yeniden belirlenmiştir

Söz konusu, tebliğin 3.2.2 bendi 08.09.2012 tarihinde yürürlüğe giren 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile “Ayrıca serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alış-satış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate alınacaktır” şeklinde değiştirilmiştir.

Ayrıca, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ 3.2.5 bendinde  “Ba ve Bs bildirim formlarının Tablo II bölümlerinin doldurulması sırasında kullanılacak ‘ülke kodu’ bilgileri tebliğ ekinde yer almaktadır” ifadesine yer verilmiştir.

Buna göre, serbest bölgede faaliyet gösteren mükellefler tarafından yapılan alış-satış işlemlerine ilişkin olarak bildirimlerin doldurulmasında, ülke kodu bölümüne kod listesinden alış-satış işlemi yapılan ülkenin, söz konusu alış-satış işlemlerinin serbest bölgedeki bir mükellefe yapılması halinde ise “Serbest Bölge” seçeneğinin işaretlenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Türkçe Tutma ve Türk Parası Kullanma Zorunluluğu” başlıklı 215 inci maddesinde;

“1.Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.

2.a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.

b) İlgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye’ye ayrılan ödenmiş sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40’ı ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kişilere ait olan işletmelere, kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına Bakanlar Kurulunca izin verilebilir. Bakanlar Kurulu, bu had ve nispeti sektörler itibarıyla ayrı ayrı yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu şartların ihlâl edildiği hesap dönemini izleyen hesap döneminden itibaren Türk para birimine göre kayıt tutma zorunluluğu başlar.

ba) Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevrilir. İktisadî kıymetlerin değerleri ile vergi matrahı kayıt yapılan para birimine göre tespit edilir, beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilir. Vergi ödeme, mahsup ve iade işlemlerinde de Türk Lirası tutarlar kullanılır.

bb) Bu Mükellefler, diğer para birimleriyle kayıt tuttukları sürece mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi yapamazlar. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlamaları halinde ise üç yıl süreyle anılan madde hükmünden yararlanamazlar.”

hükmüne yer verilmiştir.

Bunun yanı sıra, 348 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin “4. Serbest Bölgelerde Defter Tutma” başlıklı bölümünde;

“5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 8 inci maddesi ile değişik 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde, kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hüküm altına alınmış olup, söz konusu yetkiye istinaden yapılan düzenlemeler 85 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ve 345 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kamuoyuna duyurulmuştur.

Bu düzenlemelere ilaveten, 3218 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, tam mükellefiyete tabi gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin (adi ortaklıklar, kollektif ve adi komandit şirketler dahil) serbest bölgede faaliyette bulunan şubeleri ile serbest bölgede faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin serbest bölge dışında ancak Türkiye sınırları içerisinde faaliyette bulunan şubeleri hariç olmak üzere, serbest bölgede faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerden isteyenlerin, defter kayıtlarını Türk para birimi dışında (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca, kuru günlük olarak belirlenen) herhangi bir yabancı para birimi ile de yapabilmeleri Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

Buna göre serbest bölgede faaliyet gösteren söz konusu mükellefler, Türk para birimiyle veya başka bir yabancı para birimiyle yapılan işlemlerini, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevirecekler, iktisadi işletmeye dahil kıymetlerin değerleri ile vergi matrahlarını kayıt yapılan para birimine göre tespit edecekler, ancak beyannamelerini (verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla) Türk parasına çevirerek vereceklerdir.

Defter kayıtlarına esas alınan yabancı para biriminden ilk kayıt yapılan hesap dönemi dahil beşinci hesap döneminin sonuna kadar dönülemeyecektir.

Verginin ödenmesi, mahsubu ve iadesi işlemlerinde de Türk para birimi esas alınacaktır.

Serbest bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin, istemeleri halinde defterlerini Türk para birimine göre tutabilecekleri ise tabiidir.” denilmiştir.

Bu itibarla, Türk para birimiyle veya başka bir yabancı para birimiyle yapılan işlemlerinizi, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevirmeniz, iktisadi işletmeye dahil kıymetlerin değerleri ile vergi matrahlarınızı kayıt yapılan para birimine göre tespit etmeniz, ancak beyannamelerinizi beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevirerek vermeniz gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-firmalar-yabanci-para-biriminden-defter-tutabilir-mi/feed/ 0
Serbest Bölge ile yapılan işlemlerde Ba, Bs bildirimlerine ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-ile-yapilan-islemlerde-ba-bs-bildirimlerine-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-ile-yapilan-islemlerde-ba-bs-bildirimlerine-iliskin-aciklamalar/#respond Thu, 14 Jan 2021 08:16:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101412

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–1082

24/07/2013

Konu

:

Serbest bölgede faaliyette bulunan firmanın yurtiçi ve serbest bölgeden yaptığı alım-satımların Ba-Bs formunda bildirimi.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve dilekçelerinizde, yurt dışındaki … firmasının Türkiye’deki … .ne kumaş siparişi verdiği ve bedelini doğrudan ödediği, kumaşların … . tarafından dahilde işleme izin belgesi kapsamında üretilerek yurt dışı edilmek üzere serbest bölgedeki şirketinize bedeli tahsil edilmemek üzere ihraç edildiği, diğer taraftan … firmasının Türkiye’deki … ile kumaşların kesilip verilen modellerde dikilmesi için anlaşma yaptığı, … ‘in anlaşma kapsamında bu kumaşları konfeksiyon yapmak üzere 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği kapsamında geçici kabul ile şirketinizden ithal ettiği, … ‘in talimat doğrultusunda ürettiği mamüllerin ihracatını gerçekleştirerek işçilik bedelini … firmasından tahsil ettiği ve geçici kabul kapsamında yatırılan teminatın çözülerek ithalat dosyasının kapatıldığı, kumaşı satın alan firma … olmakla birlikte üretici firma olan … nin şirketiniz adına bedeli tahsil edilmemek üzere fatura düzenlediği, gümrük işlemlerinde ise … .’nin ihracatçı, şirketinizin ithalatçı olarak işlem gördüğü aynı şekilde kumaşın … firmasına satışında bedeli tahsil edilmemek üzere fatura düzenleyen şirketinizin ihracatçı, … in ise ithalatçı firma olduğu, firmalar arasında ödemeye ilişkin herhangi bir nakit hareketi olmadığı, düzenlenen faturaların mahsuplaşma sureti ile hesapların kapatılması amacını taşıdığı belirtilerek, serbest bölgede faaliyet gösteren firmanızın Ba ve Bs bildirim formlarında hangi şirketleri beyan edeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş olup, 04/02/2010 tarih ve 27483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “I-Kapsam” başlıklı bölümünün ‘Yükümlülük Kapsamındaki Mükellefler’ başlıklı kısmında ; “Bilindiği üzere, belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü, bilanço esasına göre defter tutan mükellefleri kapsamaktadır.” hükmüne yer verildikten sonra aynı bölümün 1.1.3 numaralı kısmında;  “Serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin de Ba-Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Söz konusu bildirimler, bu mükelleflerin kanuni merkezleri tarafından, merkez ve şube bilgileri birleştirilerek verilecektir. Ancak, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olup, münhasıran serbest bölgede şubesi veya temsilciliği bulunan mükellefler, bildirim formlarında merkez bilgilerini dikkate almaksızın yalnızca serbest bölgede faaliyette bulunan şubelerinin mal ve/veya hizmet alış/satışlarını bildireceklerdir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 418 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4/2/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde değişikliğe gidilerek Tebliğin 3.2.2 numaralı kısmı; “İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır.

Ayrıca serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alış-satış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate alınacaktır.

…”  şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 3.2.3. numaralı bölümünde; “Bir kişi veya kurumun birden fazla şubesinden yapılan mal ve /veya hizmet alımları, muhasebe sistemi gereği ayrı ayrı takip edilse bile, birleştirilerek Ba bildirim formunda tek satır olarak gösterilecektir. Aynı şekilde, bir kişi veya kurumun birden fazla şubesine yapılan mal ve/veya hizmet satışları da birleştirilerek, Bs bildirim formunda tek satır olarak gösterilecektir.” açıklaması yer almakta olup, bahse konu bölüme 418 Sıra No’lu Tebliğ ile “Diğer taraftan, serbest bölgelerden yapılan mal ve/veya hizmet alım-satım işlemlerinin bildirilmesinde; serbest bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin Türkiye’deki merkez veya şubelerinden de alım-satım yapılması hallerinde, Türkiye’den yapılan alım-satım işlemleri ile serbest bölgedeki şubeden yapılan alım-satım işlemleri ayrı satırlar şeklinde bildirilecektir. Bu kapsamda yapılan bildirimlerde serbest bölgelerden yapılan alım-satım işlemlerinin bildirildiği satırların ülke kodu kısmında “Serbest Bölge” ifadesinin seçilmesi gerekmektedir.” açıklaması eklenmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında; Ba-Bs formlarının en önemli özelliklerinden biri, bu formların ekonomideki aktörler arasındaki mal ve hizmet hareketlerini izlemek ve kontrol etmek imkanı sağlamasıdır. Bu yolla bir mükellefin mal ve hizmet alım/satım zinciri içerisindeki tüm mükellefler tespit edilebilmektedir. Dolayısıyla, ekonomik aktörler arasındaki mal ve hizmet hareketlerinin tespit edilebilmesi için ihracat-ithalat ya da serbest bölgede gerçekleşen işleme konu olarak düzenlenen belgelerin 396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerekmektedir.

Buna göre, kurumunuz tarafından … ‘nden ithal edilen malların şirketinizin Ba bildirim formuna, … şirketine ihraç edilen malların ise şirketinizin Bs bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-ile-yapilan-islemlerde-ba-bs-bildirimlerine-iliskin-aciklamalar/feed/ 0
Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmanın kurumlar vergisi istisnası https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kurumlar-vergisi-istisnasi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kurumlar-vergisi-istisnasi/#respond Fri, 26 Jun 2020 06:30:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=87433 İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin özel bir banka ile yapmış olduğu maaş ödeme protokolü gereği, alacağı promosyon ödemesi ile ilgili olarak banka adına fatura kesmeniz gerektiği belirtilerek, düzenleyeceğiniz “Maaş ödeme promosyon bedeli” faturasının, serbest bölge mevzuatı gereği katma değer vergisinin (KDV) konusuna girip girmediği ile Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince serbest bölgelerdeki üretim faaliyetine bağlı gelir sayılıp kurumlar vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde de serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.3.” bölümünde söz konusu kurumlar vergisi istisnasının uygulanmasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “5.12.3.7. İmalat faaliyetlerine uygulanacak istisna” başlıklı bölümünde de;

“5.12.3.7.1. Genel olarak

Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnadır.

Bu istisnadan, bölgede yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tabi olacak mükellefler yararlanacaktır.

Ancak,

– Üretim dışı faaliyetlerden,

– Serbest bölge dışında üretilen malların satışından,

– Faaliyet ruhsatında belirtilen alan dışında üretilen malların satışından,

– Serbest bölgede veya serbest bölge dışında fason olarak imal ettirilen ürünlerin satışından

elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

İstisna uygulamasında, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktadır….”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, … Serbest Bölgesinde üretim faaliyetinde bulunan Şirketiniz adına ödenen banka promosyon bedellerinin, üretim faaliyeti dışında elde edilen kazançlar kapsamında olması nedeniyle, kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu; bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

17/4-ı maddesinde, serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/F.4.9.) bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin “3.6.2. Serbest Bölgelerde İfa Edilen Hizmetler” bölümünde açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre,

– Şirketiniz personelinin maaşlarının bankaya yatırılması işlemine bağlı olarak banka tarafından personelinize yapılacak promosyon ödemeleri KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

– Promosyon ödemeleri üzerinden Şirketiniz tarafından komisyon alınması veya promosyon ödemesinin tamamının veya bir kısmının Şirketinize yapılması halinde, Şirketinizce verilen hizmetin serbest bölgede verilen hizmetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, Şirketinize yapılacak promosyon ödemesi veya söz konusu komisyon tutarı üzerinden  düzenlenecek faturada %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge, 04.02.2020, 84098128-125[5-2017/4]-50624, İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

İhtisas serbest bölgesi yatırımcılarına destek verilecek

Yurt dışındaki bir firmayı temsilen Türkiye’deki Serbest Bölgede verilen kalite kontrol hizmeti KDV’ye tabi…

Serbest bölgede faaliyet gösteren bir firma yurt içinde şube açılışı yapabilir mi?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kurumlar-vergisi-istisnasi/feed/ 0
Serbest Bölgelere Gelir Vergisi Stopajı Teşviki https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelere-gelir-vergisi-stopaji-tesviki/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelere-gelir-vergisi-stopaji-tesviki/#respond Wed, 29 May 2019 08:15:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=59446   Serbest Bölgelere Gelir Vergisi Stopajı Teşviki

Sayı   : 51592363-045-E.3597280                                                             05/07/2017
Konu : Serbest Bölgelere Gelir Vergisi Stopajı Teşviki

T.C.
EKONOMİ BAKANLIĞI
Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü

Söğütözü Mah. 2176. Sokak No:63 06350 Çankaya/ANKARA

İlgi: 15/06/2017 tarihli ve E.67204 sayılı yazınız

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından alınan  İlgide kayıtlı   yazınızda,

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6772 sayılı Kanun ile değişmeden önceki Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan serbest bölgelerde faaliyette bulunan üretici firmaların serbest bölgelerde ürettikleri ürünlerin FOB bedelinin en az  % 85 ini yurdfışına ihraç etmeleri  halinde istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler açısından gelir vergisinden müstesna olduğuna  ilişkin düzenleme kapsamında; bazı serbest bölge firmalarının söz konusu tutarı işçiye ödeme yoluna gittikleri, firmaların büyük çoğunluğunun ise Maliye Bakanlığı tebliğine uygun biçimde tahakkuk-işveren lehine uygulama yaptıkları, yaşanan sıkıntıya çözüm amacıyla ilgili (b) bendinin 6772 sayılı Kanun ile,

“……

  1. b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu oranı %50’ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi, stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlara yönelik olarak, bölge, sektör ya da faaliyet alanı itibarıyla farklılaştırarak veya kademelendirerek kullanabilir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.”

Şeklinde değiştirildiği ve söz konusu değişikliğin gerekçesinin de gelir vergisi teşvikinin işçilere sağlanan bir avantaj olmayıp işverenlerin istihdam maliyetlerini azaltmaya yönelik olduğu, dolayısıyla çalışanların bu teşvik unsuru üzerinde hak iddia  etmelerinin söz konusu olamayacağı, yapılan düzenlemeyle, işçi üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajı teşvikinin işverene ait olduğu hususunun açılığa kavuşturulmak istendiği,

Yazının devamında ise söz konusu kanun değişikliği doğrultusunda bahse konu teşvik maddesini işçi lehine uygulamış firmalardan yazılı taleplerin  Ekonomi Bakanlığına iletildiği, yine  Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından da söz konusu uygulama değişikliğinin, çalışma barışı ve endüstri ilişkilerinin bozulmasına neden olacağından endişe edildiğinin belirtildiği ve söz konusu hususta bir çözüm sağlanması adına; sigorta primine tabii tutulan kazancın bir parçası olan terkin edilmiş gelir vergisinin çalışana ödenmesi halinde, bunun ikinci kez prime tabii tutulmaması doğrultusunda bir düzenleme yapılmasının talep

edildiği,

Belirtilerek bu doğrultuda terkin edilen ve işveren ihtiyarında işçiye ödenmiş/ödenecek bulunan gelir vergisine tekabül eden tutarın sigorta primi hesabına dahil edilmemesi biçimindeki öneriye yönelik Bakanlığımızın değerlendirmelerinin Ekonomi Bakanlığına iletilmesi istenilmiştir.

Bilindiği üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 inci maddesi sigortalıların prime esas kazançlarını düzenlemektedir. İlgili madde kapsamında hangi unsurlardan prim alınacağı, kısmen prime tabii tutulacak ve hiç prim alınmayacak kalemler belirlenmiştir.

Bu doğrultuda ilgili Kanununun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; a) Prime esas kazançların hesabında;

  • Hak edilen ücretlerin,
  • Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,
  • İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.”
  • bendinde;

”  b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.”

  • bendinde ise;

” c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.” Hükümleri yer almıştır.

Buna göre işverenlerce  istihdam maliyetlerinin azaltılması kapsamında kendilerine ödenmekte olan   gelir vergisi teşvikinin çalıştırmış oldukları  işçilerine ödenmesi durumunda, daha önce sigorta primi kesintisine tabi tutulmayan söz konusu ödemenin ikinci kez prime tabi tutulması gibi bir durum sözkonusu olmadığından ve Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri kapsamında primden istisna edilen ödemeler içinde yer almadığından yapılan/yapılacak olan ödemelerin sigorta primi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelere-gelir-vergisi-stopaji-tesviki/feed/ 0