vazgeçilmesi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 16 Nov 2022 11:45:53 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdikine ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/#respond Wed, 16 Nov 2022 11:45:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134570 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

27575268-105[221-2016-410]-416924

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hakkında Özelge

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanterdefterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;

– Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…” hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,

– Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016- 28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde

hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başındanitibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde, “Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.

2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/feed/ 0
Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hakkında açıklama https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/#respond Tue, 08 Nov 2022 11:48:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134296 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

27575268-105[221-2016-410]-416924

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hk.

25.10.2018

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanterdefterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;

– Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…” hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,

– Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016- 28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde

hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başındanitibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde, “Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.

2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/feed/ 0
Hizmet alımından vazgeçilmesi halinde KDV düzeltmesinin ne şekilde olacağı ve belge düzeni  https://www.muhasebenews.com/hizmet-alimindan-vazgecilmesi-halinde-kdv-duzeltmesinin-ne-sekilde-olacagi-ve-belge-duzeni/ https://www.muhasebenews.com/hizmet-alimindan-vazgecilmesi-halinde-kdv-duzeltmesinin-ne-sekilde-olacagi-ve-belge-duzeni/#respond Sat, 15 Oct 2022 10:22:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=133100

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–2346

08/10/2014

Konu

:

Hizmet alımından vazgeçilmesi halinde KDV düzeltmesinin ne şekilde olacağı ve belge düzeni.

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kurumunuzun web adresi üzerinden üye kullanıcılarınıza yurt içi ve yurt dışındaki anlaşmalı otel/tur operatörlerinden konaklama/tur satın almalarının sağlandığı, yapılan satış bedellerinin sanal POS cihazları ile tahsil edildiği ve söz konusu bedellerin satın alınan hizmet verilinceye kadar avans hesaplarında takip edildiği, erken rezervasyon uygulamasının olduğu durumlarda yapılan tahsilat ve hizmet ifası arasında uzun bekleme sürelerinin doğduğu, uygulanmakta olan sistemde nihai tüketici için düzenlenmesi gereken faturanın … tarafından düzenlendiği, nihai faturaya konu hizmetin bedeli otelden başlamak üzere varsa acenteyi de kapsayacak şekilde yukarı yönlü bir zincir içinde fatura edildiği, nihai tüketici misafirin oteli terk etmesiyle başlayan bu sürecin KDV beyannamesi verilinceye kadar geçen süre içinde fazla iş yükü oluşturduğu, buna istinaden tahsilatla eş zamanlı olarak fatura düzenlenmesinin ve KDV’nin önceden beyan edilmesinin düşünüldüğü,

            Diğer taraftan; hizmet satın alan üye kullanıcılarınızın hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımı süresi içerisinde verilen hizmetten memnun olunmadığı gerekçesi ile konaklama yerinden erken ayrılması halinde önceden tahsil edilen tutara ilişkin KDV düzeltmesinin ne şekilde yerine getirileceği hususunda tereddütlerin yaşandığı, web sitesi kullanıcılarının Türkiye’nin çok farklı yerlerinde olmaları nedeniyle Vergi Usul Kanununda düzenlenen imza şartının e-ticarete konu iade veya iptallerde yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, internet üzerinden satışı yapılan hizmetlere ait iade veya iptal işlemlerinde düzenlenmesi gerekli gider pusulasının fiziki imkansızlıktan dolayı Vergi Usul Kanununda yer alan imza şartı dışındaki unsurları içerecek şekilde düzenlenmesinin ve bu belgeye istinaden hasılat ve KDV düzeltme işlemlerinin yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

            I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN;

            KDV Kanununun;

            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu;

            -10/a maddesinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla; (10/b) maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle; (10/c) maddesinde, kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılmasıyla; vergiyi doğuran olayın meydana geleceği,

            -35 inci maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzelteceği, Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesinin şart olduğu

            hükme bağlanmıştır.

            Öte yandan, konuya ilişkin açıklamalara Mülga 54 Seri No’lu KDV Genel Tebliği ile 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinde yer verilmiştir.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin I/B bölümü “11.Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Satışlar”  başlıklı alt bölümünde;

            “….4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında, ödenen KDV’nin iadesi konusunda aşağıdaki şekilde işlem yapılır.

            Tüketiciler tarafından malların iade edilip bedellerinin geri verilmesinin istendiği durumlarda, satıcı tarafından ödenen bedellerin KDV dahil tutarları tüketiciye iade edilir. Satıcılar işlemlerinin düzeltilmesi için iade edilen mal nedeniyle gider makbuzu düzenler ve tüketiciden iade edilen mala ait fatura ve benzeri belgeyi bu makbuz ekinde geri alırlar. Gider makbuzunda iade edilen malın KDV’si satış bedelinden ayrı gösterilir ve bu miktar indirim konusu yapılmak suretiyle işlem düzeltilir.

            İade edilen mala ait fatura veya benzeri belgenin fiili imkânsızlıklar nedeniyle ibraz edilemediği durumlarda, aynı şekilde üzerine alış belgesinin ibraz edilemediği açıkça belirtilmek suretiyle gider makbuzu düzenlenmesi mümkündür.

            İade edilen malın yerine aynı veya başka bir malın verildiği durumlarda ise, satıcı tarafından yukarıda sözü edilen işlemlerin yanı sıra bu defa verilen yeni mal için fatura ve benzeri belge düzenleneceği tabiidir. Dolayısıyla iade edilen malların yerine verilen yeni malların değerleri dikkate alınarak belge düzenleneceğinden, iade edilen mallar ile yeni verilen mallar arasında değer farkının olup olmaması düzeltme işlemini etkilemez.” açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, kurumunuz tarafından internet üzerinden satışı yapılan konaklama ve tur satın alma hizmetlerine ilişkin verilecek hizmet ifasından önce fatura düzenlenmiş olması nedeniyle vergiyi doğuran olay meydana geleceğinden, faturada gösterilen ve kayıtlara intikal ettirilen hesaplanan KDV’nin genel hükümler çerçevesinde beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.          

            Ancak, müşterilerin hizmet alımından vazgeçmesi ve öncesinde fatura düzenlenerek tahsil edilen hizmet bedelinin henüz gerçekleştirilmeyen hizmet nedeniyle müşteriye iade edilmesi durumunda ise alımından vazgeçilen ve henüz gerçekleştirilmeyen hizmetle ilgili olarak, alıcıya ödenen hizmet bedeline ilişkin olarak ilgili vesikalarda gösterilen KDV tutarının ait olduğu dönemde indirim konusu yapılması mümkündür.

 

            II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN;

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

            – 227 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,

            – 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”,

            – 231/5 inci maddesinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

            – 234 üncü maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:

            …Vergiden muaf esnafa;

            Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

            Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.

            Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

            …”  hükümlerine yer verilmiştir.

            Diğer taraftan, 385 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “4 – Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni” başlıklı bölümünde, “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 8 inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanınmıştır.

            Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif edilmiştir.

            Vergi Usul Kanununun 234 üncü maddesi uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

            54 seri No.lu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetlerin çeşitli nedenlerle geri verilerek bedelinin alınması veya başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesinin istenilmesi halinde bu işlemlerin gider pusulası düzenlenerek yapılması gerektiğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

            Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür.

            Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde;

            – Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası

            – İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır.

            Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının yarıda kesilmesi durumunda mezkûr Genel Tebliğde tarif edilen ve iade bölümünü ihtiva eden bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye gönderilmesi, söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde hizmeti satın alan nihai tüketicinin adı soyadı, adresi, imzası ile alımından vazgeçilen hizmetin cins (konaklama-tur), miktar (süre), birim fiyat (günlük fiyat) ve tutar (toplam tutar) bilgilerinin yer alması; bu şekilde düzenlenen faturayı alan müşterinin, hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımını yarıda kesmesi halinde, faturanın iadeye ilişkin bölümünü doldurarak iki örnek olan faturanın bir örneğini kurumunuza geri göndermesi gerekmektedir.

            Mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının yarıda kesilmesi durumunda yukarıda açıklandığı üzere iade bölümünü ihtiva eden bir faturanın düzenlenmesi nedeniyle gider pusulası düzenlenmeyecektir.

  İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kurumunuzun web adresi üzerinden üye kullanıcılarınıza yurt içi ve yurt dışındaki anlaşmalı otel/tur operatörlerinden konaklama/tur satın almalarının sağlandığı, yapılan satış bedellerinin sanal POS cihazları ile tahsil edildiği ve söz konusu bedellerin satın alınan hizmet verilinceye kadar avans hesaplarında takip edildiği, erken rezervasyon uygulamasının olduğu durumlarda yapılan tahsilat ve hizmet ifası arasında uzun bekleme sürelerinin doğduğu, uygulanmakta olan sistemde nihai tüketici için düzenlenmesi gereken faturanın … tarafından düzenlendiği, nihai faturaya konu hizmetin bedeli otelden başlamak üzere varsa acenteyi de kapsayacak şekilde yukarı yönlü bir zincir içinde fatura edildiği, nihai tüketici misafirin oteli terk etmesiyle başlayan bu sürecin KDV beyannamesi verilinceye kadar geçen süre içinde fazla iş yükü oluşturduğu, buna istinaden tahsilatla eş zamanlı olarak fatura düzenlenmesinin ve KDV’nin önceden beyan edilmesinin düşünüldüğü, 

            Diğer taraftan; hizmet satın alan üye kullanıcılarınızın hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımı süresi içerisinde verilen hizmetten memnun olunmadığı gerekçesi ile konaklama yerinden erken ayrılması halinde önceden tahsil edilen tutara ilişkin KDV düzeltmesinin ne şekilde yerine getirileceği hususunda tereddütlerin yaşandığı, web sitesi kullanıcılarının Türkiye’nin çok farklı yerlerinde olmaları nedeniyle Vergi Usul Kanununda düzenlenen imza şartının e-ticarete konu iade veya iptallerde yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, internet üzerinden satışı yapılan hizmetlere ait iade veya iptal işlemlerinde düzenlenmesi gerekli gider pusulasının fiziki imkansızlıktan dolayı Vergi Usul Kanununda yer alan imza şartı dışındaki unsurları içerecek şekilde düzenlenmesinin ve bu belgeye istinaden hasılat ve KDV düzeltme işlemlerinin yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır. 

            I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN;

            KDV Kanununun;

            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu;

            -10/a maddesinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla; (10/b) maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle; (10/c) maddesinde, kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılmasıyla; vergiyi doğuran olayın meydana geleceği,

            -35 inci maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzelteceği, Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesinin şart olduğu

            hükme bağlanmıştır.

            Öte yandan, konuya ilişkin açıklamalara Mülga 54 Seri No’lu KDV Genel Tebliği ile 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinde yer verilmiştir.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin I/B bölümü “11.Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Satışlar”  başlıklı alt bölümünde;

            “….4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında, ödenen KDV’nin iadesi konusunda aşağıdaki şekilde işlem yapılır.

            Tüketiciler tarafından malların iade edilip bedellerinin geri verilmesinin istendiği durumlarda, satıcı tarafından ödenen bedellerin KDV dahil tutarları tüketiciye iade edilir. Satıcılar işlemlerinin düzeltilmesi için iade edilen mal nedeniyle gider makbuzu düzenler ve tüketiciden iade edilen mala ait fatura ve benzeri belgeyi bu makbuz ekinde geri alırlar. Gider makbuzunda iade edilen malın KDV’si satış bedelinden ayrı gösterilir ve bu miktar indirim konusu yapılmak suretiyle işlem düzeltilir.

            İade edilen mala ait fatura veya benzeri belgenin fiili imkânsızlıklar nedeniyle ibraz edilemediği durumlarda, aynı şekilde üzerine alış belgesinin ibraz edilemediği açıkça belirtilmek suretiyle gider makbuzu düzenlenmesi mümkündür.

            İade edilen malın yerine aynı veya başka bir malın verildiği durumlarda ise, satıcı tarafından yukarıda sözü edilen işlemlerin yanı sıra bu defa verilen yeni mal için fatura ve benzeri belge düzenleneceği tabiidir. Dolayısıyla iade edilen malların yerine verilen yeni malların değerleri dikkate alınarak belge düzenleneceğinden, iade edilen mallar ile yeni verilen mallar arasında değer farkının olup olmaması düzeltme işlemini etkilemez.” açıklamalarına yer verilmiştir. 

            Buna göre, kurumunuz tarafından internet üzerinden satışı yapılan konaklama ve tur satın alma hizmetlerine ilişkin verilecek hizmet ifasından önce fatura düzenlenmiş olması nedeniyle vergiyi doğuran olay meydana geleceğinden, faturada gösterilen ve kayıtlara intikal ettirilen hesaplanan KDV’nin genel hükümler çerçevesinde beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.           

            Ancak, müşterilerin hizmet alımından vazgeçmesi ve öncesinde fatura düzenlenerek tahsil edilen hizmet bedelinin henüz gerçekleştirilmeyen hizmet nedeniyle müşteriye iade edilmesi durumunda ise alımından vazgeçilen ve henüz gerçekleştirilmeyen hizmetle ilgili olarak, alıcıya ödenen hizmet bedeline ilişkin olarak ilgili vesikalarda gösterilen KDV tutarının ait olduğu dönemde indirim konusu yapılması mümkündür.

            II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN; 

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

            – 227 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”, 

            – 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”, 

            – 231/5 inci maddesinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”, 

            – 234 üncü maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: 

            …Vergiden muaf esnafa; 

            Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir. 

            Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur. 

            Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. 

            …”  hükümlerine yer verilmiştir. 

            Diğer taraftan, 385 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “4 – Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni” başlıklı bölümünde, “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 8 inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanınmıştır. 

            Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif edilmiştir.

            Vergi Usul Kanununun 234 üncü maddesi uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

            54 seri No.lu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetlerin çeşitli nedenlerle geri verilerek bedelinin alınması veya başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesinin istenilmesi halinde bu işlemlerin gider pusulası düzenlenerek yapılması gerektiğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır. 

            Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür. 

            Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde; 

            – Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası 

            – İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır. 

            Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir. 

            Buna göre, mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının yarıda kesilmesi durumunda mezkûr Genel Tebliğde tarif edilen ve iade bölümünü ihtiva eden bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye gönderilmesi, söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde hizmeti satın alan nihai tüketicinin adı soyadı, adresi, imzası ile alımından vazgeçilen hizmetin cins (konaklama-tur), miktar (süre), birim fiyat (günlük fiyat) ve tutar (toplam tutar) bilgilerinin yer alması; bu şekilde düzenlenen faturayı alan müşterinin, hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımını yarıda kesmesi halinde, faturanın iadeye ilişkin bölümünü doldurarak iki örnek olan faturanın bir örneğini kurumunuza geri göndermesi gerekmektedir.

            Mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının yarıda kesilmesi durumunda yukarıda açıklandığı üzere iade bölümünü ihtiva eden bir faturanın düzenlenmesi nedeniyle gider pusulası düzenlenmeyecektir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hizmet-alimindan-vazgecilmesi-halinde-kdv-duzeltmesinin-ne-sekilde-olacagi-ve-belge-duzeni/feed/ 0
Vergi taksitlendirmesinden yararlanmak için açılan davalardan vazgeçilmesi gerekmektedir. https://www.muhasebenews.com/vergi-taksitlendirmesinden-yararlanmak-icin-acilan-davalardan-vazgecilmesi-gerekmektedir/ https://www.muhasebenews.com/vergi-taksitlendirmesinden-yararlanmak-icin-acilan-davalardan-vazgecilmesi-gerekmektedir/#respond Sun, 06 Dec 2020 15:12:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97969 Dava Açılmaması, Açılmış Davalardan Vazgeçilmesi

7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (a) bendinde, bu Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Kanun kapsamına, alacağın varlığı hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte olup, münhasıran kesinleşmiş alacaklar girdiğinden, bu Kanundan yararlanmak isteyen borçluların kesinleşmiş alacaklara ilişkin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) ve kanun yollarına başvurmamaları gerekmektedir. Bu nedenle, Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu yöndeki iradelerini başvuruları sırasında yazılı olarak belirtmeleri şarttır.

Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller tarafından açılan davalardan vazgeçme yetkisi, bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan, Kanundan yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da ihtilafı devam ettirilen davalardan da iflas idaresince vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni temsilcilerin bu başvuruları sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını gösteren belgeyi eklemeleri icap etmektedir.

Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince, davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle, tahsil dairelerince alınan dilekçenin bir örneğinin derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir.

Kanundan yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunan borçluların, devam eden ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı dilekçelerini başvuru süresi içerisinde ilgili tahsil dairesine vermeleri gerekmektedir.

Diğer taraftan, mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.

 


Kaynak: 7256 Sayılı Kanun 1 no.lu Tebliğ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vergi-taksitlendirmesinden-yararlanmak-icin-acilan-davalardan-vazgecilmesi-gerekmektedir/feed/ 0