Ana Sayfa Muhasebe Tasfiye halindeki bir şirketin devam eden mahkemeleri varken tasfiyesi sonuçlanabilir mi?

    Tasfiye halindeki bir şirketin devam eden mahkemeleri varken tasfiyesi sonuçlanabilir mi?

    Tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu olup, tutulması zorunlu defterlerin en geç tasfiyeye girdiğiniz tarih itibariyle tasdik ettirilmesi gerekmektedir.

    682
    0

    Tasfiye kararı alacağız. Tasfiye kararı almadan tasfiye ye giriş defter tasdiki yapmamız mı gerekiyor? Birde şirketin vergi dairesine borcu var ve üçüncü kişilerle bir takım devam eden mahkemeleri var ayrıca incelemede olan bir firma vergi denetim memuru tarafından bazı yıllar için inceleme istendi tasfiye de problem olur mu? Bu durumlarda tasfiyeye gidilir mi?

    Tasfiyeye kararının tescil edildiği gün yeni defterler onaylatılacaktır. 

    Tasfiyeye tabi olan şirketin borçlar ödenmeden alacaklar tahsil edilmeden, mahkemeler sone ermeden tasfiye sonuçlanmaz. Vergi incelemesi 5 yıllık zamanaşımı süresince her zaman yapılır.

    Tasfiyeye girilmesi halinde yeni defter tasdikinin zorunlu olup olmadığı

    T.C.

    GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

    İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

    Sayı : 67854564-105[1741]-113 24/02/2016
    Konu : Tasfiyeye girilmesi halinde yeni defter tasdikinin   zorunlu olup olmadığı

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, 20.. yılı içerisinde tasfiyeye giren şirketinizin unvanının başına “Tasfiye Halinde” ibaresinin eklendiğini belirterek, tasfiyeye giriş nedeniyle kanuni defterlerin tasdik ettirilmesinin zorunlu olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde tasdike tabi defterler, 221 inci maddesinde ise tasdik zamanına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

             Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı hükmü yer almaktadır.

             Buna göre, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu olup, tutulması zorunlu defterlerin en geç tasfiyeye girdiğiniz tarih itibariyle tasdik ettirilmesi gerekmektedir.


    Kaynak: ismmmo,GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikOrganize Sanayi Bölgesinde bulunan özel okulun işyeri açma ve çalıştırma ruhsat harcı 4562 sayılı OSB Kanununun 21 inci maddesinde yer alan muafiyet hükmü kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda
    Sonraki İçerikÖrtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve kur farklarının beyanı ve düzeltme işlemleri

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz