tabi olup olmadığı – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 22 Mar 2022 07:42:27 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 İhracatçılara ve yurtdışındaki alıcılara verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen komisyon gelirinin KDV ye tabi olup olmadığı ile kur farklarının safi kurum kazancı yönünden dikkate alınıp alınma https://www.muhasebenews.com/ihracatcilara-ve-yurtdisindaki-alicilara-verilen-aracilik-hizmetlerinden-elde-edilen-komisyon-gelirinin-kdv-ye-tabi-olup-olmadigi-ile-kur-farklarinin-safi-kurum-kazanci-yonunden-dikkate-alinip-alinma/ https://www.muhasebenews.com/ihracatcilara-ve-yurtdisindaki-alicilara-verilen-aracilik-hizmetlerinden-elde-edilen-komisyon-gelirinin-kdv-ye-tabi-olup-olmadigi-ile-kur-farklarinin-safi-kurum-kazanci-yonunden-dikkate-alinip-alinma/#respond Tue, 22 Mar 2022 10:15:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124476 Sayı: 50426076-KDV-20-969-75

Tarih: 17/07/2013

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı:50426076-KDV-20-969-7517/07/2013
Konu:İhracatçılara ve yurtdışındaki alıcılara verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen komisyon gelirinin KDV ye tabi olup olmadığı ile kur farklarının safi kurum kazancı yönünden dikkate alınıp alınma

 İlgide kayıtlı özelge talep formunda;

            Yurtiçinde üretim yapan firmalara üretmiş oldukları malların yurtdışına ihracı ile yurtdışındaki alıcılara yurtiçinden yapacakları mal alımlarında, Şirketiniz tarafından aracılık hizmetleri verildiği ve bu hizmet karşılığında komisyon geliri elde edildiği,

            İhracat işlemlerinin üretici firmalar adına yapıldığı, ihracat alacaklarının döviz bedeli üzerinden Şirketinizce üstlenilerek vadeli olarak ihracatçı firmalara ödendiği ve buna mukabil ihracatçı firmaların da ihracat alacaklarını Şirketinize temlik ettiğinden bahisle;

            – Yurtiçindeki ihracatçı firmalardan elde edilen komisyon geliri ile yurtdışındaki alıcı firmalara verilen hizmetin karşılığında elde edilen komisyon gelirinin,

            – İhracatçı firmaların, ihracat alacaklarını Şirketinizden tahsil etmesi nedeniyle oluşacak kur farkları ile yurt dışındaki firma adına yapılan aracılık faaliyetinden dolayı ihracatçı firmanın ihracat alacağını Şirketinizden tahsil etmesi nedeniyle oluşacak kur farklarının

            katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı,

            – Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre, yaptığınız işlemlere ilişkin dövizli borç ve alacaklarınızın değerlemesi sonucu oluşan kur farklarının, kambiyo kârı veya zararı olarak safi kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı

            konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            1- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 231 inci maddesinin beş numaralı bendinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

            Aynı Kanunun; “Fatura kullanma mecburiyeti” başlıklı 232 nci maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

            1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,

            2. Serbest meslek erbabına,

            3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,

            4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,

            5. Vergiden muaf esnafa,

             Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

             Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (1.1.2012 tarihinden geçerli olmak üzere) 770,-TL’yi geçmesi veya bedeli 770,-TL.’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmüne yer verilmiştir.

             Buna göre; yurt içindeki ihracatçı firmaya ve yurtdışındaki müşteriye verdiğiniz aracılık hizmeti karşılığında hizmetin tamamlandığı tarihten itibaren azami yedi gün içerisinde fatura düzenlemeniz gerekmekte olup, yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenecek olan faturaların, Türk parası karşılığı gösterilmeksizin yabancı para birimine göre düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı tabiidir.

             Öte yandan, mezkur Kanunun 280 inci maddesinde “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur….”, “Kasa Mevcudu” başlıklı 284 üncü maddesinde ise “Kasa mevcutları itibari kıymetleriyle değerlenir, yabancı paralar hakkında 280’inci madde hükmü uygulanır.” hükmü mevcuttur.

             Bu itibarla, yurt dışından gönderilen ve yurt içindeki ihracatçı firmalara tarafınızca ödenen paranın gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımaması durumunda alacak veya borç olarak değerlemesine gerek bulunmamakla birlikte, yurt dışındaki müşteriden döviz olarak aldığınız komisyon gelirlerinin ise Kanununun 280 ve 284 üncü maddeleri uyarınca değerlemeye tabi tutulması ve oluşan kur farklarının gelir veya gider hesapları ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

             2- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

            Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi, tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan; bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

            3- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

            3065 sayılı KDV Kanununun;

            1/1 inci maddesinde; ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            6 ncı maddesinde; işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

            10/a maddesinde; vergiyi doğuran olayın mal teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana geldiği,

            11/1-a maddesinde; yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            12/2 nci maddesinde; bir hizmetin yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için,

            – Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılmış olması

            – Hizmetten yurtdışında faydalanılması gerektiği

            17/4-g maddesinde; külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik, virconia) döviz, para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi, tahvil ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin KDV den istisna olduğu,

            – 24/c maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

            – 26 ncı maddesinde ise; bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk Lirasına çevrileceği,

            hükümlerine yer verilmiştir.

            Öte yandan, 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (K), 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A), 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (B) ve 60 No.lu KDV Sirkülerinin (3.1.1) bölümlerinde hizmet ihracına ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

            Hizmet ihracı istisnasının uygulanmasında, “hizmetten yurtdışında faydalanılması” şartının gerçekleşebilmesi için, verilen hizmetin yurt dışındaki müşterinin Türkiye’deki faaliyeti ile ilgisinin bulunmaması gerekmektedir.

            Diğer taraftan, 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Vade Farkı, Kur Farkı ve Matrahta Değişikliğe Yol Açan İşlemlerde KDV Uygulaması” başlıklı bölümünün “2. Kur Farkları” başlıklı alt bölümünde; bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirileceği; buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmesi ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oranın uygulanması suretiyle KDV hesaplanacağı; bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde ise, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerektiğine dair açıklamalar yapılmıştır.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

            1) Yurt içinde üretim yapan firmalara, ürettikleri malların yurtdışına ihracat edilmesi ile yurtdışındaki alıcılara Türkiye’den yapacakları mal alımlarına yönelik olarak Şirketiniz tarafından Türkiye’de verilen aracılık hizmetlerinden Türkiye’de yararlanıldığından söz konusu aracılık hizmetleri nedeniyle elde edilen komisyon gelirleri üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanması,

            2) İhracatçı firmaların ihracat alacakları ile yurt dışındaki firma adına yapılan aracılık faaliyetinden dolayı ihracatçı firmaların ihracat alacaklarını Şirketinizden tahsil etmesi nedeniyle oluşacak kur farklarında, Şirketiniz tarafından verilen aracılık hizmetinin vergisel boyutu (KDV ye tabi olup olmaması veya KDV den istisna olması) göz önünde bulundurulmak suretiyle vergiye tabi işlemlere ilişkin olanlarda kur fakı için KDV hesaplanması,

            3) Şirketiniz lehine veya aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo kârı veya zararı olarak dikkate alınması ve bu tutarların doğrudan “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı” ile ilişkilendirilmek suretiyle ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınması

            gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.


Kaynak:GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracatcilara-ve-yurtdisindaki-alicilara-verilen-aracilik-hizmetlerinden-elde-edilen-komisyon-gelirinin-kdv-ye-tabi-olup-olmadigi-ile-kur-farklarinin-safi-kurum-kazanci-yonunden-dikkate-alinip-alinma/feed/ 0
Düzenleme şeklindeki ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin damga vergisini tabi olup olmadığı https://www.muhasebenews.com/duzenleme-seklindeki-on-odemeli-gayrimenkul-satis-vaadi-sozlesmesinin-damga-vergisini-tabi-olup-olmadigi/ https://www.muhasebenews.com/duzenleme-seklindeki-on-odemeli-gayrimenkul-satis-vaadi-sozlesmesinin-damga-vergisini-tabi-olup-olmadigi/#respond Fri, 18 Dec 2020 08:18:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98928 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı
(Gelir, Kurumlar ve Diğer Vergiler Müdürlüğü)

Sayı : 16700543-155[19-515-51]-E.19575                                                                                                                                                        06.03.2020

Konu : Düzenleme şeklindeki ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin damga vergisini tabi olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketiniz tarafından inşa edilen konutların satışına ilişkin olarak düzenlenen “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi” için 31/1/2017 tarih ve 2017/9759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden damga vergisinin “0” (sıfır) olarak hesaplandığı, ancak özelgeye konu sözleşmelerde alıcı tarafından satıcıya bir kısmının peşin bir kısmının ise senet keşide edilerek ödeneceği hususu gerekçe gösterilerek, söz konusu senetlerin teminat olarak kabul edilmesi ve teminat bedeli üzerinden damga vergisinin ödenip ödenmeyeceği hususunda tereddüte düşülmesi üzerine, bahse konu sözleşmelere 3/2/2017 tarihli ve 29968 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 31/1/2017 tarihli ve 2017/9759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında “0” (sıfır) nispetinde damga vergisi uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; 6 ncı maddesinde (6728 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi ile değişen hali), bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisinin, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işleminin de ayrıca vergiye tabi olacağı, şu kadar ki; bir kâğıt üzerinde birden fazla adi kefalet ve garanti taahhüdü bulunması hâlinde, ayrı ayrı olmak üzere bunlardan yalnızca birinden damga vergisi alınacağı, pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmayacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin; 6728 sayılı Kanunun 28 inci maddesi ile aynı bölüme eklenen A/10-b fıkrasında, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenen ön ödemeli konut satış sözleşmelerinin nispi damga vergisine tabi olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 3/2/2017 tarihli ve 29968 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 31/1/2017 tarihli ve 2017/9759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/10-b fıkrasında yer alan 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenen ön ödemeli konut satış sözleşmelerine “0” (sıfır) nispetinde damga vergisi uygulanacağı karara bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, ön ödemeli konut satış sözleşmesinin, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşme olduğu; 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise, satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketicinin on gün içinde edinimlerini iade edeceği hükümlerine yer verilmiş olup, 27/11/2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik”te de aynı açıklamalara yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ekinde yer alan, “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi” başlıklı kağıdın “Sözleşmenin Konusu” başlıklı kısmının (2.2) maddesinde, sözleşmenin konusunun, bilgilerine yer verilen bağımsız bölümü, satıcının sözleşmede belirtilen bedel ve esaslar dairesinde alıcıya tapuda satmayı ve devretmeyi vaat ve taahhüt etmesi, alıcının da bu bağımsız bölümü işbu sözleşmede belirlenen bedel ve esaslar dairesinde satın almayı kabul ve taahhüt etmesi olduğu; (2.3) maddesinde, bağımsız bölümün … İli, … İlçesi, … ada, … nolu parselde kayıtlı taşınmazda yer alan Projenin (…) Blok, (…) kat, (… nolu daire) konumunda bulunduğu, alıcının satın aldığı bağımsız bölümün kullanım amacının “Konut” olması nedeniyle bağımsız bölümün “Konut” dışında kullanılmayacağı; bahse konu sözleşmenin ekinde yer alan (EK-3) “Sözleşme Bedeli ve Ödemeye İlişkin Ödemeler” başlıklı kağıdın 1 inci maddesinde, bağımsız bölümünün KDV dahil peşin satış bedelinin … TL olduğu, 4 üncü maddesinde ise satın almayı vaad eden şahsın …/…/2018 tarihinde … TL’sini peşin olarak ödediği, geriye kalan tutar için ise …/…/2019 ve …/…/2019 vadeli … TL’lik iki adet senet keşide ettiği belirlemelerine yer verildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, özelge talebine konu “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi” ve ödemeye ilişkin esasları belirleyen eki (EK-3) “Sözleşme Bedeli ve Ödemeye İlişkin Ödemeler” başlıklı kağıtta, peşin ödeme bedeline, geriye kalan bedelin ise iki eşit taksitte farklı vadelerde verilecek senetlerle ödeneceğine ilişkin belirlemelere yer verildiği dikkate alındığında, sözleşmeye konu bağımsız bölümün bedelinin bir kısmının peşin bir kısmının taksitle ödenmesini düzenleyen söz konusu sözleşmeye “0” (sıfır) nispetinde damga vergisi uygulanması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/duzenleme-seklindeki-on-odemeli-gayrimenkul-satis-vaadi-sozlesmesinin-damga-vergisini-tabi-olup-olmadigi/feed/ 0