tazminatın – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 19 Feb 2022 09:08:01 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Serbest meslek erbabına ödenen tazminatın vergilendirilmesi https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabina-odenen-tazminatin-vergilendirilmesi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabina-odenen-tazminatin-vergilendirilmesi/#respond Sat, 19 Feb 2022 09:08:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122767 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[67-2019/293]-E.996093

19.11.2019

Konu

:

Serbest meslek erbabına ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, avukatlık faaliyeti ile iştigal etmekte iken söz konusu faaliyetinize 28/02/2018 tarihinde son verdiğinizi, ancak bir şirket ile  01/02/2001 tarihinde yaptığınız Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 8 inci maddesinde; Avukatın herhangi bir nedenle görevinden ayrılması halinde göreve ilk başladığı 01/12/1995 tarihinden ayrıldığı tarihe kadar ve çalıştığı yılın tamamlanmış olup olmadığına bakılmaksızın görevde bulunduğu her takvim yılı için son almakta olduğu ücret üzerinden bir maaş nispetinde tazminat verilecek ve bu tazminatın stopaj, fon ve KDV’si de şirket tarafından karşılanacaktır.” hükmüne göre tarafınıza 23 yıllık çalışmanız karşılığı en son aldığınız ücret olan 5.000 Amerikan Doları karşılığı tazminat ödendiği, tarafınızdan da 31/01/2018 tarihinde serbest meslek makbuzu düzenlenerek %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldığı ve %18 oranında katma değer vergisi hesaplandığı belirtilerek, elde edilen tazminat tutarının verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamenize dahil edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmış olup konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez….” hükmü,

 

62 inci maddesinde; ” İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir…” hükmü,

 

65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

 

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır...” hükmü,

 

66 ıncı maddesinde; “Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez…” hükmü,

 

67 inci maddesinde;  “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.

 

…” hükmü

 

yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, 01/12/2001 tarihinde … ile imzalanan Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 1 inci maddesinde, … Şirketler Grubuna, … Şirketler Grubuna ve … Holding’e dahil bulunan tüm şirket ve kuruluşların istenilen konularda müşavirliğini yapıp görüşün iletişim araçları vasıtasıyla bildirileceği ve karşılıklı görüşmeye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda ilgili şirketin merkezinde veya çağrıldığı yerde veya kendi bürosunda hazır bulunulacağı, tarafınızdan bu sözleşme ile yüklenilen görevin, talepte bulunan şirketlere Ulusal ve Uluslararası hukuki konularda mütalaa vermek ve bu konulardaki her türlü sözleşmeler tanzim etmek, gerekli yorumları yapmak tavsiyelerde bulunmak olduğu, bu işlerin takip ve intacı için herhangi bir şirket merkezinde muayyen bir gün veya mesai saati içinde bulunma zorunluluğunun olmadığı, ancak tatil veya mesai saatine bakılmaksızın şirketin ihtiyacı olduğu an çağrıldığında çağrıldığı yerde hazır olacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu hükümlere göre, anılan Şirketler Grubu ile yapmış olduğunuz 01/12/2001 tarihli Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin incelenmesinden, elde ettiğiniz gelirin serbest meslek kazancı olduğu anlaşılmıştır.

 

Bu nedenle, söz konusu sözleşmenin 8 inci maddesi gereği tarafınıza ödenen tazminat tutarının, serbest meslek kazancı kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu kazancın elde edilen dönemin geliri olarak 2018 yılı gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabina-odenen-tazminatin-vergilendirilmesi/feed/ 0
Sözleşmenin Feshi Nedeniyle Ödenecek Tazminatın GV, DV ve KDV’ye Tabi Olup Olmadığı https://www.muhasebenews.com/sozlesmenin-feshi-nedeniyle-odenecek-tazminatin-gv-dv-ve-kdvye-tabi-olup-olmadigi/ https://www.muhasebenews.com/sozlesmenin-feshi-nedeniyle-odenecek-tazminatin-gv-dv-ve-kdvye-tabi-olup-olmadigi/#respond Sat, 03 Apr 2021 13:11:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107046 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlügü

Sayı

:

19341373-120[ÖZELGE-2018/16]-24093

25.02.2021

Konu

:

Sözleşmenin Feshi Nedeniyle Ödenecek Tazminatın GV, DV ve KDV’ye Tabi Olup Olmadığı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddelerine istinaden, sürekli işçi kadrosuna geçişler nedeniyle hizmet alım niteliği taşıyan sözleşmenin feshedilmesi sonucunda yükleniciye ödenecek tazminat tutarı üzerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Damga Vergisi Kanunu Yönünden:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kâğıtları imza edenler olduğu ve resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisinin kişiler tarafından ödeneceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle, kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların; 1/b fıkrasında ise maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak carî hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların nispi damga vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler çerçevesinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında çalıştırılanların işçi kadrosuna geçirilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bahse konu geçici 23 üncü maddenin yedinci fıkrasında, “Sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmeleri, birinci fıkrada öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılır. Feshedilmiş sayılan sözleşmelerden, sadece yapılan işin tutarı her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80’ini aşmayanlar için yükleniciye, sözleşmenin yürütülmesine ilişkin her türlü zarara karşılık her türlü fiyat farkı hariç sözleşme bedelinin %80’i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’i fesih tarihindeki fiyatlar dikkate alınarak sözleşmeyi yürüten idare tarafından, yapmış olduğu vergi, resim, harç ve paylar dahil olmak üzere tüm giderler ve mahrum kaldığı kâr karşılığı olmak üzere tazminat olarak ödenir ve başkaca bir ödeme yapılmaz. Yüklenici başka bir hak talebinde bulunamaz.” hükmü; geçici 25 inci maddesinde ise “Geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeler kapsamına giren hususlara ilişkin usul ve esaslar ile bu maddelerin uygulanmasında ortaya çıkacak tereddütleri giderecek idareler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.

1/1/2018 tarihli ve 30288 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 ve Geçici 24 üncü Maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar” ile uygulamanın nasıl yürütüleceği açıklanmış olup söz konusu Usul ve Esasların “Feshedilen sözleşmeler nedeniyle ödenecek tazminatlar” başlıklı 24 üncü maddesinde ödenecek tazminatın hesaplanmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır.

Bahse konu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları kapsamında sözleşmesi feshedilen yüklenicilere tazminat dışında vergiler dahil başka adlar altında ödeme yapılamayacağı görülmektedir.

Ayrıca, bahsi geçen “Usul ve Esaslar”ın 51 inci maddesinde, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü maddesinin yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbeşinci ve onyedinci fıkralarına ilişkin olarak uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermek üzere Kamu İhale Kurumunun görevli ve yetkili olduğu düzenlenmiştir.

Buna göre, 375 sayılı KHK’nın geçici 23 ve 24 üncü maddeleri ile bu maddelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar uyarınca yüklenici firmalara ödenmesine hükmedilen tazminat ödemelerinin, resmi dairelerin mal ve hizmet alımı ya da hizmet karşılığı ücret kapsamında yapılan bir ödeme olarak değerlendirilmeyeceği dikkate alındığında, söz konusu tazminat ödemesi nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları Yönünden:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde; kimlerin, hangi ödemelerden tevkifat yapmak zorunda olduğu belirlenmiş olup söz konusu maddede sayılanların, yine aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde ise “Kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre,  696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü madde gereğince, kamu kurum ve kuruluşlarında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı sözleşmeleri kapsamında çalıştırılmakta olan işçilerin sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi nedeniyle, feshedilen sözleşmeler dolayısıyla yükleniciye ödenecek tazminatlar, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde kesintiye tabi ödemeler arasında sayılmaması nedeniyle, bu tazminatlar üzerinden anılan kanunlar uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmemektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği

hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, konu ile ilgili olarak 60 no.lu KDV Sirkülerinin “1.2. Tazminatlar” başlıklı bölümünde;

1.2.1. Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV’nin konusuna girmemektedir. 

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli v.b. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü maddesi hükmü gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu ödemelerin anılan maddede açıkça tazminat olarak nitelendirildiği, ödenecek tutarın yüklenicilerin yapmış olduğu gerçek gider, harcama ve zarar dikkate alınmadan belirlendiği dikkate alındığında herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sozlesmenin-feshi-nedeniyle-odenecek-tazminatin-gv-dv-ve-kdvye-tabi-olup-olmadigi/feed/ 0
Manevi tazminatın icra müdürlüğüne ödenmesinde gelir ve damga vergisi istisnası var mıdır? https://www.muhasebenews.com/manevi-tazminatin-icra-mudurlugune-odenmesinde-gelir-ve-damga-vergisi-istisnasi-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/manevi-tazminatin-icra-mudurlugune-odenmesinde-gelir-ve-damga-vergisi-istisnasi-var-midir/#respond Mon, 14 Dec 2020 13:16:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98632

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

90792880-155.13.01.01[2014/2559]-1137

12/11/2014

Konu

:

Manevi tazminatın icra müdürlüğüne ödenmesinde gelir ve damga vergisi istisnası hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, Ankara 12 nci İş Mahkemesinin … tarih ve Esas No: … Karar No: … sayılı kararı ile kurumunuz aleyhine hükmedilen manevi tazminat ile işletilecek olan yasal faiz tutarının icra müdürlüğüne ödenmesi esnasında vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

A- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104’üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Aynı Kanunun 25 inci maddesinde ise, gelir vergisinden müstesna tazminat ve yardımlar tadadi olarak sayılmıştır.

Öte yandan, ”tazminat” kavramı maddi ve manevi anlamda uğranılan zarar karşılığında ödenen para ya da ödeneği ifade etmekte olup, kişilerin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamaya yönelik olarak yapılan ödemeler maddi tazminat kavramının konusunu oluştururkenmal varlığı dışındaki hukuki değerlere yapılan saldırılarla meydana getirilen eksilmenin giderilmesi ve zarara uğrayan şahsın manevi varlığında meydana gelen tahribatın kısmen de olsa hafifletilmesine yönelik ödemeler ise manevi tazminatın konusunu oluşturmaktadır.

Buna göre, kişinin manevi değerlerinde sebep olunan zararı tazmin amacıyla mahkeme kararıyla maddi bir bedel olarak tayin edilen, ancak fiili bir çalışma ya da hizmetin karşılığı olmayan manevi tazminatın, bir işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak bir  hizmet karşılığı yapılan bir ödeme olmaması nedeniyle ücret olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta olup, söz konusu ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de “Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)” hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede, ilgili mahkemece hükmolunan zarar için hesaplanan yasal faizin alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve söz konusu ödemenin, anılan Kanunun 85 inci ve 86 ncı maddeleri uyarınca, tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratları için öngörülen beyan haddini (2013 yılı için 1.390 TL) aşması halinde, tamamının elde edenlerce yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

B- DAMGA VERGİSİ KANUNUN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8’inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 9’uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Mezkur Kanununa ekli (2) sayılı tablonun “I-Resmi işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 numaralı fıkrasında ise, resmi daireler arasındaki işlemleri kapsayan her türlü kağıtlarla bu dairelerin soruları üzerine kişiler tarafından yazılan cevaplar ve eklerinin damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında resmi daire olan Kurumunuz tarafından icra dairesine yapılacak ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlar Kanuna ekli (2) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası hükmü gereğince damga vergisinden istisna tutulması gerekmektedir.

C-VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, 2’nci maddesinde ise “İvazsız intikal” tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği, maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatların ivazsız sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, ivazsız intikal olarak kabul edilmemesi nedeniyle, maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen paraların veraset ve intikal vergisine tabi tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla, davacıya  ödenmesine hükmedilen manevi tazminatın veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/manevi-tazminatin-icra-mudurlugune-odenmesinde-gelir-ve-damga-vergisi-istisnasi-var-midir/feed/ 0