Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler

Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler

441
0

Av. Merve Çelik

A-GİRİŞ

Günümüzde sanayileşme ve seri üretim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde ciddi anlamda büyük ve kapsamlı hizmet üretimleri yapılmaktadır. Bunun sonucunda da tüketiciler açısından önemli hukuki sorunlar oluşmaktadır. Bu konuya ilişkin hukuki uygulamalara ve düzenlemeler getirilmesi tüketicilerin menfaati bakımından önem arz etmektedir.  Bilindiği üzere tüketiciler ticari işle uğraşanlara karşı daha zayıf konumdadır. Bu sebeple tüketicilerin güvenli bir piyasa ortamında ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. Bununla birlikte tüketici aldığı hizmete ilişkin bilgi alma hakkında sahip olduğu gibi haksız ticari uygulamalar sebebiyle uğramış olduğu zararlarını da tanzim etme hakkına sahiptir. Ne yazık ki, ülkemizde ve dünyada piyasada satıcılar, üreticiler veya ithalatçılar yer yer hukuka aykırı ticari uygulamalar yaparak tüketicileri yanıltma yolu ile menfaat sağlama kastı içerisindedir. İşte bu tarz ticari uygulamalar tüketicilerin ticari işle uğraşanlar karşısında mağdur konumunda düşmesine sebep olmaktadır.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun haksız ticari uygulamaları uygulama kapsamına almış bulunmaktadır. Avrupa Birliği Hukukunda ortalama tüketicinin ekonomik davranışını bozan veya bozma ihtimali olan mesleki özene aykırı olan ticari uygulamaların “haksız” olduğu kabul edilmiştir. Türk Tüketici Hukuku da bu gelişmelerden etkilenmiştir.(1) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda bir ticari uygulamanın hangi durumlarda haksız kabul edileceği, ispat yükünün hangi tarafın üzerinde olduğu ve haksız ticari uygulamanın reklam yoluyla yapılması düzenlenmiştir. Ancak haksız ticari uygulamanın tespiti ve denetimi Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir.  01.02.2022 tarihli ve 31737 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ticari Reklam Ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Değişiklik Yapan Yönetmelik”) uyarınca, Ticari Reklam Ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde (“Yönetmelik”) değişiklikler yapılmış olup Değişiklik Yapan Yönetmelik 01.03.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir. İşbu bilgi notu ile öncelikle ticari reklam ve haksız ticari uygulamanın tanımı ile birlikte haksız ticari haller incelenecektir. Ardından haksız ticari uygulamalara ilişkin idari yaptırım ve yasal süreç açıklanarak son olarak Yönetmelik’te yapılan değişiklikler üzerinde durulacaktır.

I- TİCARİ REKLAM VE HAKSIZ TİCARİ UYGULAMA NEDİR?

Ticari reklam; ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak, bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır. Haksız ticari uygulama; mesleki özenin gereklerine uymayan ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin, bir mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozan veya bozma ihtimali olan her türlü ticari uygulamadır.

II- HAKSIZ TİCARİ UYGULAMA SAYILAN ÖZEL HALLER NELERDİR?

Kanun ve Yönetmelik gereğince bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile Yönetmelik ekinde yer alan uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir. Yönetmelik kapsamında aldatıcı eylemler açıkça düzenlenmiş olup aşağıda belirtilmektedir.

a) Bir mal ya da hizmetin varlığı, mahiyeti, tedariki, faydası, riski, uygulaması, içeriği, aksesuarları, satış sonrası hizmetleri, üretim yöntemi ve tarihi, ifası, amaca uygunluğu, miktarı, teknik özellikleri, menşei, kullanımından beklenen sonuçları, üzerlerinde yapılan test ve kontrollerin sonuçları, çevreye olan etkileri ve diğer önemli özellikleri,

b) Ticari uygulamada bulunanın taahhütlerinin kapsamı, pazarlama sürecinin mahiyeti, sponsor desteği, yetkili otoriteler tarafından mal veya hizmetin onaylandığına ilişkin ifade veya sembolleri,

c) Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı,

ç) Tüketicinin sahip olduğu yasal haklar veya karşılaşabileceği riskler,

d) Bir mal veya hizmete ilişkin servis, yedek parça, değiştirme veya tamir hizmetleri,

e) Ticari uygulamada bulunanın veya temsilcisinin; kimliği, mal varlığı, yetenekleri, statüsü, kurum veya kuruluşlara üyelik bilgileri, sahip olduğu ticari haklar, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yetkili otoritelerden ödül ve nişan kazanmış olması gibi nitelikleri, sıfatları, unvanları ve diğer hakları.

Ayrıca yine Yönetmelik’te  bir ticari uygulamanın, ortalama tüketicinin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya bozma ihtimali bulunması ve aşağıdaki olasılıkları içermesi halinde aldatıcı olduğu kabul edilir:

a) Rakibinin malı, hizmeti, markası veya diğer bir ayırt edici özelliği ile karışıklığa sebep olması.

b) Ticari uygulamada bulunanın, bağlı olduğu meslek odaları ve benzeri kuruluşların ve varsa bunların üst kuruluşlarının, ilgili faaliyet alanına veya belirli bir ticari uygulamaya ilişkin düzenlemiş oldukları davranış kurallarında yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemesi.

Aldatıcı ihmal ise şu şekilde tanımlanmaktadır. Ticari uygulamada bulunanın bir hukuki ilişki kurmak amacıyla tüketiciye yöneltmiş olduğu öneride önemli bir bilgiyi gizlemesi, öneriyi tüketiciye anlaşılmaz bir şekilde veya uygun olmayan bir zamanda sunması, amacı açıkça belli olan ticari uygulamanın amacını tüketiciye bildirmemesi ve bu durumların ortalama bir tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açması ya da yol açma olasılığının bulunması halinde aldatıcı ihmalin varlığı kabul edilir.

a. ALDATICI TİCARİ UYGULAMALAR

Yönetmelik 29 ve 30 maddelerinde düzenlenen aldatıcı ticari uygulamalar şu şekilde belirtilmektedir. Yanlış bilgi içeren veya verilen bilgiler esasen doğru olsa bile sunuluşuna dair bütün koşullar değerlendirildiğinde, ortalama tüketiciyi aldatan ya da aldatmaya elverişli olan ve bu suretle tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açan ya da yol açma olasılığı bulunan ticari uygulamalar aldatıcı olarak kabul edilir. Yönetmelik kapsamında aldatıcı eylemler açıkça düzenlenmiş olup aşağıda belirtilmektedir.

a) Bir mal ya da hizmetin varlığı, mahiyeti, tedariki, faydası, riski, uygulaması, içeriği, aksesuarları, satış sonrası hizmetleri, üretim yöntemi ve tarihi, ifası, amaca uygunluğu, miktarı, teknik özellikleri, menşei, kullanımından beklenen sonuçları, üzerlerinde yapılan test ve kontrollerin sonuçları, çevreye olan etkileri ve diğer önemli özellikleri,

b) Ticari uygulamada bulunanın taahhütlerinin kapsamı, pazarlama sürecinin mahiyeti, sponsor desteği, yetkili otoriteler tarafından mal veya hizmetin onaylandığına ilişkin ifade veya sembolleri,

c) Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı,

ç) Tüketicinin sahip olduğu yasal haklar veya karşılaşabileceği riskler,

d) Bir mal veya hizmete ilişkin servis, yedek parça, değiştirme veya tamir hizmetleri,

e) Ticari uygulamada bulunanın veya temsilcisinin; kimliği, mal varlığı, yetenekleri, statüsü, kurum veya kuruluşlara üyelik bilgileri, sahip olduğu ticari haklar, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yetkili otoritelerden ödül ve nişan kazanmış olması gibi nitelikleri, sıfatları, unvanları ve diğer hakları.

Ayrıca yine Yönetmelik’te  bir ticari uygulamanın, ortalama tüketicinin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya bozma ihtimali bulunması ve aşağıdaki olasılıkları içermesi halinde aldatıcı olduğu kabul edilir:

a) Rakibinin malı, hizmeti, markası veya diğer bir ayırt edici özelliği ile karışıklığa sebep olması.

b) Ticari uygulamada bulunanın, bağlı olduğu meslek odaları ve benzeri kuruluşların ve varsa bunların üst kuruluşlarının, ilgili faaliyet alanına veya belirli bir ticari uygulamaya ilişkin düzenlemiş oldukları davranış kurallarında yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemesi.

Aldatıcı ihmal ise şu şekilde tanımlanmaktadır. Ticari uygulamada bulunanın bir hukuki ilişki kurmak amacıyla tüketiciye yöneltmiş olduğu öneride önemli bir bilgiyi gizlemesi, öneriyi tüketiciye anlaşılmaz bir şekilde veya uygun olmayan bir zamanda sunması, amacı açıkça belli olan ticari uygulamanın amacını tüketiciye bildirmemesi ve bu durumların ortalama bir tüketicinin normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açması ya da yol açma olasılığının bulunması halinde aldatıcı ihmalin varlığı kabul edilir.

b. SALDIRGAN TİCARİ UYGULAMALAR

Saldırgan ticari uygulamalar Yönetmelik madde 30’de düzenlenmiş olup şu şekilde tanımlanmaktadır. Bir ticari uygulamanın; taciz, fiziksel şiddet dâhil cebir veya haksız tesir yoluyla ortalama tüketicinin bir mal ya da hizmete ilişkin seçim veya davranış özgürlüğünü önemli ölçüde bozması veya bozma olasılığı taşıması ve tüketicinin bu sebeple normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olması veya taraf olma olasılığının artması halinde saldırgan olduğu kabul edilir. Bir ticari uygulamanın; saldırgan olup olmadığı belirlenirken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:

a) Ticari uygulamanın zamanı, yeri, mahiyeti ve devamlılığı,

b) Ticari uygulamanın tehdit ya da hakaret içeren söz veya davranışlar içerip içermediği,

c) Tüketicinin muhakeme yeteneğini bozduğu bilinen doğal afet gibi bir felaket ya da aynı derecede bir başka durumun ticari uygulamada bulunan tarafından, tüketicinin mal veya hizmete ilişkin kararını etkilemek için kötüye kullanılıp kullanılmadığı,

ç) Tüketicinin, sözleşmeyi feshetme ya da başka bir mala, hizmete veya ticari uygulamada bulunana yönelme gibi haklarını kullanmak istemesi karşısında, ticari uygulamada bulunan tarafından getirilen ağır veya orantısız sözleşme dışı bir engelin bulunup bulunmadığı,

d) Hukuka aykırı bir eylemde bulunulacağı tehdidinin olup olmadığı.

III- İDARİ YAPTIRIM VE YASAL SÜREÇ

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 63. maddesi 1. fıkrasında ticari reklamlarda uyulması gereken ilkeleri belirleme ve haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemeleri yapma, bu hususlar çerçevesinde inceleme ve gerektiğinde denetim yapma, inceleme ve denetim sonucuna göre durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası veya gerekli görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası verme hususlarında görevli kurumun Reklam Kurulu olduğu belirtilmiştir. Reklam Kurulu bu görevleri re’sen inceleme yapmak suretiyle yerine getirebileceği gibi bir tüketicinin başvurusu üzerine de yapabilmektedir.

IV- YÖNETMELİK’TE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler aşağıda maddeler halinde sayılmaktadır.

1- Reklamların  tüketicilerin korkularını ve batıl inançlarını istismar edemeyeceğine ilişkin madde kaldırılmıştır.

2- Fiyat bilgisi içeren reklamlar ile ilgili maddeye bir mal veya hizmete ilişkin olarak tüketicinin satın alma davranışı ve diğer kişisel verileri analiz edilerek sunulan fiyatın kişiselleştirilmiş fiyat olduğu kabul edileceği ve tüketiciye bu şekilde bir fiyat sunulması durumunda, bu hususa ilişkin bilgi ile o mal veya hizmet ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcı tarafından belirlenen güncel satış fiyatına ve kişiselleştirilmiş fiyata aynı alanda yer verileceği hususu eklenmiştir.

3- İndirimli satış reklamlarına ilişkin madde bir mal veya hizmetin indirimden önceki satış fiyatının tespitinde indirimin uygulandığı tarihten önceki otuz gün içinde uygulanan en düşük fiyat esas alınacağı, ayrıca meyve ve sebze gibi çabuk bozulabilen mallara ilişkin reklamlarda indirimin miktarı veya oranı hesaplanırken, indirimli fiyattan bir önceki fiyatın esas alınacağı belirtilmiştir. Yine aynı hususta  düzenlenmiş indirimli satışa konu edilen mal veya hizmetlerin indirimden önceki fiyattan daha düşük fiyatla satışa sunulduğunun ispatı reklam verene ait olacağına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır.

4- Finansal hizmetlere ilişkin reklamlar hakkındaki düzenlemeye bir mal veya hizmetin bağlı kredi ile satışa sunulduğunun belirtildiği reklamlarda kredinin vadesine, faiz oranına, tüketiciye toplam maliyetinin aylık ve yıllık yüzde değerine ve geri ödeme koşullarına reklamın yayınlandığı alanda ya da bir bağlantı veya uyarı işareti ile tüketicilerin yönlendirilerek ayrıntılı bilgi alabileceği bir internet sitesinde veya açılır ekranda yer verileceği hususu eklenmiştir.

5– Reklama ilişkin özel düzenlemesi bulunan mal veya hizmetlere ilişkin madde;  ilaçlar, beşeri tıbbi ürünler, tıbbi cihazlar, sağlık hizmetleri, gıdalar, takviye edici gıdalar, kozmetik ve temizlik ürünleri, biyosidal ürünler, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin reklamları, ilgili mevzuatında yer alan reklam ve tanıtımla ilgili diğer hükümlere de uygun olmalıdır şeklinde değiştirilmiştir.

6- Ayrıca internet ortamında satışa sunulan bir mal veya hizmetin fiyat, nitelik ve benzeri hususlarında karşılaştırma yapılarak sıralama yapılması durumunda, sıralamanın hangi ölçütler dikkate alınarak oluşturulduğuna ilişkin bilgiye aynı alanda ya da bir bağlantı veya uyarı işareti ile tüketicilerin yönlendirilerek ayrıntılı bilgi alabileceği açılır ekranda kolayca görünebilecek şekilde yer verileceği belirtildi ve reklam veya sponsorluk ve benzeri anlaşmalara dayanılarak gösterilen sıralama sonuçlarında reklam ibaresine yer verilmesi zorunlu kılındı.

7- Tüketici değerlendirmeleri ve tüketici şikâyetlerinin yayınlanmasına ilişkin esaslar belirlenmiş olup aynı zamanda tüketici değerlendirmelerinin sadece ilgili mal veya hizmeti satın alanlar tarafından yapılmasına izin verilmiştir. Bununla birlikte, bir mal veya hizmetin satışını artırmak amacıyla doğru olmayan değerlendirmelerin yapılmasına ya da mal veya hizmeti onaylayan ifadelerin kullanılmasına yönelik anlaşma yapılmasının yasaklandığı da belirtilmiştir.

B- SONUÇ

Yukarıda ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, haksız ticari uygulamalar malların veya hizmetlerin tedarik edilmesi, satımı ya da sunumu sırasında tüketicinin özgürce karar verme iradesini etkileyen dürüstlük kuralına aykırı eylemlerdir. Haksız ticari uygulamalar nedeniyle tüketiciler büyük zarar görmektedir. Bu nedenle tüketicilerin bu eylemlere karşı korunmaları için tüketicileri koruyacak önlemlerin alınması gerekmektedir. Aldatıcı ve saldırgan nitelik taşıyan ticari uygulamalar ‘haksız’ ticari uygulama olarak gerek Avrupa Birliği Hukukunda gerekse Türk Hukukunda kabul edilmektedir. (4) Kanunda ve Yönetmelik’te kapsamlı şekilde düzenlendiği üzere, ticari uygulamada bulunan kişilerin mal satarken ve hizmet sunarken mesleki özene uygun hareket etmesi gerekmektedir. Kaldı ki, ticari uygulamaların yasaklanma sebebi tüketicilerin piyasada özgür şekilde hareket edebilmelerinin saplanmasıdır. Bu sebeple ticari uygulamada bulunanların Kanun kapsamında ve Yönetmelik uyarınca yapılan değişikliklere uygun şekilde davranarak tüketicilerin zarara uğratmamaları gerekmektedir.

Av. Merve Çelik

Kaynakça:

1. Prof. Dr. Ebru Ceylan, Tüketici Hukukunda Haksız Ticari Uygulamalar ve Uygulama Örnekleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl 8, Sayı 15, Haziran 2020, s.123.

2. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği

3. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklikler Yapılmasına Dair Yönetmelik

4. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun

5. Prof. Dr. Ebru Ceylan, Tüketici Hukukunda Haksız Ticari Uygulamalar ve Uygulama Örnekleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl 8, Sayı 15, Haziran 2020, s.145.


Kaynak: : Av. Merve Çelik – İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikDönem sonu kullanılmayan sarf malzemeler (stok) serbest meslek kazancında gider olarak kayıt edilir.
Sonraki İçerikBankacılık sektörü kredi hacmi geçen hafta 5 trilyon 73 milyar lira oldu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz