karşılanan – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 11 Jan 2023 17:52:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Sigortalılara, Hazinece Karşılanan Prim Desteği ve Muhasebe Kaydı https://www.muhasebenews.com/sigortalilara-hazinece-karsilanan-prim-destegi-ve-muhasebe-kaydi-3/ https://www.muhasebenews.com/sigortalilara-hazinece-karsilanan-prim-destegi-ve-muhasebe-kaydi-3/#respond Thu, 12 Jan 2023 01:49:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=136991 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı : 68554973-105[413-2016/8]-121157                                                                  22.11.2017

Konu : Sigortalılara, Hazinece Karşılanan Prim Desteği ve Muhasebe Kaydı

İlgi sayılı özelge talep formunda, asgari ücret desteğinin 6661 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a geçici 68 inci madde ile eklendiğini, 2016/1 inci aydan itibaren başladığını ve SGK ile ilk mahsuplaşma işleminin 2016/Mart ayında gerçekleştiğini, bu desteğin Aylık Prim Hizmet belgesinde gözükmediğini belirterek;

1-  İşçilik giderleri destek dikkate alınmadan defterlere işlendiğinden asgari ücret desteğinden yararlanılması halinde, bu destek tutarlarının hesaplara ne şekilde yansıtılacağı,

a)  Yıllara yaygın inşaat onarım işlerinde;

b)   Üretimini yaptığınız yarı mamul ve mamul maliyetine yansıtılan işçilik giderlerinin,

c)   Kamu İhale Kanununa göre ihale ile yapılan işlerde, bu desteğin ihale makamınca firmadan kesildiğini, ihale ile ihale makamınca kesilen desteklerde,

ç)      Bunların dışında kalan diğer faaliyetleriniz (kırtasiye) için işçilik giderlerine yansıtılmış defter tutarlarının; tekdüzen hesap planına göre muhasebe kayıtlarının nasıl yapılacağı,

2-   Kamu İhale Kanununa göre ihale ile yapılan işlerde bu desteğin ihale makamınca firmadan kesildiği, kesilen bu tutarın faturada gösterilip gösterilmeyeceği, destek tutarı kadar fatura bedelinin düşük kesilip kesilemeyeceği ve faturayı etkileyen bir unsur olarak dikkate alınıp alınamayacağı,

konularında bilgi verilmesi istenilmektedir.

Öte yandan, Kamu İhale Kanunu’na göre ihale ile yapılan işlerde asgari ücret desteğinin ihale makamınca firmadan kesildiğini ve sorgulama ekranında destek tutarı olarak göründüğü, ancak, bu desteğin yararlanılmış bir destek olmadığı, yararlanılacak bir tutarı gösterdiği, biten işlerde de işin bittiği en son ayda destekten yararlanılamadığı, ihale makamının sorgu ekranında bu desteğin gözükmesi nedeniyle ya da haksız yere kesinti ya da sonradan ihale makamı da, firmanızın yararlanmadığı bu desteğin tarafınızdan yazı ile istenildiği ve karmaşık bir hal aldığını, bu desteğin 602 no.lu hesapta gösterilmesi halinde Gelir Tablosu ilkelerine aykırılık, anlaşılma ve analizde hataya düşüleceği, hiç satışı olmayan bir işlemin Gelir Tablosu’nun satışlar bölümünde gelir kaydı gözükmesine sebep olacağı, dipnotta açıklama yapılmasının gereksiz ve kafa karıştırıcı yorumlara sebep olacağı, ihale makamlarının istihkaktan kesinti yoluyla aldıkları desteğin işletmede bir (+) veya (-) durum yaratmadığından 361 no.lu hesaba borç, 120 no.lu hesaba alacak olarak kayıt yapılması, diğer işlerde ise 602 no.lu hesap yerine 649 no.lu hesapta izlenmesi şeklinde değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 68 inci maddesinde,

(1)   Bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;

a)    2015 yılının aynı ayına ilişkin Kurum’a verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde prime esas günlük kazancı 85 TL ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

b)     2016 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

2016 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemleri için günlük 3,33 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kurum’a ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar Hazinece karşılanır.

(2)   Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Hazine katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan veya sigortalıların prime esas kazançlarını 2016 yılı için eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden Hazinece karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

(3)   İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2016 yılına ilişkin olarak, aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde vermediği, sigorta primlerini yasal süresinde ödemediği, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığı durumlarının tespit edilmesi, Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin hükümler uygulanmaz. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve taksitlendirme devam ettiği sürece anılan fıkra hükmünden yararlandırılır.

(4)    Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında, bir önceki yılın aynı ayına ilişkin olarak aylık prim ve hizmet belgesi verilmemiş olması hâlinde bildirim yapılmış takip eden ilk aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesindeki bildirimler esas alınır. 2015 yılından önce bu Kanun kapsamına alınmış ancak 2015 yılında sigortalı çalıştırmamış işyerleri hakkında birinci fıkranın (b) bendi hükümleri uygulanır.

(5)   Sigortalı ve işveren hisselerine ait sigorta primlerinin Devlet tarafından karşılandığı durumlarda işverenin ödeyeceği sigorta priminin Hazinece karşılanacak tutardan az olması hâlinde sadece sigorta prim borcu kadar mahsup işlemi yapılır.

(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının görüşleri alınmak suretiyle Kurum tarafından belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde de, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış olup, aynı Kanun’un 231/5 inci maddesinde ise, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanunun “Faturanın Şekli” başlıklı 230 ncu maddesinde ise “Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur:

1- Faturanın düzenleme tarihi, seri ve sıra numarası;

2-   Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;

3-  Müşterinin adı,ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;

4-  Malın veya işin nevi, miktarı, fiyat ve tutarı;

5- Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası.”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, yukarıda belirtilen bilgilerin düzenlenmesi gereken faturalarda bulunması zorunlu olup, bu bilgilerin yer aldığı faturalarda yapılan kesintilerin faturanın şekli ve nizamına ilişkin hükümlerine uyulmak kaydıyla ayrıca gösterilmesinde Vergi Usul Kanunu açısından herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Öte yandan, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Anılan Tebliğ eki “C-Hesap Planı Açıklamaları”nda yer alan;

-(13) Diğer Alacaklar; herhangi bir ticari nedene dayanmadan meydana gelmiş ve en çok bir yıl içinde tahsil edilmesi düşünülen senetli, senetsiz alacaklar ile bu gruba ait şüpheli alacak ve şüpheli alacak karşılığının izlenmesinin sağlandığı hesap grubudur.

“(136) Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabı”; ticari olmayıp yukarıda sayılan hesaplardan herhangi birine dahil edilemeyen alacakların izlendiği hesaptır.

-(3) Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar; kısa vadeli yabancı kaynaklar, dönen varlıkların ayrılmasında kullanılan ölçüye uygun olarak, en çok bir yıl veya işletmenin normal faaliyet dönemi sonunda ödenecek yabancı kaynakları kapsar.

Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar, Mali Borçlar, Ticari Borçlar, Diğer Borçlar, Alınan Avanslar, Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler, Borç ve Gider Karşılıkları, Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider Tahakkukları ile Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar şeklinde bölümlenir.

“(335) Personele Borçlar Hesabı”; işletmenin personeline olan çeşitli borçları bu hesapta izlenir.

-(36) Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler; işletmenin sorumlu veya mükellef sıfatıyla, ödeyeceği vergi, resim, harç, kesinti, sigorta primi, sendika aidatları, icra taksitleri ve benzeri borçlarının izlendiği hesap grubudur.

“(360) Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabı”; işletmenin ekonomik faaliyetlerde bulunmasının sonucu ilgili mali mevzuat uyarınca mükellef veya sorumlu sıfatıyla işletmenin kendisine, personeline ve üçüncü kişilere ilişkin olarak ödenmesi gereken vergi, resim, harç ve fonların izlendiği hesaptır.

“(361) Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hesabı”; işletmenin, personelin hakedişlerinden sosyal güvenlik mevzuatı hükümlerine göre kesintiye tabi tutmakla yükümlü bulunduğu, personele ait emeklilik keseneği ve sigorta primleri ile bunlara ilişkin işveren katılma payları ve işverence sosyal güvenlik kuruluşlarına ödenecek diğer yükümlülüklerin izlendiği hesaptır.

Aynı Tebliğ’in Gelir tablosunda yer alan;

”602 Diğer Gelirler Hesabı”; işletmenin korunması, ihracatı teşvik ya da hükümet politikasına uyma zorunluluğu karşısında oluşan işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan, mali yardımlar (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yaptığı yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme v.b. hasılat kalemlerinin izlendiği hesaptır.

-(63) Faaliyet Giderleri; İşletmenin esas faaliyeti ile ilgili bulunan ve üretim maliyetlerine yüklenmeyen araştırma ve geliştirme giderleri; pazarlama, satış ve dağıtım giderleri ve genel yönetim giderlerinden oluşan hesap grubudur. 7. grupta izlenen esas faaliyet dönem giderleri, yansıtma hesapları alacağı ile dönem sonlarında bu grupta yer alan hesaplara devredilir.

-(7) Maliyet Hesapları; mal ve hizmetlerin planlanan biçim ve niteliğe getirilmesi için yapılan giderlerin toplandığı ve maliyet unsurlarına dönüştürülerek izlendiği hesaplardır.

“(770) Genel Yönetim Giderleri Hesabı”; bir işletmenin yönetim fonksiyonları, işletme politikasının tayini, organizasyon ve kadro kuruluşu, büro hizmetleri, kamu ilişkileri, güvenlik, hukuk işleri, personel işleri, kredi ve tahsilatı da kapsayan muhasebe ve mali işler servislerin giderleri bu hesaba borç kaydedilir. Dönem sonlarında bu hesap, ” 771- Araştırma ve geliştirme Giderleri Yan-sıtma Hesabı” ile karşılaştırılarak kapatılır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; Şirketinizin faaliyet kodlarında ve özelge talep formunda belirtilen işlemlerinizde çalışan personeller için Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen ve Hazinece karşılanan sigorta prim desteğinin;

______________________ / ______________________

770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı xxx

136 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabı xxx

360  Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabı                xxx

361  Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hesabı xxx

335 Personele Borçlar Hesabı                              xxx

______________________ / ______________________

şeklinde muhasebe kaydının yapılması,

Ayrıca, Şirketiniz personelleri için Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen ve Hazinece karşılanan sigorta prim desteğinin kurum kazancının tespitinde hasılat olarak dikkate alınması ve söz konusu tutarların “602-Diğer Gelirler” hesabında izlenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, ilgi özelge talep formunuzda bahsi geçen diğer sorularınız için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca yayımlanan 10/02/2016 tarih ve 87838906-78 sayılı 2016/4 no.lu Genelgede konu hakkında ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sigortalilara-hazinece-karsilanan-prim-destegi-ve-muhasebe-kaydi-3/feed/ 0
Nakdi sermaye artışlarının yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için söz konusu indirim oranı %75 olarak uygulanacaktır https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artislarinin-yurt-disindan-getirilen-nakitle-karsilanan-kismi-icin-soz-konusu-indirim-orani-%75-olarak-uygulanacaktir/ https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artislarinin-yurt-disindan-getirilen-nakitle-karsilanan-kismi-icin-soz-konusu-indirim-orani-%75-olarak-uygulanacaktir/#respond Fri, 30 Dec 2022 08:29:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=136178 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SERİ NO: 21)

Bu Tebliğde; 1/7/2022 tarihli ve 7417 sayılı Kanunun 49 uncu ve 50 nci maddeleri, 14/10/2021 tarihli ve 7338 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi, 3/11/2022 tarihli ve 7420 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ve 16/11/2022 tarihli ve 7421 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeler başta olmak üzere 5520 sayılı Kanunla ilgili diğer bazı hususlara ilişkin açıklamalara yer verilmekte olup, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde ilgili bölümler itibarıyla aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

MADDE 1– 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sermaye yedekleri ve kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmaması gerekir. Dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedi değişecek, bedelinde değişme olmayacaktır.”

MADDE 2- Aynı Tebliğin “10.6. Sermaye artırımında indirim” başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Diğer taraftan, nakdi sermaye artışlarının yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için söz konusu indirim oranı %75 olarak uygulanacaktır.”

MADDE 3- Aynı Tebliğin “10.6.3. İndirim uygulaması” başlıklı bölümünün “10.6.3.2. Her bir hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanma” başlıklı alt bölümü, başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“10.6.3.2. İndirimden beş hesap dönemi boyunca yararlanma

Söz konusu indirim, 7417 sayılı Kanunun 49 uncu maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 5/7/2022 tarihinden itibaren yapılacak sermaye artırımları için sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi dâhil olmak üzere beş hesap dönemi için ayrı ayrı uygulanacaktır.

Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Öte yandan, sermaye azaltımı yapıldıktan sonra izleyen dönemlerde sermaye artırımına gidilmesi halinde ise şartların taşınması kaydıyla, artırılan bu sermaye tutarı için sermaye artırımının yapıldığı döneme bağlı olarak maddede öngörülen süre dâhilinde indirim uygulamasından yararlanılabilecektir.

10.6.3.2.1.  5/7/2022 tarihinden itibaren yapılan sermaye artırımları için indirimden yararlanma

Sermaye şirketleri, anılan indirim uygulamasından, 5/7/2022 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri nakdi sermaye artışları üzerinden, nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanabileceklerdir.

Örnek: (BA) A.Ş.’nin sermayesinin nakdi olarak 10.000.000 TL artırılmasına ilişkin 3/12/2022 tarihli genel kurul kararı 10/2/2023 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün tamamı ortaklarca bu ay içinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır. (BA) A.Ş. 2023 hesap döneminde 11 aylık süre için indirimden yararlanacak ve şartları sağlamaya devam ettiği sürece artırılan bu sermaye tutarı dolayısıyla 2027 hesap dönemine kadar (2027 hesap dönemi dâhil) bu indirimden her hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanabilecektir.

10.6.3.2.2.   5/7/2022 tarihinden önce yapılan sermaye artırımları için indirimden yararlanma

7417 sayılı Kanunun 50 nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 15 inci maddenin on üçüncü fıkrası uyarınca 5/7/2022 tarihinden önce sermaye artırımı yapan veya ilk defa kurulan şirketler ise söz konusu indirimden 2022 hesap dönemi dâhil olmak üzere beş hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanmaya devam edebileceklerdir.

Örnek: (BB) A.Ş.’nin sermayesinin nakdi olarak 6.000.000 TL artırılmasına ilişkin 3/8/2015 tarihli genel kurul kararı 24/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün tamamı ortaklarca bu ay içinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır.

(BB) A.Ş. 2015 hesap döneminde 5 aylık süre için indirimden yararlanacak ve şartları sağlamaya devam ettiği sürece 2022 hesap dönemi dâhil olmak üzere beş hesap dönemi daha (2026 hesap dönemi sonuna kadar) anılan indirimden ayrı ayrı yararlanmaya devam edebilecektir.”

MADDE 4- Anılan Tebliğin “10.6.3.3. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirim konusu edilemeyen tutarın sonraki dönemlere devri” başlıklı bölümünde yer alan “Örnek’’ ibaresi “Örnek 1” olarak değiştirilmiş ve söz konusu bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“Diğer taraftan, mükelleflerce nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap dönemi dâhil beş hesap dönemi boyunca kazancın yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan söz konusu indirim tutarı, herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın ve endekslemeye tabi tutulmaksızın sonraki dönemlerde indirim konusu yapılabilecektir.

Örnek 2: 2023 hesap döneminde nakdi sermaye artışı gerçekleştirmiş olan (DA) A.Ş. bu indirim uygulaması nedeniyle 2027 hesap dönemi sonuna kadar ilgili yıllar itibarıyla toplamda 800.000 TL indirim tutarı hesaplamış ancak kazanç yetersizliği nedeniyle bu tutarın sadece 600.000 TL’sini indirim konusu yapabilmiştir.

(DA) A.Ş.’nin kazanç yetersizliği nedeniyle 2027 hesap dönemi sonuna kadar kurum kazancından indiremediği 200.000 TL’lik indirim tutarı izleyen dönemlerde, kazancın bulunması halinde, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın ilgili dönem matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Örnek 3: (AB) A.Ş.’nin sermayesini nakdi olarak 3.000.000 TL artırmasına ilişkin genel kurul kararı 11/4/2018 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiş ve sermaye taahhüdünün tamamı ortaklarca bu ay içinde şirketin banka hesabına yatırılmıştır.

Mükellef kurum 2021 ve 2022 hesap dönemlerinde mali zararı sebebiyle madde kapsamındaki söz konusu indirimden yararlanamamıştır.

(AB) A.Ş.’nin kazanç yetersizliği nedeniyle ilgili hesap dönemlerinde kurum kazancından indiremediği indirim tutarı, izleyen dönemlerde kazancın bulunması halinde, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın ve 2022 hesap dönemi de dâhil beş hesap dönemi için getirilen indirim düzenlemesine bağlı olmaksızın kazancın bulunduğu dönem matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.”

MADDE 5- Anılan Tebliğin “10.6.3.4. Sermaye azaltımı” başlıklı bölümünün son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Öte yandan, (E) A.Ş.’nin sonraki dönemlerde sermaye artırımına gitmesi halinde, şartları taşıması kaydıyla, artırılan bu sermaye tutarı için Tebliğin “10.6.3.2.” bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde indirim uygulamasından yararlanabilecektir.”

MADDE 6- Anılan Tebliğin “10.6.4.2.3.” bölümünde yer alan 2 numaralı örneğin son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Öte yandan, borç olarak verilen 2.000.000 TL’nin kısmen veya tamamen tahsil edildiği dönemden itibaren, tahsil edilen tutarla sınırlı olmak üzere ve Tebliğin “10.6.3.2.” bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde indirim uygulamasından faydalanılması mümkündür.”

MADDE 7- Anılan tebliğin “10.6.5. Diğer hususlar” başlıklı bölümünün “10.6.5.1.” alt bölümünün ilk paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

İndirim tutarının hesaplanmasında TCMB tarafından yararlanılan yıl için en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınacağından, sadece yıllık hesap dönemi itibarıyla bu indirimden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.”

MADDE 8- Anılan Tebliğe “10.6. Sermaye artırımında indirim” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

“10.7. İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyette bulunan kurumların elde ettikleri kazançlarda indirim

7421 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendi ile 22/6/2022 tarihli ve 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu hükümlerine göre katılımcı belgesi alarak İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyette bulunan kurumların, münhasıran bu faaliyet kapsamında yurt dışından satın alınan malları Türkiye’ye getirilmeksizin yurt dışında satmalarından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım satımlarına aracılık etmelerinden sağladıkları kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

10.7.1.  İndirimden faydalanma şartları

Kurumların söz konusu indirimden yararlanabilmeleri için;

  • Katılımcı belgesi almak suretiyle İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyette bulunmaları,
  • Kazancın yurt dışından satın aldıkları malları Türkiye’ye getirmeksizin yurt dışında satmalarından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım ve satımlarına aracılık etmelerinden elde edilmiş olması,
  • Kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması,
  • Aracılık faaliyetine ilişkin malların satıcısı ve alıcısının Türkiye’de olmaması

Buna göre, İstanbul Finans Merkezi Kanununa göre katılımcı belgesini almak suretiyle Bölgede faaliyette bulunan şirket veya şubelerin, yurt dışından satın alınan malları Türkiye’ye getirilmeksizin yurt dışında satmalarından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım satımlarına aracılık etmelerinden elde ettikleri kazançlarına madde kapsamında indirim uygulanacak olup, Bölge dışında gerçekleştirilen söz konusu faaliyetlerden ya da Bölgedeki diğer faaliyetlerden elde ettikleri kazançlara ise indirim uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Yurt dışından satın alınan malların Türkiye’ye getirilmeksizin yurt dışında satılmasından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım satımlarına aracılık edilmesinden sağlanan kazançların elde edildiği dönemde kurum kazancına dâhil edilmesi zorunlu olup bu kazançların kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar Türkiye’ye transfer edilmeyen kısmı için indirimden yararlanılmayacaktır. Türkiye’ye bu süre içinde transfer edilmeyen kazançlar, daha sonraki yıllarda Türkiye’ye transfer edilse dahi anılan indirimden faydalanılamayacaktır.

Örnek 1: (B) A.Ş., katılımcı belgesi almak suretiyle İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyete başlamıştır. (B) A.Ş., (A) ülkesi mukimi şirketten satın aldığı ürünleri Türkiye’ye getirmeksizin (İ) ülkesi mukimi başka bir şirkete satmış ve bu faaliyetten döviz karşılığı 300.000 TL kazanç elde etmiştir. Bu durumda, maddede öngörülen diğer şartların da sağlanması kaydıyla 150.000 TL (300.000x%50), kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılabilecektir. (A) ülkesinden satın alınan ürünlerin önce Türkiye’ye getirilmesi ve sonrasında (İ) ülkesi mukimi firmaya satılması halinde ise indirim uygulanmayacaktır.

Örnek 2: (C) A.Ş. katılımcı belgesi almak suretiyle İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyete başlamıştır. (C) A.Ş. (M) ülkesi mukimi bir şirketin ürün ihtiyacı için, (V) ülkesi mukimi bir şirketle anlaşmış ve (V) ülkesi mukimi şirket (M) ülkesinde bulunan firmaya ürünleri doğrudan satmıştır. Bu durumda yurt dışında gerçekleşen mal alım satımına aracılık eden (C) A.Ş.’nin elde ettiği kazancın %50’si, maddede öngörülen diğer şartların da sağlanması kaydıyla kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılabilecektir.

Örnek 3: (Ç) A.Ş. katılımcı belgesi almak suretiyle İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyete başlamıştır. (Ç) A.Ş.’nin 2023 yılında (K) ülkesinden satın aldığı ürünleri Türkiye’ye getirmeksizin (E) ülkesine satması dolayısıyla elde ettiği 500.000 TL’lik kazancın

%50’si olan 250.000 TL (500.000x%50), 2023 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmesi kaydıyla beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.

10.7.2.   İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyette bulunan kurumların elde ettikleri kazancın tespiti ve beyanı

  • İndirim tutarının tespiti

İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın %50’si, kurumlar vergisi beyannamesinin “Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz konusu olmayacaktır.

10.7.2.2.  Kazançların kayıtlarda izlenmesi

İstanbul Finans Merkezi bölgesinde faaliyet gösteren mükelleflerin Vergi Usul Kanununun genel hükümleri çerçevesinde defter tutmaları, belge ve kayıt düzenine uymaları gerekmektedir.

Bu bağlamda, indirime konu kazanç ile buna bağlı olarak kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, indirim kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı defterlerde izlenmesi ve indirim kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının bu ayrımı sağlayacak şekilde ayrı bir defterde izlenmesi gerekmektedir.

10.7.2.3.  İndirim kapsamındaki faaliyetlere ilişkin bildirim ve belgeler

İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyet gösteren ve indirimden yararlanan şirket veya şubelere Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından verilen katılımcı belgelerinin bir örneğinin, indirimden faydalanılacak ilk hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi içerisinde bağlı bulunulan vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, indirime konu edilen kazancın Türkiye’ye transfer edildiğini gösterir tevsik edici belgelerin, indirimden faydalanılan döneme ilişkin beyannamenin verilmesi gereken ayı izleyen ayın sonuna kadar kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

10.7.2.4.  Esas faaliyet konusu dışındaki gelirler

Söz konusu indirimden yararlanan şirketlerin indirime konu faaliyetleri dışındaki diğer gelirleri (kasadaki nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler gibi) ile olağan dışı gelirlerinin indirim kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.”

MADDE 9- Anılan Tebliğin “32.3. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) birleşmelerinde kurumlar vergisi oranının indirimli uygulanması” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

“32.4. Sermaye azaltımında vergileme

  • Yasal düzenleme

7420 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununa aşağıdaki madde eklenmiştir.

“MADDE 32/B- (1) Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunur. Söz konusu oranın tespitinde,

  1. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
  2. Sadece kar dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
  3. Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin

toplam sermaye içindeki payları dikkate alınır.

  • Kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın sırasıyla birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilir.
  • Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilir.
  • Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında sermaye azaltımı suretiyle tespit olunan sermaye unsurlarından; birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi kesintisine, (b) bendi kapsamında olanlar sadece vergi kesintisine tabi tutulur. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarılması halinde kurumlar vergisine tabi tutulacak kısım için kesinti matrahı kurumlar vergisi hesaplandıktan sonra kalan tutardır.
  • Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre tespit edilir ancak vergi kesintisine tabi tutulmaz.
  • Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

32.4.2.  Sermaye azaltımına konu edilebilecek sermaye unsurları

Kurumların öz sermaye kalemleri içerisinde yer alan; yeniden değerleme fonları, sermaye düzeltmesi olumlu farkları, taşınmaz satış kazancı fonu gibi bazı fonlar işletmeden çekildiğinde kurumlar vergisine ve kar payı dağıtımına bağlı vergi kesintisine; sermaye yedekleri, kar yedekleri ve geçmiş yıl karları gibi bazı hesap kalemleri ise işletmeden çekildiğinde kar payı dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulmaktadır.

Mükellefler tarafından, öz sermaye kalemleri içerisinde söz konusu hesaplarda yer alan tutar sermayeye ilave edilebilmektedir. Bu bağlamda, sermaye azaltımı yapılması durumunda, sermaye azaltımının sermayeye ilave edilen hangi kalemlerden yapıldığı vergilendirme açısından önem arz etmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesinde yapılan düzenleme ile kurumların sermayelerini azaltmaları durumunda, hangi sermaye unsurunun ne kadar tutarda azaltılmış kabul edileceği ve azaltılan bu tutarın nasıl vergilendirileceği hususları belirlenmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 192 nci maddesi, işletmenin aktif toplamı ile borçları arasındaki farkı öz sermaye olarak tanımlamaktadır. 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği açısından ise öz sermaye, işletme sahip veya ortaklarının bilanço tarihinde işletmeye yapmış oldukları sermaye yatırımlarının tutarını gösteren ödenmiş sermaye ile sermaye yedekleri, kar yedekleri, geçmiş yıllar karları ve geçmiş yıllar zararları ve dönemin net kar veya zararını kapsar şeklinde ifade edilmiştir.

Öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi sonrası kurumlar tarafından sermaye azaltılması durumunda, azaltılan bu tutar üzerinden yapılması gereken vergileme işleminde öncelikle dikkat edilecek husus, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağıdır.

Azaltıma konu edilebilecek sermaye unsurları esas itibarıyla;

  1. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,
  2. Sadece kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,
  • Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermaye

şeklinde üç sınıfta gruplandırılabilecektir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi uyarınca, öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapılması durumunda, azaltımın yukarıdaki gruplandırmada (I), (II) ve (III) numaralı sınıflarda yer alan sermaye unsurlarından sırasıyla yapıldığı kabul edilecektir.

Diğer taraftan, bu unsurların sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda ise söz konusu sınıflandırmalarda yer alan sermaye unsurlarının toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunacaktır.

Bu bağlamda, sermaye azaltımına konu edilen sermaye unsurları, vergi kanunları ve özel kanunlarında yer alan ilgili düzenlemeleri uyarınca vergilendirilecektir.

32.4.3.  Öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra kurumlar tarafından sermaye azaltılması

Sermayeye ilave olunan öz sermaye kalemlerinin sermayenin bir unsuru olduğu tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra, kurumlar tarafından sermaye azaltılması halinde; işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilecektir. Söz konusu hesaplamada, Tebliğin “32.4.2.” bölümünde yer alan ve üç sınıfta gruplandırılan sermaye unsurlarının toplam sermayeye oranları dikkate alınacak olup, bu sınıfların dışında başka bir gruplandırma yapılmayacaktır.

Örnek: 600.000 TL nakdi sermayesi bulunan (ABC) A.Ş., 26/3/2016 tarihinde tescil edilen kararla enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından 300.000 TL, geçmiş yıl karlarından ise 100.000 TL sermayesine ilave etmek suretiyle sermayesini 1.000.000 TL’ye çıkarmıştır. Mükellef, 1/9/2023 tarihinde ise ticaret sicil gazetesinde tescil edilen kararla sermayesini

400.000 TL azaltmıştır.

Buna göre, mükellefin toplam 1.000.000 TL tutarındaki sermayesinin %60’ı nakdi sermayeden, %30’u enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, %10’u ise geçmiş yıl karlarından oluşmaktadır. 1/9/2023 tarihinde sermayenin 400.000 TL azaltılması nedeniyle azaltılan tutarın 240.000 TL’sinin (400.000 TL x 0,60) nakdi sermayeden, 120.000 TL’sinin

(400.000 TL x 0,30) enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 40.000 TL’sinin (400.000 TL x 0,10) ise geçmiş yıl karlarından kaynaklandığı kabul edilecektir.

Bu kapsamda, azaltıma konu edilen ve enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklanan 120.000 TL hem kurumlar vergisine hem de ortakların niteliğine bağlı olarak kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine, geçmiş yıl karından kaynaklanan 40.000 TL ise ortakların niteliğine bağlı olarak yalnızca kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacaktır. Nakdi sermayeden kaynaklanan 240.000 TL üzerinden ise herhangi bir vergileme yapılması söz konusu olmayacaktır.

Azaltılan sermaye unsuru Azaltıma konu edilen tutar (400.000 TL) Hesaplanan kurumlar vergisi  

Gelir vergisi kesintisi

1-Enflasyon düzeltmesi olumlu farkları (400.000×0,30) = 120.000 TL (120.000×0,20*) = 24.000 TL (96.000 TL x 0,10**) = 9.600 TL
 

2- Geçmiş yıl karları

 

(400.000×0,10) = 40.000 TL

 

 

(40.000 TL x 0,10**) = 4.000 TL

 

3- Nakdi sermaye

 

(400.000×0,60) = 240.000 TL

 

 

TOPLAM 400.000 TL 24.000 TL 13.600 TL

(*) 2023 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu varsayılmıştır.

(**) 2023 yılında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranının %10 ve ortakların gerçek kişi olduğu varsayılmıştır

 

32.4.4.  Öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçmeden kurumlar tarafından sermaye azaltılması

Sermayeye ilave olunan öz sermaye kalemlerinin sermayenin bir unsuru olduğu tarihten itibaren beş tam yıl geçmeden, kurumların sermayelerini azaltmaları durumunda Tebliğin “32.4.2.” bölümünde yer alan ve üç sınıfta gruplandırılan sermaye unsurlarının sırasıyla azaltıma konu edildiği kabul edilecektir. Buna göre, beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapılması durumunda, sermaye azaltımının sırasıyla;

  1. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinden,
  2. Sadece kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinden,
  • Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermaye unsurlarından

yapıldığı kabul edilecek ve buna göre vergileme yapılacaktır.

Örnek: (DEF) A.Ş. 50.000 TL nakdi sermaye ile 16/6/2000 tarihinde kurulmuştur. Şirket genel kurulunun 29/12/2022 tarihinde aldığı kararla şirketin sermayesinin 1.000.000 TL’ye çıkarılması ve bu tutarın 650.000 TL’sinin şirket ortaklarınca nakden işletmeye konulması, 200.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 100.000 TL’sinin ise olağanüstü yedeklerden karşılanması kararı alınmıştır. Bu karar, 11/1/2023 tarihinde tescil edilmiştir.

Mükellef kurum tarafından 7/8/2025 tarihinde tescil edilen kararla şirket sermayesinin

400.000 TL azaltılması kararı alınmıştır.

Buna göre, azaltıma konu edilen sermayenin 200.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 100.000 TL’sinin olağanüstü yedeklerden ve kalan 100.000 TL’sinin de nakdi sermayeden yapıldığı kabul edilecektir.

Azaltılan sermaye unsuru Azaltıma konu edilen tutar Hesaplanan kurumlar vergisi Gelir vergisi kesintisi
1-Enflasyon

düzeltmesi olumlu farkları

200.000 TL (200.000 TLx0,20*) = 40.000 TL (160.000 TLx0,10**) = 16.000 TL
2-Olağanüstü yedekler 100.000 TL (100.000 TLx0,10**) = 10.000 TL
3- Nakdi sermaye 100.000 TL
TOPLAM 400.000 TL 40.000 TL 26.000 TL

(*) 2025 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu varsayılmıştır.

(**) 2025 yılında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranının %10 ve ortakların gerçek kişi olduğu varsayılmıştır.

32.4.5.     Öz sermaye unsurlarının sermayeye ilave edilme tarihine göre sermaye azaltımındaki öncelik durumu

Kurumlar tarafından yapılacak sermaye azaltımında, daha önce sermayeye eklenen öz sermaye unsurlarının sermayeye eklenme tarihi itibarıyla bazılarının beş tam yıllık süreyi aşması bazılarının ise bu süreyi aşmaması söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, sermayeye ilave edilen öz sermaye unsurlarından öncelikle sermayeye eklenme tarihi beş tam yılı geçmemiş olan unsurların sermayeden azaltıldığı kabul edilecektir.

Örnek: 9.000.000 TL nakdi sermayesi olan (KLM) Ltd. Şti., 14/7/2017 tarihinde tescil edilen kararla tamamı enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından karşılanmak suretiyle sermayesini 12.000.000 TL’ye çıkarmıştır.

Mükellef kurum tarafından 28/11/2022 tarihinde tescil edilen ikinci bir kararla;

3.000.000 TL’si yeniden değerleme artışlarından, 2.000.000 TL’si geçmiş yıl karlarından olmak üzere kurum sermayesi 17.000.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir.

Bu defa, mükellef kurum yetkili organı tarafından 9.000.000 TL sermaye azaltımı kararı alınmış ve bu karar 7/8/2024 tarihinde tescil edilmiştir.

(KLM) Ltd. Şti. tarafından yapılan sermaye azaltımının, öncelikle sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş unsurlardan karşılandığı varsayılacaktır. Buna göre, sermaye azaltımının sırasıyla yeniden değerleme artışları (3.000.000 TL) ve geçmiş yıl karlarından (2.000.000 TL) yapıldığı kabul edilecektir. Kalan kısmın ise sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmiş unsurlardan karşılanması gerekmektedir.

Buna göre, mükellefin 12.000.000 TL tutarındaki kalan toplam sermayesinin; %25’i enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, %75’i ise nakdi sermayeden oluşmaktadır. Azaltıma konu edilmek istenen sermayeden kalan 4.000.000 TL’nin, 1.000.000 TL’sinin (4.000.000 TL x 0,25) enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 3.000.000 TL’sinin (4.000.000 TL x 0,75) ise nakdi sermayeden kaynaklandığı kabul edilecektir.

7/8/2024 tarihinde azaltılan sermaye unsuru  

Sermayeye ilave tarihi

Azaltıma konu edilecek

tutar

 

Hesaplanan kurumlar vergisi

 

Gelir vergisi kesintisi

Yeniden değerleme artışı  

28/11/2022

 

3.000.000 TL

(3.000.000 TLx0,20*)=

600.000 TL

(2.400.000 TLx0,10**) =

240.000 TL

Geçmiş yıl karı 28/11/2022 2.000.000 TL (2.000.000 TLx0,10**) =

200.000 TL

Enflasyon

düzeltmesi olumlu farkı

 

14/7/2017

 

1.000.000 TL

 

(1.000.000 TLx0,20*)=

200.000 TL

 

(800.000 TLx0,10**) =

80.000 TL

Nakdi sermaye 3.000.000 TL
TOPLAM 9.000.000 TL 800.000 TL 520.000 TL

(*) 2024 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu kabul edilmiştir.

(**) 2024 yılında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranının %10 ve ortakların gerçek kişi olduğu varsayılmıştır.

32.4.6.  Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltımı 

Kurumlar vergisi mükellefleri geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle de sermaye azaltımında bulunabilmektedirler. Geçmiş yıl zararları nedeniyle bilançoda oluşan açığın kapatılmasına ilişkin hükümler esas itibarıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmektedir.

Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları, Tebliğin “32.4.2.” bölümünde yapılan açıklamalara göre tespit edilecektir. Ancak, geçmiş yıl zararlarının sermayeye mahsup edilmesi işleminde Kanunun 32/B maddesi hükmüne göre ortaklara nakden veya hesaben yapılmış bir ödeme söz konusu olmadığından, bu mahsup işlemi kar payı dağıtımı/ana merkeze aktarılan tutar olarak değerlendirilmeyecek ve azaltıma konu edilen sermaye unsurları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Bununla birlikte, geçmiş yıl zararlarının sermaye azaltımı suretiyle mahsubunda, sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin içerisinde sermaye azaltımı esnasında kurumlar vergisine tabi tutulması gereken bir unsur olması halinde, azaltıma konu edilen tutarın tespitinde Tebliğin “32.4.2.” ila “32.4.5.” bölümlerinde yapılan açıklamalar dikkate alınmak suretiyle vergileme yapılacaktır.

Örnek: (PRS) A.Ş.’nin toplam sermayesi 10.000.000 TL olup, bu tutarın 5.000.000 TL’si ortaklarca işletmeye konulan nakdi sermayeden, 1.000.000 TL’si Vergi Usul Kanununun (VUK) 280/A maddesi hükmüne istinaden ayrılan ve 26/10/2013 tarihinde sermayeye ilave edilen özel fondan, 4.000.000 TL’si ise aynı tarihte sermayeye eklenen olağanüstü yedeklerden oluşmaktadır.

Anılan kurum tarafından bilançoda yer alan 2.500.000 TL tutarındaki geçmiş yıl zararının sermayeden mahsubu amacıyla sermaye azaltımı kararı alınmış ve bu karar 26/1/2023 tarihinde tescil edilmiştir.

Buna göre, öz sermaye kalemlerinin sermayeye ilave edilmesinden itibaren beş tam yıl geçtikten sonra mükellef kurum tarafından sermaye azaltılması nedeniyle, azaltılan sermaye unsurları Tebliğin “32.4.2.” ve “32.4.3.” bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde sermaye unsurlarının toplam sermaye içerisindeki oranları dikkate alınmak suretiyle tespit edilecektir.

Kurumun sermaye azaltım kararından önce toplam sermayesi 10.000.000 TL olduğundan, bu sermaye içerisinde; Vergi Usul Kanununun 280/A maddesi hükmüne istinaden ayrılan ve sermayeye ilave edilen özel fon %10 (1.000.000 TL/10.000.000 TL), olağanüstü yedek akçeler %40 (4.000.000 TL/10.000.000 TL) ve nakdi sermaye %50’lik (5.000.000 TL/ 10.000.000 TL) kısmı oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, azaltıma konu edilen 2.500.000 TL’lik sermayenin; 250.000 TL’sinin VUK’a göre ayrılan özel fondan, 1.000.000 TL’sinin sermayeye eklenmiş olağanüstü yedeklerden ve 1.250.000 TL’sinin ise ortaklarca işletmeye konulan ve vergilendirilmeyecek nakdi sermayeden karşılandığı kabul edilecektir. Kanunun 32/B maddesi hükmüne istinaden azaltıma konu edilen tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmayacağından, özel fonlar ile olağanüstü yedeklerden azaltıma konu edilen tutar üzerinden vergi kesintisi söz konusu olmayacaktır.

Diğer taraftan, VUK 280/A hükmüne istinaden ayrılan ve sermayeye eklenen özel fonun sermaye azaltımına konu edilmesi nedeniyle bu tutar üzerinden kurumlar vergisi hesaplanması gerekmektedir.

26/1/2023 tarihinde azaltıma konu edilen sermaye unsuru Sermayeye ilave tarihi Azaltıma konu edilecek tutar Hesaplanan kurumlar vergisi Gelir vergisi kesintisi
VUK 280/A hükmüne 26/10/2013 (2.500.000×0,10)=250.000 TL (250.000×0,20*)
istinaden ayrılan özel =50.000 TL
fon
Olağanüstü yedekler 26/10/2013 (2.500.000×0,40)=1.000.000 TL
Nakdi sermaye (2.500.000×0,50)=1.250.000 TL
TOPLAM 2.500.000 TL 50.000 TL

(*) 2023 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu varsayılmıştır.

 

32.4.7.  Devir ve bölünme işlemleri nedeniyle sermaye azaltılması 

Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında devre ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde de tam bölünme ve kısmi bölünme olarak kabul edilen işlemler tanımlanmıştır. Kanunun 20 nci maddesinde ise 19 uncu madde kapsamında yapılan işlemler nedeniyle doğan karların hesaplanmayacağı ve vergilendirilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda, Kanunun 19 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası birleşmenin özel bir türünü devir olarak tanımlamakta, tam mükellef kurumlar arasında kayıtlı değerler üzerinden ve kül halinde devralma suretiyle gerçekleştirilen işlemler devir olarak nitelendirilmektedir.

Tam bölünme işlemlerinde tam mükellef bir sermaye şirketi, tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bilançosunda yer alan kıymetleri kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devretmekte ve karşılığında devreden sermaye şirketinin ortaklarına yeni kurulan kurum sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmektedir.

Kısmi bölünme işlemleri ise taşınmazlar ile bilançoda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçının mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine kayıtlı değerleri üzerinden belirli şartlar dâhilinde ayni sermaye olarak konulması şeklinde tanımlanmaktadır. Kısmi bölünme işlemlerinde devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilmektedir. Hisse senetlerinin ortaklara verildiği durumda bölünen şirkette sermaye azaltımına gidilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan; gerek devir işlemleri, gerekse tam ve kısmi bölünme işlemleri öncesinde devrolunan veya bölünen kurumun sermayesinde ayni ve nakdi sermaye dışında, başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde kurumlar vergisine ve/veya vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri de bulunabilmektedir.

32.4.7.1.  Devir işlemleri sonrasında yapılan sermaye azaltımı

Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi kapsamında yapılan devir işlemlerinde, devir olunan şirketin bilançosundaki hesapların kayıtlı değerler üzerinden ve kül halinde devralan şirketin bilançosuna geçirilmesi ve sermayeye ilave edilmiş olan öz kaynak kalemlerinin de devralan şirketin sermayesinin alt hesaplarında izlenmesi gerekmektedir. Devir işlemleri kapsamında şirket sermayesinden devrolunan unsurlar bu aşamada kurumlar vergisine ve/veya vergi kesintisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, ilerleyen dönemlerde söz konusu sermaye unsurlarını devralan şirkette sermaye azaltımına gidilmesi halinde, azaltılan sermaye unsurlarının niteliğine göre Tebliğin “32.4.2”. ila “32.4.6.” bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde vergileme yapılması gerekmektedir. Bu durumda, Kanunun 32/B maddesinde hüküm altına alınan beş tam yıllık sürenin tespitinde, sermaye unsurlarının devreden şirketin sermayesinde kaldığı süreler de devralan şirketler tarafından dikkate alınacaktır.

32.4.7.2.  Tam bölünme işlemleri sonrasında yapılan sermaye azaltımı

Kanunun 19 uncu maddesi kapsamındaki tam bölünme işlemi sonucunda kurulacak şirketlerin, bölünen kurum bilançosunun aktif ve pasifinde yer alan kalemleri bölünme tarihindeki kayıtlı değerleri üzerinden devralmaları ve bu varlıkları aynen bilançolarına geçirmeleri gerekmektedir. Bölünen kurum sermayesinin başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi durumunda vergiye tabi tutulması gereken unsurları barındırması durumunda ise bu kalemler de kayıtlı değerleriyle yeni kurulacak şirketlerin sermayesine devrolunacağından, bölünen şirketin sermayesinden devrolunan unsurlar, bu aşamada kurumlar vergisine ve/veya vergi kesintisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, söz konusu sermaye unsurlarını devralan şirketlerde sermaye azaltımına gidilmesi halinde, azaltılan sermaye unsurlarının niteliğine göre Tebliğin “32.4.2.” ila “32.4.6.” bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde vergileme yapılması gerekmektedir.

Bu durumda da, Kanunun 32/B maddesinde hüküm altına alınan beş tam yıllık sürenin tespitinde, sermaye unsurlarının devreden şirketin sermayesinde kaldığı süreler de devralan şirketler tarafından dikkate alınacaktır.

Örnek: (BCD) Ltd. Şti. Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi kapsamında tam bölünme suretiyle tasfiyesiz infisah edecek olup, söz konusu kurumun bilançosunda yer alan kıymetler bölünme tarihi itibarıyla aşağıdaki gibidir.

AKTİF PASİF
Kasa 100.000 Borçlar 50.000
Banka 300.000 Sermaye 800.000
Taşınmazlar 400.000 Yedekler 150.000
Demirbaşlar 200.000
TOPLAM 1.000.000 TOPLAM 1.000.000

 

Kurumun 800.000 TL olan sermayesi, kuruluş aşamasında işletmeye konulan 400.000 TL tutarındaki nakdi sermaye ile 26/2/2018 tarihinde sermayeye eklenen; 100.000 TL enflasyon düzeltmesi olumlu farkları ve 300.000 TL geçmiş yıl karlarından oluşmaktadır.

(BCD) Ltd. Şti.’nin bilançosunda yer alan kıymetler, kayıtlı değerleri üzerinden bölünme tarihi olan 9/12/2022 tarihinde yeni kurulan (EFG) A.Ş. ve (ŞTU) Ltd. Şti.’ne aşağıdaki şekilde devredilmiştir. Bölünen kurumun sermayeye ilave edilmiş olan öz kaynak unsurlarının yeni kurulan şirketlere aktarılan değerlerle orantılı şekilde devredildiği kabul edilmiştir. Tam bölünme işlemi sonrası yeni kurulan şirketlerin bilançoları ise aşağıdaki

gibidir.

 

(EFG) A.Ş. (ŞTU) Ltd. Şti.
AKTİF PASİF AKTİF PASİF
Kasa 50.000 Sermaye 400.000 Kasa 50.000 Borçlar 50.000
-Nakdi sermaye 200.000
-Geçmiş yıl karları 150.000
-Enflasyon 50.000
düzeltmesi olumlu
farkları
Demirbaşlar 200.000 Yedekler 100.000 Banka 300.000 Sermaye 400.000
-Nakdi sermaye 200.000
-Geçmiş yıl karları 150.000
-Enflasyon düzeltmesi 50.000
olumlu farkları
Taşınmaz 250.000 Taşınmaz 150.000 Yedekler 50.000
TOPLAM 500.000 TOPLAM 500.000 TOPLAM 500.000 TOPLAM 500.000

 

Tam bölünme sonrası, (EFG) A.Ş.’nin 400.000 TL tutarındaki sermayesinin 200.000 TL’sinin nakdi sermayeden, 150.000 TL’sinin geçmiş yıl karlarından ve 50.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından oluştuğu kabul edilecektir.

Diğer taraftan, (ŞTU) Ltd. Şti.’nin 400.000 TL tutarındaki sermayesinin ise 200.000 TL’sinin nakdi sermayeden, 150.000 TL’sinin geçmiş yıl karlarından ve 50.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından oluştuğu kabul edilecektir.

Bu defa, (ŞTU) Ltd. Şti. 18/12/2024 tarihinde 150.000 TL sermaye azaltımı kararı almış ve anılan karar 29/12/2024 tarihinde tescil edilmiştir. Tam bölünme işlemi kapsamında bölünen kurum olan (BCD) Ltd. Şti.’nin sermayesinde yer alan unsurlar kayıtlı değerleriyle (ŞTU) Ltd. Şti.’ne devrolunduğundan, sermayede kalma süresi olarak aranılan beş tam yıllık sürenin tespitinde, bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınacaktır.

Buna göre, sermaye azaltımı kararının tescil tarihi itibarıyla (ŞTU) Ltd. Şti.’nin sermayesinde yer alan unsurlar, bölünen kurum olan (BCD) Ltd. Şti.’nin sermayesine 26/2/2018 tarihinde ilave olduğundan ve bu unsurlar (BCD) Ltd. Şti. ile (ŞTU) Ltd. Şti.’nin

 

sermayesinde toplamda beş tam yıldan fazla süreyle kaldığından, azaltıma konu edilecek tutar Tebliğin “32.4.3.” bölümünde yapılan açıklamalara göre tespit edilecektir.

(ŞTU) Ltd. Şti.’nin, sermaye azaltım kararından önce toplam sermayesi 400.000 TL olduğundan, bu sermaye içerisinde; enflasyon düzeltmesi olumlu farkları %12,5 (50.000 TL/400.000 TL), geçmiş yıl karları %37,5 (150.000 TL/400.000 TL) ve nakdi sermaye

%50’lik (200.000 TL/400.000 TL) kısmını oluşturmaktadır.

Mükellefin azaltıma konu edilen sermayesinin 150.000 TL olduğu hususu dikkate alındığında, sermayenin; 18.750 TL’sinin (150.000×0,125) enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 56.250 TL’sinin (150.000×0,375) geçmiş yıl karlarından ve 75.000 TL’sinin (150.000×0,50) nakdi sermayeden azaltıldığı kabul edilecek ve hesaplamalar aşağıdaki gibi

olacaktır.

Azaltılan sermaye unsuru Sermayeye ilave tarihi Azaltıma konu edilecek tutar Hesaplanan kurumlar vergisi Gelir vergisi kesintisi
Geçmiş       yıl 26/2/2018 (150.000TLx0,375)= (56.250 TLx0,10**) =
karı 56.250 TL 5.625 TL
Enflasyon 26/2/2018 (150.000 TLx0,125)= (18.750 TLx0,20*)= (15.000 TL x 0,10**) =
düzeltmesi 18.750 TL 3.750 TL 1.500 TL
olumlu farkı
Nakdi 26/2/2018 (150.000TLx0,50)=
sermaye 75.000 TL
TOPLAM 150.000 TL 3.750 TL 7.125 TL

(*) 2024 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu kabul edilmiştir.

(**) 2024 yılında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranının %10 ve ortakların gerçek kişi olduğu varsayılmıştır.

32.4.7.3.  Kısmi bölünme işlemleri nedeniyle yapılan sermaye azaltımı

Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında gerçekleşen kısmi bölünme işlemi sonucunda, devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bölünen şirketin ortaklarına da verilebilmektedir. Kısmi bölünme dolayısıyla yapılacak sermaye azaltımında ise Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamda, kısmi bölünme sonucunda sermaye konulan şirketten alınan hisselerin devreden şirket ortaklarına verilmesi nedeniyle devreden şirket nezdinde sermaye azaltımına gidilmesi gerekmektedir.

Kısmi bölünme kapsamında gerçekleşen devirler nedeniyle yapılan sermaye azaltımında, sermayeye eklenmiş olan unsurların devralan şirkete devredilmesi ve bu şirket nezdinde söz konusu unsurların takip edilmesi halinde, bölünen şirket nezdindeki sermaye azaltımı nedeniyle bu aşamada herhangi bir vergileme söz konusu olmayacaktır.

Kısmi bölünme sonrası sermaye unsurlarını devralan şirket nezdinde sermaye azaltımına gidilmesi halinde ise azaltılan sermaye unsurlarının niteliğine göre Tebliğin “32.4.2.” ila “32.4.6.” bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde gerekli vergileme işlemleri yapılacaktır. Bu durumda da, Kanunun 32/B maddesinde hüküm altına alınan beş tam yıllık sürenin tespitinde, öz sermaye kalemlerinin devreden şirketin sermayesinde kaldığı süreler de devralan şirket tarafından dikkate alınacaktır.

Örnek: (BDE) A.Ş.’nin aktifinde 1.500.000 TL bedelle kayıtlı üretim işletmesi, kayıtlı değeri üzerinden (UVY) A.Ş.’ye kısmi bölünme kapsamında devredilmiş, anılan devir işlemi 14/2/2018 tarihinde tescil edilmiş ve bu devir karşılığında (UVY) A.Ş.’den alınan hisse senetleri ortaklara verilmiştir.

(BDE) A.Ş. tarafından yapılan sermaye azaltımının; 500.000 TL’si nakdi sermayeden,

400.000 TL’si 24/6/2015 tarihinde sermayeye ilave edilen enflasyon düzeltmesi olumlu farkından ve 600.000 TL’si ise aynı tarihte sermayeye ilave edilen olağanüstü yedeklerden karşılanmıştır.

Sermayesi 2.500.000 TL olan ve nakdi sermayeden oluşan (UVY) A.Ş.’nin, (BDE) A.Ş.’den devir aldığı tutarlar da dikkate alınarak yapmış olduğu sermaye artışı sonucu sermayesi 4.000.000 TL olmuştur. Bu tutarın; 3.000.000 TL’si ayni ve nakdi sermayeden,

400.000 TL’si enflasyon düzeltmesi olumlu farkından, 600.000 TL’si ise olağanüstü yedeklerden oluşmaktadır. Anılan şirket tarafından 18/1/2023 tarihinde tescil edilen kararla

2.000.000 TL sermaye azaltımı kararı alınmıştır.

Buna göre, sermaye azaltımı kararının tescil tarihi itibarıyla (UVY) A.Ş.’nin, sermayesinde yer alan unsurlar, kısmi bölünen (BDE) A.Ş.’nin sermayesine 24/6/2015 tarihinde ilave olduğundan ve bu unsurlar (BDE) A.Ş. ile (UVY) A.Ş.’nin sermayesinde toplamda beş tam yıldan fazla süreyle kaldığından, azaltıma konu edilecek sermaye unsurları ve tutarlar Tebliğin “32.4.3.” bölümünde yapılan açıklamalara göre tespit edilecektir.

Mükellefin toplam sermayesinin 4.000.000 TL olduğu hususu dikkate alındığında, sermayenin %75’i ayni ve nakdi sermayeden, %10’u enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, %15’i ise sermayeye ilave edilen olağanüstü yedeklerden kaynaklandığından, azaltıma konu sermaye unsurları ile buna ilişkin vergi hesaplaması aşağıdaki gibi olacaktır.

18/1/2023

tarihinde azaltıma konu edilen sermaye unsuru

Sermayeye ilave tarihi Azaltıma konu edilecek tutar Hesaplanan kurumlar vergisi Gelir vergisi kesintisi
Enflasyon düzeltmesi olumlu farkı 24/6/2015 (2.000.000 TLx0,10) =

200.000 TL

(200.000 TLx0,20*) =

40.000 TL

(160.000 TL x 0,10**) =

16.000 TL

Olağanüstü yedekler 24/6/2015 (2.000.000×0,15) =

300.000 TL

(300.000 TL x 0,10**) =

30.000 TL

Nakdi sermaye (2.000.000 TLx0,75) =

1.500.000 TL

 

TOPLAM 2.000.000 TL 40.000 TL 46.000 TL

(*) 2023 yılında kurumlar vergisi oranının %20 olduğu kabul edilmiştir.

(**) 2023 yılında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi oranının %10 ve ortakların gerçek kişi olduğu varsayılmıştır.

32.4.8.    Sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmesi sonucu yapılan sermaye azaltımı

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri ve ortaklık paylarıyla ilgili hükümlere yer verilmiş olup, Tebliğin “15.6.7.” bölümünde de konuyla ilgili gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Anılan Kanun hükmüne istinaden, tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarını sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki olumsuz farkın, sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarih itibarıyla sermaye şirketleri nezdinde %15 oranında vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.

Söz konusu madde hükmü esas itibarıyla kendi paylarını iktisap eden ve iktisap ettikleri bu kıymetleri sermaye azaltımı yoluyla itfa eden sermaye şirketlerinin, kendi hisse senetleri ve ortaklık paylarının iktisabına ilişkin ödenen bedel ile bu varlıkların itibari değeri arasındaki farkın şirketler için dağıtılmış kar payı olarak kabul edileceği ve bu tutar üzerinden Kanunda belirtilen %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerektiğine yönelik hususları düzenlemektedir. Sermaye azaltımında vergilemeye yönelik hükümler içeren Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi ise kurumlar tarafından yapılan sermaye azaltımında sermayenin hangi unsurundan ne kadar azaltılacağına yönelik hükümler ihtiva etmektedir. Bu bağlamda, söz konusu Kanun maddeleri birbirinden farklı iki hususu düzenlemekte olup, sermaye azaltımı dolayısıyla azaltılan tutar üzerinden yapılması gereken vergi kesintisi ile sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi payları üzerinden dağıtılmış kar payı sayılan ve vergi kesintisi yapılan tutar birbirinden farklı kaynakları ihtiva etmektedir.

Örnek : (TBN) A.Ş.’nin hisse senetlerinin itibari değeri her bir hisse için 100 TL’dir. (TBN) A.Ş.’nin ortağı olan (DNZ) Ltd. Şti.’nin aktifinde bulunan (TBN) A.Ş.’ye ait 100 TL itibari değerle kayıtlı 150 adet hisse senedi, (TBN) A.Ş. tarafından 15/12/2021 tarihinde 45.000 TL bedel karşılığında satın alınmıştır.

(TBN) A.Ş. 45.000 TL’ye iktisap ettiği kendi hisse senetleri için sermaye azaltımı kararı almış ve itibari değeri 100 TL olan 150 adet hisse senedi için alınan itfa kararını 7/12/2022 tarihinde ticaret sicilinde tescil ettirmiştir.

Buna göre, (TBN) A.Ş. 7/12/2022 tarihi itibarıyla, hisse senetlerinin iktisap bedeli ile itibari değeri arasındaki fark olan 30.000 TL [45.000 – (150 x 100)] üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapacak ve 4.500 TL (30.000 TL x %15) vergiyi Aralık/2022 dönemi muhtasar ve prim hizmet beyannamesiyle beyan ederek ödeyecektir.

Diğer taraftan, sermaye azaltımında bulunan (TBN) A.Ş.’nin azaltım kararı öncesindeki bilançosundaki sermaye hesabında 1.500.000 TL yer almakta olup, bu tutarın;

  • 750.000 TL’si ayni ve nakdi sermayeden,
  • 450.000 TL’si 7/5/2019 tarihinde sermayeye ilave edilen enflasyon düzeltmesi olumlu farkından,
  • 300.000 TL’si 7/5/2019 tarihinde sermayeye ilave edilen geçmiş yıl karlarından oluşmaktadır.

Bu durumda; sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçmediği için azaltımın Tebliğin “32.4.4.” bölümünde yapılan açıklamalara göre gerçekleştiği kabul edilecektir. Sermaye azaltımına konu edilen tutar hisse senetlerinin itibari değeri kadar 15.000 TL (100TL x 150) olup, bu tutarın tamamının kurumlar vergisine ve kar dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemi olan enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı kabul edilecektir.”

MADDE 10- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 11- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Tebliğ Taslağı için Tıklayın…


Kaynak: GİB TASLAK TEBLİĞ – 21.12.2022
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artislarinin-yurt-disindan-getirilen-nakitle-karsilanan-kismi-icin-soz-konusu-indirim-orani-%75-olarak-uygulanacaktir/feed/ 0
SGK teşvik tutarı için muhasebe kaydı örneği https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvik-tutari-icin-muhasebe-kaydi-ornegi/ https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvik-tutari-icin-muhasebe-kaydi-ornegi/#respond Sat, 10 Sep 2022 11:27:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130700 Fondan karşılanan prim tutarları gider olarak dikkate alınmamasından kaynaklanan tutarlar için muhasebe kaydı nedir?

———————————————-26.01.2021—————————————–

760 Pazarlama, Satış ve Dağ. Gid.

361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri

361.01 İşçi Payı

361.02 İşveren Payı

360 Ödenecek Vergi ve Fonlar

360.01 Gelir Vergisi

360.02 Damga Vergisi

335 Personele Borçlar

————————————————- // ———————————————

———————————————-26.01.2021—————————————–

361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri

361.01 İşçi Payı

361.02 İşveren Payı

102 Bankalar

602 Diğer Gelirler (Hazine Katkı Payı)

————————————————– /—————————–


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvik-tutari-icin-muhasebe-kaydi-ornegi/feed/ 0
SGK teşvikleri vergi matrahından indirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvikleri-vergi-matrahindan-indirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvikleri-vergi-matrahindan-indirilebilir-mi/#respond Thu, 25 Aug 2022 07:25:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130437 27103 sayılı Kanundan yararlanan işveren yani sgk ödeme tutarı sgk tarafından karşılanan işveren, teşviksiz sgk da olduğu gibi sgk prim tutarlarını gider olarak kullanabilir mi?(sgk primi,sgk işveren hissesi ve iş.işveren payı gibi)

Fondan karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.”
Ekonomi Bakanlığınca karşılanan prim tutarları işverenler bakımından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz”


Defter beyan sisteminde gelir vergisine tabi kuaför mükellefimizin şu an 3 personel, (4447/27103 geçici 19 madde diğer sektör) 27103 teşvikinden yaralanıyor. İşçilerin gelir vergisi, dv, sgk prim ve işsizlik teşviki var. İşletme defterinde giderde tahakkuk olan tutarlardan mı düşeceğiz, yoksa ayrıca gelir kaydı mı yapacağız?

Ödenen ücret için normal gider kaydı yapılır. Alınan teşvik gelir yazılır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-tesvikleri-vergi-matrahindan-indirilebilir-mi/feed/ 0
Asgari ücret üzerinden hesaplanan ve devlet tarafından karşılanan gelir vergisi tutarını gelir olarak mı kaydedeceğiz yoksa 360 hesabın borç tarafına kaydedilerek mi işlem yapılacak? https://www.muhasebenews.com/asgari-ucret-uzerinden-hesaplanan-ve-devlet-tarafindan-karsilanan-gelir-vergisi-tutarini-gelir-olarak-mi-kaydedecegiz-yoksa-360-hesabin-borc-tarafina-kaydedilerek-mi-islem-yapilacak/ https://www.muhasebenews.com/asgari-ucret-uzerinden-hesaplanan-ve-devlet-tarafindan-karsilanan-gelir-vergisi-tutarini-gelir-olarak-mi-kaydedecegiz-yoksa-360-hesabin-borc-tarafina-kaydedilerek-mi-islem-yapilacak/#respond Sat, 30 Apr 2022 08:19:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126467 Asgari ücret üzerinden hesaplanan ve devlet tarafından karşılanan gelir vergisi tutarını hesaplarımıza gelir olarak mı kaydedeceğiz yoksa 360 hesabın borç tarafına kaydedilerek mi işlem yapılacak?

Bu bir teşvik değil gelir yazılmaz. Düzenlenecek bordroda Brüt ücretten SGK indirimi yapıldıktan sonra asgari ücret kadarlık tutar GV’den istisna edilir. Fazlası vergilendirilir.

Konu ile ilgili olarak Web sayfamızda yaptığımız açıklama için aşağıdaki linki inceleyiniz. Mevzuattaki değişiklikler için web sayfamızı takip ediniz. değişikliler günlük olarak üyelere duyurulur.

https://www.ismmmo.org.tr/dosya/3001/Mevzuat-Dosya/7349-Sayili-Kanun-aciklamasi.pdf


İSMMMO

25/12/2021

ÜCRETLERİN ASGARİ ÜCRET KADARLIK KISMI VERGİDEN İSTİSNA
EDİLMİŞTİR. ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ KALDIRILMIŞTIR.
(7349 SAYILI KANUN)

Değerli Üyemiz,

7349 Sayılı “GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN” 25/12/2021 Tarih ve 31700 Sayılı Resmi Gazetede
yayımlanmıştır. Yapılan değişiklikler ile 01/01/2022 Tarihinden itibaren Ücretlilerin
vergilendirilmesinde ücretin; asgari ücret tutarı kadar olan kısmı Gelir Vergisinden ve
Damga Vergisinden istisna edilmiştir. Ayrıca 2008 yılından beri uygulanmakta olan
ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (AGİ) YÜRÜRLÜKTEN TAMAMEN KALDIRILMIŞTIR.
Kanun metni aşağıdadır.

Değişiklikler aşağıda örnekli olarak açıklanmıştır.

7349 SK MADDE 2 – 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
bent eklenmiştir.

“18. Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt
tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra
kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin
vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna
kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle
bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır.

İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden
hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna
sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.).”

AÇIKLAMA:

Yapılan değişiklik ile; hizmet erbabına ödenen ücretlerin, ilgili ayda geçerli olan brüt asgari
ücretten işçi Sosyal Güvenlik Kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra
kalan kısmı gelir vergisinden istisna edilmekte, ücret gelirinin asgari ücrete isabet eden
kısmı üzerinden gelir vergisi alınmaması sağlanmaktadır.

Birden fazla İşveren den ücret alanlardan bu istisna sadece en yüksek olan ücrete
uygulanacaktır.

7349 SK MADDE 4 – 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2)
sayılı tablonun “IV – Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (34)
numaralı fıkrasında yer alan “ücretlere ilişkin kâğıtlar” ibaresinden sonra gelmek üzere (Bu
maddenin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen ücretlerde istisna, aylık brüt asgari ücrete isabet eden kısım için uygulanır) şeklinde parantez içi hüküm eklenmiştir.

AÇIKLAMA:

Yapılan değişiklik ile; hizmet erbabına ödenen ücretlerin aylık brüt asgari ücrete isabet
eden kısmı üzerinden damga vergisi alınmaması sağlanmaktadır.

ÖRNEK:1

ASGARİ ÜCRET (BRÜT TUTAR ) 5.004,00 TL

SGK KESİNTİLERİ (750,60 TL)

Sigorta primi İşçi (5.004.-x % 14= 700,56 TL)

İşsizlik sigorta primi İşçi ((5.004.-x % 1 = 50,04 TL

NET ÜCRET 4.253,40 TL

ÖRNEK:2

BRÜT AYLIK 10.000,00 TL

SGK KESİNTİLERİ (1.500,00 TL)

Sigorta primi İşçi (10.000 x % 14=1.400 TL)

İşsizlik sigorta primi İşçi (10.000 x % 1 = 100 TL)

VERGİ MATRAHI= 8.500 ,00 TL

HESAPLANAN GV % 15= 1.275 ,00 TL

Asgari ücrete isabet eden aylık gelir vergisi tutarı( 4.253,40 x % 15)= 638, 01 TL

ÖDENECEK GELİR VERGİSİ (1.275. TL- 638,01 TL)= 636,99 TL

DAMGA VERGİSİ MATRAHI= 10.000,00 TL

DAMGA VERGİSİ MATRAH İSTİSNASI (5.004,00 TL)

DAMGA VERGİSİ MATRAHI (İndirimli)= 4.996,00 TL

HESAPLANAN DAMGA VERGİSİ (BİNDE 7,59)= 37,92 TL

KESİNTİLER TOPLAMI ( 1.500.-+636,99+37,92 )= 2.174,91.-TL

NET ÜCRET (10.000.-TL – 2.174,91 TL)= 7.825,09 TL

KÜMÜLE VERGİ MATRAHI UYGULAMASI :

İkinci ay kümülatif brüt ücret (10.000+10.000=) 20.000 TL olacak, bu tutardan, önceki ve cari aya ilişkin işçiye ait sigorta ve işsizlik sigortası primi tutarı olan (1.500 + 1.500=) 3.000 TL düşüldüğünde, kümülatif vergi matrahı tutarı olan 17.000 TL olacaktır.

Yukarıdaki ifadeye göre; İlk aya ait olan matrah 8.500 TL ile ikinci aya ait olan matrah
8.500 TL matrah toplanarak bulunacak kümülatif tutar 17.000 TL olacaktır. Gelir vergisi
tarifesindeki dilimlere göre vergi oranı belirlenirken bu şekilde hesaplanan kümülatif
tutarlar dikkate alınacaktır. İkinci ayda üzerinden gelir vergisi hesaplanacak tutar ise (8.500 x % 15=) 1.275 TL olarak bulunacak ve bu tutardan asgari ücrete isabet eden aylık 638,01 TL düşülerek ödenecek gelir vergisi (1.275- 638,01=) 636,99 TL olarak bulunacaktır.

Hesaplama takip eden aylarda da bu şekilde devam edecektir. Böylece, asgari ücretli ne
kadar vergi istinasından yaralanıyorsa, tüm ücretliler aynı tutarda vergi istisnasından
yararlanmış olacaktır.

DİĞER DEĞİŞİKLİKLER: (GELİR VERGİSİ KANUN’DAN KALDIRILAN
MADDELER )

7349 SK MADDE 4 – 193 sayılı Kanunun;

a) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Diğer
ücretlerde, gezici olarak çalışanların” ibaresi “Gezici olarak çalışanların” şeklinde
değiştirilmiş, bentte yer alan “ücret ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

b) 32 nci maddesi, 64 üncü maddesi, 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendi, 109 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile ikinci ve
üçüncü fıkraları, 110 uncu maddesi, 118 inci maddesi ve 122 nci maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır.

AÇIKLAMA :

GELİR VERGİSİ KANUNUDAN YÜRÜRLÜK DEN KALDIRILAN MADDELER :

GVK 32. MADDE : Asgarî geçim indirimi ( Yürürlükten kaldırıldı.)

GVK 64. MADDE : Diğer Ücretler ( Yürürlükten kaldırıldı.)

GVK 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ( Yürürlükten
kaldırıldı.)

GVK 109 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile ikinci ve üçüncü
fıkraları, ( Yürürlükten kaldırıldı.)

GVK 110 . MADDE : Vergilendirme Dönemi İçinde İşe Başlayan Diğer Ücret
Sahiplerinin Vergi Matrahı ve Vergileri ( Yürürlükten kaldırıldı.)

GVK 118 . MADDE Diğer Ücretler Üzerinden Tahakkuk Eden Vergilerde Ödeme
( Yürürlükten kaldırıldı.)

GVK 122 . MADDE Diğer Ücret Vergisinin Mahsubu ( Yürürlükten kaldırıldı.)


25 Aralık 2021 CUMARTESİ                     Resmî Gazete Sayı                      31700

KANUN

GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 7349 Kabul Tarihi: 22/12/2021

MADDE 1 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan “10 kW’a kadar
(10 kW dâhil)” ibaresi “25 kW’a kadar (25 kW dâhil)” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2 – 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
bent eklenmiştir.

“18. Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt
tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra
kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin
vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna
kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle
bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle

hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden
hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna
sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.).”

MADDE 3 – 193 sayılı Kanunun;

a) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Diğer
ücretlerde, gezici olarak çalışanların” ibaresi “Gezici olarak çalışanların” şeklinde
değiştirilmiş, bentte yer alan “ücret ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

b) 32 nci maddesi, 64 üncü maddesi, 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendi, 109 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile ikinci ve
üçüncü fıkraları, 110 uncu maddesi, 118 inci maddesi ve 122 nci maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır.

MADDE 4 – 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı
tablonun “IV – Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (34) numaralı
fıkrasında yer alan “ücretlere ilişkin kâğıtlar” ibaresinden sonra gelmek üzere (Bu
maddenin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen ücretlerde istisna, aylık
brüt asgari ücrete isabet eden kısım için uygulanır) şeklinde parantez içi hüküm
eklenmiştir.

MADDE 5 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13
üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Müsteşarlığı” ibareleri
“Başkanlığı” şeklinde değiştirilmiş ve bende “bakım-onarım ve modernizasyonuna ilişkin
olarak yapılan teslim ve hizmetler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Milli Savunma
Bakanlığı veya Savunma Sanayii Başkanlığınca yürütülen savunma sanayii projelerine
ilişkin olarak bu kurumlara ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler” ibaresi
eklenmiştir.

MADDE 6 – 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6 – BOTAŞ’ın, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geldiği halde ödenmemiş olan her türlü
vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi
borçları ile 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yapılandırılmış
borçları (vadesi gelmemiş taksitler dâhil); adı geçen şirketin Hazineden, 31/12/2021
tarihine kadar oluşan görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık, merkezi yönetim
bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle, Ticaret
Bakanlığınca terkin edilir. Bu kapsamda mahsuba konu olacak borçlara bu maddenin
yayımlandığı tarihten sonra fer’i alacak hesaplanmaz.

Bu madde kapsamında BOTAŞ’ın Hazineden olan görevlendirme bedeli alacağı
tutarını tespit etmeye, mahsup suretiyle yapılacak terkin işlemlerini belirlemeye Hazine ve
Maliye Bakanı yetkilidir.”

MADDE 7 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 23 – 19/12/2020 tarihli ve 7258 sayılı 2021 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanununda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir
kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine
ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. İlgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri
karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülür.”

MADDE 8 – 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 inci
maddesinin ikinci fıkrasına “mektupları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Türkiye’de
yerleşik sigorta şirketleri tarafından düzenlenen kefalet senetleri” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 9 – 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun
7 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Büyükşehir belediyeleri, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle
çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere; nüfus, hattın uzunluğu ve
hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma
hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi
yapabilir.”

MADDE 10 – 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Belediyeler, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle
çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere; nüfus, hattın uzunluğu ve
hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma
hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi
yapabilir.”

MADDE 11 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 86 – 2021 yılında götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi
yapılmış kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının Kuruma 31/12/2021 tarihine kadar
bu sözleşme kapsamında verdikleri tedavi hizmetlerine ilişkin toplam tahakkuk tutarının
götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda, aradaki fark terkin edilir.
Terkin edilen tutar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis
edilecek ödenekten karşılanır.

Bu maddeye ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak
Kurumca belirlenir.”

MADDE 12 – Bu Kanunun;

a) 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılan ücret
ödemelerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.

MADDE 13 – Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür

 


Kaynak: Resmi Gazete, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/asgari-ucret-uzerinden-hesaplanan-ve-devlet-tarafindan-karsilanan-gelir-vergisi-tutarini-gelir-olarak-mi-kaydedecegiz-yoksa-360-hesabin-borc-tarafina-kaydedilerek-mi-islem-yapilacak/feed/ 0
Hazine tarafından karşılanan sigorta primi işveren desteğinin kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk. https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/ https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/#respond Wed, 26 Jan 2022 16:30:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121457 T.C.
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

27575268-105[2020-948]-E.364352

28.12.2020

Konu

:

Hazine tarafından karşılanan sigorta primi işveren desteğinin kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu belirterek, yıllara sari inşaat ve onarım işi faaliyetinde bulunan şirketinizin, söz konusu işte çalıştırmakta olduğu personeli için Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen ve Hazine tarafından karşılanan sigorta prim desteğinin Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamaları açısından gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile muhasebe ilke ve standartları göz önüne alındığında, netleştirme yönteminin kullanılıp kullanılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükellefin bir hesap dönemi içinde elde ettiği safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, bu kazancın tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Ticari kazancın tespitinde ise “tahakkuk” ve “dönemsellik” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasını ifade eder.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ise hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye’de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), 27 nci maddede yazılı giyim giderlerinin safı kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 44 üncü maddesinde ise, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Sigorta primi işveren hissesi teşviki” başlıklı 4 üncü maddesinde,

31/12/2012 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde; 

a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az on işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,

b) 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin, 

Prime esas kazançları üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanır. 

hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanununun bazı maddelerinde de bu Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken sigorta prim tutarlarının belirli bir oranının Hazinece veya işsizlik sigortası fonu tarafından karşılanacağına dair benzer hükümler düzenlenmiştir. Söz konusu hükümlerin bir kısmında açık olarak “… karşılanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.” düzenlemeleri yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilgili mevzuat düzenlemesinde sağlanan teşvik unsurlarının gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağının açık olarak belirtilmiş olması durumunda, yıllara sari inşaat ve taahhüt işi yapan firmanız tarafından, işin bittiği yıl itibarıyla  söz konusu tutarların kurum kazancının tespitinde gelir,gider veya maliyet olarak dikkate alınmaması, bu tutarı aşan kısmın gider ya da maliyet olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

İlgili mevzuat düzenlemesinde sağlanan teşvik unsurlarının gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağına ilişkin açık hükmün olmaması durumunda ise, sigorta primi işveren hissesi teşviki kapsamında Hazine tarafından karşılanan tutarların işin bittiği yıl itibarıyla kurum kazancının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınması durumunda, gelir olarak da kaydedilmesi gerekmektedir. Öte yandan, söz konusu sigorta primi işveren hissesi desteği tutarlarının düşülmesinden sonra sadece kalan net tutarın gider yazılması halinde, sigorta primi işveren hissesi desteği tutarının ayrıca gelir olarak kaydedilmemesi gerekmektedir.

II-MUHASEBE UYGULAMALARI YÖNÜNDEN:

Tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Söz konusu Tebliğde;

– “361. Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabı; işletmenin, personelin hakedişlerinden sosyal güvenlik mevzuatı hükümlerine göre kesintiye tabi tutmakla yükümlü bulunduğu, personele ait emeklilik keseneği ve sigorta primleri ile bunlara ilişkin işveren katılma payları ve işverence sosyal güvenlik kuruluşlarına ödenecek diğer yükümlülüklerin izlendiği hesaptır. Kesintiler yapıldıkça bu hesap alacaklandırılır ve ödemeler yapıldıkça borçlandırılır Bir yıldan daha uzun sürede ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri varsa, bunlar “438. Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar” hesabına aktarılır.” 

– “602. Diğer Gelirler” hesabında ise işletmenin korunması, ihracatı teşvik ya da hükümet politikasına uyma zorunluluğu karşısında oluşan işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan, mali yardımlar (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yaptığı yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme primi vb. hasılat kalemleri izlenir. Dönem içindeki faaliyetlerden doğan sübvansiyon, vergi iadesi, vade farkları, (vb.) tutarları saptanarak ilgili hesaba borç, bu hesaba ise alacak kaydedilir.” şeklinde açıklamalar yer almaktadır. 

Tebliğin “Muhasebe Usul Esasları” başlığı altında “III-Mali Tablolar İlkeleri C- TEMEL MALİ TABLOLARIN DÜZENLENME İLKELERİ/1.Gelir Tablosu İlkeleri” bölümünde ise; “Bütün satışlar, gelir ve kârlar ile maliyet, gider ve zararlar brüt tutarları üzerinden gösterilirler ve hiç bir satış, gelir ve kâr kalemi bir maliyet, gider ve zarar kalemi ile tamamen veya kısmen karşılaştırılmak suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz.”

denilmektedir.

Bu itibarla, sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılması halinde yani diğer bir deyişle söz konusu tutarların defter kayıtlarında 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabında izlenmesi durumunda, bu tutarların maliyet ya da gider hesaplarında izlenmesi gerekmektedir. Anılan tutarların Devlet tarafından teşvik olarak karşılanması halinde de söz konusu tutarların 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabının borcuna karşılık 602 Diğer Gelirler hesabının alacağına kayıt edilerek muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılmaması halinde Devlet tarafından karşılanan teşvik unsurlarının gelir veya gider hesapları ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir.

Ayrıca, yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan mükelleflerin münhasıran yıllara sari inşaat ve onarım işlerine özgü olarak; sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılması halinde “17 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri” hesap grubunda, devlet tarafından teşvik olarak karşılanması halinde ise bu tutarların “35 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakedişleri” hesap grubunda izlenmesi gerekmektedir.

Bilgilerinize rica ederim.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/feed/ 0