Ana Sayfa Ekonomi Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Ekonomik Kalkınma

    Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Ekonomik Kalkınma

    4177
    0

    Toplumsal cinsiyet eşitsizliği insan haklarının en önemli problemlerinden biridir. Ancak konuyu yalnızca insan hakları sorunu olarak görmek de yanlıştır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği aynı zamanda kalkınmanın ana faktörlerinden biridir.

    Bir toplumda erkekler ve erkek çocuklar kadar; kadınlar ve kız çocuklarının da kendi bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmek için gerekli olanaklara eşit şekilde ulaşabilmeli haklarından eşit olarak yararlanabilmeleri gerekmektedir.

    Kadınların ekonomik anlamda güçlendirilmesi ekonomik büyümeyi ve her alanda gelişimi olumlu yönde etkilemektedir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Kadınların ve kız çocuklarının haklarını reddetmek birçok nedenle yanlıştır, çünkü gelişmeyi engelleyen ciddi toplumsal ve ekonomik etkisi vardır. Toplumsal cinsiyet eşitliği tam olarak işlevsel toplumlar ve ekonomilerin olmazsa olmazını teşkil eden dönüştürücü etkiye sahiptir” diyerek konunun önemini belirtmiştir.

    BM, BM Kalkınma Programı gibi uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları ve bakanlıklar bu konuda çalışmalar yürütmektedir.

    1- SAYILARLA KADIN

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun ( TUİK) yayınladığı nüfus verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında toplam 79 milyon 814 bin kişi yaşamaktadır; toplam nüfusun içinde 39 milyon 771 kişilik kadın nüfusu vardır. Bir başka deyişle, Türkiye nüfusunun %49,2’sini kadınlar oluşturmaktadır.

    2- İŞGÜCÜNE KATILAN KADIN SAYISI 27 MİLYON

    39 milyon 771 bin kişilik kadın nüfusunun %67,5 ‘i iş gücüne katılabilecek durumda olan 15-64 yaş aralığındadır. İş gücüne katılabilecek kadın nüfusu sayısı ise 26 milyon 828 bin kişidir.

    Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2015 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde işgücüne katılma oranı %51,3 olup, bu oran erkeklerde %71,6, kadınlarda ise %31,5 oldu.

    3- EN AZ KADIN İSTİHDAM EDEN AB ÜLKESİNDEN BİLE DÜŞÜĞÜZ

    TÜİK’in yaptığı 2015 yılı hane halkı iş gücü araştırmasına göre; Türkiye’de 15 yaş ve üstü yaşların nüfus içindeki istihdam oranı %46 iken; bu oran erkeklerde yüzde 65 iken, kadınlarda ise sadece yüzde27,5 olmuştur.

    Ab ülkelerine bakıldığında ise kadın istihdamında en yüksek oran yüzde 74 ile İsveç; en düşük ise %42,5 Yunanistan olmuştur.

    AB ülkeleri içerisinde yapılan araştırma sonrası yayınlanan verideki kadın istihdamındaki en düşük oran( %42,5 ) Türkiye’deki kadın istihdam oranından ( %27,5 ) yüksektir.

    Oysaki BM Genel Sekreteri Antonio Guterres kadının iş gücüne katılımının önemine dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:

    Kadınların iş gücüne tam olarak katılmalarının fırsatların yaratılmasını ve büyümeyi sağlar. İstihdam alanındaki cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesinin küresel gayri safi hasılaya 12 trilyon ABD doları katkı sağlayabilmektedir.

    “Kamu kurumlarında kadınların sayısının artırılması bu kurumların daha temsiliyetçi olmalarını sağlıyor, yenilikçi girişimleri artırıyor, karar alma süreçlerini daha iyi hale getiriyor ve toplumun tamamına olumlu katkı yapıyor”

    4- EĞİTİM ARTIKÇA KAZANÇ ARTIYOR

    Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü.

    Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %16,1, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %26,6, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %32,7, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %40,8 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %71,6 oldu.

    5- AYNI EĞİTİME SAHİP ERKEKLER KADINLARDAN DAHA ÇOK KAZANIYOR

    TÜİK’in Kazanç Yapısı Araştırması verilerine göre aynı eğitim seviyesindeki kadın ve erkekler arasında maaşlar farklılık göstermekte; erkekler kadınlardan daha yüksek aylık ve yıllık gelir elde etmektedir.

    Yapılan araştırmaya göre;  2014 yılında kadınların aylık ortalama kazancı 2188 TL iken erkeklerin kazancı 2215 TL’dir.

    Araştırma sonucuna göre 3470 TL ile yüksekokul ve üstü mezunu olan kadınlar en çok kazanmaktadır. Ancak aynı seviyedeki bir erkek 4296 TL ücret alabilmektedir

    6- AYNI MESLEKTE ÇALIŞAN ERKEKLER KADINLARDAN DAHA ÇOK KAZANIYOR

    Çalışma hayatında da aynı meslek grubunda çalışıyor olsalar dahi cinsiyet eşitsizliği gözle görülür niteliktedir.

    2010 yılı eğitim durumu ve meslek ana grubuna dayalı cinsiyete dayalı ücret farkı istatistikleri, aynı meslek grubunda çalışan kadın ve erkekler arasındaki yıllık ortalama brüt ücret farkını ortaya koymaktadır.

    Örneğin; profesyonel meslek gruplarında çalışan kadınlar yıllık ortalama 27 bin 861 TL kazanırken, aynı meslek grubunda çalışan erkekler bir yılda ortalama 34 bin 549 TL kazanabilmektedir.

    BM yetkilisi, cinsiyete dayalı maaş farklılıklarının evrensel bir sorun olduğunu, küresel olarak kadınların erkeklerden yüzde 24 daha az kazandığını ve kadınların erkeklere kıyasla 2.5 kat daha fazla ücret almadıkları bakım ve ev işlerinde çalıştıklarını belirterek konunun evrensel bir sorun olduğuna dikkat çekti.

    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaşanan iyileşmeye rağmen küresel seviyede lider kadroların hala erkeklerin ellerinde tutulduğunu ve eskimiş yaklaşımlar ve mevzilenmiş erkek şovenizmi nedeniyle ekonomik alandaki cinsiyet eşitsizliğinin büyüdüğünü belirterek kadınların tüm seviyelerde toplumsal konumlarını güçlendirerek bu durumun mutlaka değiştirilmesi, onların seslerinin duyulmasının sağlanması, kendi hayatlarına ve dünyanın geleceğine yön verebilmelerine imkan tanınması gerektiğini belirtti.

    7- EV HANIMI OLAN YAKLAŞIK 78 BİN KADIN VAR

    Türkiye’de ‘ev hanımı’ olduğu gerekçesiyle iş gücüne katılmayan kadın sayısı 2017’nin ilk 7 ayında toplam 77 bin 622 kişidir.

    Bir başka deyişle, Türkiye’de yerleşmiş toplumsal cinsiyet kalıpları nedeniyle ‘ evinde kalıp çocuğuna bakmak’ zorunda olduğu için iş gücüne katılamayan 77 bin 622 kişi bulunmaktadır.

    8- SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ

    BM’in 17 maddelik sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 5.si toplumsal cinsiyet aşitliğidir.

    Sürdürülebilir kalkınmayı BM Kadın Ülke Program Direktörü Fulya Vekiloğlu, “Sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde, sosyo – ekonomik konumu, cinsiyeti, milliyeti, dini ya da etnik kökeni ne olursa olsun, ‘Kimseyi Geride Bırakmamak’ yatıyor.“ şeklinde tanımlıyor.

    Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin, özellikle kadın ve kız çocuklarını ‘geride bırakmamamız’ ve onların ekonomik, sosyal ve fen bilimleri alanlarında güçlenmelerine destek olmamız gerektiğine inandığını belirten Vekiloğlu sözlerine “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden toplumsal cinsiyet eşitliği de kız çocuklarının ve kadınların güçlenmelerine odaklanıyor. Bugün bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik attığımız adımlar sayesinde gelecekte kız çocukları karar alma mekanizmalarının da merkezinde ve toplumsal dönüşümün öncüleri olur. Kalkınmanın sürdürülebilir olması için özellikle teknolojiye ve bilime erişimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini kaldırmalıyız.’ diyerek devam etti.

    9- SÜRDÜREBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ NE İŞE YARAR?

    UNDP Türkiye, kapsayıcı ve sürdürülebilir stratejilerin oluşturulmasında ve uygulanmasında toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın geliştirilmesini ve kadınların bu süreçlere daha çok katılmasını sağlamak için hükümetten ve sivil toplumdan birçok paydaş ile birlikte çalışarak geleneksel toplumsal cinsiyet normlarının eşitlikçi bir anlayışla dönüşmesini ve kadınların ekonomik olarak güçlenmesini engelleyen zorlukların azaltılmasını veya yok edilmesini amaçlıyor.

    10- PROJELER OLUMLU SONUÇLAR VERİYOR, AMA YOL UZUN…

    BM Kalkınma Programı’nın özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürdüğü projeler sonucunda; Türkiye’de 15 yıl öncesine göre daha çok kız çocuğu okula gidiyor, bazı bölgelerde cinsiyet eşitliği sağlanmış durumda.

    Bu başarıların yanı sıra hala bazı bölgelerde kadının kadın olduğu için işgücüne katılım oranında sınırlamalar var. Kadınlar hala eşit erişim hakkına sahip değiller. Ücretsiz bakım ve ev işlerinin eşitsiz bölüşümü, kamu görevlerinde ayrımcılık hala büyük bir engel teşkil etmektedir.

    Günümüzde kadın kamu görevindeki kadın sayısı her zamankinden daha fazla olsa da; kadınların liderlik konusunda teşvik edilmeleri toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması için büyük bir adım anlamına gelmektedir.

    UNDP Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sürdürebilir büyüme başlığı altında kadınların iş gücüne katılım oranını artırmak için kadınlara eğitimler vererek turizm ve moda sektörlerinde kalkınmayı sağlayacak projeler yürütmektedir.

    Aynı zamanda Türkiye’de ilk kez Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ’Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme’ hazırlayarak belediyeye bağlı ‘Eşitlik Birimi’ kurdu.

    HeForShe

    BM Kadın Birimi tarafından yürütülen HeForShe kampanyası, dünyanın farklı yerlerinden insanları toplumsal cinsiyet eşitliği için daha cesur ve görünür bir güç yaratmak amacıyla bir araya toplamayı amaçlayarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin harekete geçilirse sağlanacağını belirtiyor.

    Bazı tahminlere göre işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği 2095 yılında gerçekleşecek.

    HeForShe, girişiminin lansmanını Ocak 2015’te Davos’ta yapıldı. Bir sene sonra, dünyanın en saygın on şirketinin – AccorHotels, Barclays, Koç Holding, McKinsey & Company, PricewaterhouseCoopers, Schneider Electric, Tupperware Brands, Twitter, Unilever ve Vodafone – liderlerinden oluşan ve bu konuya kendini adamış bir toplumsal cinsiyet eşitliği topluluğu oluşturuldu. Bu topluluk, büyük bir değişim yaratacaklarının taahhüdünde bulundu.

    Kampanyanın Türkiye’deki ana destekçisi olan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, kampanyanın New York’ta düzenlenen etkinliğinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin dünyanın hiçbir ülkesinde henüz tam olarak sağlanmadığını belirtirken sözlerine “Bu eşitsizlik, toplumsal cinsiyet kalıplarının güçlü olduğu bizim gibi ülkelerde daha vahim düzeylerde. Ayrımcılığı tetikleyen kalıplara ve ön yargılara karşı çıkmayı önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Hem toplumda hem de iş ortamında eşitliğe ulaşmak için önyargılarımızı yıkarak toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışını benimsememiz gerektiğine inanıyoruz. Kadın ve erkeğin eşit temsil edildiği çalışma hayatı ortak hedefimizi oluşturuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği için kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesini sağlamalıyız.” diyerek devam etti.

    Kampanyanın iş yerlerinde cinsiyet yanlılığını azaltmak için 3 önerisi:

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikMesken Kiralarında Damga Vergisi Var mı?
    Sonraki İçerikEmeklilikten sonra tekrar çalışma (SGDP) nedir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz