ödenebilir – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 20 Jan 2024 08:17:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Şirket Ortağına Ücret Ödenebilir Mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagina-ucret-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagina-ucret-odenebilir-mi/#respond Sat, 20 Jan 2024 08:17:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148616 Bir LTD.ŞTİ ortaklarına aylık sabit 20.000 TL maaş ödemek istiyor. Maaş ödenebilir mi?

Ortağa Maaş ödenmez. Ortaklar kurulu kararı ile müdür veya müdürlere HUZUR hakkı ödenir.

HUZUR HAKKI :

A.Ş. Şirketlerin Yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin yaptıkları bu hizmetlerinin karşılığı olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 394’üncü maddesinde görüleceği üzere, “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim veya yıllık kardan pay ödenebilir.’’

Limited şirketin temsili ve işlerin yürütülmesi ile görevli müdür veya müdürler kurulu üyelerine bu görevleri dolayısıyla huzur hakkı ödenebilir. (TTK madde 622,623.)

Hükmü yer almaktadır.

GVK 61. maddesinde Huzur hakkı Ücret olarak tanımlanmıştır. Şirketlerden veya diğer kuruluşlardan alınan huzur hakları için Asgari ücret kadarlık ücret ödemesinden hesaplanan GV ve DV istisnadır İstisna edilen tutarın üzerin de ödeme yapılır ise Fazlası için GV ve DV kesintisi yapılır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagina-ucret-odenebilir-mi/feed/ 0
Şirket ortağı olmayan müdürlere huzur hakkı ödenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-olmayan-mudurlere-huzur-hakki-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-olmayan-mudurlere-huzur-hakki-odenebilir-mi/#respond Wed, 27 Sep 2023 09:18:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146591 Bir firmamız var tek ortaklı ve tek müdürlü bir firma. Bir personeli var yurtdışına çıkıp geliyor. Bu personele SGK işe giriş bildirgesinde ithalat-ihracat müdürü olarak giriş yapıldı. Ancak ticaret odası veya vergi dairesinde bir müdürlüğü bulunmuyor. İngiltere vizesi almak istediğinde vize aracı kurumu demiş ki huzur hakkı yatırılması lazım sana. Bizim bildiğimiz şirket ortağı olmayan bir personelin huzur hakkı alma durumu yok ancak yanılıyor muyuz bilgilerinize ihtiyaç duymaktayız. Şirket ortağı ve ticaret sicilde müdürlüğü olmayan (dışardan müdür de dahil)personele huzur hakkı ödeniyor mu?

Şirketlerde huzur hakkı sadece ortaklara ödenir. Çalışanlara huzur hakkı ödenmez. Çalışanlara maaş ödenir.


Huzur Hakkı: Resmi işlerde, belli bir konuyu görüşmek üzere toplanan bir kurulun üyelerine bu görevlerinden dolayı verilen maddi karşılıktır. Huzur hakkı, ücret olarak nitelendirilir ve vergilendirilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-olmayan-mudurlere-huzur-hakki-odenebilir-mi/feed/ 0
Gazetecinin kıdem tazminatı hangi hallerde taksitle ödenebilir? https://www.muhasebenews.com/gazetecinin-kidem-tazminati-hangi-hallerde-taksitle-odenebilir/ https://www.muhasebenews.com/gazetecinin-kidem-tazminati-hangi-hallerde-taksitle-odenebilir/#respond Fri, 22 Sep 2023 08:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146491

İşverenin maddi imkânsızlık sebebiyle gazetecinin tazminatını bir defada ödeyememesi halinde, ödeme en çok 4 taksitte yapılır ve bu taksitlerin tamamının süresi 1 yılı geçemez.

Ancak, bu bölünme o işyerinin mali vergisini tahakkuk ettiren maliye şubesinin, firmanın zarar etmekte olduğu kararı üzerine yapılabilir.

 


Kaynak: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/gazetecinin-kidem-tazminati-hangi-hallerde-taksitle-odenebilir/feed/ 0
Yabancı ortaklı şirketlerde çalışanlara ücretleri döviz olarak ödenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/yabanci-ortakli-sirketlerde-calisanlara-ucretleri-doviz-olarak-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ortakli-sirketlerde-calisanlara-ucretleri-doviz-olarak-odenebilir-mi/#respond Wed, 13 Sep 2023 03:22:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146222 %100 yabancı sermayeli Türkiye’de kurulmuş bir şirket çalışanlarına döviz üzerinden maaş verebilir mi? Yoksa TL üzerinden mi maaş verecektir. ( işveren yabancı ortak olduğundan döviz üzerinden vermek istiyor.)

Dövizle Maaş Alma şartları

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan, Türkiye’de ikamet eden çalışanlar; Ülkemiz sınırları dışında ikamet eden kişilerin Türkiye’de bulunan şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak %50 ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketlerin taraf olduğu sözleşmeler

Türkiye’de başlayıp yurt dışında sonlanan ve yurt dışında başlayıp Türkiye’de sonlanan elektronik haberleşme ile ilgili hizmet sözleşmeleri döviz üzerinden yapılabiliyor.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/11/20181116-8.htm

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ortakli-sirketlerde-calisanlara-ucretleri-doviz-olarak-odenebilir-mi/feed/ 0
Mal Satışı Nedeniyle Oluşan Borç Döviz İle Ödenebilir Mi? https://www.muhasebenews.com/mal-satisi-nedeniyle-olusan-borc-doviz-ile-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/mal-satisi-nedeniyle-olusan-borc-doviz-ile-odenebilir-mi/#respond Wed, 16 Aug 2023 23:00:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145482 Ticari borç alacak tahsilatları döviz cinsinden yapılabilir mi?

Emtia satışları nedeniyle oluşan alacak ve borçlar TL olarak yapılmalıdır.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.


 

19 Nisan 2022 SALI Resmî Gazete Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesiamacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu

sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini dövizcinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmalarımümkündür

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.


-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.


19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.


19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mal-satisi-nedeniyle-olusan-borc-doviz-ile-odenebilir-mi/feed/ 0
Yurt Dışına Götürülen Çalışanlara Asgari Ücret Ödenebilir Mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-goturulen-calisanlara-asgari-ucret-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-goturulen-calisanlara-asgari-ucret-odenebilir-mi/#respond Tue, 15 Aug 2023 00:00:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145373 Yurt dışında çalışacak personelin yani Türkiye’den yurt dışına çalışmak için götürülen personelin en düşük maaş uygulaması diye bir şey var mı? Yani Yurtdışına çalışmak için götürülen bir işçi en az ne kadar maaş almalıdır.

Çalışanların alacağı ücret asgari ücretin altında olamaz. Bunun dışında işçi ile işveren arasında ücret belirlemesi yapılır. Bazı mesleklerinde asgari ücret tarifesi bulunmaktadır. hekim mimar mühendis vb gibi.

Yurt dışına işçi götürebilmesi için yapılması gerekenler 



Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-goturulen-calisanlara-asgari-ucret-odenebilir-mi/feed/ 0
Çalışmaya Devam Eden İşçiye Kıdem Tazminatı Ödenebilir Mi? https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/#respond Thu, 03 Aug 2023 10:27:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145080
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2016/12989
2016/17229
09.06.2016
İlgili Kanun / Madde 1475 S. İşK. /14
  • İŞ SÖZLEŞMESİ DEVAM EDERKEN ÖDENEN KIDEM TAZMİNATININ AVANS NİTELİĞİNDE OLDUĞU
  • AVANS OLARAK ÖDENEN KIDEM TAZMİNATININ SON ÜCRET ÜZERİNDEN TÜM KIDEM SÜRESİNE GÖRE HESAPLANAN KIDEM TAZMİNATINDAN FAİZLERİYLE BİRLİKTE MAHSUBUNUN GEREKMESİ
ÖZETİ   İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.

İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.

Dosya içeriğinden, davacının, davadışı alt işverenler nezdinde davalı …’ne bağlı işyerinde çalıştığı ve 29.06.2005-07.09.2009 tarihleri arası dönem için davacıya 2.885,82 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, kıdem tazminatı hesaplanırken bu ödemenin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Şu halde, yukarıda açıklandığı üzere, yapılan ödemenin avans olarak değerlendirilip, kanuni faizi ile birlikte belirlenen kıdem tazminatı hesabından mahsubu gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak: Yargıtay Kararı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/feed/ 0
Vergi affı kapsamına girmeyen vergi borcu taksitle ödenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/vergi-affi-kapsamina-girmeyen-vergi-borcu-taksitle-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/vergi-affi-kapsamina-girmeyen-vergi-borcu-taksitle-odenebilir-mi/#respond Fri, 10 Dec 2021 00:57:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118326 Vergi borcu taksitler halinde ödenebilir mi?

Mükellefler karşılaştıkları ekonomik ve mali zorluklar nedeniyle vergi borçlarını ödeme güçlüğü içine düşebilirler. Zor duruma düşmeleri nedeniyle borçlarını ödeyemeyen mükelleflerin borçları, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş (50.000,00 TL’nin üzerindeki borçlar için) olmak şartıyla, 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil ve taksitlendirilebilir.

Hangi vergi borçları için tecil ve taksitlendirme talep edilebilir?

Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri  Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu  harçları hariç), Fonlar, Paylar (Eğitime Katkı Payı ve buna ait gecikme zammı dahil) ve ek vergiler dışındaki diğer borçlarınız için tecil ve  taksitlendirme talep edebilirsiniz. Ancak bu vergilere ait gecikme zamlarının  tecil ve taksitlendirilmesi mümkündür.
Gecikme zammı uygulanmış borçlarda sadece alacak aslı için tecil ve  taksitlendirme yapılmamaktadır. Asıl alacak ile birlikte bu alacağa ait gecikme  zammının da tecil ve taksitlendirilmesinin talep edilmesi halinde, talep  değerlendirmeye alınacaktır.

Tecil ve taksitlendirme kimler tarafından, ne zaman talep edilebilir?

Bizzat borçlunun kendisi veya vergi borcundan sorumlu tutulan kanuni temsilciler, ortaklar gibi asıl borçlu ile birlikte borçtan sorumlu tutulan kişiler veya bu konuda özel olarak vekalet verilen kişiler tecil ve taksitlendirme talebinde bulunabilirler.
Tecil ve taksitlendirme, borcun ödenmesinden önceki her safhada, haczin tatbik edilmiş olduğu hallerde ise haczedilen malların paraya çevrilmesine kadar talep edilebilir.

Tecil ve taksitlendirme talebi nasıl yapılır?

Borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini talep eden borçluların, “Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu” ile bağlı bulundukları vergi dairesine, vergi dairesi başkanlığına/defterdarlığa veya Başkanlığımıza yazılı olarak yada interaktif vergi dairesi aracılığıyla elektronik ortamda müracaat etmeleri gerekmektedir. Söz konusu form, Başkanlığımız internet sitesinden temin edilerek kullanılabilecektir. Tecil ve taksitlendirme talebinin değerlendirilebilmesi için formun eksiksiz olarak doldurulması gerekmektedir.

– Motorlu taşıtlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisine ait gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezası, Karayolları Trafik Kanununa göre verilen trafik para cezaları, Karayolu Taşıma Kanununa göre verilen idari para cezaları, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve idari paran cezalarından olan alacaklar ve bunların fer’ileri,

– Yüksek öğrenim kredi borcu, yüksek öğrenim harç kredisi ve bu alacaklara ait gecikme zamları,

vergi dairelerince taksitlendirilmekte olup, bu tür borçlarının tecilinin vergi dairesinden talep edilmesi gerekmektedir.

Tecil faizi oranı ve azami taksitlendirme süresi ne kadardır?

Tecil faizi oranı yıllık % 15’dir. Azami taksitlendirme süresi katma değer vergisinden olan alacaklar için tecil müracaat tarihinden itibaren 6 ay, diğer alacaklar için 36 aydır.

Tecil ve taksitlendirilecek borçlar için teminat olarak neler kabul edilebilir?

Amme  borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının  toplamı 50.000 TL’ yi (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı  aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi  zorunlu teminat tutarı 50.000 TL’ yi aşan kısmın yarısıdır.

Teminat olarak

– Para,

– Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,

– Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma  senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler, (Nominal bedele faiz  dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış  değerleri esas alınır.)

– İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar  tarafından gösterilen ve vergi dairelerince haczedilen menkul ve gayrimenkul  mallar,
kabul edilir.

Tecil ve taksitlendirilen vergi borçları için “borcu yoktur” yazısı alınabilir mi?

Borçları tecil ve taksitlendirilen borçlular, tecil  edilen borçlarının % 10’unu ödemiş olmaları ve vadesi geçmiş başka borçları  bulunmaması şartıyla vadesi geçmiş borcunun bulunmadığına dair yazı  alabileceklerdir.

Tecil şartlarına uyulmamasının sonuçları nelerdir?

– Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması halinde, tecil geçerliliğini kaybeder.
– Teminat paraya çevrilir ve cebri icraya ilişkin hükümler uygulanarak alacağın tahsili yoluna gidilir.
– Tecil edilen borçlara normal vade tarihinden yapılan ödeme tarihlerine kadar gecikme zammı hesaplanır. Yapılan taksit ödemeleri borca mahsup edilir.
– Bu borçlar için daha önceden ödenmiş olan tecil faizleri, hesaplanan gecikme zammına mahsup edilir. Ancak, tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilemeyen alacaklardan olması halinde ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez

Uzlaşılan vergiler ile pişmanlıkla beyan edilen veya ceza indirimi talep edilen tutarlar için tecil ve taksitlendirme talep edilebilir mi?

Tarhiyat  öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşma yoluyla tahakkuk eden vergi ve cezalar  için zor durum nedeniyle tecil ve taksitlendirme talep edilebilir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan  edilen tutarlar ile aynı Kanunun 376. maddesine göre ceza indiriminden  yararlanılmak suretiyle ödeme yapılmasının talep edildiği durumlarda, bu  hükümlerden yararlanma şartı ödemenin belli zamanlarda yapılmasına bağlandığından,  taksitlendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Tecil koşullarının ihlal edilmesi halinde tekrar tecil talep edilebilir mi?

Tecil ve taksitlendirilen bir amme alacağının tecil koşullarına uyulmaması nedeniyle tecilin ihlal edilmiş olması halinde; bu amme alacakları için tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulması mümkündür. Ancak, daha önce tecil ve taksitlendirilen bir amme alacağının yeniden tecil ve taksitlendirilebilmesi için tecile yetkili makamların bu talebi uygun görmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vergi-affi-kapsamina-girmeyen-vergi-borcu-taksitle-odenebilir-mi/feed/ 0
30/9/2008 tarihine kadar ödenebilir nitelikte olan İsteğe Bağlı Sigorta hizmet sürelerine ilişkin prim borçları 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır. https://www.muhasebenews.com/30-9-2008-tarihine-kadar-odenebilir-nitelikte-olan-istege-bagli-sigorta-hizmet-surelerine-iliskin-prim-borclari-7326-sayili-kanuna-gore-yapilandirilacaktir/ https://www.muhasebenews.com/30-9-2008-tarihine-kadar-odenebilir-nitelikte-olan-istege-bagli-sigorta-hizmet-surelerine-iliskin-prim-borclari-7326-sayili-kanuna-gore-yapilandirilacaktir/#respond Tue, 29 Jun 2021 05:55:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111329 İSTEĞE BAĞLI SİGORTA, TOPLULUK SİGORTASI, 5510 SAYILI KANUNUN EK 5 VE EK 6 NCI MADDELERİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILAR İLE 2925 SAYILI KANUNA TABİ SİGORTALILIK STATÜSÜNDEN KAYNAKLANAN ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI SIRASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR 

10.1- Yapılandırma kapsamına giren sigortalılık süreleri

a)506 sayılı Kanunun mülga 85 inci maddesine tabi sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri

506 sayılı Kanunun mülga 85 inci maddesi 1/10/2008 tarihinde yürürlükten kaldırıldığından 1/5/2003 ile 30/9/2008 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığı devam edenlerden, sigortalılığı 1/5/2003 tarihinden sonra sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlama, istekle sona erdirme ya da cari ay primlerinin art arda üç ay ödenmemesi nedeniyle sona erenlerin 30/9/2008 tarihine kadar ödenebilir nitelikte olan hizmet sürelerine ilişkin prim borçları 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

b)5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamına tabi sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri

5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince isteğe bağlı sigorta priminin ait olduğu ay dâhil 12 ay içinde ödenmesi gerekmekte olup, bu süre içinde ödenmemesi halinde primi ödenmemiş süreler sigortalılık süresinden sayılmadığından 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık kapsamında prim ödeyenlerin,

-2021 yılı Haziran ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

-2021 yılı Temmuz ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

-2021 yılı Ağustos ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

isteğe bağlı sigorta primlerini 7326 sayılı Kanun kapsamında yapılandırabileceklerdir.

c) Kısmi süreli çalışanlardan ay içerisinde eksik kalan günlerini isteğe bağlı olarak olarak ödeyen sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri 

5510 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında ay içerisinde 30 günden az çalışan veya 80 inci madde uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857 sayılı Kanuna göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi suretiyle hesaplanan sigortalıların kalan süreleri için aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigorta primi ödemeleri halinde, bu süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edildiğinden, bu durumdaki sigortalıların ait olduğu aydan itibaren 12 aylık süre içinde ödenme imkânı ortadan kalkmış süreler hariç isteğe bağlı sigortalılık süreleri 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

Bu sigortalılardan isteğe bağlı sigorta primi ödeyenlerin yapılandırma kapsamına giren primleri, yine genelgenin “10.1- Yapılandırma kapsamına giren sigortalılık süreleri” kısmının “b) 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamına tabi sigortalılar yönünden”başlıklı bölümünde belirtildiği şekilde yapılandırılabilecektir.

Diğer taraftan, bu sigortalılardan 4447 sayılı Kanuna tabi olanlar % 3 oranındaki işsizlik sigortası primlerini kendileri ödeyebilmekte, ancak işsizlik sigortası priminin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmemesi halinde o aya ait işsizlik sigortası priminin ödenme imkanı ortadan kalktığından ödenmemiş işsizlik sigortası primleri yapılandırmaya dâhil edilmeyecektir.

d)506 sayılı Kanunun mülga 86 ncı maddesine tabi olan avukat ve noterler yönünden yapılandırma işlemleri

506 sayılı Kanunun mülga 86 ncı maddesine göre topluluk sigortası uygulaması 1/10/2008 tarihinde yürürlükten kalktığından bu tarihten önce sigortalı olan avukat ve noterlerin 1/10/2008 tarihinden önceki sürelere ait malullük, yaşlılık ve ölüm, hastalık ve analık ile iş kazası ve meslek hastalığı topluluk sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan prim borçları için baro ya da noter odasından alacakları belgeler ile 1/10/2008 tarihinden önce sigortalı olduklarını belgeleyenlerin yapılacak tescil işleminden sonra oluşan prim borçları 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

Bu sigortalıların, 1/10/2008 tarihinden sonraki prim borçlarının tamamı ise, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

e)2925 sayılı Kanuna tabi sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri

2925 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (a) bendi gereğince primlerini gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ait olduğu yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar ödemeyenlerin sigortalılıkları o yılın 1 Ocak gününden itibaren sona ermektedir. Diğer taraftan, 22/2/2013 tarihli ve 2013/11 sayılı Genelge gereğince prim borcu olup 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı devam ettirilenlerin;

1/1/1984 tarihinden 30/9/2008 tarihine kadar prim borcu olması ve yıl içinde bazı aylara ait prim borcunun bulunması ile birlikte diğer yılların priminin ödenmiş olması halinde bu süreler yapılandırma kapsamına alınacaktır. Prim borcunun birbirini izleyen (art arda) yıllarda olması halinde ilk yılın prim borcu yapılandırmaya dâhil edilecektir.

1/10/2008 – 2021 yılı Nisan ayı arasında prim borcu olması ve;

2008 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 75,18 TL’nin,

2009 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 26,34 TL’nin

2010 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 30,72 TL’nin

2011 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 39,48TL’nin

2012 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 52,62TL’nin

2013 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 41,82 TL’nin

2014 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 61,44 TL’nin

2015 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 70,20 TL’nin

altında olması halinde bu sürelere ait borçlar ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları yapılandırmaya dâhil edilecektir.

2008 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 75,18 TL’nin üstünde olması ve 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2008 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2009 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 26,34 TL’nin üstünde olması ve 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2009 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2010 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 30,72 TL’nin üstünde olması ve 2011,
2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde

2010 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2011 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 39,48 TL’nin üstünde olması ve 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2011 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2012 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 52,62 TL’nin üstünde olması 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2012 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2013 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 41,82 TL’nin üstünde olması 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2013 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2014 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 61,44 TL’nin üstünde olması 2015,
2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primlerini ödemiş olması halinde 2014 yılı prim borcu ile
2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2015 yılı ilk ve ikinci altı aylık süredeki prim borcunun 70,20 TL’nin üstünde olması 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primini ödemiş olması halinde 2015 yılı prim borcu ile 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait primini ödemiş olması halinde 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları,

7326 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.

f)5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesine tabi sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri

5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesine göre tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlardan sigortalılığı devam edenler ile sigortalılığı sona erenlerin 1/3/2011 tarihinden itibaren 2021 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin tahakkuk ettiği halde ödenmemiş sigorta primleri 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

Ayrıca, 5510 sayılı Kanunun Geçici 29 uncu maddesi gereğince 1/5/2008 ila 30/9/2008 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalı olanlar hakkında 1/3/2011 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi hükümleri uygulandığından, bu sigortalıların ek 5 inci madde kapsamına aktarma işlemlerinin tamamlanmasının ardından yapılandırma işlemleri yapılacaktır.

g)5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesine tabi sigortalılar yönünden yapılandırma işlemleri

5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi ile 1/3/2011 tarihinden itibaren ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalışanlar ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılanlardan ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı on günden az olanların sigortalıkları sağlanmış olup bu kapsamda çalışanlardan sigortalılığı devam edenler ile sigortalılığı sona erenlerin 1/3/2011 tarihinden itibaren 2021 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin tahakkuk ettiği halde ödenmemiş sigorta primleri 7326 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.

Diğer taraftan, bu sigortalılardan 4447 sayılı Kanuna tabi olanlar % 3 oranındaki işsizlik sigortası primlerini kendileri ödeyebilmekte, ancak işsizlik sigortası priminin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmemesi halinde o aya ait işsizlik sigortası priminin ödenme kabiliyeti ortadan kalktığından ödenmemiş işsizlik sigortası primleri yapılandırmaya dâhil edilmeyecektir.

h)5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar ile Geçici 16 ncı maddesi kapsamında gelir vergisinden muaf kadın sigortalılara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri yönünden yapılandırma işlemleri

5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince isteğe bağlı sigorta priminin ait olduğu ay dâhil 12 ay içinde ödenmesi gerekmekte olup, bu süre içinde ödenmemesi halinde primi ödenmemiş süreler sigortalılık süresinden sayılmadığından isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenler ile 5510 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereği gelir vergisinden muaf kadın sigortalılar,

-2021 yılı Haziran ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

-2021 yılı Temmuz ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

-2021 yılı Ağustos ayında başvurmaları halinde 2020 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı,

isteğe bağlı sigorta primlerini 7326 sayılı Kanun kapsamında yapılandırabileceklerdir.

10.2- Yapılandırma kapsamında borcun hesaplanması ve borcun ödenme süresi

İsteğe bağlı sigorta, topluluk sigortası, 5510 sayılı Kanunun ek 5 ve ek 6 ncı maddeleri kapsamındaki sigortalılar ile 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalılık statüsünden kaynaklanan alacaklar için yapılandırma kapsamında borçların hesaplanmasına ilişkin hususlar bu Genelgenin “5.1-Prim, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı alacaklarının genel olarak hesaplanması”bölümünde, yeniden yapılandırılan alacakların peşin veya taksitler halinde ödenmesine ilişkin hususlar ise bu Genelgenin “5.3- Prim, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, idari para cezası, damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı alacaklarının peşin veya taksitler halinde ödenecek tutarının hesaplanması ve borcun ödenme süresi”bölümünde belirtildiği şekilde hesaplanarak 7326 sayılı Kanun kapsamında belirtilen süre ve şekilde ödenecektir.

 

 


Kaynak: Resmi Gazete 9.6.2021
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/30-9-2008-tarihine-kadar-odenebilir-nitelikte-olan-istege-bagli-sigorta-hizmet-surelerine-iliskin-prim-borclari-7326-sayili-kanuna-gore-yapilandirilacaktir/feed/ 0
Zamanaşımı geçen sözleşmenin damga vergisi ödenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/zamanasimi-gecen-sozlesmenin-damga-vergisi-odenebilir-mi/ Thu, 25 Feb 2021 05:35:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=103731 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : 66813766-155[1-2012/68]-5
03/01/2014

Konu : Zamanaşımı Süresi Geçtikten Sonra Resmi Daireye İbraz Edilen Kira Sözleşmesinin Damga Vergisi Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, 01.03.1991 yılında 10 yıllık olarak düzenlenen kira sözleşmesine istinaden haciz işlemi başlatacağınızı, kiraya verenin iki kişi olduğunu belirtilerek, söz konusu sözleşmeye ait damga vergisinin matrahının nasıl hesaplanacağı, verginin hangi vergi dairesine ödeneceği ile söz konusu verginin tamamını ödeyip ödemeyeceğiniz hususlarında görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu ve resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 22 nci maddesinin (a) bendinde, Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisinin, ertesi ayın yirminci (371 Sıra No.lu VUK Tebliği uyarınca yirmiüçüncü) günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödeneceği, (b) bendinde, (a) bendi dışındaki hallerde, kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve aynı süre içinde ödeneceği; 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/2 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden kira mukavelenamelerinin (mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden) nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 44 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin (2) numaralı bölümünde, 488 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunmayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin düzenledikleri kağıtlara ilişkin damga vergisini, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine; aynı fıkranın (b) bendi kapsamında olan ve gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellefiyeti bulunmayan mükelleflerin ise süreksiz mükellefiyet çerçevesinde düzenledikleri kağıtlara ilişkin damga vergisini,

– Tek vergi dairesi bulunan il ve ilçelerde mevcut vergi dairelerine,
– Bağımsız vergi dairesi olmayan ilçelerde bağlı vergi dairesine (Malmüdürlüklerine),
– Birden fazla vergi dairesi bulunan il ve ilçelerde bu vergi dairelerinden herhangi birine,

kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde damga vergisi beyannamesi ile beyan edip aynı süre içinde ödemelerinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, üçüncü fıkrasında ise damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkûr evraka ait vergi alacağının yeniden doğacağı belirtilmiştir.

Buna göre, damga vergisinde zamanaşımı süresi, vergi alacağının doğduğu dolayısıyla kağıdın düzenlendiği tarihi takip eden yıldan başlamak üzere beş yıl olup, bu süre içinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergi zamanaşımına uğramakta, ancak bu süre dolduktan sonra, resmi dairelere ibraz edilmesi, sözleşmede değişiklik yapılması, kira bedellerinin ödenmesi veya izleyen yıl kira bedellerinin belirlenmesine ilişkin olarak ilgili kurumlarca “onay” ya da “olur alınması veyahut süre bitmeden önce taraflardan birinin diğerine ihbarda bulunması gibi hallerle kağıdın hükmünden yararlanılması durumunda, bu kağıt için damga vergisi yeniden doğacak ve zamanaşımı yeniden başlayacaktır.

Özelge talep formu ekinde yer alan “Kira Sözleşmesi “nin incelenmesinden, sözleşmenin 01.03.1991 yılında 10 yıllık olarak düzenlendiği, yıllık kira bedelinin net 24.000.000 lira (24 TL) olduğu, stopajın kiracı tarafından ödeneceği, ayrıca kira bedelinin ilk 5 yıl için herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden her yıl için bir önceki yılın %40’ı oranında artırılacağı; 5 yılın bitiminde tarafların rayiç kira bedeli üzerinden anlaşarak yeni kira bedelini belirleyecekleri anlaşılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, söz konusu kira sözleşmesinin zamanaşımı süresi dolduktan sonra vergi dairesine veya herhangi bir resmi daireye ibraz edilmek suretiyle hükmünden yeniden faydalanılması halinde, söz konusu sözleşmenin, ibraz ya da hükmünden yararlanma tarihi itibarıyla damga vergisine tabi tutulması gerekmekte olup, yeniden doğan söz konusu verginin ödenmesinden sözleşmeyi düzenleyen her iki tarafın da müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.

Bu itibarla, söz konusu kira sözleşmesinin net kira bedeline kira bedelinin bir unsuru olarak belirlendiği anlaşılan kiracı tarafından ödenmesi gereken gelir (stopaj) vergisine ilişkin tutarın da eklenmesi suretiyle bulunacak yıllık brüt kira bedelinin ilk beş yıl için her yıl %40 oranında arttırılarak bulunacak 5 yıllık toplam tutar üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun 1/A-2 bölümü uyarınca damga vergisine tabi tutulması; söz konusu verginin Damga Vergisi Kanunun 22 nci maddesi ve 44 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 488 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca yeniden doğan söz konusu verginin ödenmesinden sözleşmeyi düzenleyen her iki tarafın da müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>