fatura düzenleme – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 25 Jul 2022 07:51:58 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Gider pusulasının düzenlenme süresi nedir? https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasinin-duzenlenme-suresi-nedir/ https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasinin-duzenlenme-suresi-nedir/#respond Mon, 25 Jul 2022 07:51:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129381 Vergi mükellefiyeti olmayan gerçek kişiden yapılan alım nedeniyle kullanılan gider pusulasının 7 günlük fatura düzenleme süresinin ardından düzenlenmesi halinde yalnızca usulsüzlük cezası mı söz konusu olur? Yoksa gider indirimi de iptal olur mu?

Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.


VUK

Gider Pusulası
Madde 234

(7338 sayılı kanunun 23 üncü maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük:1.11.2021)Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın aldıkları mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirecekleri gider pusulası düzenlerler. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmündedir.(*)

Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlariyle soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

(Ek: 30/12/1980 – 2365/37 md.) Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

(7338 sayılı kanunun 23 üncü maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük:1.11.2021)Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır.

İkinci fıkrada belirtilen bilgileri ihtiva etmeleri kaydıyla;

a) Malın veya hizmetin bedelinin, dördüncü fıkrada belirtilen süre dâhilinde satıcıya; 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan banka, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

b) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında satın alınan malların gider pusulası düzenlemek zorunda olanlara iade edilmesinde, 6502 sayılı Kanun uyarınca iade edilecek tutarların, (a) bendinde yer alan kurumlar aracılığıyla iadesinde bu kurumlarca düzenlenen belgeler,

c) Bu Kanuna göre belge düzenleme zorunluluğu bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının, tabi oldukları ilgili mevzuat dâhilinde, yaptıkları işler veya sattıkları mallar için düzenledikleri belgeler,
gider pusulası yerine geçer.

(7338 sayılı kanunun 23 üncü maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük:1.11.2021)Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.


(*) Değişmeden önceki şekli: Birinci ve (4369 sayılı Kanunun 81/A-7 nci maddesiyle değiştirilen ibare) ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:

1. (Mülga: 22/7/1998 – 4369/82 md.)

2. (Mülga: 22/7/1998 – 4369/82 md.)

3. Vergiden muaf esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia içinde tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

509 no.lu Tebliğ

IV.6. e-Gider Pusulası Uygulaması

IV.6.1. Genel Olarak  

Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler ile defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler tarafından vergiden muaf esnafa; yaptırılan işler veya onlardan satın alınan emtia için tanzim edilerek işi yapana veya emtiayı satana imza ettirilen gider pusulasının elektronik ortamda düzenlenebilmesi amacıyla, Kanunun 234 üncü maddesine göre ve Bakanlıkça yapılan diğer idari düzenlemeler uyarınca gider pusulası ile tevsik edilmesi uygun görülen mal/hizmet alım-satım işlemlerinde, hali hazırda kâğıt ortamda düzenlenmekte olan “gider pusulası”nın, elektronik belge olarak düzenlenmesi, muhatabının talebi doğrultusunda elektronik ortamda veya kâğıt olarak iletilebilmesi, elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilebilmesi ve Başkanlığa elektronik ortamda iletilmesine veya raporlanabilmesine ilişkin düzenlemeler bu bölümün konusunu oluşturmaktadır.

Bu Tebliğde düzenlenen e-Gider Pusulası, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki “Gider Pusulası” ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. 

IV.6.2. e-Gider Pusulası Uygulamasına Dâhil Olma 

e-Gider Pusulası uygulaması bu Tebliğin “IV.6.4.” numaralı bölümünde belirtilen mükellefler dışındaki mükellefler için zorunlu bir uygulama olmayıp, uygulamaya dahil olmak isteyen mükelleflerin; 

a) e-Fatura uygulamasına dâhil olması, 

b) Bu Tebliğde açıklanan usul ve esaslara uygun olarak, e-Gider Pusulası düzenleyebilme ve iletebilme konusunda gerekli hazırlıklarını tamamlamış olması, 

c) Bu Tebliğin “V.1.” numaralı bölümünde belirtilen uygulamadan yararlanma yöntemleri ve başvuru esaslarına uygun şekilde e-Gider Pusulası uygulamasına dâhil olmak için gerekli başvuruyu yapması, gerekmektedir.

IV.6.3. e-Gider Pusulasında Bulunması Gereken Bilgiler 

e-Gider Pusulası belgesinde aşağıda yer alan bilgilerin bulunması zorunludur:

a) Alıcının (işi yaptıran, emtiayı satın alan, belgeyi düzenleyen) adı, soyadı veya unvanı, vergi dairesi, TCKN/VKN’si ve adresi.

b) Belgenin tarihi, saat ve dakika olarak düzenlenme zamanı ve belge numarası. 

c) Satıcının (işi yapan, emtiayı satan, belgenin düzenlendiği muhatap) adı, soyadı, TCKN/VKN’si ve ikametgah adresi.

ç) İşin mahiyeti, iş ücreti, emtianın cins ve nev’i, miktarı, bedeli, vergi ve varsa diğer kesintiler tutarı. 

d) Başkanlık sistemlerinden elektronik ortamda sorgulanması, doğrulanması ve görüntülenmesine imkân vermek üzere, Başkanlık tarafından bilgi içeriği belirlenen karekod veya barkod (Başkanlık tarafından ebelge.gib.gov.tr adresinden yapılan duyuruda belirtilecek tarihten itibaren)

Başkanlık, ihtiyaç duyulması halinde söz konusu bilgilere ilave bilgilerin de e-Gider Pusulası belgesinde bulunmasını, mükelleflere gerekli duyuruları ebelge.gib.gov.tr adresinde yaparak isteyebilir. 

Mükellefler e-Gider Pusulası üzerindeki zorunlu bilgilere ilave olarak ihtiyaçları doğrultusunda farklı bilgilere de yer verebileceklerdir. 

IV.6.4. e-Gider Pusulası Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu  

Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Gider Pusulası uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen süreler içinde eGider Pusulası uygulamasına dâhil olması gerekmektedir. Yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazıda belirtilen süreler içinde e-Gider Pusulası uygulamasına dahil olması ve düzenleyeceği gider pusulalarını, e-Gider Pusulası olarak düzenlemeleri gerekmektedir. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Kanunda öngörülen hükümler uygulanır.

IV.6.5. e-Gider Pusulası Uygulamasına Geçiş Süresi 

Başkanlık tarafından e-Gider Pusulası uygulamasına zorunlu olarak dahil olacağı belirlenen mükelleflerin, Başkanlık tarafından belirtilen süre içinde e-Gider Pusulası uygulamasına dahil olmaları ve bu tarihten itibaren bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde, gider pusulasını e-Gider Pusulası olarak düzenlemeleri zorunludur. 

IV.6.6. Ceza Uygulaması 

Zorunluluk getirildiği halde e-Gider Pusulası uygulamasına süresi içinde geçmeyen mükellefler ile e-Gider Pusulası şeklinde düzenlenmesi gereken Gider Pusulasını, bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde e-Gider Pusulası olarak düzenlemeyen ve almayan (matbu kağıt Gider Pusulası olarak düzenleyenler ve alanlar dahil) mükellefler (232 nci maddenin birinci fıkrasının 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar) hakkında Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasinin-duzenlenme-suresi-nedir/feed/ 0
Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmanın maaş promosyonu için bankadan aldığı para için fatura düzenlenecek mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/#respond Sat, 26 Jun 2021 03:19:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107805

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

84098128-125[5-2017/4]-50624

04.02.2020

Konu

:

Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmanın kurumlar vergisi istisnası.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin özel bir banka ile yapmış olduğu maaş ödeme protokolü gereği, alacağı promosyon ödemesi ile ilgili olarak banka adına fatura kesmeniz gerektiği belirtilerek, düzenleyeceğiniz “Maaş ödeme promosyon bedeli” faturasının, serbest bölge mevzuatı gereği katma değer vergisinin (KDV) konusuna girip girmediği ile Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince serbest bölgelerdeki üretim faaliyetine bağlı gelir sayılıp kurumlar vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde de serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.3.” bölümünde söz konusu kurumlar vergisi istisnasının uygulanmasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “5.12.3.7. İmalat faaliyetlerine uygulanacak istisna” başlıklı bölümünde de;

“5.12.3.7.1. Genel olarak

Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnadır.

Bu istisnadan, bölgede yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tabi olacak mükellefler yararlanacaktır.

Ancak,

– Üretim dışı faaliyetlerden,

– Serbest bölge dışında üretilen malların satışından,

– Faaliyet ruhsatında belirtilen alan dışında üretilen malların satışından,

– Serbest bölgede veya serbest bölge dışında fason olarak imal ettirilen ürünlerin satışından

elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

İstisna uygulamasında, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktadır….”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, … Serbest Bölgesinde üretim faaliyetinde bulunan Şirketiniz adına ödenen banka promosyon bedellerinin, üretim faaliyeti dışında elde edilen kazançlar kapsamında olması nedeniyle, kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu; bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

17/4-ı maddesinde, serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/F.4.9.) bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin “3.6.2. Serbest Bölgelerde İfa Edilen Hizmetler” bölümünde açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre,

– Şirketiniz personelinin maaşlarının bankaya yatırılması işlemine bağlı olarak banka tarafından personelinize yapılacak promosyon ödemeleri KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

– Promosyon ödemeleri üzerinden Şirketiniz tarafından komisyon alınması veya promosyon ödemesinin tamamının veya bir kısmının Şirketinize yapılması halinde, Şirketinizce verilen hizmetin serbest bölgede verilen hizmetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, Şirketinize yapılacak promosyon ödemesi veya söz konusu komisyon tutarı üzerinden  düzenlenecek faturada %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-maas-promosyonu-icin-bankadan-aldigi-para-icin-fatura-duzenlenecek-mi/feed/ 0
Fason elbise tamiri yapan işletmeler yazar kasa kullanmalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/fason-elbise-tamiri-yapan-isletmeler-yazar-kasa-kullanmali-midir/ https://www.muhasebenews.com/fason-elbise-tamiri-yapan-isletmeler-yazar-kasa-kullanmali-midir/#respond Sat, 13 Feb 2021 06:20:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104378 Tekstil ürünlerinin fason tamirini yapan bir gerçek kişi, yazar kasa kullanmak zorunda mıdır?

ÖKC kullanmayacakların listesi aşağıdaki linktedir. Zorunlu olunmasa da mükellefler isteğe bağlı olarak ÖKC kullanabilir. 

https://www.ismmmo.org.tr/dosya/2184/Mevzuat-Dosya/Mali-Rehber.pdf


Teknolojik olarak geri kalmış 6 adet eski nesil yazar kasayı hurdaya ayıracağız. Yazar kasaların defter değeri gider yazılabilir mi? Yazar kasaların alımında indirilen KDV’ yi, hurdaya ayrıldığı dönemde ilave edilecek KDV ile ödememiz gerekir mi?

Hurdaya ayrılan ATİK’ler gider yazılmaz. Hurda olarak veya normal satış yapılmadığı sürece Bilançoda yer almaya devam eder.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/fason-elbise-tamiri-yapan-isletmeler-yazar-kasa-kullanmali-midir/feed/ 0
Sermaye artışında, sermayenin ödendiğine dair raporda eski sermayeden kasıt mevcut sermaye tutarı mıdır? https://www.muhasebenews.com/sermaye-artisinda-sermayenin-odendigine-dair-raporda-eski-sermayeden-kasit-mevcut-sermaye-tutari-midir/ https://www.muhasebenews.com/sermaye-artisinda-sermayenin-odendigine-dair-raporda-eski-sermayeden-kasit-mevcut-sermaye-tutari-midir/#respond Tue, 08 Sep 2020 07:45:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92196 A.Ş’de bağımlı olarak çalışmaktayım Şirket geçen sene sermaye artırımı yapmıştır. Bu sene gene bir artırım yapılacak. Bunun için eski sermayenin ödendiğine dair rapor düzenlemem gerek siteden (İSMMMO) rapor örneğini baktığımda mevcut sermaye ve eski sermayeden kastedilen nedir? Kuruluş sermayesi 400.000 TL geçen, yine 600.0000 TL artırılarak 1.000.000 TL’ye çıkarılmıştır (nakit sermaye taahhüdü yapılmıştır.). Bu sene 5.000.000 TL’ye çıkarılmak isteniyor. Bu da nakit olarak taahhüd ediliyor. Raporda mevcut sermaye ve eski sermaye kısmı nasıl düzenlemeliyim? Ayırca geçen sene bir rapor verilmiş ben 1000.000,00’ye ait tüm ödeme kayıtlarını belirtmem gerekir mi?

Eski sermayeden kasıt artış öncesi yani şu anki sermayedir. Eski sermayenin ödenmiş olması ile yeniden artış yapılabilir. Kayıtlarda buna yer vermeniz yeterli olacaktır. Taahhüt yolu ile artışta artan rakamın ¼’ü tescilden önce bankadan ödenmeli ve banka mektubu evrak ekinde sunulması gerekmektedir, kalan miktar ise 24 ayı aşmayacak bir süre olması zorunludur. 

____________________________________________________

USD olarak sermaye artış tutarını banka hesabına yatırdık. İTO TL olarak banka yazısı istemektedir. Sorum,

1-Şirket sahibi yurtdışı kökenli ve sermayesini de USD olarak tescil ettirmek istiyor. Sermaye artışını Döviz cinsinden yapma imkânımız var mıdır? 

2-USD olarak bankaya yatırdığımız dövizi İTO , TL çevirerek banka dekontu almamızı istiyor. İTO’nun istediği doğru mudur?

Sicil kayıtları Ticaret Sicili Yönetmeliği 32.maddesi göre Türkçe tutulur, Döviz cinsinden sermaye artışı olamayacağı gibi bu şekli ile tescilinde yapılmasına olanak veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer taraftan Bankaya yatan dövizin, o günkü döviz kuruna karşılık gelen TL cinsinden yazılmış olması gerekmektedir.

___________________

KONU

Nakit sermaye artışı sonrası faiz indirimi süresi hak.

SORU

Limited Şirket için yapılacak nakit sermaye arttırımı sonrasında kullanılan faiz indirim hakkı kaç yıl boyunca devam eder?

(26.10.2018 16:53)

CEVAP

Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si.

Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır.

Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır.

Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder.

Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

___________________

İSTANBUL TİCARET ODASI 

Anonim Şirket Esas Sermaye Arttırımı İşlemi

Mersis’ten başvuru yapılarak talep nosu alınmalı ve randevusuz olarak bölge temsilciliğine başvuru yapılmalıdır.

Yönetim kurulu yeni pay alma hakkının kullanılabilmesinin esaslarını bir karar ile belirler ve bu kararda pay sahiplerine en az onbeş gün süre verir. Sermaye artırımının tescilinden önce, yönetim  kurulunun yeni pay alma hakkının kullanılması esaslarının belirlenmesine ilişkin bu karar tescil ve ilan edilmelidir. (Sermaye artırımının görüşüldüğü genel kurulda, kararın tüm ortakların katılımı ve oy birliği ile alınması halinde bu husus aranmaz.)

1-) Dilekçe

  • Şirket kaşesi ile yetkili tarafından imzalanmalı, vekaleten imzalanmış ise vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmeli, ekindeki evrak dökümünü içermelidir.

2-) Esas sermaye sisteminde sermaye artırımına ilişkin Genel kurul karar defterinden noter onaylı toplantı tutanağı, kayıtlı sermaye sisteminde ise yönetim kurulu kararının noter onaylı örneği (1 nüsha)

3-) Bakanlık temsilcisi atama yazısı

4-) Hazirun Cetveli

5-) Artırılan sermayeyi oluşturan payların tamamının taahhüt edildiğini gösterir  genel kurulda kabul edilen şekliyle tadil metni (2 nüsha)

6-) Şirket sözleşmesi değişikliği Bakanlık veya diğer resmi kurumların iznine veya uygun görüşüne tabi olan şirketler için bu izin veya görüş yazısı

7-) Sermaye artırımının türüne göre yönetim kurulunca düzenlenmiş  beyan (TTK 457 gereği)

😎 Sermaye artırımı sadece iç kaynaklardan veya sermaye taahhüdü yoluyla ya da sermaye taahhüdü ile birlikte iç kaynaklardan yapılıyorsa, sermayenin tamamının ödendiğine, karşılıksız kalıp kalmadığına ve şirket özvarlığının tespitine,(raporda sermayenin son bilançoya göre özvarlığın içinde TTK 376 ya göre korunduğu ifadesi yer almalı raporda özvarlık tespiti rakamsal olarak yazılıp hesaplama tablosu na yer verilmeli) iç kaynaklardan karşılanan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğuna ilişkin yeminli mali müşavir raporu veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ve faaliyet belgesi ya da denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu  (Sermaye arttırımı ortak alacaklarından karşılanıyorsa Mali Müşavir raporunda ortak alacakları hesabında yer alan tutarın NAKDİ BORÇLANMADAN kaynaklandığı açıkça belirtilmelidir. Ortak alacakları nakdi borçlanmadan kaynaklanmıyorsa Bilirkişi Raporu ve Bilirkişi Atama Yazısı ibraz edilmeli)

9-) Sermaye artırımı sadece iç kaynaklardan yapılması durumunda  şirket sermayesinin özvarlık içinde korunduğunu ve iç kaynaklardan arttırılan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğuna ilişkin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu ve mali müşavir faaliyet belgesi

10-) Konulan ayni sermaye ile sermaye artırımı sırasında devralınacak işletmeler ve ayınların değerinin tespitine ilişkin mahkemece atanan bilirkişi tarafından hazırlanmış değerlemeye ilişkin bilirkişi raporu ile mahkemenin bilirkişi atama yazısının aslı veya onaylı suretleri

11-) Konulan ayni sermaye üzerinde herhangi bir sınırlamanın olmadığına dair ilgili sicilden alınacak yazı

12-) Ayni sermaye olarak konulan taşınmazın, fikri mülkiyet haklarının ve diğer değerlerin kayıtlı bulundukları sicillere şerh verildiğini gösteren belge

13-) Rüçhan haklarının sınırlandırılması veya kaldırılması halinde bunun gerekçelerini; yeni payların primli ve primsiz çıkarılmasının sebeplerini, primin nasıl hesaplandığını gösterir yönetim kurulu raporu (2 suret) 

14-) Sermayenin on binde dördünün Rekabet Kurumu payının Oda veznesine yatırılması gerekmektedir. 

15-) Pay bedellerinin kanunda veya anasözleşmede belirtilen en az tutarın ödendiğine ilişkin; açılan banka hesabına para yatıran şirket ortaklarının adı, soyadı / ünvanı ile her ortağın yatırdığı tutarların ve toplam yatırılan tutarın gösterileceği banka mektubu

  • Şirket sermayesinin tamamının yahut bir kısmının nakden taahhüt edilmesi halinde,  nakden taahhüt edilen payların itibari değerinin en az  ¼’ünün tescilden önce, kalan kısmının ise şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenmesi gerekmektedir.

16-) Anasözleşmenin sermaye maddesinin yeni şeklinde sermayeyi temsil eden paylar tadil metninde yer almıyorsa TTK 459. maddesine uygun olarak düzenlenmiş taahhüt sahibinin imzasını taşıyan iştirak taahhütnameleri Ekte yer alan iştirak taahhütname örneğinin  kullanılması halinde Nakit sermaye artırımına iştirak eden tüm ortaklar için doldurulmalı ve tüm ortaklar tarafından imzalanmalıdır.

17-) Genel kurulun şirket sözleşmesinin değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin artırılması konusunda yetki verilmesine dair kararı ile yönetim kurulunun sermayenin artırılmasına ilişkin kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edici mahiyette ise, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun alacağı kararın noter onaylı örneği ile genel kurul kararına olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ve ortak bir tebligat adresi 

18-) Payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye taahhüdü yoluyla artırım yapılamaz. Artırım, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hâle gelir.TTK 456/3 

Bilançolarında sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonları bulunan ve halka açık olmayan veya halka açılmak üzere Sermaye Piyasası Kuruluna başvurmayan anonim şirketlerde sermaye taahhüdü yoluyla sermayenin arttırılabilmesi için; sermaye taahhüdü yoluyla yapılacak sermaye artırımı tutarı kadar fonların da eş zamanlı olarak sermayeye dönüştürülmesi gerekmektedir. Fonlar sermayeye dönüştürülmeden veya fonlar sermayeye dönüştürülürken eş zamanlı olarak fonların tutarından daha yüksek miktarda sermaye taahhüdü yoluyla sermayenin arttırılabilmesi ise bu amaçla yapılacak genel kurul toplantısında bütün pay sahiplerinin temsil edilmeleri ve sermaye artırımına ilişkin kararın oybirliğiyle alınmış olması şartına bağlıdır.

6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNUN 376 NCI MADDESİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞE GÖRE HAZIRLANMIŞ SERMAYE ARTIRIMINA İLİŞKİN HESAPLAMA ÖRNEKLERİ

Örnek 1:  (Özvarlığın eksi olması durumunda)

Sermaye:  60.000 TL

Özvarlık:  -25.000 TL (eksi)

Formül: ( Sermaye + Özvarlık) x 2 = Son Sermaye

(60.000 TL + 25.000 TL) x 2 = 170.000 TL Sermayenin en az 170.000 TL’ye çıkarılması gerekli olup, artan 110.000 TL’nin tamamı ödenmelidir. Bu durumda 110.000 TL ödemesi ile birlikte tebliğde bahsedilen şekilde son sermaye 170.000 TL’nin yarısı olan 85.000 TL ve kayıp olan 25.000 TL karşılanmış olur.

Örnek 2: (Özvarlığın artı olup 376 kapsamında olması durumunda)

Sermaye: 70.000 TL

Özvarlık:  8.000 TL (artı)

Formül: (Mevcut sermayenin yarısı – öz varlık) x 2 = Artacak Sermaye Miktarı

(35.000 TL – 8.000 TL) x 2 = 54.000 TL Sermayenin en az 70.000 TL + 54.000 TL = 124.000 TL’ye çıkarılması gerekli olup, artan 54.000 liranın tamamı ödenmelidir. Bu durumda ödenen 54.000 TL’ye mevcut öz varlık olan 8.000 TL eklendiğinde toplam 62.000 TL ile tebliğde bahsedilen şekilde son sermayenin yarısı karşılanmış olur.

Önemli Not: Yukarıdaki tutarlar en az ödenmesi gereken tutarlara göre belirlenmiştir. Son sermayeye göre ödenmesi gereken tutarlar değişiklik gösterebilir.


Kaynak: İSMMMO, İstanbul Ticaret Odası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sermaye-artisinda-sermayenin-odendigine-dair-raporda-eski-sermayeden-kasit-mevcut-sermaye-tutari-midir/feed/ 0
3 Temmuz’da ödemiş olduğumuz kira için stopajını %10 hesaplayabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/3-temmuzda-odemis-oldugumuz-kira-icin-stopajini-%10-hesaplayabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/3-temmuzda-odemis-oldugumuz-kira-icin-stopajini-%10-hesaplayabilir-miyiz/#respond Tue, 08 Sep 2020 07:30:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92168 Temmuz kirasının ödemesini 03/07/2020 de yaptık stopaj oranı 20 mi yoksa 10 mu olarak mı beyan etmeliydik?

% 20 İş yeri kira ödemesi, 31/07/2020 tarihinden önce yapılmış ise stopaj % 20 olarak hesaplanır. 31/07/2020 günü (Bu tarih dahil) ve sonraki tarihlerde yapılmış ise Stopaj % 10 olarak hesaplanır.

Ltd firmamız aktifindeki işyerini 01.07.2020 tarihinde kiraya veriyor. KDV dahil aylık 2.500 TL olarak.

Bir yıllık kira da peşin olarak banka hesabımıza yatırılıyor. Biz kiracıya kira faturasını her ayın birin de 2.500 TL kdv dahil mi kesmeliyiz. Yoksa 30.000 TL 1 yıllık peşin ödenen kirayı tek seferde mi faturalandırmalıyız?

Yıllık peşin yatırılan kira için; Kiranın tamamına ait fatura düzenlenir.

Aylık Fatura düzenlenmez. 01/07/2020 Tarihinde bedel yatmış ise KDV % 18 olarak hesaplanır.

———————-

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI  İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı39044742-010.01-6312

06.01.2017

Konu: Franchise sözleşmesinin iptal edilmesi sonucu iade edilen tutarın kurum kazancı ve KDV yönünden değerlendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, gıda sektöründe faaliyette bulunduğunuzu, aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir firma ile 2012 yılında franchise sözleşmesi kapsamında isim hakkı kullandırma bedeli olarak fatura düzenlediğinizi, 2014 yılında söz konusu firmanın isim haklarını kullanmayacağı gerekçesi ile franchise sözleşmesini iptal edip fatura düzenlemek suretiyle iade etmek istediğini belirterek, iade faturasına konu franchise bedelinin 2014 yılında kurum kazancının tespitinde gider gösterip gösterilemeyeceği ve söz konusu faturada hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

I- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, Kanun’un 1’inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca safi kurum kazancının tespit edilmesinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi yanında Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde, “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır” hükmü yer almış olup; aynı Kanunun ” Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti ” başlıklı 38 inci maddesinde ise,

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

  1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” denilmiş, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerinin safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ilişkin hükme yer verilmiştir.

Ayrıca, ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, düzenlenen sözleşmeye istinaden verdiğiniz hizmete ilişkin tahsil edilen tutarların, tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, ilgili oldukları dönemlere ilişkin kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Hizmeti alan müşteri tarafından sözleşmenin feshi istenerek hizmetin gerçekleştirilmemesi veya hizmet alımından vazgeçilmesine istinaden, tahsil edilmiş franchise bedellerinin sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin kısmının müşteriye iade edilmesi halinde, bu tutarların daha önce kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınmış olması ve müşteriye iade edilen bu tutarların belgelendirilmesi şartıyla, söz konusu tutarların iade edildiği döneme ait kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Söz konusu işlemlerin muvazaalı olarak indirim konusu yapıldığının tespit edilmesi halinde, bu tutarlara tekabül eden verginin, cezalı olarak tarh edileceği hususu tabiidir.

II-KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu;

-29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

-29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

-30/a maddesinde ise vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden indirilemeyeceği,

-30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,

hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanununun 35 inci maddesinde ise işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin borçlandığı ya da indirim hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin meydana geldiği dönemde düzeltecekleri; bu işlemlerin yapılabilmesi için iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Konu ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “III/C-6. Matrah ve İndirim Miktarlarının Değişmesi” başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

İade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi şartıyla malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemi içinde Kanunun 35 inci maddesi hükmü gereğince düzeltirler.

Buna göre, isim hakkının kullanılması (franchise sözleşmesi) kapsamında peşin tahsil edilen ve ilgili dönemde beyan edilen KDV ile ilgili olarak sözleşmeden vazgeçildiği dönemden sözleşme süresinin sonuna kadar hesaplanan kira bedeline yönelik düzenlenecek iade faturasında gösterilen KDV’nin, Kanunun 29/3 üncü maddesi dikkate alınarak iade faturasının düzenlendiği takvim yılı aşılmamak koşuluyla indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/3-temmuzda-odemis-oldugumuz-kira-icin-stopajini-%10-hesaplayabilir-miyiz/feed/ 0
Kargo taşıma işinde KDV tevkifatı yapılacak mı? https://www.muhasebenews.com/kargo-tasima-isinde-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/kargo-tasima-isinde-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/#respond Sat, 29 Aug 2020 11:30:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91456 Fabrikaya personel taşımacılığı işi yapmaktayım. Personel taşıma işinden dolayı %18 KDV üzerinden 5/10 tevkifatlı fatura düzenlenmesi gerekirken 30/06/2020 tarihine kadar tevkifat uygulaması geçici olarak yapılmıyordu. 31/07/2020 tarihinde yolcu taşımacılığı (personel taşımacılığı) KDV oranı %18’den %8’e indirildi. 30/06/2020 tarihinden itibaren tevkifat uygulanması ertelenmediğinden 31/07/2020 tarihinden sonra düzenleyeceğimiz faturalarda KDV tevkifatı uygulayacak mıyız?

30/06/2020 tarihine kadar fatura düzenlenecek mükellef MÜCBİR SEBEP kapsamında ise KDV tevkifatı yapılmadı. 01/0/72020 tarihinden itibaren KDV tevkifatı uygulaması yeniden başlamıştır. KDV tevkifatı yapacaksınız.

Mükellefim kapalı kasa kamyoneti ile bir kargo firmasının dağıtım işlerini yapmaktadır. İlk defa fatura kesilecek. Kesilecek fatura KDV tefkifatına tabi midir? 31.07.2020 tarihinde kesilecek fatura %8 ve 5/10 olarak mı kesilecek?

Yapılan iş yolcu taşıma değildir. KDV %18 uygulanır ve KDV tevkifatı olmaz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kargo-tasima-isinde-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/feed/ 0
Bağış Alanlar Gelir Kaydını Nasıl Yapar? https://www.muhasebenews.com/bagis-alanlar-gelir-kaydini-nasil-yapar/ https://www.muhasebenews.com/bagis-alanlar-gelir-kaydini-nasil-yapar/#respond Sat, 24 Nov 2018 08:15:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=14975 (GİB – ÖZELGE)
Konu: KURUMLAR VERGİSİ – Yapılan bağışların gelir kaydedildiği ve bu gelirlerin nasıl kaydedileceği fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve bağışların KDV’ye tabi olup olmayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda …………….. özel şirketler veya şahıslar tarafından yapılan bağışların gelirlerine dahil edildiği belirtilerek söz konusu bağışların gelire nasıl işleneceği, bu bağışlar için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve yapılan bağışların katma değer vergisine tabi olup olmayacağı hususunda Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup bu Kanunun 37’inci maddesinde de her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.

Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenevi, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Uygulama Yönergesinin 17’nci maddesinin 1’inci bölümünde “Öğretmenevleri ile öğretmenevi ve akşam sanat okullarının muhasebesi, Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile belirlenen Muhasebe Sistemi ve Özel Hesap Planı Usul ve Esasları ile genel muhasebe ilke ve standartlarına göre yürütülür.” denilmektedir.

Buna göre, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan …………… özel şirketler veya şahıslar tarafından yapılan bağışların kurum kazancına eklenmesi ve “602 Diğer Gelirler” hesabında izlenmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
           3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun,
– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu;
– 1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara, ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ye tabi olduğu;
– 17/1’inci maddesine göre, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve bakanlar kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri ile tiyatro, konser salonu, kütüphane, sergi, okuma ve konferans salonları ile spor tesisleri işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetlerinin KDV’den istisna olduğu;
– 17/2-b maddesinde, kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları, birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin tesliminin KDV den istisna olduğu;
hüküm altına alınmıştır.

26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/F-2.4. Belli Kurum ve Kuruluşlara Yapılan Bedelsiz Teslim ve Hizmetlerde İstisna) başlıklı bölümünde;

”3065 sayılı Kanunun (17/2-b) maddesinde; Kanunun (17/1) inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan teslim ve hizmetlerin, KDV’den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu kurum ve kuruluşlara yapılan her türlü bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları KDV’den istisna olup, teslim ve hizmet bedeli ile ilgili herhangi bir alt ya da üst sınır söz konusu olmaksızın istisna uygulanır.”
açıklamalarına yer verilmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılanlar arasında yer almayan… özel şirketler veya şahıslar tarafından bedelsiz olarak yapılan ayni bağışlar KDV’ye tabi olacaktır.

Öte yandan, … yapılacak nakdi bağışlar ise KDV’nin konusuna girmediğinden KDV’ye tabi olmayacaktır.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika şeklinde tanımlanmış, mezkûr Kanunun 231’inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, … özel şirketler veya şahıslar tarafından yapılan bağışlar için yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Kaynak: Karabük Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
1 Mart 2016 Tarih 35831311-KV-5 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi,  gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bagis-alanlar-gelir-kaydini-nasil-yapar/feed/ 0
Bilirkişi Ücretlerinden Kesilen Gelir Vergisi ve Damga Vergileri Kurumlar Vergisinden Mahsup Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 14:30:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17214 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Bilirkişi ücretinden kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilmeyeceği, fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz tarafından Antalya mahkemelerinde bilirkişi görevi yaptırıldığı, karşılığında mahkeme tarafından bilirkişi ücreti takdir edildiği, bu ücretin Antalya mahkemeleri veznesinden gelir vergisi ve damga vergisi kesilerek kalan kısmının şirketiniz adına nakit olarak ödendiği belirtilerek, şirketiniz adına takdir edilen bilirkişilik ücretine istinaden ayrıca fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, katma değer vergisi tahakkuk ettirip ettirilmeyeceği, kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilemeyeceği konularında tereddüte düşüldüğünden bahisle Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesine göre sermaye şirketleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup kurumlar vergisinin konusunun, maddede sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancı olduğu ve kurum kazancının, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu; aynı Kanunun 2’inci maddesinde de; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumların sermaye şirketi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6’ncı maddesiyle, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bu maddede yazılı bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15. Tam Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergi Kesintisi” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15’inci maddesinin birinci fıkrası ve 30’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiği gelir, Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinde vergi kesintisi yapılacak ödemeler arasında sayılmadığından, vergi kesintisine tabi tutulmaması, elde edilen gelirin kurum kazancına dâhil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan; bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiğiniz gelir üzerinden kesinti suretiyle ödenen verginin, Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri dikkate alındığında, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

KDV Kanununun;
-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
hüküm altına alınmıştır.

Bu yetkiye dayanılarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki sorumlular, (I/C-2.1.3.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.

Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.2.) “Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler” başlıklı bölümünün (I/C-2.1.3.2.2.1) ayrımında, Tebliğin (I/C-2.1.3.1./b) ayrımında sayılanlara karşı ifa edilen etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetlerde alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı ifade edilmiştir.

Buna göre, Şirketinizce verilecek bilirkişilik hizmeti, KDV Kanununun 1’inci maddesi çerçevesinde KDV’nin konusuna girdiğinden söz konusu hizmete ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmekte olup, söz konusu hizmeti alanların KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında olması halinde 9/10 oranında tevkifat uygulayacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi usul Kanununun 177’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında, sermaye şirketlerinin I’inci sınıfa dâhil olduğu, 176’ncı maddesinde, I’inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tuttukları, “Fatura Kullanma Mecburiyeti” başlıklı 232’nci maddesinde de, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

  1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
  2. Serbest meslek erbabına;
  3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
  4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
  5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
…”hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, şirketinizin sermaye şirketi olması ve şirketinizce elde edilen gelirin kurum kazancı olarak vergilendirilmesi nedeniyle bilirkişi ücreti için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Mart 2015 Tarih ve 49327596-125[KVK.2013.ÖZ.34]-65 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyon

]]>
https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/feed/ 0