Ana Sayfa Hukuk Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Ve Kanunda Yapılan Son Değişiklikler

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Ve Kanunda Yapılan Son Değişiklikler

1584
0
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Ve Kanunda Yapılan Son Değişiklikler

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ekonomiye daha fazla katılmaları ve ticari
hayatı canlandırmaları için desteklenmeleri gerektiğinden; finansman erişiminin
kolaylaştırması gerekmektedir. Finansmana erişimin kolaylaştırılması, ekonominin
canlanmasına, ticaret hacminin büyümesine ve rekabet gücünün artmasına yardımcı olmaktadır.

Ticari işletmelerin finans erişimini kolaylaştıran kredi müessesinde; ticari hayatın
gereklilikleri dolayısıyla kredi alan ve kredi veren iki tarafın da korunması gerekmektedir. Zira kredi alan, krediye kolay ulaşmak amacını taşırken; kredi veren de vereceği kredinin geri dönüşünü teminat altına almak isteyecektir.

Bu kredi teminatını teşkil edecek enstrümanların ise, hızlı ve kolayca paraya çevrilmesi mümkün olanlar arasından seçilmesi ve daha az masrafla temin edilmesi, ticari
hayatın gereklerindendir. Bu itibarla, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Zira kanunun amacı ilk maddesinde belirtildiği üzere; teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılması, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesi, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amaç, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan ve kanunun gerekçesini oluşturan “Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu” ile de açıkça ortaya konulmuştur.

Bu kolaylıkların sağlanması amacıyla, 6750 sayılı Kanun, ticari işletmenin rehnini düzenleyen 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldırmış ve ticari
işletmenin kredi kullanırken teminat vermesinde yeni usul getirmiştir. Ayrıca kanun kapsamında “Ticari İşlemlerde Taşınır Varlıkların Değer Tespiti Hakkında Yönetmelik”, “Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik”, “Rehinli Taşınır Sicil Yönetmeliği” şeklinde üç adet yönetmelik de yürürlüğe girmiştir.

Yeni kanunla beraber rehinli taşınır sicili olarak yeni bir resmi sicil oluşturulmuştur.
Oluşturulan bu yeni sicil TARES; Ticari İşlemler için Taşınır Rehin Sicilidir. 6750
sayılı kanun kapsamında, 01.01.2017 tarihinden itibaren ticari işletme rehinlerinde
tüm işletmeye rehin koymak yerine işletmenin üzerinde bulunan varlıkların bir
bölümü ya da hepsinin rehin olarak konulabileceği ve bu kayıtların merkezi olarak
saklanır ve sorgulanabilir hale getirilmesi düzenlenmiştir.

Bu kapsamda, taşınır rehninin kurulabilmesi ve bu teminatın Taşınır Rehin Sicili’ne tescil edilebilmesi için tescil aşamasından önce taraflar arasında bir ticari işletme rehni sözleşmesi bulunması gerekmektedir ki, kanun çerçevesinde sözleşmenin geçerliliği için de sicile tescil şart koşulmuştur. Kanunun 2/1-i maddesinde rehin sözleşmesi; “Rehin hakkını tesis etmek amacıyla rehin veren ile alacaklı arasında imzalanan sözleşme” şeklinde
tanımlanmıştır.

Kanuna göre rehin sözleşmesinin tarafları iki şekilde düzenlenmiş olup, rehin alacaklısı kredi kuruluşu olduğu takdirde, tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler rehin veren sıfatıyla sözleşmeye taraf olabileceklerdir. İkinci düzenleme ise tacir ve esnafların kendi aralarında rehin sözleşmesi akdedebileceklerine
ilişkindir.

6750 sayılı kanun ile ticari işlemlerde taşınır rehninin konusu ve rehin konusunun kapsamı Mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’na göre genişletilmiş, hem rehin konusu edilebilecek unsurlar artırılmış, hem de bu unsurların işletmenin tamamı rehnedilmeden, münferiden rehin sözleşmesinin kapsamına girebilmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Yeni kanun ile ticari işletmenin tamamının rehni ise istisna olarak düzenlenmiştir.
15.02.2018 tarihinde “7099 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile taşınır rehninde de birtakım değişiklikler gerçekleştirilmiş olup, bu değişikliklere göre Kanunun 5. maddesinde taşınır rehnine konu olabilecek taşınır varlıklar örnekleme haline getirilerek, maddeye “benzeri her türlü varlık
ve hak” ibaresi eklenmiş ve kanunda açıkça sayılmayan ve rehnin kapsamına
dahil edilebilen hususlar eklenmiştBahsi geçen 15.02.2018 tarihli değişiklik kapsamında kanuna “rehnin kapsamı” maddesi eklenerek; taşınır varlığın gelecekteki her türlü faiz, sigorta gibi hukuki getirileri ile doğal ürün ve ikamesi mallar, taşınır varlık ile birlikte doğrudan rehnin kapsamına girmesi; bir üretim sürecinin, kullanıldığı taşınır varlıklarla
birlikte rehnedilmesi halinde rehnin, üretim sürecinde ve sonucunda gerçekleşecek olan alacak üzerinde aynı oranda ve sırada kendiliğinden tesis edilmiş sayılması da öngörülmüştür.

Bir diğer değişiklik de üçünü kişilerin rehnin durumu hakkında yapılmış olup, bu
düzenleme birtakım doktrinsel tartışmalara sebep olmuştur. Zira kanunun 7. maddesinde taşınırın rehinli olduğunu bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen iyi niyetli üçüncü kişinin iyi niyetinin korunması öngörülmüştür. Ancak resmi bir sicile kaydedilen ve sicilde
aleni olan bir hususun bilinmemesi durumunda iyiniyetin korunması hali, tartışmaların kaynağını oluşturmuştur. Ayrıca yapılan değişiklik ile birleşen ve karışan mallara ilişkin düzenlemeler de kaldırılmıştır.

Kanunun “temerrüt sonrası haklar” başlıklı, borçların süresinde ifa edilmemesi
hâlinde alacaklının başvurabileceği yoları ve teminatların ne şekilde takibe konacağını gösteren hükmünde; alacaklının birinci derece alacaklı olduğu durumda icra dairesinden İİK’nın 24. maddesi uyarınca rehinli taşınırın mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve icra dairesinin bu devri sicile bildireceği düzenlenmiştir.

Hükme göre bu halde rehinli taşınırda kanunun 13. Maddesinde belirtildiği üzere yapılan değer tespitinin ve taşınırın belirlenen değerinin, birinci derece alacaklının toplam alacağından fazla olması durumunda, aradaki fark miktarından, diğer derecelerdeki alacaklılara karşı, birinci derece alacaklı ile rehin veren müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir.

Ayrıca kanunun yine aynı maddesinde alacaklının alacağını, 5411 sayılı Kanun uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebileceği; bu halde, varlık yönetim şirketlerinin, alacaklının rehin sırasına sahip olacağı düzenlenmiştir. Bu itibarla alacaklarda öncelik hakkı da yine 6750 sayılı kanunun 11. maddesine göre belirlenecektir. Bahsi geçen 15.02.2018 tarihli değişiklik ile kanunun bu temerrüt sonrası haklara ilişkin hükmünde de değişiklik yapılmış olup, bu değişikliğe göre alacakta direkt olarak genel hükümler çerçevesinde takip yapabileceği, maddenin diğer bentlerine göre takip yapılmadan da mümkün hale getirilmiştir.

Kanunun geçiş hükümlerinden geçici maddede yer alan “Bu Kanun, yürürlüğe girdiği
tarihte görülmekte olan dava ve takiplere uygulanmaz.” hükmünde yer alan “…dava
ve…” ibaresi de 2019/9 E. 2019/27 K.sayılı 11.04.2019 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı ile zaman bakımından uygulanma yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Tüm bu açıklamalar ışığında; yeni kanun hükümleri ile rehnin tarafları ve konusu genişletilerek gelişen dünya şartlarına ayak uydurulmuş ve ticari hayatta birçok kolaylık sağlanmıştır. Özellikle taşınır rehin siciline kayıt ve uygulanma şeklinde teknolojik gelişmelerin de göz ardı edilmemesi kolaylıkların sağlanmasında önemli rol oynamıştır.

Ancak kanun yerine yalnızca yönetmelikle düzenlenen hususlar veya diğer kanunlarla bağlantısı hususlarında hala değişikliğe ihtiyaç duyulduğu doktrin tarafından sıklıkla ifade edilmekte olup, bu duruma da çözüm getirilmesi gerekmektedir.

Detaylı Bilgi İçin;
Stajyer Avukat Melike Kaya
m.kaya@ozgunlaw.com

Kaynakça:
1. BAYDAK, Ecrin, Ticari İşlemlerde Taşınır
Rehni, Aralık 2018, İstanbul.
2. ANTALYA, Prof. Dr. O. Gökhan, Ticari
İşlemler Taşınır Rehni, İstanbul, Şubat
2017.
3. KARAKUŞ ERBAŞ, Burcu, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni ve Rehin Alacaklısının
Korunması, Eylül 2018.
4. ORAL, Bahar, Ticari İşlemlerde Taşınır
Rehni, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Adana,
2018.

 

 


Kaynak: ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerik2022 sayılı Kanun kapsamında verilen yaşlı aylığında muhtaçlık değerlendirmesi nasıl yapılmaktadır?
Sonraki İçerik2022 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlı ve engelli aylığı alan hanedeki diğer kişilerin aylıkları muhtaçlığın hesaplanmasında dikkate alınmakta mıdır?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz