internette – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 23 Aug 2022 17:02:13 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 İnternette ödenen reklam giderlerinin gider olarak indirilip indirilemeyeceği https://www.muhasebenews.com/internette-odenen-reklam-giderlerinin-gider-olarak-indirilip-indirilemeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/internette-odenen-reklam-giderlerinin-gider-olarak-indirilip-indirilemeyecegi/#respond Tue, 23 Aug 2022 17:02:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130426 İnternette ödenen reklam giderlerinin gider olarak indirilip indirilemeyeceği, hizmet karşılığı yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi ve KDV yönünden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

50426076-130[37-2016/20-614]-59424

12.08.2020

Konu

:

İnternette ödenen reklam giderlerinin gider olarak indirilip indirilemeyeceği, hizmet karşılığı yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi ve KDV yönünden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formuyla; dijital platformda reklam, web tasarım ve kurumsal sunucu hizmeti verdiğiniz, bu kapsamda merkezi İrlanda’ da bulunan … Şirketine ait internet sitesinde hem kendi işletmeniz hem de müşterilerinizin işletmeleri adına reklam hizmeti aldığınız, reklam hizmet bedellerini internet ortamında kredi kartı ile ödediğiniz, ödemeler karşılığında… Şirketinden 01/04/2018 tarihine kadar ödeme makbuzu, bu tarihten itibaren ise ekstre aldığınız, benzer işlemi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (K.K.T.C)’ de bulunan … Şirketi ile yaptığınız ve hizmet karşılığında fatura aldığınızdan bahisle, söz konusu ödemeler karşılığında aldığınız ödeme makbuzunun, faturanın ve ekstrenin gider hesaplarınıza dahil edilip edilmeyeceği ile ödemelere ilişkin katma değer vergisi (KDV) ve gelir vergisi yönünden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususlarında görüş talep ettiğiniz anlaşılmış olup konuya ilişkin Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

A-GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği belirtilmiştir.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme giderleri de denilebilir.

Yapılan bir ödemenin genel gider adı altında kabul edilebilmesi için, ödemeler ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, ödemelerin işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması gerekmektedir.

Buna göre, … Şirketi ve… Şirketinden almış olduğunuz reklam hizmeti karşılığında yapılan ödemeler, reklam gideri olarak kabul edilecek ve söz konusu giderler ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olduğundan safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Öte yandan, 19/12/2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18/12/2018 tarihli ve 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetleri vergi kesintisi kapsamına alınarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmış olup, söz konusu Karar ile ilgili açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15.3.11.1.1. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi” başlıklı bölümünde;

“…..

Ayrıca, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık eden gerçek kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi oranı %15 olarak uygulanacaktır. Söz konusu vergi kesintisi uygulamasında gerçek kişinin tam veya dar mükellef olmasının bir önemi bulunmamaktadır.

İnternet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlerin mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, bu hizmetlere ilişkin ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılacak ödemelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olup hizmet bu tarihten önce verilmiş olsa dahi, anılan tarihten itibaren (bu tarih dahil) yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır.

Söz konusu vergi kesintisinin uygulanması açısından, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlere anılan Kararın yürürlük tarihinden önce nakden veya hesaben ödeme yapılmış olması halinde, bu ödemelerin konusunu teşkil eden hizmetlere ilişkin olarak 1/1/2019 tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

…..”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Anılan Kararın eki Kararın 2 inci maddesinde; Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde yer alan tevkifat nispetleri hakkındaki 12/01/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na yeni bir bent eklenerek, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden % 15 oranında tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; hem kendi işletmeniz hem de müşterilerinizin işletmeleri adına aldığınız reklam hizmetleri dolayısıyla 01/01/2019 tarihinden önce yaptığınız ödemeler dolayısıyla tarafınızca vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak, bu tarihten itibaren 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, alınan reklam hizmeti nedeniyle yapılacak ödemeler üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

   B-ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI YÖNÜNDEN

İrlanda mukimi firmadan alınan reklam hizmeti ile ilgili olarak;

18.08.2010 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 01.01.2011 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

İrlanda mukimi … firmasından alınan reklam hizmetine ilişkin kazançların Türkiye – İrlanda Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nın Ticari Kazançlara ilişkin 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, İrlanda mukimi şirketin söz konusu hizmetler karşılığında elde ettiği kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için bu kazancın Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda vergilendirme İrlanda’da yapılacaktır. İş yeri tanımına, Anlaşma’nın “İş yeri” başlıklı 5 inci maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu maddede elektronik ortamda yürütülen faaliyetlere ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, iş yeri maddesinin 6 ncı fıkrasında daimi temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre bir kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve bu fıkra kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Akit Devletin teşebbüsü için bir iş yeri oluşturacaktır. Maddenin bağımsız temsilciliğe ilişkin 7 nci fıkrasında ise, bir Akit Devlet teşebbüsünün, diğer Akit Devletteki, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi durumunda faaliyetin icra edildiği Devlette bir iş yerine sahip olunmayacaktır hükmü yer almaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, İrlanda’da mukim şirketin Türkiye’de iş yerinin oluşmaması durumunda, söz konusu firmanın ticari faaliyetlerinden dolayı elde ettiği kazançlardan vergi alma hakkı yalnızca İrlanda’ya ait olup, Türkiye’nin bu kazançlardan vergi alma hakkı bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, faaliyetlerin Türkiye’de iş yeri oluşturacak nitelikte olması durumunda bu kazançlardan Türkiye’nin de vergi alma hakkı bulunmakta; ancak vergileme hakkı iş yerinden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu durumda vergileme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacak olup Türkiye’de ödenen vergi, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddesinin 1/a bendi uyarınca İrlanda’da mahsup edilebilecektir.

Diğer taraftan, Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için İrlanda mukimi ….’nin İrlanda’da tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini İrlanda yetkili makamlarından alacakları bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlaması ve bu belgenin aslı ile noterce veya İrlanda’daki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilmiş Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendisine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergi sorumlularına ibraz etmesi gerekmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) mukimi firmadan alınan reklam hizmeti ile ilgili olarak;

30.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaybını Önleme Anlaşması” 01.01.1989 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

KKTC mukimi … firmasından alınan reklam hizmetine ilişkin kazançların Türkiye – KKTC Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nın Ticari Kazançlara ilişkin 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, KKTC mukimi şirketin söz konusu hizmetler karşılığında elde ettiği kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için bu kazancın Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda vergilendirme KKTC’de yapılacaktır. İş yeri tanımına, Anlaşma’nın “İş yeri” başlıklı 5 inci maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu maddede elektronik ortamda yürütülen faaliyetlere ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, iş yeri maddesinin 5 inci fıkrasında daimi temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre bir Akit Devlet mukimi bir kişi, diğer Akit Devlet mukimi bir kişiye yazılı veya sözlü bir hizmet veya vekalet akdi ile bağlı olup, onun nam ve hesabına muayyen veya gayrimuayyen bir müddetle ticari muameleler yapmaya yetkili bulunur ve bulunduğu Akit Devlette bu yetkisini, diğer Akit Devletteki temsil edilen adına mutaden kullanırsa, bu kişi ilk bahsedilen devlette bir işyerine sahip kabul edilecektir. Maddenin bağımsız temsilciliğe ilişkin 4 üncü fıkrasında ise, bir Akit Devlet teşebbüsünün, diğer Akit Devletteki, işlerini yalnızca kendi işlerini olağan şekilde sürdüren bir acenta, bir genel komisyon acentası veya bağımsız statüde diğer herhangi bir aracı vasıtasıyla yürütmesi durumunda faaliyetin icra edildiği Devlette bir iş yerine sahip kabul olunmayacağı hükmü yer almaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, KKTC’de mukim şirketin Türkiye’de iş yerinin oluşmaması durumunda, söz konusu firmanın ticari faaliyetlerinden dolayı elde ettiği kazançlardan vergi alma hakkı yalnızca KKTC’ye ait olup, Türkiye’nin bu kazançlardan vergi alma hakkı bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, faaliyetlerin Türkiye’de iş yeri oluşturacak nitelikte olması durumunda bu kazançlardan Türkiye’nin de vergi alma hakkı bulunmakta; ancak vergileme hakkı iş yerinden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu durumda vergileme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacak olup Türkiye’de ödenen vergi Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca KKTC’de mahsup edilebilecektir.

Diğer taraftan, Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için KKTC mukimi …’un KKTC’de tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülke vergilendirildiğini KKTC yetkili makamlarından alacakları bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlaması ve bu belgenin aslı ile noterce veya KKTC’deki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilmiş Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendisine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergi sorumlularına ibraz etmesi gerekmektedir.

C-VERGİ USUL KANUNUNU YÖNÜNDEN

22/01/1997 tarih ve 22885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 253 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler” başlıklı (B) bölümünde; Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 215 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş, 227 nci maddesinde de “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu hükümlere göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekteydiler.

Ancak; Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, bu işlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarına neden olduğu, mükellefler bakımından da ağır külfetler getirdiği anlaşıldığından, anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bu Genel Tebliğ ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır.

Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde; yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan hizmet karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışından aldıkları belgenin (fatura, ekstre, ödeme makbuzu vb.), kayıtlarının tevsikinde tevsik edici belge olarak kabul edilebilmesi için, alındığı ülke mevzuatına göre muteber bir belge olması gerekmektedir.

Diğer taraftan, …. ile … şirketlerinin, Türkiye’de iş yerlerinin bulunması ve bu iş yerleri aracılığı ile Türkiye’de mükellefiyet tesisini gerektirecek faaliyetlerinin yürütülmesine bağlı olarak mükellef olmaları hallerinde ise söz konusu mükellefiyet kapsamında gerçekleştirilen mal teslimi ve hizmet ifaları için müşterilerine Vergi Usul Kanunu ve ilgili alt mevzuat düzenlemelerine uygun olarak fatura düzenlemeleri gerektiği tabiidir.

D-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

“3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

9/1 inci maddesinde ise; mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı’nın vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinde tevkifat yapmakla yükümlü kurum ve kuruluşlar ile tevkifat kapsamındaki hizmetler ve bu hizmetlere uygulanacak tevkifat oranlarına ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

Tebliğinin “I/C-2.1.2.1.1) bölümünde;

“Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, firmanızın internet üzerinden aldığı reklam hizmetinden Türkiye’de yararlanıldığından, bu hizmet bedeli üzerinden 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV hesaplanacaktır. Reklam hizmetini aldığınız firmanın KDV mükellefiyeti bulunması halinde bu hizmet nedeniyle hesaplanan KDV’nin hizmeti veren firma tarafından 1 no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Hizmeti aldığınız firmanın Türkiye’de ikametgâhı, iş yeri, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde ise hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla 2 no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.”

]]>
https://www.muhasebenews.com/internette-odenen-reklam-giderlerinin-gider-olarak-indirilip-indirilemeyecegi/feed/ 0
Teknoparktaki mükellefin internette arkadaşlık ve alış-veriş sitesi oluşturması hk. https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk-2/ https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk-2/#respond Wed, 23 Mar 2022 06:15:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124547 Sayı: 93767041-125[4691-2014/4]-69388

Tarih: 22/12/2017

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı:93767041-125[4691-2014/4]-6938822.12.2017
Konu:Teknoparktaki mükellefin internette arkadaşlık ve alış-veriş sitesi oluşturması.

  İlgide kayıtlı özelge talebinizle; Gebze GOSB Teknoparkta yazılım işlerini yaptığınız, hazırladığınız yazılımla kullanıcıların sisteme ücretle abone olarak kendilerine ait bilgileri girerek kişiselleştirilmiş profil sayfası oluşturup tarafınızca geliştirilmiş olan “……….” sayesinde kendilerine uygun arkadaş profilleriyle iletişim kurmalarının sağlandığı, tahsilatın mobil ödeme (üç cep telefonu operatörü ile ödeme kontörlü hatlarda kredisinden düşülerek, faturalı hatlarda faturaya yansıtılarak) veya kredi kartı vasıtasıyla haftalık ya da aylık olarak alındığı,

   Cep telefonu operatörlerinin kullanıcılardan tahsil ettiği üyelik ücretlerini………’ye gönderdiği, bu şirketin de komisyon düştükten sonraki payı hesabınıza gönderdiği,

   Ayrıca, uluslararası bir sosyal ağ olan Facebook’un bir uygulaması şeklinde geliştirilen …….. uygulamasına abone olan kullanıcılara astrolojik premium içeriklerin de sağlandığı, ödeme şekli olarak yukarıda belirtilen mobil ödeme sisteminin kullanıldığı,

    Diğer yandan, “…..”’ın Türkiye’deki bir çok internet sitesi üzerinden alışveriş imkanı  sağlayan e-ticaret sitelerinin tüm ürünlerini listelediği, bu ürünlerin fiyatlarının ve özelliklerinin karşılaştırıldığı, tüm internet üzerinden alışveriş yapan kullanıcılar için çok büyük kolaylık sağlayan ürün-fiyat karşılaştırma motoru olduğu, buradaki gelir modelinin ise ürünlerini listelemek isteyen e-ticaret sitelerinin kredi kartı vasıtası ve banka transferi ile ödeme yapıp kredi aldığı ve bu sitelerin ürünlerinin uygunfiyat.com internet adresinde listelenmeye başladığı, siteyi ziyaret eden kullanıcıların bu e-ticaret sitelerinin ürünlerini tıklayarak ilgili e-ticaret sitesine yönlendirilen müşteri başına da satın almış olduğu kredisinden kredinin düşüldüğü belirtilerek, Teknopark Yönetim Kurulunda onay gören Şirketinizin Kurumlar Vergisi, KDV, Gelir Vergisi ve Damga Vergisinden istisna olup olmadığı hakkında bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

   A) KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun 12.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6170 sayılı Kanunla değişen “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde;

   “Bu Kanunun uygulanmasında;

   …

   c) Araştırma ve Geliştirme (AR-GE): Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları,

   …

   l) Yazılım: Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama, geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim şekillerinin tümünü ifade eder.…”

   hükümlerine yer verilmiştir.

   Aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinde ise; “Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31.12.2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

    Söz konusu madde hükmünden yararlanılabilmesi için;

    -Bu Kanunda tanımlanan teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösterilmesi,

   -Kazancın münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançlardan olması,

   -Bölge içi ve dışı faaliyetlerden elde edilen kazanç ayırımının yapılması

   gerekmektedir.

    Diğer yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.2.2. Yazılım ve Ar-Ge Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazançlarda Kurumlar Vergisi İstisnasının Kapsamı” başlıklı bölümünde;

    “Yapılan düzenlemeyle teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, faaliyete başlanılan tarihten bağımsız olmak üzere, 31/12/2023 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

    Bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin bölge dışında gerçekleştirdikleri faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilmiş olsa dahi istisnadan yararlanamaz.

    Öte yandan, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım ve Ar-Ge faaliyetinde bulunan şirketlerin, bu faaliyetler sonucu buldukları ürünleri kendilerinin seri üretime tabi tutarak pazarlamaları halinde, bu ürünlerin pazarlanmasından elde edilen kazançların lisans, patent gibi gayri maddi haklara isabet eden kısmı, transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle istisnadan yararlanabilecektir. Üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kazancın diğer kısmı ise istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

    Ancak, lisans, patent gibi gayri maddi haklara bağlanmamış olmakla birlikte uyarlama, yerleştirme, geliştirme, revizyon, ek yazılım gibi faaliyetlerden elde edilen kazançların istisna kapsamında değerlendirileceği tabiidir.

    Örneğin; teknoloji geliştirme bölgesinde yazılım faaliyetinde bulunan şirketin, ürettiği yazılımların lisans satışından veya kiralanmasından elde edeceği kazançlar istisnadan yararlanacak, ancak söz konusu yazılımın disk, CD veya elektronik ortamda pazarlanmasından elde edilen kazançların (lisansa isabet eden kısmi hariç) istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

    Aynı şekilde, bir ilaç şirketince bölgede gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyeti sonucu ortaya çıkan kanser ilacına ait gayrimaddi hakkın kiralanması veya devrinden elde edilecek kazançlar istisnadan yararlanacak, ilacın bizzat üretilerek satılması halinde bu faaliyetten elde edilen kazancın gayrimaddi hakka isabet eden kısmı hariç istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.”

   açıklamalarına yer verilmiştir.

   Yine aynı Tebliğin “5.12.2.4. İstisna Kazanç Tutarının Tespiti” başlıklı bölümünde;

   “4691 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinde yer alan istisna, bir kazanç istisnası olup istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

   İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, Kanun uygulaması kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

   Kanun uygulaması kapsamında istisna olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.”

   açıklamaları yer almaktadır.

   Buna göre, Şirketinizin Teknoloji Serbest Bölgesinde yapmış olduğu yazılımlar kapsamında oluşturduğu internet sitelerinde sunulan hizmetlerin pazarlanması sonucu elde edilen kazançların (lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı hariç) üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kısmı, istisna kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu yazılımlarla internette oluşturduğunuz, ……. uygulaması, arkadaşlık ve alış-veriş siteleri dolayısıyla elde ettiğiniz kazançların 4691 sayılı Kanun kapsamındaki istisna hükmünden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

   B) KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

   KDV Kanununun geçici 20/1 inci maddesi ile, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV’den müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

   Uygulamanın usul ve esaslarının yer aldığı KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II/G-2” bölümünde;

   – Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde bulunan mükelleflerin 31/12/2023 tarihine kadar bu bölgede ürettikleri sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV’den istisna olduğu,

   – Güncelleme dışında bir yazılımla ilgili olarak verilen bakım, destek (otomasyon) hizmetleri, teknoloji geliştirme bölgesinde üretilse dahi, oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımlar, işlevlerini yerine getirmek için yazılım kullanan ürün, aygıt, eşya vb. donanımlar ile bu donanımlara ilişkin hizmetler, web sitesi aracılığıyla verilen reklam hizmetleri ve ar-ge çalışmaları kapsamında yer alan teslim ve hizmetlerin istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği ifade edilmiştir.

   Buna göre, şirketiniz tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki 4691 sayılı Kanun kapsamındaki yazılım faaliyetleriniz 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisna olacaktır. Ancak, söz konusu yazılım dolayısıyla internette siteler oluşturarak pazarlanmasından elde edilen kazançların istisnadan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

    C) DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

   488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu hükmü yer almaktadır.

   Bu çerçevede, damga vergisine ilişkin görüş verilebilmesi somut olaya ilişkin kağıt örnekleri ile başvurulması halinde mümkün bulunmaktadır.

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.


Kaynak:GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk-2/feed/ 0
Teknoparktaki mükellefin internette arkadaşlık ve alış-veriş sitesi oluşturması hk. https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk/ https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk/#respond Mon, 27 Dec 2021 04:42:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116588

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 93767041-125[4691-2014/4]-69388 22.12.2017 Konu : Teknoparktaki mükellefin internette arkadaşlık ve alış-veriş sitesi oluşturması.

   İlgide kayıtlı özelge talebinizle; Gebze GOSB Teknoparkta yazılım işlerini yaptığınız, hazırladığınız yazılımla kullanıcıların sisteme ücretle abone olarak kendilerine ait bilgileri girerek kişiselleştirilmiş profil sayfası oluşturup tarafınızca geliştirilmiş olan “……….” sayesinde kendilerine uygun arkadaş profilleriyle iletişim kurmalarının sağlandığı, tahsilatın mobil ödeme (üç cep telefonu operatörü ile ödeme kontörlü hatlarda kredisinden düşülerek, faturalı hatlarda faturaya yansıtılarak) veya kredi kartı vasıtasıyla haftalık ya da aylık olarak alındığı,

   Cep telefonu operatörlerinin kullanıcılardan tahsil ettiği üyelik ücretlerini………’ye gönderdiği, bu şirketin de komisyon düştükten sonraki payı hesabınıza gönderdiği,

   Ayrıca, uluslararası bir sosyal ağ olan Facebook’un bir uygulaması şeklinde geliştirilen …….. uygulamasına abone olan kullanıcılara astrolojik premium içeriklerin de sağlandığı, ödeme şekli olarak yukarıda belirtilen mobil ödeme sisteminin kullanıldığı,

    Diğer yandan, “…..”’ın Türkiye’deki bir çok internet sitesi üzerinden alışveriş imkanı  sağlayan e-ticaret sitelerinin tüm ürünlerini listelediği, bu ürünlerin fiyatlarının ve özelliklerinin karşılaştırıldığı, tüm internet üzerinden alışveriş yapan kullanıcılar için çok büyük kolaylık sağlayan ürün-fiyat karşılaştırma motoru olduğu, buradaki gelir modelinin ise ürünlerini listelemek isteyen e-ticaret sitelerinin kredi kartı vasıtası ve banka transferi ile ödeme yapıp kredi aldığı ve bu sitelerin ürünlerinin uygunfiyat.com internet adresinde listelenmeye başladığı, siteyi ziyaret eden kullanıcıların bu e-ticaret sitelerinin ürünlerini tıklayarak ilgili e-ticaret sitesine yönlendirilen müşteri başına da satın almış olduğu kredisinden kredinin düşüldüğü belirtilerek, Teknopark Yönetim Kurulunda onay gören Şirketinizin Kurumlar Vergisi, KDV, Gelir Vergisi ve Damga Vergisinden istisna olup olmadığı hakkında bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

A) KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

    4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun 12.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6170 sayılı Kanunla değişen “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde;

   “Bu Kanunun uygulanmasında;

   …

c) Araştırma ve Geliştirme (AR-GE): Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları,

   …

l) Yazılım: Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama, geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim şekillerinin tümünü ifade eder.…”

   hükümlerine yer verilmiştir.

   Aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinde ise; “Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31.12.2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

    Söz konusu madde hükmünden yararlanılabilmesi için;

    -Bu Kanunda tanımlanan teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösterilmesi,

   -Kazancın münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançlardan olması,

   -Bölge içi ve dışı faaliyetlerden elde edilen kazanç ayırımının yapılması

   gerekmektedir.

    Diğer yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.2.2. Yazılım ve Ar-Ge Faaliyetlerinden Elde Edilen Kazançlarda Kurumlar Vergisi İstisnasının Kapsamı” başlıklı bölümünde;

    “Yapılan düzenlemeyle teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, faaliyete başlanılan tarihten bağımsız olmak üzere, 31/12/2023 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

    Bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin bölge dışında gerçekleştirdikleri faaliyetlerinden elde ettiği kazançlar, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilmiş olsa dahi istisnadan yararlanamaz.

    Öte yandan, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım ve Ar-Ge faaliyetinde bulunan şirketlerin, bu faaliyetler sonucu buldukları ürünleri kendilerinin seri üretime tabi tutarak pazarlamaları halinde, bu ürünlerin pazarlanmasından elde edilen kazançların lisans, patent gibi gayri maddi haklara isabet eden kısmı, transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle istisnadan yararlanabilecektir. Üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kazancın diğer kısmı ise istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

    Ancak, lisans, patent gibi gayri maddi haklara bağlanmamış olmakla birlikte uyarlama, yerleştirme, geliştirme, revizyon, ek yazılım gibi faaliyetlerden elde edilen kazançların istisna kapsamında değerlendirileceği tabiidir.

    Örneğin; teknoloji geliştirme bölgesinde yazılım faaliyetinde bulunan şirketin, ürettiği yazılımların lisans satışından veya kiralanmasından elde edeceği kazançlar istisnadan yararlanacak, ancak söz konusu yazılımın disk, CD veya elektronik ortamda pazarlanmasından elde edilen kazançların (lisansa isabet eden kısmi hariç) istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

    Aynı şekilde, bir ilaç şirketince bölgede gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyeti sonucu ortaya çıkan kanser ilacına ait gayrimaddi hakkın kiralanması veya devrinden elde edilecek kazançlar istisnadan yararlanacak, ilacın bizzat üretilerek satılması halinde bu faaliyetten elde edilen kazancın gayrimaddi hakka isabet eden kısmı hariç istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.”

   açıklamalarına yer verilmiştir.

   Yine aynı Tebliğin “5.12.2.4. İstisna Kazanç Tutarının Tespiti” başlıklı bölümünde;

   “4691 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinde yer alan istisna, bir kazanç istisnası olup istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

   İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, Kanun uygulaması kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

Kanun uygulaması kapsamında istisna olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.”

   açıklamaları yer almaktadır.

   Buna göre, Şirketinizin Teknoloji Serbest Bölgesinde yapmış olduğu yazılımlar kapsamında oluşturduğu internet sitelerinde sunulan hizmetlerin pazarlanması sonucu elde edilen kazançların (lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı hariç) üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kısmı, istisna kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu yazılımlarla internette oluşturduğunuz, ……. uygulaması, arkadaşlık ve alış-veriş siteleri dolayısıyla elde ettiğiniz kazançların 4691 sayılı Kanun kapsamındaki istisna hükmünden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

B) KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

   KDV Kanununun geçici 20/1 inci maddesi ile, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV’den müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

   Uygulamanın usul ve esaslarının yer aldığı KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II/G-2” bölümünde;

   – Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde bulunan mükelleflerin 31/12/2023 tarihine kadar bu bölgede ürettikleri sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV’den istisna olduğu,

   – Güncelleme dışında bir yazılımla ilgili olarak verilen bakım, destek (otomasyon) hizmetleri, teknoloji geliştirme bölgesinde üretilse dahi, oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımlar, işlevlerini yerine getirmek için yazılım kullanan ürün, aygıt, eşya vb. donanımlar ile bu donanımlara ilişkin hizmetler, web sitesi aracılığıyla verilen reklam hizmetleri ve ar-ge çalışmaları kapsamında yer alan teslim ve hizmetlerin istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği ifade edilmiştir.

   Buna göre, şirketiniz tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki 4691 sayılı Kanun kapsamındaki yazılım faaliyetleriniz 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisna olacaktır. Ancak, söz konusu yazılım dolayısıyla internette siteler oluşturarak pazarlanmasından elde edilen kazançların istisnadan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

C) DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

   488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu hükmü yer almaktadır.

   Bu çerçevede, damga vergisine ilişkin görüş verilebilmesi somut olaya ilişkin kağıt örnekleri ile başvurulması halinde mümkün bulunmaktadır.

   Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/teknoparktaki-mukellefin-internette-arkadaslik-ve-alis-veris-sitesi-olusturmasi-hk/feed/ 0