hisse senetleri – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 27 Feb 2024 07:57:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 110 Hesaptaki borsa da işlem gören hisse senetleri enflasyon düzeltmesine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/110-hesaptaki-borsa-da-islem-goren-hisse-senetleri-enflasyon-duzeltmesine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/110-hesaptaki-borsa-da-islem-goren-hisse-senetleri-enflasyon-duzeltmesine-tabi-midir/#respond Tue, 27 Feb 2024 07:57:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149424 Anonim şirketin satın alıp 110 hesapta takip ettiği borsa da işlem gören hisse senetleri nasıl değerlenecektir. Enflasyon düzeltmesine tabi midir?

110 hesap Enflasyon düzeltmesine tabidir. Hisse senetleri; VUK 263 Maddesine göre aşağıdaki gibi değerlenir.

Borsa Rayici
Madde 263
Borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerin ortalama değerlerini ifade eder.
Normal temevvüçler dışında fiyatlarda bariz kararsızlıklar görülen hallerde, son muamele günü yerine değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/110-hesaptaki-borsa-da-islem-goren-hisse-senetleri-enflasyon-duzeltmesine-tabi-midir/feed/ 0
Anonim Şirketlerin nama yazılı hisse senetleri devredilirken, arkasına ciro yapılmalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerin-nama-yazili-hisse-senetleri-devredilirken-arkasina-ciro-yapilmali-midir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerin-nama-yazili-hisse-senetleri-devredilirken-arkasina-ciro-yapilmali-midir/#respond Wed, 05 Oct 2022 02:53:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132525 1- Anonim Şirketlerin nama yazılı hisse senetleri devredilirken, senedin arkasına yapılan ciroya, cironun yapıldığı tarihin yazılması zorunlu mudur? Tarih yazılmadan da nama yazılı hisse senedinin cirosu yapılabilir mi?

2- Anonim Şirketlerin nama yazılı hisse senedi ciro yapılıp devredildikten sonra, bu devirin, şirketin pay defterine işlenmesi zorunlu mudur?

Pay defterine işlenmezse, hisse devri yasal olarak geçerli sayılır mı?

Nama yazılı olan hisse devirleri; ciro edilmiş olan pay senetlerinin devir almış olan kişiye teslim edilmesi ya da alacağım temliki beyan edilmesi ile hisse senedi teslim edilebilmektedir. Bu devir kapsamında anonim şirketlere karşı fakat devrin pay defterine kaydı ile hükmü ifade eden bir durumdur. Şirket esas sözleşmesindeki hisselerin devredilmesi için Genel Kurul ya da Yönetim Kurulu tarafından onay vermesi gerekir.

Onay geldikten sonra hisse devri geçerli olacaktır. Bu düzenleme sözleşmede mevcut ise hisse devirleri hangi merciinin onayına bağlanmış vaziyette ise o alanın onayının alınmasından sonra pay defterine işlenmesi gerekmektedir.


İSTANBUL YMM ODASI

BASTIRILMAMIŞ ANONİM ŞİRKET HİSSESİ DEVRİNDE VERGİLEME

1.GİRİŞ

Anonim şirket hisse devri uzun zamandır vergi ile ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmalara konu olmaktadır. Anonim şirketlere ait hisselerin edinilmesi ve elden çıkarılması bir yönüyle Türk Ticaret Kanunu ile ilgili iken diğer yandan Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu açısından önemli hükümler içermektedir.

Anonim şirket hisselerine; hisse senedi, hisse senedi yerine geçen ilmühaber veya bu iki menkul kıymet basılmadan da sahip olabilmek mümkündür.

Bu raporumuz, senede bağlı hisselerin, senet yerine geçen ilmühaberlerin veya senet bastırılmamış hisselerin devrinde vergi uygulamalarını ele almak amacıyla hazırlanmıştır. Yazı içeriğinde hisse senedi yerine geçen ilmühaber ile yapılan senet devrinde yargı kararına rağmen katma değer vergisi uygulamasının doğru olup olmadığı sorusuna yanıt aranmaktadır.

Konu önce Türk Ticaret Kanunu açısından ele alınmıştır. Bu kapsamda pay senetleri, pay senetlerinin devri, pay defteri konusundaki TTK hükümleri belirtilmiştir.

Daha sonra konunun vergi hukuku açısından değerlendirilmesi sırasında 3 adet özelge ve 1 adet Danıştay kararı ele alınmış bulunmaktadır. Konu platform toplantısında görüşülmüş ve özelgeler ile Danıştay kararı arasındaki çelişki vurgulanmış ve katma değer vergisi yönünden Danıştay kararına uyacak şekilde düzenleme yapılması gereği üzerine büyük çoğunlukla mutabık kalınmıştır.

2.TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİ

Kanun içeriğinde yer alan ve ilgililerce de bilindiği üzere anonim şirketlerde hamiline ve nama yazılı olmak üzere iki çeşit hisse söz konusudur. Kanun maddelerinde görüleceği gibi hamiline yazılı hisse senetleri için halka açık olmayan anonim şirketlerde hisse senedi basımı 3 ay içinde zorunlu olup, basım kararının tescil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu anonim şirketlerde nama yazılı hisse senedinin basılma zorunluluğu ancak azınlık hissesi isterse vardır. Basılacağı zaman karar tescili aranmaz. Dolayısıyla hisseleri nama yazılı olan halka açık olmayan anonim şirketlerde (sayıları 90.000 civarındadır) hisse basılmasına gerek olmadan ticari hayat devam etmektedir. Sahiplik durumları Ticaret Sicil kayıtlarında mevcut bulunmaktadır.

Halka açık olanlarda ise hisse senedi nama veya hamiline olsun basımı zorunlu olup hisse senetleri Merkezî Kayıt Kuruluşu’nda kayda alınmaktadır. TTK ve SPK mevzuatlarına tabi olarak işlemler yürütülmektedir.

Halka kapalı olan anonim şirketler hisse senedi basılıncaya kadar onların yerine geçen ilmühaber kullanabilirler ancak burada da zorunluluk olmadığı 486’ncı madde de belirtilmektedir.

Madde metni şu şekilde ifade edilmiştir; ” –(1) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkartılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.”

Diğer yandan Türk Ticaret Kanununun 484, 487, 489, 491, 493, 494, 498 ve 499 maddelerinde yer alan hükümler de bu hususu desteklemekte olup anonim şirketlerde hisse payına sahip olma ve gerektiğinde devretme aşamasına kadar uygulamaya ilişkin hükümler belirtilmiş bulunmaktadır.

3.VERGİ UYGULAMALARI

3.1. Vergi Kanunu Hükümleri

Vergi kanunları bakımından Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 80/1 ve mükerrer 80/4 maddeleri,

Kurumların iştirakinde yer alan hisse senetleri için Kurumlar Vergisi Kanunu Md. 5/1-e ve

Katma Değer Vergisi Kanunu madde 17/4-g ve 17/4-r maddeleri önem arz etmektedir.

Gerçek kişilerin elinde bulunan hisse senetleri veya ilmühaberin devrinde katma değer vergisi söz konusu değildir. Gerçek kişilerin sahibi oldukları anonim şirket hisseleri senede bağlanmamış veya ilmühaber çıkarılmamış ise Gelir İdaresi Başkanlığı bu hisseleri GVK Mükerrer 80/4 kapsamında değerlendirmektedir.

Kapalı A.Ş. olarak TTK’da tanımlanan ve hisse senedi çıkarılmamış ve ilmühabere bağlanmamış ve uzun yıllardır elde tutulan nama yazılı A.Ş. paylarını GVK 80/1’e göre 2 yıl geçtikten sonra satışındaki istisnadan yararlanmayı önleyici bir anlayış söz konusudur.

Hisse senedi veya ilmühaberi çıkarmamış olmakla, bunları yapmış olmanın gerçek kişi açısından bir farkı yoktur. Genel kurula katılmak, yönetim kurulunda yer almak, kâr payı almak vs. hisse sahibi olmanın getirdiği haklar ve sorumluluk hep aynıdır.

Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini esas alırsak hisse senedi bastırmak veya ilmühaber çıkarmanın mecbur olmadığı hallerde her şey eşittir ve senede bağlanmamış hisselerin de GVK mükerer 80/1’e göre yorumlanmasına bir engel yoktur.

Aşağıda açıklanan üç adet özelge farklı vurguları nedeniyle seçilmiştir. Danıştay kararı ise idarenin uymadığı bütün vergi kanunları bakımından Hisse Senedi = İlmühaber kavramına vurgu yapmaktadır. Başka bir deyişle yargı hisse senedi ile ilmühaberin farklı olmadığını belirlemiştir. Hisse senedi = İlmühaber kavramı özelgelerde görüleceği üzere KDV için

geçerli sayılmamıştır. Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamaları KDV ile bu yönüyle çelişmektedir.

Özellikle 09.09.2013 tarihli özelgede belirtilen “Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden” cümlesinin yasal dayanağı görülememektedir.

Özel bir kanun olan Türk Ticaret Kanununda geçici ilmühaberin hisse senedi yerine çıkarılabileceği hükmüne uymak, tıpkı ihracat işlemlerinde Gümrük kanununda yer alan gümrük beyannamesi yerine geçen belgeleri kullanmak gibidir.

3.2. GİB Özelgeleri

Özelge sisteminde yer alan üç adet özelgenin içinden alınan metinler aşağıda belirtilmektedir.

İlk özelge İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 23.02.2012 tarihinde alınmıştır. B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-227 sayılı bu özelge geçici ilmühaber kâğıtlarından hisse senedine dönüşen payların satışına ilişkindir. Özelgede;

“232 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği geçici ilmühaberlerin anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetler olduğu, sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kâr payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberlerin, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybettiği, dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerektiği ve ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarihin dikkate alınacağı belirtilmiştir. “

İkinci özelge İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 09.09.2013 tarihinde alınmıştır. 39044742-KDV.17-1460 sayılı bu özelge geçici ilmühaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Dolayısıyla, şirketinizin iştiraki … A.Ş. nin hisse senedi yerine geçen geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin satılması halinde dikkate alınacak iki yıllık sürenin hesabında, …

Ltd. Şti. nin sermayesine iştirak edilen tarih dikkate alınacak olup geçici ilmühaberlerin satışından elde edilecek kazancın %75 lik kısmının, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır”.

Aynı özelgenin KDV bölümünde ise;

“Bilindiği üzere, geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir”.

………………………

“Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu teslimlerin Kanunun 17/4-g maddesi kapsamda KDV den istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır”.

…………………

“Diğer taraftan, ….………. nin geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin teslimi,

ortaklık hisselerinin iki tam yıl süre ile şirket aktifinde kayıtlı olması halinde Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den istisna tutulacak, aksi takdirde genel oranda (%18) KDV ye tabi olacaktır.” Denilmektedir.

Son özelge ise İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 21.06.2017 tarihinde alınmıştır. 62030549-120 (Mük. 80-2016/211)181606 sayılı bu özelge geçici ilmuhaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“05/03/2012  tarihinde  hisselerini  satın  alma  yoluyla  iktisap  ettiğiniz…..  Tic.  A.Ş.’deki

ortaklık payınız 05/02/2016 tarihinde hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, tarafınıza ait hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz 05/02/2016 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

Şahsınıza ait bulunan pay senetlerinin tevsik zorunluluğu kapsamında olanlara satış tutarı 7.000 TL’yi aşıyor ise prensip olarak bu satışa ilişkin tüm tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kullanılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” İfadeleri yer almaktadır.

3.3. Danıştay Kararı

Danıştay 9. Daire E.2010/10221 K.2011/281 sayılı ve 9.2.2011 tarihli kararı ise GİB özelgelerinden farklı bir şekilde konuya yaklaşmaktadır.

Bu karara göre;

“Hisse senetleri, sermaye şirketlerinde ortaklık payının karşılığı olarak çıkarılan ve onu temsil eden kıymetli evrak olup; geçici ilmühaberler ise, hisse senedi çıkarılıncaya kadar geçen sürede hüküm ifade eden, hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan ve sahiplerine hisse senedi sahiplerinin haklarını sağlayan kıymetli evrak niteliği taşımaktadır.

Bu hükümlere göre hisse senedi ve geçici ilmühaber ayrı iki kıymetli evrak olarak görülse dahi, birbirinin devamı olan aynı hakları sağlayan ve aynı usullere göre çıkarılan, tamamen aynı niteliklere haiz ve birbirini tamamlayan belgelerdir.

Nitekim 232 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliği’nde de geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan menkul kıymetler olduğundan ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla, hisse senedi ile geçici ilmühaberlerin: Türk Ticaret Kanununda “Hisse Senetleri” başlığı altında ve aynı kısımda düzenlenmiş olması, geçici ilmühaberin hisse senedi çıkarılıncaya kadar onun yerini tutması, aynı nitelikleri taşıması, birbirinin devamı olması ve sahibine aynı hakları sağlaması nedeniyle, geçici ilmühaberin de vergi hukuku açısından hisse senedi kapsamında bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, geçici ilmühaberle yapılan ortaklık payı devrinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi kapsamında bulunmadığından bahisle yapılan cezalı tarhiyatın bu kısmında ve buna karşı açılan davanın bu kısmını reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir” denilmektedir.

Kısaca Danıştay yukarıdaki kararında KDV yönünden de hisse senetleri ile ilmühaberi aynı kabul etmektedir.

4.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Yazı içeriğini oluşturan konu platformda görüşülmüştür. Katılımcıların büyük çoğunluğu Danıştay Kararında belirtilen şekilde anonim şirket hisse senetleri ve hisse senedi yerine geçen ilmühaberin bütün vergi kanunları için eşit olarak ele alınması görüşünü belirtmişlerdir.

Maliye Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ veya sirküler ile, ilmühaber ile yapılan satışların hisse senedi teslimi ile aynı kabul edilmesi ve bu tür işlemlerin KDV Kanunu 17/4-g maddesine girmesi yönünden düzenleme yapılması önerilmektedir.

Katılımcılar ayrıca TTK madde 487’de belirtilen kapalı anonim şirketlerdeki hisse sahiplerinin, hisse senedi çıkarılmış veya ilmühaber haline gelmiş şirketlerdeki pay sahipleriyle bütün hak ve borçlarının aynı olduğu vurgulanmıştır.

Bu tür şirketlerde hisse sahipleri bu sıfatlarıyla, genel kurula katılmakta, kâr payı almakta, hisselerini devir etmekte, kısaca her konuda yetki kullanmaktadır. İstedikleri anda hisse senedi çıkarma hakkına da sahip bulunmaktadır. Bu nedenlerle katılımcılarca kapalı anonim şirketlerdeki hisse senedi sahipliği tarihinin ortaklık tarihi ile aynı kabul edilmesi yönünde görüş belirtilmiştir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerin-nama-yazili-hisse-senetleri-devredilirken-arkasina-ciro-yapilmali-midir/feed/ 0
Anonim Şirketlerde Hisse Haczi https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-hisse-haczi/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-hisse-haczi/#respond Fri, 01 Jan 2021 23:00:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97119

Stj. Av. Sinem Akın
info@ozgunlaw.com


1-HİSSE SENEDİ YA DA İLMUHABER ÇIKARTMIŞ OLAN ANONİM ŞİRKETLERDE HİSSE SENEDİ HACZİ

1.1-Halka Açık Olmayan Anonim Şirketlerde Hisse Senedi Haczi

Bir anonim şirketin nama ya da emre yazılı hisse senedi çıkartmış olması durumunda bu senetlerin ortağın kişisel borçlarından dolayı haczi mümkün bulunmaktadır.

TTK 145. maddesinin ikinci fıkrasında, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerle, anonim şirketlerde alacaklıların, borç­lularına ait bulunan hisse senetlerini haczettirebilecekleri açıkça düzenlenmiş­tir.[1]

Hisse senetlerinin borçluya teslim edilmiş olması durumunda, icra müdü­rünün şirketten borçluya ait hisseler üzerine haciz konulmasını ya da şirket pay defterine haciz hususunun işlenmesini talep etmesi mümkün değildir. Zira hisse senetleri kıymetli evrak niteliği taşımakta olduklarından, İcra ve İflas Kanunun 88. maddesi gereğince fiilen haczedilerek muhafaza altına alınmaları gerek­mektedir.[2]

Hisse senetleri borçlunun elinde değil de herhangi bir sebeple (rehin, ve­kalet, vedia vs.) üçüncü şahsın elinde bulunuyor olabilir. Böyle bir durumda senetler, “borçlunun üçüncü şahıs nezdindeki menkul malı” niteliği taşımakta olduklarından İİK.nun 89. maddesinde belirtilen prosedüre göre haczedilmeli­dir.[3]

1.2- Halka Açık Anonim Şirketlerde Hisse Senedi Haczi

a-Borsada İşlem Görmeyen Şirketlere Ait Hisse Senetlerinin Haczi

İcra İflas Kanununun, taşınır malların haczini içerir 88. Maddesi gereği, borsada işlem görmeyen anonim şirketlerin hisse senetlerinin fiilen haczedilerek muhafaza altına alınması zorunludur. İİK.’nın 89. Maddesi gereğince yani anonim şirkete haciz ihbarnamesi tebliğ etmek ve yine 94. Maddesi gereğince şirkete tebliğ ile pay defterine işlenmek suretiyle de haciz mümkün değildir. Fiili haciz ve muhafaza altına alma geçerlilik koşuludur. Hisse senetlerinin İİK. 89. Maddesi gereğince haczedilmeleri durumunda bu konuda yapılacak şikâyet süreye tabii değildir.[4]

Hisse senetlerinin hamiline ya da nama yazılı olması haczin İİK. 88. maddesine göre gerçekleştirilmesi yönünden bir farklılık getirmez. Nama yazılı hisse senetlerinin de haczi 88. Maddeye göre gerçekleştirilecektir. [5]

Fiilen haczedilen hisse senetlerinin şirket yetkilisine ya da borçlu elinde ise borçluya ya da borçlunun eşine yediemin sıfatı ile bırakılması da mümkün değildir. Böyle bir durumda hisse senetlerinin haczinin geçersizliği söz konusu olacaktır. Çünkü hisse senetlerini muhafaza altına alma koşulu gerçekleşmemiş olup, haczin geçerliliği için hisse senetlerinin muhafaza altına alınması şarttır.[6]

İcra dairesi fiilen haczettiği hisse senetlerini Adalet Bakanlığınca uygun görülen bankalardaki mevcut kiralık kasası var ise öncelikle buralarda muhafaza etmeye, yok ise icra dairesinde kasası mevcut ise burada saklamak zorundadır. (İİK m.9).

Hisse senetlerinin fiili haczi ve muhafaza işleminden sonra, icra dairesinin, hisse senetlerinin haczedildiğinin şirket pay defterine işlenmesi hususunda anonim şirkete bildirimde bulunması gerekecektir. Ancak buradaki bildirim ve dolayısıyla haczin pay defterine işlenmesi hususu haczin geçerliliği için şart olmayıp alacaklı ve 3. Şahısların menfaatlerinin korunması ve aleniyetin sağlanması açısından bildirici nitelik taşımaktadır.

Haczin Kapsamı

Anonim şirket hisselerinin haczi durumunda, haciz kapsamına kâr payı, tasfiye payı, hazırlık devresi faizi gibi haklar da girecektir. Kâr payı alma hakkı kuponlara bağlanmış ve hisse senedinden ayrılmış ve bağımsız hale getirilmiş ise bu durumda kâr payının haczin kapsamına girmesi için bunların da fiilen haczedilerek muhafaza altına alınması gerekir (İİK. m.88). Eğer kâr payı kuponları asıl senetle birlikte bulunuyor ve bağımsız hale getirilmemişse hisse senedinin haczi ile birlikte kâr payı kuponları da haczedilmiş olur ve dolayısıyla kâr payı da haczin kapsamına dahil olur.

Hisse senetlerinin rehnedilmesi halinde; kuponlar senetten ayrı ise rehnin kapsamına kâr payı girmemektedir. Rehnin kapsamına girmesi için rehin sözleşmesinde bu konuda hüküm yer almalı ve kanuna uygun olarak ayrıca rehnedilmeleri gerekir (TMK. M.959/2). Eğer kuponlar hisse senedine bağlı durumda is kâr payı da rehne dahil olmaktadır.

 b-   Borsada İşlem Gören Şirketlere Ait Hisse Senetlerinin Haczi

Halka açık bir anonim şirket hissesinin elinde bulunuyor olması durumunda herhangi bir sorun bulunmamakta olup, bu durumda icra müdürlüğü İİK’nın 88. Maddesi gereğince hisse senetlerini fiilen haczederek muhafaza altına alacaktır. Ancak çoğu zaman bu tür senetlerin borçlunun elinde değil de tedavül ya da saklama kolaylığı nedeniyle bir aracı kurum ya da İMKB (İstanbul Menkul kıymetler Borsası) üyesi bir banka nezdinde açılmış bir hesapta bulunduğu görülmektedir. Borçlunun halka açık bir anonim şirkete ait hisse senedinin haczi için bu senetlerin saklanmakta olduğu Takasbank’a ya da yatırım hesabının açıldığı ve her türlü alım-satım işlemlerinin yapıldığı İMKB üyesi bulunan Banka ya da aracı kuruma İİK’nın 89. Maddesi gereğine haciz ihbarnamesi gönderilmesi yeterli bulunmaktadır.[7]

1.3- Anonim Şirketin Hisse Senedi Yerine Geçmek Üzere İlmühaber Çıkarmış Olması Durumunda, İlmühaberlerin Haczi

Anonim ortaklıkta hisse senetleri çıkarılmadan önce, payın kolayca tedavülünü sağlamak için ilmühaberler çıkarılmış ise, ilmühaberlerin de kıymetli evrak sayılmalarının tabii sonucu olarak, haciz işlemi İİK. m.88 hükmüne göre yani fiilen haczedilerek ve icra dairesince muhafaza altına alınmak suretiyle gerçekleştirilebilecektir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da ilmühaberlerin İİK. m.88 hükmüne göre haczedilebileceği yönündedir. İlmühaberlerin fiili haczi ve muhafaza işleminden sonra, icra dairesinin, ilmühaberlerin haczedildiğinin şirket pay defterine işlenmesi hususunda anonim şirkete bildirimde bulunması gerekecektir. Ancak buradaki bildirim ve dolayısıyla haczin pay defterine işlenmesi hususu haczin geçerliliği için şart olmayıp alacaklı ve 3. Şahısların menfaatlerinin korunması ve aleniyetin sağlanması açısından bildirici nitelik taşımaktadır.[8]

2- Hisse Senedi ya da İlmühaber Çıkartmamış Olan Anonim Şirket­lerde Hisse Senedi Haczi

Bilindiği üzere anonim şirketlerde hisse senedi çıkartılma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Senede bağlanmamış olan bir ano­nim şirket hissesi de senede bağlanmış olanlar gibi üçüncü kişilere devredilebi­lir.[9]

Devir şekli ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmadığından, devir işleminin Borçlar Kanunu’nun 162. ve devamı madde­leri gereğince alacağın temliki hükümlerine istinaden yapılması gerekmektedir.

İktisadi değer taşımakta olan, başkasına devri mümkün bulunan ve hakla­rında haczedilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmayan hak ve alacakların haczi mümkün olacağına göre, borçlunun bir anonim şirketteki senede bağlanmamış payı da haczedilebilir.

Nihayetinde borçlunun bir şirket nezdindeki hissesinin haczedilebileceği İİK m. 94’te açık olarak belirtilmiş bulunmaktadır.[10]

SONUÇ

Prensip olarak borçlu, borcu için alacaklısına karşı malvarlığı ile sorumludur. İşte bir borçlunun sahip olabileceği anonim şirket hisseleri de borçlunun haczi kabil taşınır malvarlığına dahildir ve borçlunun alacaklısı tarafından hacze konu edilebilir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesinin ikinci fıkrasına göre, alacaklı, anonim şirketlerde borçlu ortağa ait kâr ve tasfiye payının, senede bağlanmış veya bağlanmamış hisselerinin İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilir. Bu haczi anonim şirket pay defterine işletebilir.

Anonim şirket hisselerine haciz tatbik edilebilmesi için, öncelikle anonim şirket ortağı olan borçluya karşı kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Kesinleşmiş icra takibi kapsamında haczedilecek anonim şirket hisselerine yapılacak haciz uygulaması da söz konusu hissenin senede bağlanıp bağlanmamış olmasına göre farklılık gösterecektir.

Stj. Av. Sinem Akın

Kaynakça:

1. TTK m.145 “Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin şahsi alacaklıları, haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesholmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço tanzim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine ihtiyati haciz koydurabilir.

2. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 06.02.1996 tarih, E. 1996/1547, K.1996/1654)

3. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 06.02.1996 tarih, E. 1996/1547, K.1996/1654)

4. Doç. Dr. Umut Yeniocak, Anonim ve Limeted Şirket Hisselerinin Haczi, Ocak 2019

5. Anonim Şirketlerde Hisse Haczi, Emine Başçı Devres, Dünya Gıda Dergisi, Sayfa 82, 2018, Nisan

6. Anonim Şirketlerde Hisse Haczi, Emine Başçı Devres, Dünya Gıda Dergisi, Sayfa 82, 2018, Nisan

7. Bkz. www.takasbank.com.tr

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 01.11.2004 T. 2004/18478 E. 2004/27444 K: İİK.’nun m.94/1. fıkrası açıkça, anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya ilmühaberi çıkarılmamışsa borçlunun, şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir, hükmünü getirmiş bulunmaktadır. Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarma zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise bu hisse senetleri İİK.’nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. Maddesi uyarınca haczedilir ve muhafaza altına alınır.

9. İMKB Borsa Uyuşmazlıkları Uygulama, Örnek Kararlar ve Mevzuat s. 474 – İMKB Yayını

10. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 01.11.2001 tarih E.2001/16851 K.2001/17585

İİK m. 94/1 “Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi ikametgahları bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder.”


Kaynak: Stj. Av. Sinem Akın – İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-hisse-haczi/feed/ 0
Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) https://www.muhasebenews.com/sirketin-kendi-hisselerini-geri-satin-almasi-kar-dagitimi-midir-1/ https://www.muhasebenews.com/sirketin-kendi-hisselerini-geri-satin-almasi-kar-dagitimi-midir-1/#respond Mon, 26 Oct 2020 06:28:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=95018

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Değerli okurlar, geçen yazımda Meclis’e sevkedilen Kanun Teklifi’nden bahsetmiştim. Geçen bir hafta içerisinde söz konusu teklif Plan Bütçe Komisyon (Komisyon)’da görüşülüp kabul edildi. Yazımda, Teklif’teki maddelerden birinin ayrı bir makale konusu oluşturduğunu ve mevcut haliyle yasalaşırsa birçok tartışmaya neden olacağını söylemiştim. Söz konusu maddeye geçmeden önce birşeyin altını çizmek istiyorum. Malumunuz, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne geçtiğimizden beri kanun tekliflerini sadece milletvekilleri yapabilmekte olup eskiden Bakanlar Kurulu’nun sunduğu “kanun tasarıları” artık söz konusu değildir. Yani, teoride Mecliste görüşülen tekliflerin imzacı milletvekillerinin hazırladığı metinler olması beklenir. Halihazırda görüşülen kanun teklifine imza atan milletvekillerine baktığımızda, 48 milletvekilinin sadece 1 tanesinin vergici (mali müşavir) olduğunu görmekteyiz. (Serbest avukatlık yapmış olanların vergiyle iştigal etmediklerini varsayıyorum). Bu durumda, böylesine teknik bir düzenlemenin ilgili Bakanlıkların kaleminden çıkmış olduğunun ve içindeki önerilerin de aslında bu bakanlıklardan geldiğini bilmek gerekir. Zaten, Plan Bütçe Komisyonu’nun tutanaklarına baktığımız zaman Teklifteki maddeleri açıklayıp savunan kişilerin Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı ile Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’nın üst yönetiminin olduğunu görüyoruz.

Şimdi gelelim yazımın konusunu oluşturan maddeye. Teklifteki 12. madde ile Gelir Vergisi Kanunu’nun çeşitli stopajları düzenleyen 94. maddesine aşağıdaki hüküm eklenmektedir.

“Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını,

i) Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,

ii) iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar elden çıkarma tarihi,

iii) iktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü,

itibarıyla dağıtılmış kar payı sayılır ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup edilemez. Cumhurbaşkanı, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir.”

Komisyon’da Cumurbaşkanına verilen yetkiye ilişkin düzenlemeye, Cumhurbaşkanı ifadesinden sonra gelmek üzere, “tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul’da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul’da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte” ifadesi eklenmiştir.

Peki böyle bir düzenleme neden yapılmaktadır? Kanun teklifinin gerekçesinde tatmin edici bir cevap bulmak mümkün olmadığından, Komisyon tutanaklarına geçen tartışmalardan bunu anlamaya çalışıyoruz.

Teklifte imzası bulunan milletvekillerinden birisi, söz konusu düzenleme ile “tam mükellef sermaye şirketlerinin vergisiz bir şekilde kâr dağıtmalarının önüne geçilmekte ve şirket kârlarının dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın tevkif yoluyla alınacak vergiye ilişkin bir vergi güvenlik müessesesi ihdas edilmektedir.” açıklamasını yapmaktadır.

Bakan Yardımcısı ise düzenlemenin amacının vergi almak olmadığını, amacın şirket dışına fon transferinin önlenmesi olduğunu söyledikten sonra, halka açık bir şirketin hissedarının hisseleri piyasadan toplayıp şirkete istediği fiyattan satabileceğini, böylece şirketin kendi fonlarını herhangi bir vergi veya kontrol olmadan o hissedara devredebileceğini, yani bir fon transferi olduğunu, bunun vergiden muaf, hiçbir şekilde kayıt altına alınmadan yapıldığını ve şirketin özsermayesini zayıflattığını belirtiyor. Ayrıca, şirketin pahalıya hisseleri almışsa ve bu hisseleri ucuza satmışsa burada bir planın olduğunu, kâr transferi yapıldığını, o zaman aradaki farkın %15’inin stopaj olarak alınacağını açıklıyor. İlaveten bu şekilde işlem yapan (kendi hisselerini alan) şirketlerden çok sayıda özelge talebi olduğunu ve konunun netleşmesinin amaçlandığını ifade ediyor.

GİB Yönetimi ise düzenlemenin iki temel amacının olduğunu izah ediyor. Yapılan açıklama aynen şöyle:

“Şirketteki fonların ortaklara aktarılması, karşılığında kendi hissesi geldiği için öz kaynakta bu kadar tutar azalmaya neden oluyor. Aslında, bunun yapılmasındaki temel amaç, özellikle borsadaki firmaların ekonominin durumuna göre şirket hisseleri defter değerlerinin çok altına düşerse burada şirketlerine kendi güvenlerini gösterip kendi hisselerini alıp fiyatının borsada yukarıya çıkmasını sağlamak, yani aslında gerçek değerine gelmesini sağlamak. Yüzde 10 limit var burada, bu aslında son derece dünyada da uygulaması olan bir düzenleme. Şimdi, bizim bu düzenlemeyi yapmamızdaki temel nedenlerden birisi bunun vergi kanunlarımızdaki karşılığı tam net değildi. Bu problemlere neden oluyordu? Neden problemlere neden oluyordu? Şimdi, bir örnek üzerinden gidelim. X anonim şirketi borsaya açık ya da borsaya açık da olmayabilir. Ortakları da hisselerini geri almayı istedi, geri aldığı an ortağına parayı ödüyor ve artık fon şirketten çıkıp ortağına gitmiş oluyor. Biz, vergi mevzuatında bu sırada artık şirkette oluşmuş kârın burada ortağa aktarıldığı yorumu yapılıyordu.

Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu’ndaki amaç ise aslında şirketin kendi hissesini alıp bunu yukarı çıkarıp daha sonra satmaktı. Şimdi, böyle bir yorum yaptığımız zaman şirketlerin elinden bunu almış oluyoruz. Yani, kendi hissesini aldığı an kâr dağıtımı vergilendirmesi yapıp şirketlerin kendi hisselerini almalarının önüne geçiliyordu. Bunun önüne geçilmek amacıyla birincisi bu düzenleme yapıldı. Baktığımız zaman orada 3 tane bent var, 3 şekilde kâr dağıtımı yapılıyor. Bu nedir?

Birincisi, siz kendi hissenizi aldınız, X anonim şirketi gitti ortağından hissesini aldı, ortağına parayı ödedi ama hisse şu anda aktifinde duruyor. Bunu tekrar geri satabilir, sattığı zaman aslında o fon tekrar geri gelmiş olacak ve dolayısıyla bir fon çıkışı olmayacak. Bu durumda bir vergilendirme yapmak çok doğru olmayacaktı. O zaman dedik ki: Eğer şirket ortağından tamam aldı, iyi niyetli bir şekilde alıyor ve amaca uygun olarak kullanmak istiyor ve bunu belirli bir süre sonra geri sattı. Bunu aldığı fiyatında aynı fiyata ya da daha yüksek bir fiyata satarsa bir kâr transferi olmamış oluyor. Dolayısıyla burada vergilendirilecek bir durum yoktur, bunu vergilendirmiyoruz ama ortağından alıp daha düşük bir fiyata satarsa burada artık şirketten net bir şekilde kâr transferi olmuş oluyor, dolayısıyla burada bir kâr dağıtımı vergisi olacak.

Diğer bir kâr dağıtımı ne zaman ortaya çıkar? Siz şirketten, ortağınızdan hissenizi aldınız, aktifinizde duruyor, aslında sermaye azaltımı yapmak istiyorsunuz fakat sermaye azaltımı yaptığınız zaman, zaten şu anda mevcut mevzuatımızda da sermaye azaltımında eğer itibari değer ile şirketten geri alış değeriniz arasında bir fark varsa bu, kârdan kaynaklanan bir sermaye azaltımıdır ve “Bu, ortaklara kâr dağıtımıdır.” denir ve bu kâr dağıtımı stopajına tabi tutulur. Bunun önüne geçmek amacıyla şirket aktifinde hisseyi tutmaya devam ediyor, dolayısıyla onun için büyük bir yükü olmayacak. Biz burada bir süre veriyoruz, diyoruz ki: Eğer siz bunu alıyorsanız iki yıl içerisinde bunu tekrar satmanız lazım, satmazsanız kâr dağıtımı artık yapılmış oluyor çünkü artık bundan sonraki süreç bizim açımızdan kâr dağıtımının bu amaçla yapıldığı kanaatini oluşturuyor.

Üçüncü durum da zaten sermaye azaltımına gitmesi. Sermaye azaltımına gittiği zaman da şirketin ortaklarından aldığınız tutar ile itibari değeri arasındaki fark artık bir kâr transferidir ortağa net bir şekilde, dolayısıyla buradaki 3 durumda bizim için kâr transferi gerçekleşmiştir ve bu durumlarda bir vergilendirme olmasını öneriyoruz.”

Bu yazımda, düzenlemenin gerekçesi olarak Komisyonda yapılan açıklamaları sizlerle paylaşmaya çalıştım. Sonraki yazımda ise yapılan düzenlemeyi ve ileri sürülen gerekçeleri değerlendireceğim.

Sözün özü: Gerekçesiz kanun, ruhsuz bedene benzer.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)
Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)
Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)
Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)
KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)
İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)
Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)
Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)
Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)
Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)
Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)
Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)
Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)
Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)
Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)
Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)
Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)
Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı
Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.
Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı
Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı
Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu
Gayrimenkulde rant vergisi
Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!
KVKK kararlarının yargı denetimi
Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü
İnternetten otomobil satanların dikkatine
Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?
Makam aracı ücret midir?
Şirket araçlarına vergi ayarı
ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye
Sanat ve icat vergisi
Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!
]]>
https://www.muhasebenews.com/sirketin-kendi-hisselerini-geri-satin-almasi-kar-dagitimi-midir-1/feed/ 0
Tam Mükellef Kurumdan Elde Edilen Kar Paylarının Vergilendirilmesi Nasıl Olur? https://www.muhasebenews.com/tam-mukellef-kurumdan-elde-edilen-kar-paylarinin-vergilendirilmesi-nasil-olur/ https://www.muhasebenews.com/tam-mukellef-kurumdan-elde-edilen-kar-paylarinin-vergilendirilmesi-nasil-olur/#respond Fri, 15 Mar 2019 17:00:34 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=8522 Her nevi hisse senetleri kar payları,
1- İştirak hisselerinden doğan kazançlar,
2- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar paylarının yarısı,
gelir vergisinden istisna olup, kalan tutarın  ilgili yıl beyan haddini aşması halinde beyanname verilecektir.

Ayrıca kurum bünyesinde yapılan % 15 oranındaki tevkifatın tamamı, yıllık beyannamede hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.

Örnek :
Temettü : 100.000 TL
Stopaj %15 : 15.000 TL
Beyan edilecek temettü : 50.000 TL
Gelir vergisinden mahsup edilecek stopaj : 15.000 TL

Örnekte görüldüğü gibi elde edile kazansın %50’si beyan edilmekte ancak dağıtım sırasında ödenen stopajın tamamı hesaplanan gelir vergisinden indirilmektedir. İndirim sonrası vergi iadesi çıkması durumunda mükellefe nakden veya mahsuben iade edilmektedir.


Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


Stopaj ödemeden kar dağıtımı yapabilir miyiz?

Geçmiş Yıl Zararlarının Geçmiş Yıl Karlarına Mahsubu Kar Dağıtımı Sayılır mı?

Kar Dağıtımından Sonra Yapılan Sermaye Artırımında Kurumlar Vergisi İndirimi Uygulanır mı?

Şirketlerin genel kurullarında alacakları kâr dağıtımı kararlarında TMS’ye göre hazırlanan finansal tablolar mı yoksa vergi mevzuatı uyarınca hazırlanan finansal tablolar mı dikkate alınmalıdır?

Üst Birlik Üyesi Olan Kooperatiflerde Kar Dağıtımının Yapılmaması Halinde Kurumlar Vergisinden Muaf Olunur mu?

Emisyon Primlerinin Geçmiş Yıl Zararlarına Mahsup Edilmesi Kar Dağıtımı Olarak Değerlendirilebilir mi?

Yabancı Mükelleflerden Kar dağıtım stopajı kesilir mi?

LTD. ŞTİ.’lerde Kar Payı Nereden ve Nasıl Dağıtılır?

New York borsasındaki hisse senedi zararını Eurobondların satışından oluşan kardan mahsup edebilir miyim?

Bağış ve yardım olarak şirket kazancının %10’unu verirsek kar dağıtım stopajı ödeyecek miyiz?

Sermaye azaltırsam kar dağıtım stopajı öder miyim?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/tam-mukellef-kurumdan-elde-edilen-kar-paylarinin-vergilendirilmesi-nasil-olur/feed/ 0
Menkul Sermaye İradı Sayılan Gelirler Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iradi-sayilan-gelirler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iradi-sayilan-gelirler-nelerdir/#respond Sun, 22 Jul 2018 07:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=22029 MENKUL SERMAYE İRADI SAYILAN GELİRLER NELERDİR?
Aşağıda yazılı gelirler menkul sermaye iradı sayılmaktadır;
1- Her çeşit hisse senetlerinin kar payları (temettü gelirleri),
2- İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar),
3- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları,
4- Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizleri ile diğer her türlü tahvil ve bono faizleri (Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler dahil olmak üzere),
5- Her çeşit alacak faizleri,
6- Mevduat faizleri,
7- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller,
8- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,
9- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,
10- Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları (Menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerine ödenen kar payları dahil),
11- Repo gelirleri,
12- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları,
13- Bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları,
14- Yukarıda sayılanlar dışında Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç edilen her türlü sermaye piyasası aracından elde edilen kar payı, faiz, kira vb. gelirler.

***213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre defter tutmaya mecbur olan gerçek kişi mükelleflerin, Gelir Vergisine tabi menkul sermayelerle bunlardan elde edilen iratları ve bunlara müteallik giderleri, diğer kazançlarını tespit için tuttuğu hesaplarla karıştırılmadan ve onlarla birleştirilmeden, defterikebir veya işletme hesabının veya serbest meslek erbabı kazanç defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydetmesi gerekmektedir.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iradi-sayilan-gelirler-nelerdir/feed/ 0
Hangi Gelirler Kar Payı Sayılır? https://www.muhasebenews.com/hangi-gelirler-kar-payi-sayilir/ https://www.muhasebenews.com/hangi-gelirler-kar-payi-sayilir/#respond Sun, 08 Apr 2018 13:30:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=22627 1- KAR PAYI SAYILAN GELİRLER NELERDİR?
Gerçek kişilerce, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve Gelir Vergisi Kanunu uygulaması bakımından kar payı sayılan gelirler aşağıdaki gibidir:
1.1- Her nev’i hisse senetlerinin kar payları,
1.2- İştirak hisselerinden doğan kazançlar,
1.3- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları.

2- KAR PAYLARI NASIL VERGİLENDİRİLİR?
2.1-
Tam mükellef kurumlardan elde edilen ve sayılan kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutar vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması halinde, vergiye tabi gelir 30.000 TL’yi aşıyor ise beyan edilecektir.
2.2- Beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kurum bünyesinde karın dağıtımı aşamasında yapılan %15 oranındaki vergi kesintisinin tamamı (istisnaya isabet eden kısım dahil) mahsup edilecek olup, mahsup sonrası kalan tutar genel hükümler çerçevesinde red ve iade edilecektir.
2.3- Kurumların 31.12.1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlarını dağıtmaları halinde, gerçek kişilerce elde edilen bu kar payları, tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.
2.4- 01.01.1999 – 31.12.2002 tarihleri arasında sona eren hesap dönemlerine ilişkin olup, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlar ile Gelir Vergisi Kanununun Geçici 61’inci maddesi kapsamında vergi kesintine tabi tutulmuş olan yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançların dağıtılması halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar paylarının net tutarına elde edilen kar payının 1/9’u eklendikten sonra bulunan tutarın yarısı vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır.
2.5- Beyan edilen tutarın 1/5’lik kısmı hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
2.6- Menkul Sermaye İratlarına ilişkin bildirim doldurulurken, sadece adi komandit şirketlerin komanditer ortakları, limited şirket ortakları ve anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi ortakları ödemiş oldukları Bağ-Kur primlerini elde edilen menkul sermaye iradı tutarıyla sınırlı olmak üzere indirebileceklerdir.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/hangi-gelirler-kar-payi-sayilir/feed/ 0
Adi Ortaklık Payı Kısmi Bölünme İşlemine Konu Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/adi-ortaklik-payi-kismi-bolunme-islemine-konu-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortaklik-payi-kismi-bolunme-islemine-konu-edilir-mi/#respond Mon, 02 Apr 2018 20:00:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17596 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Adi ortaklık payının kısmi bölünme işlemine konu edilip edilmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, ……… tarafından açılan ihalede ………… Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı işine ortak girişim olarak …….. tarihinde teklif verildiği, iş kapsamında kurulan ………Adi Ortaklığında %50 iştirak payınızın bulunduğu belirtilerek iştirak payınızın bir kısmının veya tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinde belirtilen kısmi bölünme hükümleri çerçevesinde devrinin mümkün olup olmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Devir, Bölünme, Hisse Değişimi” başlıklı 19’uncu maddesinde;

“3) Aşağıdaki işlemler bölünme veya hisse değişimi hükmündedir:

b) Kısmî bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmî bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.

(4) Bu maddeye göre yapılacak bölünmelerde aktifi ve pasifi düzenleyici hesaplar, ilgili olduğu aktif veya pasif hesapla birlikte devrolunur…” hükmü yer almaktadır.

Kısmi bölünme işlemine taşınmazlar, iştirak hisseleri ile üretim ve hizmet işletmeleri konu edilebilecektir.

Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.2.2. İştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri” başlıklı bölümünde;

“Maddede yer alan “iştirak hisseleri” deyimi, menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir.

Bunlar,
-Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),
-Limited şirketlere ait iştirak payları,
-Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları,
-İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,
-Kooperatiflere ait ortaklık payları
olarak sıralanabilir…” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketinizin aktifinde en az iki tam yıl süreyle tutulan ve iştirak hissesi kapsamında bulunan adi ortaklık payının tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 19’ uncu maddesinde yer alan şartların sağlanması kaydıyla kısmi bölünme işlemine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan Şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunan iştirak hissesi kapsamındaki adi ortaklık paylarının kısım kısım devrinin, söz konusu madde hükmü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
25 Nisan 2014 Tarih ve 62030549-125[19-2013/265]-1210 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortaklik-payi-kismi-bolunme-islemine-konu-edilir-mi/feed/ 0
Menkul Sermaye İratları Nasıl Beyan Edilir? https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlari-nasil-beyan-edilir/ https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlari-nasil-beyan-edilir/#respond Sat, 13 Jan 2018 09:30:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=22118 MENKUL SERMAYE İRATLARI NASIL BEYAN EDİLİR?
Gerçek kişilerce 2016 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı 30.000-TL’yi aşması halinde, bir kısmı ise vergi kesintisine ve istisnaya tabi olmadıkları için 1.580 TL’yi aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilir.

1- Tutarı Ne Olursa Olsun Beyan Edilmeyecek Menkul Sermaye İratları
Aşağıda sayılan menkul sermaye iratları tutarı ne olursa olsun beyan edilmez. Diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmez.
1.1- Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67’nci maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan;
1.1.1- Mevduat faizleri,
1.1.2- Özel Finans Kurumlarınca (Katılım Bankaları) kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları,
1.1.3- Repo Kazançları.

1.2- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin ve bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları.
1.3- Kurumlar vergisi mükelleflerince 31.12.1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları.
1.4- Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları.

2-
1.580TL’lik Tutarı Aşması Halinde Beyan Edilecek Menkul Sermaye İratları
2.1-
Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri,
2.2- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (01.01.2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler),
2.3- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,
2.4- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,
2.5- Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kar payı vb.),
2.6- Her çeşit alacak faizleri.

***Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan yukarıda belirtilen menkul sermaye iratları 1.580 TL’lik tutarı aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edileceklerdir.

***Bahsedilen 1.580 TL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak bir haddir. Buna göre, menkul sermaye iradı olarak elde edilen gelir 1.580 TL’yi aşıyorsa, elde edilen gelirin tamamı beyan edilecektir. Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup, bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan diğer menkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.

3 30.000 TL’lik Tutarı Aşması Halinde Beyan Edilecek Menkul Sermaye İratları
3.1-
01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her çeşit tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirler,
3.2- Tam mükellef kurumlar tarafından yurtdışında ihraç edilen tahviller ile tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurtdışında ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler,
3.3- Tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları.

***Elde edilen gelirin 30.000 TL’yi aşması halinde bu gelirlerin tamamı yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Menkul sermaye iratları toplamının 30.000 TL’yi aşıp aşmadığının tespitinde, indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması gerekmektedir.

***01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlere ilişkin Gelir Vergisi Kanununun Geçici 59’uncu maddesinde yer alan istisna uygulaması 31.12.2007 tarihinde son bulduğundan, 01.01.2008 tarihinden itibaren bu kıymetlerin faiz gelirleri ve elden çıkarılması dolayısıyla elde edilen gelirler ile ilgili olarak istisna uygulaması söz konusu değildir.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlari-nasil-beyan-edilir/feed/ 0
Menkul Sermaye İratlarını Beyan Etme Haddi Kaç TL’dir? https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlarini-beyan-etme-haddi-kac-tldir/ https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlarini-beyan-etme-haddi-kac-tldir/#respond Wed, 20 Dec 2017 14:15:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=22236 HANGİ MENKUL SERMAYE İRATLARI BELLİ TUTARI AŞMALARI HALİNDE BEYAN EDİLMELİDİR?
1.580TL’lik Tutarı Aşması Halinde Beyan Edilecek Menkul Sermaye İratları;
1- Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri,
2- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (01.01.2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler),
3- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar,
4- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri,
5- Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kar payı vb.),
6- Her çeşit alacak faizleri.
Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan yukarıda belirtilen menkul sermaye iratları 1.580 TL’lik tutarı aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edileceklerdir.

***Bahsedilen 1.580 TL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak bir haddir.

***Menkul sermaye iradı olarak elde edilen gelir 1.580 TL’yi aşıyorsa, elde edilen gelirin tamamı beyan edilecektir.

***Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup, bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan diğer menkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/menkul-sermaye-iratlarini-beyan-etme-haddi-kac-tldir/feed/ 0