Ana Sayfa Vergi Yıl içerisinde faturalarda kesilen gelir vergisi stopajı geçici vergi dönemlerinde mahsup edilir...

    Yıl içerisinde faturalarda kesilen gelir vergisi stopajı geçici vergi dönemlerinde mahsup edilir mi?

    Muhtasar beyanname üzerinden vergi mahsubunun yapılmasından sonra mahsup edilemeyen bir vergi tutarı kalması halinde söz konusu vergi kesintisi, mükellefin başvurusu üzerine 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde red ve iade edilecektir

    365
    0

    Faturadan kaynaklı gelir vergisi stopaj alacakları geçici vergi beyanında nasıl mahsup edilir?

    Dönem içinde kesilen(tevkif) edilen vergiler Geçici vergi beyannamesindeki Vergi bildirimi sayfasındaki “Mahsup edilecek tevkifat tutarı” satırına yazılır.

    Faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

    ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

    Sayı : 38418978-125[34-14/3]-636 11/06/2015
    Konu : Faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin nakden   veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı hk.

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatlarının nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı konusunda görüş talep edilmektedir.

             5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sermaye şirketlerinin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinin birinci fıkrasında ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi fonların sermaye şirketi olduğu hükme bağlanmıştır. Mezkur Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, Türkiye’de kurulu gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

             Diğer taraftan, 28/5/2013 tarih ve 28660 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliğinin “Ortaklığın Amacı ve Faaliyet Konusu” başlıklı 5/1 inci maddesinde; “Ortaklıklar, belirli bir projeye veya gayrimenkule yatırım yapmak ya da belirli bir alanda faaliyet göstermek amacıyla kurulabileceği gibi amaçlarında böyle bir sınırlama olmaksızın ancak bu Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde belirtilen varlık ve haklardan oluşan portföyü işletmek amacı dahilinde kalmak şartıyla da kurulabilirler.

             …” hükmüne yer verilmiştir.

             Anılan Tebliğin “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3 üncü maddesinin (l) bendinde ise ortaklık portföyünün, ortaklığın aktifinde bulundurulan gayrimenkuller, gayrimenkule dayalı projeler, gayrimenkule dayalı haklar, sermaye piyasası araçları, Takasbank para piyasası ve ters repo işlemleri, Türk Lirası veya yabancı para cinsinden mevduat veya katılma hesapları ile iştiraklerden ve Kurulca uygun görülen diğer varlık ve haklardan oluşan malvarlığını ifade edeceği belirtilmiştir.

             Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinin birinci fıkrasında; kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları maddede sayılan ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben kesinti yapmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.

             Aynı maddenin üçüncü fıkrasında emeklilik yatırım fonlarının kazançları hariç olmak üzere, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yazılı kazançlardan, dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu tevkifat oranı sıfır olarak belirlenmiştir.

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 5281 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen ve 1/1/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Geçici 67 nci maddesinin dördüncü fıkrasında; Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca tevkifat yapılacağı; beşinci fıkrasında ise gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının bu madde hükmüne göre yapılacak tevkifatı etkilemeyeceği belirtilmiştir.

             1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Fonların ve Yatırım Ortaklıklarının Gelirleri Üzerinden Ödenen Vergilerin Mahsubu” başlıklı 34.6 bölümünde; “Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan fonların ve yatırım ortaklıklarının kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiş bulunmaktadır.

             Söz konusu fon ve yatırım ortaklıkları, aynı bentte yer alan kazançların elde edilmesi sırasında, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi veya Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca, gelirleri üzerinden kesilen vergileri, öncelikle kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edeceklerdir. Fon ve ortaklıklar, bu mahsup işleminden sonra (kurumlar vergisi beyannamesinde matrah oluşmaması nedeniyle) mahsup edilemeyen kesinti tutarlarını, Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurum bünyesinde yapacakları vergi kesintisinin beyan edildiği muhtasar beyanname üzerinden mahsup edebileceklerdir. Ancak, söz konusu vergi mahsubunun yapılabilmesi için kesilen vergilerin vergi kesintisi yapanlarca ilgili vergi dairesine ödenmiş olması şarttır.

             Muhtasar beyanname üzerinden vergi mahsubunun yapılmasından sonra mahsup edilemeyen bir vergi tutarı kalması halinde söz konusu vergi kesintisi, mükellefin başvurusu üzerine 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde red ve iade edilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

             Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsubu ve kalan kısmın iadesine ilişkin düzenleme ve açıklamalar 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer almıştır. Anılan Tebliğin 1.3.1 numaralı bölümünde mahsup yoluyla iade işlemlerine, 1.3.2 numaralı bölümünde ise nakden iade işlemlerine ilişkin usul ve esaslar belirtilmiştir.

             Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin; kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi, mahsup yoluyla giderilemeyen tutarın ise 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği çerçevesinde Şirketinize iade edilmesi mümkündür.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.


    Kaynak: ismmmo,GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikStok affı kapsamında özel fonlara kaydedilen tutarların sermayeye eklenmesi mümkün müdür?
    Sonraki İçerikYurt dışına düzenlenen faturalarda ÖTV hesaplanır mı?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz