Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Türk Hukukunda Unutulma Hakkı

Türk Hukukunda Unutulma Hakkı

"Kişiye unutulma hakkının sağlanması ile birlikte özel hayatının gizliliği korunmuş olacaktır."

944
0

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com


Unutulma hakkı; birey hakkındaki güncel olmayan bilginin erişimden kaldırılması, bireyin geçmişinin gündeme getirilmemesidir. [1] Unutulma hakkının yöneldiği içerik esasen hukuka uygun olup kişisel hakların korunmasına ilişkin temel talep hakkından bu noktada ayrılır. [2]

Unutulma hakkı ve unutulma hakkının esasları Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Spain” kararından itibaren tartışılmaktadır.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Spain” kararına esas olan söz konusu uyuşmazlık, Mario Costeja González isimli bir İspanyol vatandaşın, 16 yıl öncesinde borçlarını ödemesi amacıyla gayrimenkulünü satışa çıkarmasına ilişkin haberlerin Google arama motorundan kaldırılması talebinin İspanyol Veri Koruma Otoritesi tarafından kabul edilmesi üzerine Google tarafından Avrupa Birliği Adalet Divanı’na getirilmiştir

Adalet Divanı söz konusu uyuşmazlıkta, unutulma hakkıyla ilgili talep değerlendirilirken, verinin hassasiyetinin, kamunun veriye erişmesindeki menfaatin ve veri sahibinin kamuya mal olup olmadığının da göz önünde bulundurulması gerektiğine kararında yer vererek geçersiz, ilgisiz ve güncel olmayan kişisel verileri içeren içeriklerin arama motorlarından kaldırılması gerektiğine hükmetmiştir. [3]

Adalet Divanı’nın “Google Spain” kararının ardından unutulma hakkı ulusal hukuklarda da yer bulmaya başlamıştır.  Türk hukukunda ilk olarak, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarıyla gündeme gelen unutulma hakkı son olarak 5651 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 03/06/2020 tarih ve 2020/481 sayılı kararı ile gündeme gelmiştir.

Bu makale kapsamında da Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın kararları ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 03/06/2020 tarih ve 2020/481 sayılı kararı incelenerek Türk Hukukunda unutulma hakkının yeri ve hakkın esasları tespit edilecektir.

1.Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Kararları Kapsamında Unutulma Hakkı

Anayasa Mahkemesi unutulma hakkını, ilk olarak 2013/5653 başvuru numaralı N.B.B başvurusuyla ele almıştır. Söz konusu uyuşmazlık, içeriği gerçeğe aykırı olmayan ve 1998 ila 1999 yıllarında çıkan ilgili haberlere, İnternet ortamında ulaşımın hala sağlanabilmesi nedeniyle şeref ve itibarının zedelendiğini gerekçe gösteren başvurucunun haber içeriğinin yayından çıkartılması talebinin Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi akabinde, itiraz neticesinde, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kaldırılmasıyla bireysel başvuruyla birlikte Mahkemenin önüne gelmiştir.

Anayasa’da unutulma hakkı şeklinde bir hak yer almamasıyla beraber, Mahkeme unutulma hakkını N.B.B başvurusunda, Anayasa madde 5’teki insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi pozitif yükümlülük hükmünü, Anayasa madde 17’de güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkını ve Anayasa madde 20/3’te düzenlenen kişisel verilerin korunması hakkını unutulma hakkına normatif dayanak göstermiş ve başvuruyu Anayasa madde 17 kapsamında değerlendirmiştir.

“…devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu olduğu açıktır. Özellikle kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkı, kişilerin geçmişlerinde yaşadıkları olumsuzlukların unutulmasına imkan tanımayı kapsamaktadır. Dolayısıyla Anayasa’da açıkça düzenlenmeyen unutulma hakkı, internet vasıtasıyla ulaşılması kolay olan ve dijital hafızada bulunan haberlere erişimin engellenmesi için Anayasa’nın 5., 17. ve 20. maddelerinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.” [4]

Anayasa Mahkemesi, unutulma hakkını nitelerken, bireyin geçmişte haber yapılmış ve gerçeğe aykırılığı ileri sürülmemiş davranışlarının artık hatırlanmasının engellenmesi olarak nitelemiştir. Ardından kişilerin unutulmasının sağlanması için ilgili haber arşivlerindeki kişisel verilere veya haberlere erişimin engellenmesinin kullanılabilecek araçlardan biri olduğunu ifade etmiştir.

Mahkeme nitelendirmenin akabinde, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Spain SL, Google Inc/İspanya Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, Mario Costeja Gonzales, C-131/12, 13/5/2014” kararına da atıf yaparak ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması arasında denge olması gerektiği, bu dengenin İnternet sayesinde verilere kolayca ulaşılması sebebiyle bozulduğu tespitlerinde bulunmuştur. Bu tespitiyle beraber Anayasa Mahkemesi, ifade ve basın özgürlüğü hakkı ile şeref ve itibarın korunması hakkı arasında bozulan dengenin tekrardan sağlanabilmesi için, unutulma hakkının bir araç olabileceğine kanaat getirmiştir.

“İnternet’in yaygın kullanımı ile ortaya çıkan bu durum basının İnternet’i etkin olarak kullanmasıyla beraber ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması arasındaki dengeyi ilkinin lehine bozmuştur. İfade ve basın özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkı, eşit düzeyde koruma gerektiren temel hak ve özgürlüklerdir. Bu nedenle bozulan dengenin her iki temel hak arasında tekrar kurulması zorunluluk olmuştur. İnternet haberciliği ile birlikte unutulmanın zor olduğu günümüzde anılan dengenin tekrar kurulabilmesi şeref ve itibar yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul edilmesi ile mümkün olabilir. Bu bağlamda unutulma hakkı adil dengenin kurulması için vazgeçilmez niteliktedir.” [5]

Mahkeme, kararda ayrıca her verinin unutulma hakkı kapsamında internetten çıkartılamayacağını belirtip her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmesi gereken esaslardan bahsetmiştir. Şöyle ki;

  1. Yayının içeriği ve yayında kaldığı süre göz önünde bulundurulmalıdır.
  2. Veri güncelliğini yitirmeli, tarihsel bir veri olarak kabul edilmemelidir.
  3. Haberin kamu yararına katkısı, toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir.
  4. Habere konu olan kişinin ünlü, kamusal bir figür olup olmadığı değerlendirilmelidir.
  5. Halkın veriye yönelik ilgisi dikkate alınmalıdır.
  6. Haber veya makalenin konusunun olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği tespit edilmelidir.

Ancak bu esasların değerlendirilmesi ve incelenmesi akabinde, ölçülülük ilkesi de göz önünde bulundurularak unutulma hakkı kapsamında verinin internetten çıkartılıp çıkartılamayacağına karar verilebileceği kararda belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, ölçülülük kriteri esas alınırken ise şu yöntemlerin benimsenebileceğini ifade etmiştir:

i) Arşivde arama yapmaya imkân veren haber ile kişi arasında ilişki kuran kişisel verinin silinmesi.

ii) Haberin anonim hale getirilmesi.

iii) Kişilik hakkı ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölümle ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi. [6]

Anayasa Mahkemesi, belirlediği bu kriterleri başvuru konusu somut olaya uygulamış ve haberin toplumsal açıdan haber değerinin devam etmemesi, bilimsel amaçlarla İnternet ortamında kolaylıkla ulaşılabilirliğinin sağlanmasının zorunlu olmaması, haberin güncelliğini yitirmesi ve başvurucunun kamusal bir figür olmaması nedenleriyle, ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulmadığı kanaatine vararak Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Kısaca Anayasa Mahkemesi, 2013/5653 başvuru numaralı N.B.B başvurusunda verdiği kararda, unutulma hakkının tanımını yapmış, ifade ve basın özgürlüğü hakkı ile şeref ve itibarın korunması hakkı arasında adil bir denge sağlanması için bir araç olabileceğini ifade etmiş, hakkın Anayasa’da yer alan normatif dayanaklarını tespit edip somut olaya uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken değerlendirilmesi gereken kriterleri belirlemiştir.

Unutulma hakkı, Yargıtay nezdinde ise, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2014/56, K. 2015/1679, K.T. 17.06.2015 kararı ve Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin E. 2016/15510 K. 2017/5325 T. 5.6.2017 kararı ile kapsamlı değerlendirilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu unutulma hakkını, bireyin başkalarının istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesini isteme hakkı olarak tanımlamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu tanımı yaparken unutulma hakkına başvurulabilmesi için üstün bir kamu yararı olmaması gerektiğini ifade etmiştir. Hukuk Genel Kurulu, Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesinden farklı olarak unutulma hakkının sadece bireyin maddi, manevi varlığının gelişimine, bireyin yararına katkı sağlamasının yanı sıra toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine de katkı sağladığı tespitinde bulunmuştur.

Hukuk Genel Kurulu unutulma hakkının tanımını yapıp bireye ve topluma yararını tespit ettikten sonra, unutulma hakkına normatif dayanak olarak özel hayatın gizliliği hakkını göstermiştir.

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 8. maddesinde yer alan özel yaşama saygı hakkı altında korunan “mahremiyet hakkı”nın, bireyin kendisi hakkındaki bilgileri kontrol edebilmesi şeklindeki hukuki çıkarlarını da içerdiği ifade edilmektedir. Zira bireyin kendisine ait herhangi bir bilginin, kendi rızası olmaksızın açıklanmaması, yayılmaması ve bu bilgilere başkalarının ulaşamaması kısacası kişisel verilerinin mahrem kalması konusunda hukuki menfaati bulunmaktadır. (Gülay Arslan Öncü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde Özel Yaşamın Korunması, Beta Yayınları, İstanbul 2011, s.182)

Kişiye unutulma hakkının sağlanması ile birlikte özel hayatının gizliliği korunmuş olacaktır.” [7]

Hukuk Genel Kurulu hakkın normatif dayanağını da tespit ettikten sonra, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Spain” kararına da atıf yaparak unutulma hakkıyla ilgili hüküm verilirken ilgili verinin kamu hayatında oynadığı rol, halkın ilgili veriye yönelik yoğun ilgisi ve üstün bir kamu yararının olup olmaması gibi özel sebeplerin değerlendirilmesi gerektiğini kararında belirtmiştir.

Davacı, geçmişte yaşadığı kötü bir olayın toplum hafızasından silinmesini istemektedir. Unutulma hakkı ile geçmişindeki yaşanan talihsiz bir olayın unutularak geleceğini serbestçe şekillendirmek, diğer bir deyişle hayatında, yeni bir sayfa açma olanağı istemektedir. Kaldı ki, davacı da yargılama sırasında verdiği dilekçelerinde bu istem üzerinde ısrarla durmuştur. Davacı unutulma hakkı ile özel hayatına ilişkin kişisel verilerinin üçüncü kişiler tarafından bilinmemesini, aradan geçen süre nedeniyle toplum hafızasından silinmesini istemektedir.

“Bu bağlamda değerlendirildiğinde; 4 yıl önce gerçekleşen bir olayın mağduru olan kişinin adının açık bir şekilde yazılarak kitapta yer alması halinde unutulma hakkının bunun sonucunda da davacının özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği kabul edilmelidir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Kararı”nda açıkladığı gibi ilgili verinin kamu hayatında oynadığı önemli rol ve halkın ilgili veriye yönelik yoğun ilgisi şeklinde, üstün bir kamu yararını ortaya koyan özel sebepler bulunmadığına göre bilimsel esere alınan kararda kişisel veriler açık bir şekilde yer almamalıdır.” [8]

Yargıtay 19. Ceza Dairesi ise 2017/5325 sayılı kararında unutulma hakkına normatif dayanak olarak, Anayasa Mahkemesi’nin görüşüne aynen katılarak Anayasa’nın 5., 17. ve 20. maddelerini göstermiştir.

Daire, hakkın uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken ise yine Anayasa Mahkemesi’nin N.B.B başvurusunda belirlediği kriterleri esas almış, bu kriterlerin değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve Anayasa Mahkemesi’nin içtihatı kapsamında somut olayda değerlendirmede bulunmuştur. Özetle Yargıtay da içtihatını oluştururken Anayasa Mahkemesi’nin N.B.B başvurusu neticesinde verdiği kararda yer alan görüşlerini esas almıştır. [9]

2.Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 23/06/2020 tarih ve 2020/481 sayılı Kararı

Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Kurumun internet sitesinden 17.06.2020 tarihli duyurusuyla, 23/06/2020 tarih ve 2020/481 sayılı kararını kamuoyuna duyurmuştur.

Kurul’un değerlendirmeye aldığı uyuşmazlık, gazete arşivlerinin arama motorları tarafından indekslenmeyecek şekilde teknik düzenlemeye tabi tutulması hususunda gerekli kararların alınmasının Kurum’dan muhtelif başvurularla talep edilmesine ilişkindir. Kurul bu talepleri unutulma hakkı kapsamında bir bütün olarak değerlendirmeye karar vermiştir.

Kurul kararında, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce, unutulma hakkının yukarıda yer alan yargı kararlarına konu olduğunu belirtmiş ve bu kararda yer alan bazı değerlendirmelere atıf yapmıştır. Kurul ayrıca, 5651 sayılı Kanun’un unutulma hakkının uygulanmasında bir araç olduğu yönünde tespitte bulunmuştur.

Kurul değerlendirmelerinin akabinde ise, “Unutulma Hakkı”nın normatif dayanağı olarak Anayasa’nın 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile 6698 sayılı Kanun’un 4’üncü, 7’nci ve 11’inci maddelerini ve Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmeliğin 8’inci maddelerini göstermiş, arama motorlarının “veri sorumlusu”, yaptıkları faaliyetlerin ise “kişisel veri işleme” faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiğine kanaat getirmiştir. [10]

Kurul akabinde, Anayasa Mahkemesi’nin N.B.B başvurusuna ilişkin karara paralel olarak arama sonucunda gösterilen sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik taleplerin değerlendirilmesinde, ilgili kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılması, yarışan menfaatlerden hangisinin ağır bastığının gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Stj. Av. Sezer Emre

 

Kaynakça:

1. Eren Sözüer, Unutulma Hakkı-İnsan Hakları Hukuku Perspektifinden Bir İnceleme, On iki Levha Yay., Ekim 2017, s. 7-8.

2. Mehmet Bedii Kaya, Unutulma Hakkı, https://www.mbkaya.com/hukuk/unutulmahakki.pdf

3. Google Spain SL, Google Inc/İspanya Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, Mario Costeja Gonzales, C-131/12, 13/5/2014

4. Anayasa Mahkemesi, N.B.B. BAŞVURUSU, 2013/5653, 3/3/2016

5. Anayasa Mahkemesi, N.B.B. BAŞVURUSU, 2013/5653, 3/3/2016

6. Özel Yaşama ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-8, Dr. Gülay Arslan Öncü

7. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2014/56, K. 2015/1679, K.T. 17.06.2015 kararı https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/hukuk-genel-kurulu-e-2014-56-k-2015-1679-t-17-6-2015

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2014/56, K. 2015/1679, K.T. 17.06.2015 kararı https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/hukuk-genel-kurulu-e-2014-56-k-2015-1679-t-17-6-2015

9. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin E. 2016/15510 K. 2017/5325 T. 5.6.2017 kararı https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/19-ceza-dairesi-e-2016-15510-k-2017-5325-t-5-6-2017

10. Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 23/06/2020 Tarihli ve 2020/481 Sayılı Kararı https://kvkk.gov.tr/Icerik/6776/2020-481


Kaynak: Stajyer Av. Sezer Emre – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Covid-19’un Mevcut Konkordato Projelerine Etkisi
Hakim Şirketin Güvenden Doğan Sorumluluğu
7249 Sayılı Avukatlık Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Anayasaya Aykırılık Tartışması Üzerine
Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelikle Gelen Değişiklikler ve Yapılan Düzenlemeler
Arazi ve Arsa Düzenlemeleri-Düzenleme Ortaklık Payı
Ticari Elektronik İleti Yönetim Sisteminin Kapsamı ve Uygulamaya İlişkin Esasları 
Sponsorluk Sözleşmelerinin Genel Hatlarıyla Hukuki İncelenmesi 
Önceki İçerik7252 sayılı SGK teşvikinden faydalanan personellerin SGK bildirimi nasıl yapılır?
Sonraki İçerik7252 sayılı SGK teşvikinden faydalanan personel işten ayrılırsa çalıştığı süre zarfında 7252 sayılı SGK teşvikinden faydalanabilir mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz