hazine – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 12 Oct 2023 06:17:46 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Vergi mahkemesine başvuru hakkını kaybedenler T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na şikayet yoluyla başvuru yapabilir https://www.muhasebenews.com/vergi-mahkemesine-basvuru-hakkini-kaybedenler-t-c-hazine-ve-maliye-bakanligina-sikayet-yoluyla-basvuru-yapabilir/ https://www.muhasebenews.com/vergi-mahkemesine-basvuru-hakkini-kaybedenler-t-c-hazine-ve-maliye-bakanligina-sikayet-yoluyla-basvuru-yapabilir/#respond Thu, 12 Oct 2023 06:17:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147034

Şikâyet Yolu ile Müracaat Hakkı

Vergi Usul Kanununun 124 üncü maddesi gereğince vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunan mükellefler, şikâyet yolu ile Hazine ve Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler. Bu kapsamda olan başvurular il özel idare vergileri hakkında valiliğe, belediye vergileri hakkında ise belediyeye yapılır.

Şikâyet yoluyla düzeltme dilekçesini takiben 30 günlük süre içinde Bakanlığın cevap vermemesi halinde istek reddedilmiş sayılır. İdarenin şikâyeti reddetmesi ya da 30 günlük süre içinde cevap vermemesi halinde talepleri reddolunanlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereği söz konusu idari eylemi/işlemi 30 gün içinde vergi mahkemeleri nezdinde dava konusu yapabilirler.

 


Kaynak: GİB Rehber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/vergi-mahkemesine-basvuru-hakkini-kaybedenler-t-c-hazine-ve-maliye-bakanligina-sikayet-yoluyla-basvuru-yapabilir/feed/ 0
TL cinsinden Devlet tahvili ve Hazine bonosu faiz gelirleri hangi durumda beyan edilecektir? https://www.muhasebenews.com/tl-cinsinden-devlet-tahvili-ve-hazine-bonosu-faiz-gelirleri-hangi-durumda-beyan-edilecektir/ https://www.muhasebenews.com/tl-cinsinden-devlet-tahvili-ve-hazine-bonosu-faiz-gelirleri-hangi-durumda-beyan-edilecektir/#respond Fri, 29 Sep 2023 10:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146674 2022 yılında tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen TL cinsinden Devlet tahvili ve Hazine bonosu faiz gelirleri hangi durumda beyan edilecektir?

Beyanname verilip verilmeyeceğinin tespitinde, Devlet tahvili ve Hazine bonosunun ihraç tarihi önem arz etmektedir. Buna göre, 1/1/2006 tarihinden önce TL olarak ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu için, 2018-2019-2020-2021-2022 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarına uygulanacak indirim oranı sırasıyla %140,41 – %113,35 – %85,1-%217’tir.

2022 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarına uygulanacak olan indirim oranı ise %667,67 olarak tespit edilmiş olup indirim oranı birden büyük çıkmaktadır.

Bu çerçevede, 2018, 2019, 2021 ve 2022 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir. Ancak 2020 yılında indirim oranının birden küçük olması dolayısıyla anılan gelirlere indirim oranı uygulanmak suretiyle beyan edilecektir.

01/01/2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine bonolarından elde edilecek olan faiz gelirleri geçici 67 nci madde kapsamında tevkifata tabi olduğundan beyan edilmeyecektir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tl-cinsinden-devlet-tahvili-ve-hazine-bonosu-faiz-gelirleri-hangi-durumda-beyan-edilecektir/feed/ 0
Transfer Fiyatlandırmasında Hazine Zararı Nedir? https://www.muhasebenews.com/transfer-fiyatlandirmasinda-hazine-zarari-nedir/ https://www.muhasebenews.com/transfer-fiyatlandirmasinda-hazine-zarari-nedir/#respond Tue, 31 May 2022 06:21:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125599 Hazine zararı nedir?

5766 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine yedinci fıkra olarak eklenen hükümle, tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye’deki iş yeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü hazine zararının doğması şartına bağlanmıştır.

Hazine zararı emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmıştır.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/transfer-fiyatlandirmasinda-hazine-zarari-nedir/feed/ 0
Yurt içinde ihraç edilen hazine bonoları üzerinden elde edilen repo gelirlerinde tevkifat uygulaması. https://www.muhasebenews.com/yurt-icinde-ihrac-edilen-hazine-bonolari-uzerinden-elde-edilen-repo-gelirlerinde-tevkifat-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-icinde-ihrac-edilen-hazine-bonolari-uzerinden-elde-edilen-repo-gelirlerinde-tevkifat-uygulamasi/#respond Sun, 20 Feb 2022 19:05:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122784
Sayı:64597866-125[Geçici67]-918
Tarih:11/01/2019

T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

64597866-125[Geçici67]-E.918

11.01.2019

Konu

:

Yurt içinde ihraç edilen hazine bonoları üzerinden elde edilen repo gelirlerinde tevkifat uygulaması.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Fransa Cumhuriyeti mukimi ve Fransız kanunlarına göre bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirmek için gerekli lisansa sahip Fransa’da kurulu bulunan bir banka olduğunuz, bir Türk bankası merkezi (Hazine bonolarının maliki) ile Türk Hazinesi tarafından yurt içinde ihraç edilen hazine bonoları üzerinden bir repo işlemi gerçekleştirileceği belirtilerek, elde edilen repo kazançları üzerinden yapılacak tevkifat oranı ve Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması kapsamında ne şekilde vergilendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kurumlar vergisinin konusu, 2 nci maddesinde ise kurumlar vergisi mükellefleri belirlenmiş olup; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefi olduğu belirtilmiştir. Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında da dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazançlar ve iratlar bentler halinde sayılmıştır.

 

Öte yandan; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira veya benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmış; aynı maddenin,

 

– (7) numaralı bendinde mevduat faizleri,

 

– (12) numaralı bendinde faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığında ödenen kar payları ve özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları,

 

– (14) numaralı bendinde ise menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler menkul sermaye iratları arasında sayılmıştır.

 

Anılan Kanunun geçici 67 nci maddesinde ise; menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elde tutulması ve elden çıkarılmasından sağlanan gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve katılım bankalarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiş olup, söz konusu maddenin (4) numaralı fıkrasında; bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralarına yürütülen faizler hariç olmak üzere, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Ayrıca, geçici 67 nci maddenin (5) numaralı fıkrasında, “Gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olması, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmaması, vergiden muaf olup olmaması ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmaması (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkra hükümleri uyarınca yapılacak tevkifatı etkilemez.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Konuya ilişkin olarak ayrıntılı açıklamalara 257 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “5. Mevduat faizleri ve repo gelirleri üzerinden yapılacak tevkifat” başlıklı bölümünde,

 

” Geçici 67 nci maddenin (4) numaralı fıkrasında, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

 

Bu kapsamda;

 

 

– Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan menkul kıymetlerin geri alım ve satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler (repo kazançları) (75/14),

 

üzerinden ödemeyi yapanlarca % 15 oranında tevkifat yapılacaktır.

 

 

Tevkifatın gerçekleştirilmesinde, gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının veya elde edilen gelirlerin vergiden istisna olup olmamasının da tevkifat uygulamasında bir önemi bulunmamaktadır.

 

Düzenleme 01.01.2006 tarihi itibarıyla yürürlüğe gireceğinden bu tarihten sonra yapılacak ödemeler % 15 oranında vergi tevkifatına tabi olacaktır.

 

Yapılan tevkifatlar, Gelir Vergisi Kanununun 98 inci ve 119 uncu maddelerinde belirtildiği üzere izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilerek yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenecektir. Bu gelirler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca ayrıca tevkifat yapılmayacaktır.”  açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, ………, bir Türk bankası (Hazine bonolarının maliki) ile yaptığı yurt içinde ihraç edilen hazine bonolarının geri alım ve satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatlerin (repo kazançlarının) Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca % 15 oranında tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

 

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN

 

Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nın “Faiz” başlıklı 11’inci maddesinde;

 

” 1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devlet mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

 

2. Bununla beraber, bu faiz elde edildiği Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak kendisine ödemede bulunulan kişi faizin gerçek lehdarı ise bu şekilde alınacak vergi, faizin gayrisafi tutarının yüzde 15 ini aşmayacaktır.

 

4. Bu maddede kullanılan ” faiz” terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya kazancı paylaşma hakkını tanısın tanımasın, devlet tahvillerinden, tahvillerden veya bonolardan ve her nevi alacaktan doğan gelir ile bu gelirin elde edildiği Devletin vergi mevzuatına göre ikrazat geliri sayılan diğer bütün gelirleri kapsar.

 

5. Bir Akit Devlet mukimi olan gerçek faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari veya sınai faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi, Fransa’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Fransa’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, bu maddenin 1, 2 ve 3 üncü fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre bu Anlaşmanın 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.

 

…”

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Diğer taraftan, söz konusu Anlaşma’nın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23’üncü maddesinde;

 

”  Çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir.

 

1. …

 

2. Fransa’da:

 

a) Bir Fransa mukimi bu Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye’de ve Fransa’da vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde, Fransa bu mukimin gelirine isabet eden vergiden, Türkiye’de ödenen gelir vergisinin mahsubuna müsaade edecektir.

 

Bununla beraber, sözkonusu mahsup, mahsupdan önce hesaplanan ve Türkiye’de vergilendirilebilen gelire isabet eden gelir vergisi miktarını aşmayacaktır.

 

b)…..”

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Bu açıklamalar çerçevesinde, ………’nın bir Türk bankası merkezi (Hazine bonolarının maliki) ile yaptığı Türk Hazinesi tarafından yurt içinde ihraç edilen hazine bonolarının geri alım ve satım taahhüdü ile iktisap veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatlerin (repo kazançlarının) Anlaşma’nın 11 inci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, iç mevzuatımızda belirlenen oran ile aynı olan % 15 oranında tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

 

Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmeyi Önlenmesi”ne ilişkin 23 üncü maddesinin 2 nci fıkrası (a) bendi uyarınca, söz konusu ödemeler için Türkiye’de bu şekilde ödenen vergi, Fransa’da ödenecek bu gelire ilişkin vergiden mahsup edilebilecektir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-icinde-ihrac-edilen-hazine-bonolari-uzerinden-elde-edilen-repo-gelirlerinde-tevkifat-uygulamasi/feed/ 0
Serbest bölgelerde kiralanacak Hazine taşınmazları için düzenleme https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-kiralanacak-hazine-tasinmazlari-icin-duzenleme/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-kiralanacak-hazine-tasinmazlari-icin-duzenleme/#respond Mon, 31 Jan 2022 07:55:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121682 Ticaret Bakanlığı’nın, Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, serbest bölgeler için ilgili banka şubelerince yapılan tahsilattan, işletici veya kuruculara sözleşmeler gereği günlük olarak gelir payı aktarımları yapıldıktan sonra bakiye tutarlar, 5 iş günü içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesaplara aktarılacak.

Devam eden uygulamaya göre, Hazine arazisi üzerinde kurulu serbest bölgelerde faaliyet ruhsatı verilmesi uygun görülen gerçek veya tüzel kişilere bina ve tesisler hariç bu bölgelerdeki Hazine taşınmazlarının kiraya verilmesi halinde, kira bedelleri kira sözleşmesinde öngörülen sürelerde işletici veya BKİ tarafından tahsil edilirken, kira bedellerinin işletici tarafından yüzde 90’ı, BKİ tarafından yüzde 63’ü belirtilen süreler içinde özel hesaba yatırılıyor.

Yönetmeliğe eklenen hükümle, ilk kez faaliyete geçecek serbest bölgelerde, söz konusu yüzde 63 oranı kuruluş ve işletme sözleşmesinin akdedildiği tarihten itibaren 20 yıl süreyle yüzde 40 olarak uygulanacak.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgelerde-kiralanacak-hazine-tasinmazlari-icin-duzenleme/feed/ 0
Hazine tarafından karşılanan sigorta primi işveren desteğinin kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk. https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/ https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/#respond Wed, 26 Jan 2022 16:30:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121457 T.C.
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

27575268-105[2020-948]-E.364352

28.12.2020

Konu

:

Hazine tarafından karşılanan sigorta primi işveren desteğinin kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu belirterek, yıllara sari inşaat ve onarım işi faaliyetinde bulunan şirketinizin, söz konusu işte çalıştırmakta olduğu personeli için Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen ve Hazine tarafından karşılanan sigorta prim desteğinin Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamaları açısından gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile muhasebe ilke ve standartları göz önüne alındığında, netleştirme yönteminin kullanılıp kullanılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükellefin bir hesap dönemi içinde elde ettiği safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, bu kazancın tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Ticari kazancın tespitinde ise “tahakkuk” ve “dönemsellik” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasını ifade eder.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ise hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye’de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), 27 nci maddede yazılı giyim giderlerinin safı kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan Kanunun 44 üncü maddesinde ise, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Sigorta primi işveren hissesi teşviki” başlıklı 4 üncü maddesinde,

31/12/2012 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde; 

a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az on işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,

b) 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin, 

Prime esas kazançları üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanır. 

hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanununun bazı maddelerinde de bu Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken sigorta prim tutarlarının belirli bir oranının Hazinece veya işsizlik sigortası fonu tarafından karşılanacağına dair benzer hükümler düzenlenmiştir. Söz konusu hükümlerin bir kısmında açık olarak “… karşılanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.” düzenlemeleri yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilgili mevzuat düzenlemesinde sağlanan teşvik unsurlarının gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağının açık olarak belirtilmiş olması durumunda, yıllara sari inşaat ve taahhüt işi yapan firmanız tarafından, işin bittiği yıl itibarıyla  söz konusu tutarların kurum kazancının tespitinde gelir,gider veya maliyet olarak dikkate alınmaması, bu tutarı aşan kısmın gider ya da maliyet olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

İlgili mevzuat düzenlemesinde sağlanan teşvik unsurlarının gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağına ilişkin açık hükmün olmaması durumunda ise, sigorta primi işveren hissesi teşviki kapsamında Hazine tarafından karşılanan tutarların işin bittiği yıl itibarıyla kurum kazancının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınması durumunda, gelir olarak da kaydedilmesi gerekmektedir. Öte yandan, söz konusu sigorta primi işveren hissesi desteği tutarlarının düşülmesinden sonra sadece kalan net tutarın gider yazılması halinde, sigorta primi işveren hissesi desteği tutarının ayrıca gelir olarak kaydedilmemesi gerekmektedir.

II-MUHASEBE UYGULAMALARI YÖNÜNDEN:

Tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Söz konusu Tebliğde;

– “361. Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabı; işletmenin, personelin hakedişlerinden sosyal güvenlik mevzuatı hükümlerine göre kesintiye tabi tutmakla yükümlü bulunduğu, personele ait emeklilik keseneği ve sigorta primleri ile bunlara ilişkin işveren katılma payları ve işverence sosyal güvenlik kuruluşlarına ödenecek diğer yükümlülüklerin izlendiği hesaptır. Kesintiler yapıldıkça bu hesap alacaklandırılır ve ödemeler yapıldıkça borçlandırılır Bir yıldan daha uzun sürede ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri varsa, bunlar “438. Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar” hesabına aktarılır.” 

– “602. Diğer Gelirler” hesabında ise işletmenin korunması, ihracatı teşvik ya da hükümet politikasına uyma zorunluluğu karşısında oluşan işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan, mali yardımlar (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yaptığı yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme primi vb. hasılat kalemleri izlenir. Dönem içindeki faaliyetlerden doğan sübvansiyon, vergi iadesi, vade farkları, (vb.) tutarları saptanarak ilgili hesaba borç, bu hesaba ise alacak kaydedilir.” şeklinde açıklamalar yer almaktadır. 

Tebliğin “Muhasebe Usul Esasları” başlığı altında “III-Mali Tablolar İlkeleri C- TEMEL MALİ TABLOLARIN DÜZENLENME İLKELERİ/1.Gelir Tablosu İlkeleri” bölümünde ise; “Bütün satışlar, gelir ve kârlar ile maliyet, gider ve zararlar brüt tutarları üzerinden gösterilirler ve hiç bir satış, gelir ve kâr kalemi bir maliyet, gider ve zarar kalemi ile tamamen veya kısmen karşılaştırılmak suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz.”

denilmektedir.

Bu itibarla, sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılması halinde yani diğer bir deyişle söz konusu tutarların defter kayıtlarında 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabında izlenmesi durumunda, bu tutarların maliyet ya da gider hesaplarında izlenmesi gerekmektedir. Anılan tutarların Devlet tarafından teşvik olarak karşılanması halinde de söz konusu tutarların 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabının borcuna karşılık 602 Diğer Gelirler hesabının alacağına kayıt edilerek muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılmaması halinde Devlet tarafından karşılanan teşvik unsurlarının gelir veya gider hesapları ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir.

Ayrıca, yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan mükelleflerin münhasıran yıllara sari inşaat ve onarım işlerine özgü olarak; sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılması halinde “17 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri” hesap grubunda, devlet tarafından teşvik olarak karşılanması halinde ise bu tutarların “35 Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakedişleri” hesap grubunda izlenmesi gerekmektedir.

Bilgilerinize rica ederim.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hazine-tarafindan-karsilanan-sigorta-primi-isveren-desteginin-kurum-kazancinin-tespitinde-gelir-ve-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-hk/feed/ 0
Maliye Hazinesi ve Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Anonim Şirketine ait taşınmazların cins tashihi işlemlerinden harç aranılıp aranılmayacağı hususunda https://www.muhasebenews.com/maliye-hazinesi-ve-hazine-mustesarligi-varlik-kiralama-anonim-sirketine-ait-tasinmazlarin-cins-tashihi-islemlerinden-harc-aranilip-aranilmayacagi-hususunda/ https://www.muhasebenews.com/maliye-hazinesi-ve-hazine-mustesarligi-varlik-kiralama-anonim-sirketine-ait-tasinmazlarin-cins-tashihi-islemlerinden-harc-aranilip-aranilmayacagi-hususunda/#respond Sun, 12 Dec 2021 15:44:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119259 T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

90792880-140.04.01[2020/39]-182644

10.06.2021

Konu

:

Tapu Harcı Muafiyeti Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesinde bulunan … ada, 1 parselde kayıtlı 70.190 m² yüzölçümlü taşınmaz üzerine 112 Çağrı Merkezi Yeni Nesil Veri Merkezi Hizmet Binasının yaptırıldığı, Başkanlığınız hizmet binaları ve yeni yapılan 112 Çağrı Merkezi Yeni Nesil Veri Merkezi Hizmet Binasının bulunduğu taşınmazın 2.363,95 m2’sinin Maliye Hazinesine, 67.826,05 m2’sinin ise Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Anonim Şirketine ait olduğu belirtilerek, tapu ve belediyede yapılacak olan işlemlerde cins değişikliği harcından muaf olunup olunmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, tapu ve kadastro işlemlerinden 492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu, Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün 13/a maddesinde ise arsa ve arazi üzerine inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde (her bir bağımsız bölüm vesair tesis için) maktu harç alınacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlıklı 59 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin ve sair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve terkinlerinin harçtan müstesna olduğu; son fıkrasında ise bu maddede yer alan istisnalara ilave olarak özel kanunlarda yer alan muafiyet ve istisnalara ilişkin hükümlerin saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 7/A maddesinin birinci fıkrasına, 7161 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 35 inci maddesi ile 17/1/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, eklenen cümlede, “Bu madde kapsamında, sermayesinin tamamı Bakanlığa ait olan varlık kiralama şirketleri kendilerine devredilen varlıkların, kamu yatırım projelerinin finansmanı da dâhil olmak üzere ihraç amacına uygun olarak değerlendirilmesini teminen bu madde kapsamında sayılan varlıkları yüklenici sıfatıyla inşa ettirebilir, alt yükleniciler ile inşa anlaşması yapabilir, bu varlıklara ilişkin imtiyaz haklarını devralabilir, bu varlıkları geliştirebilir, varlıkları yönetici sıfatıyla yönetebilir ve söz konusu varlıkları devralmış oldukları veya diğer kurum ve kuruluşlara devredebilirler.” hükmüne yer verilmiş, Kanunun 15 inci maddesinin son fıkrasında ise, 7/A maddesi kapsamında gerçekleştirilecek işlemler ve ihraç edilecek kira sertifikaları ile kira sertifikalarının ihracına ilişkin işlem ve kâğıtların, damga vergisi ve harçlardan ve genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bu idarelere bağlı veya bu idareler nezdinde tesis edilen kuruluşlar tarafından döner sermaye ve sair isimler altında alınan ücretlerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, 492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin 13/a fıkrasına göre tahsil edilmesi gereken cins tashihi harcının mükellefinin, tapuda adına cins tashihi yapılacak gayrimenkulün maliki olduğu dikkate alındığında, özelge talep formunda belirtilen taşınmazın, kısmen Maliye Hazinesi, kısmen 4749 sayılı Kanunun 7/A maddesi kapsamında Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Anonim Şirketine ait olması durumunda, söz konusu taşınmazın cins değişikliği işleminden 492 sayılı Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 4749 sayılı Kanununun 15 inci maddesinin son fıkrası uyarınca harç aranılmaması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/maliye-hazinesi-ve-hazine-mustesarligi-varlik-kiralama-anonim-sirketine-ait-tasinmazlarin-cins-tashihi-islemlerinden-harc-aranilip-aranilmayacagi-hususunda/feed/ 0
%5’lik SGK indirimi hangi şartlarda uygulanmaz? https://www.muhasebenews.com/5lik-sgk-indirimi-hangi-sartlarda-uygulanmaz/ https://www.muhasebenews.com/5lik-sgk-indirimi-hangi-sartlarda-uygulanmaz/#respond Sat, 25 Sep 2021 22:16:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=113309 05510 kanun numarası seçilmek suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi gereken bildirgeden %5 indirimin hangi şartlarda geçerliliğinin yitireceği konusunda bilgi alabilir miyim?

Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde; İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna, muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini ise Maliye Bakanlığına vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. 

Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. 

Bu bent hükümleri; vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile okul-aile birliklerince çalıştırılanlar hariç olmak üzere 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. 

Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır.” hükmü yer almaktadır.


Kaynak: ismmmo , Sosyal Sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/5lik-sgk-indirimi-hangi-sartlarda-uygulanmaz/feed/ 0
Tamamı Hazine Müsteşarlığına ait olan varlık kiralama şirketleri Kurumlar Vergisinden muaf tutulmuştur. https://www.muhasebenews.com/tamami-hazine-mustesarligina-ait-olan-varlik-kiralama-sirketleri-kurumlar-vergisinden-muaf-tutulmustur/ https://www.muhasebenews.com/tamami-hazine-mustesarligina-ait-olan-varlik-kiralama-sirketleri-kurumlar-vergisinden-muaf-tutulmustur/#respond Mon, 19 Apr 2021 01:32:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107372 Varlık Kiralama Şirketleri

28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hak-kında Kanunun 7/A maddesine göre kurulan ve tamamı Hazine Müsteşarlığına ait olan var-lık kiralama şirketleri, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (o) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaftır.


Varlık finansman fonunun faiz gelirlerinde BSMV matrahı ne olacaktır?

İlgide kayıtlı özelge talep formunuza ekli yazıda, bankanızın kurmuş olduğu varlık finansmanı fonuna, bankanız kredilerinin dayanak varlık olarak satışının yapılması suretiyle söz konusu varlık finansmanı fonu tarafından menkul kıymet ihracı gerçekleştirerek menkul kıymet ihracı karşılığında toplanan paralar ile fon sağlandığı, kredi anaparasının bugünkü değerinin mevcut kredi vadesi dikkate alınarak iç iskonto yöntemine göre hesaplandığı, bu hesaplama sonucu bulunan tutar ile mevcut kredi anapara bakiyesi arasında ortaya çıkan farkın bankanız için faiz geliri, fon için ise faiz gideri olduğu, bankanızın kredilerin fona satışında lehe aldığı paralar üzerinden %5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) hesapladığı, fonun ise devraldığı kredilere ilişkin faiz tutarlarının tamamı üzerinden faizlerin tahakkuku aşamasında BSMV ödediği belirtilerek fon tarafından bankanıza ödenen kredi faiz gideri tutarının, lehe alınan kredi faizi gelirine isabet eden paranın hesabında işlem maliyeti olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde, “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.
            Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.
            90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar. Bir şahsın münhasıran altın alım ve satımı ile uğraşması banker sayılmasını gerektirmez.” hükümleri yer almaktadır
            Mezkur Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde, BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği, matrahı belirleyen 31 inci maddesinde ise BSMV matrahının 28 inci maddede yazılı paraların tutarı olduğu ve vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamayacağı hükümleri yer almaktadır.
            Öte yandan, 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin “B-2- 6802 Sayılı Kanunun 28 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar” başlıklı bölümünde; “Emeklilik yatırım fonları, menkul kıymet yatırım fon ve ortaklıkları, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, vadeli işlem aracılık şirketleri ile merkezi kayıt kuruluşu ve vadeli işlem ve opsiyon borsası gibi kuruluşlar, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 32 nci maddesinin verdiği yetki ve izin çerçevesinde menkul kıymetlere ilişkin işlemleri esas faaliyet konusu olarak yapmaktadırlar. Bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri BSMV ye tabi olacaktır.
            …
            Buna göre, 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri ‘esas iştigal konusu’ olarak BSMV ye tabi olacak, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri ‘esas iştigal konusu’ olmadığından KDV ye tabi olacaktır.” açıklamaları yer almaktadır.
            Ayrıca, 89 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinde de belirtildiği üzere; BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir; dolayısıyla BSMV’de her işlem tek başına bağımsız olarak dikkate alınmakta ve o işlem sonucu lehe alınan para vergilendirilmektedir; diğer bir deyişle, bir işlem neticesinde gelir elde edilmemişse (lehe para kalmamışsa) BSMV’ye tabi bir matrah da bulunmamaktadır; bunun doğal sonucu olarak, BSMV’ye tabi her işlem tek başına ele alınmakta, işlem sonucunda lehe para kalmışsa BSMV doğmakta, kalmamışsa veya zarar edilmişse doğmamaktadır; vergilemede işlem esas alındığından, vergiye tabi matrah bulunurken, bir işlemden elde edilen gelirden, başka bir işlemden elde edilen zarar düşülememektedir; bu durumun, işlemden elde edilen gelirin hesabında, işlem maliyetlerinin dikkate alınmasına engel olmadığı tabiidir.
            Buna göre, bankanızın sahip olduğu kredilerin banker kapsamında BSMV mükellefi olan fonunuza satışı nedeniyle lehe para alması işlemi ile fonunuz tarafından satın alınan kredilerden faiz geliri elde edilmesi işlemi iki ayrı işlem olup, söz konusu krediler nedeniyle fonunuz tarafından elde edilecek faiz gelirleri üzerinden BSMV hesaplanması gerekmektedir. Bu kapsamda, fonunuz tarafından BSMV matrahının tespitinde, kredilerin faiz gelirlerinden, bankanıza ödenen paraların işlem maliyeti olarak indirilmesi mümkün değildir.
]]>
https://www.muhasebenews.com/tamami-hazine-mustesarligina-ait-olan-varlik-kiralama-sirketleri-kurumlar-vergisinden-muaf-tutulmustur/feed/ 0
Türkiye’de sigortalı olup yurtdışında çalışan personeller için SGK tarafından uygulanan ekstra bir teşvik var mıdır? https://www.muhasebenews.com/turkiyede-sigortali-olup-yurtdisinda-calisan-personeller-icin-sgk-tarafindan-uygulanan-ekstra-bir-tesvik-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-sigortali-olup-yurtdisinda-calisan-personeller-icin-sgk-tarafindan-uygulanan-ekstra-bir-tesvik-var-midir/#respond Tue, 16 Feb 2021 12:30:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104578 Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan yurtdışı bir ülkede çalıştırılan Türk işçilere %5’lik SGK teşvikinden başka herhangi bir teşvik var mıdır?

6486 sayılı Torba Kanun’la 1 Haziran 2013 tarihinden geçerli olmak üzere yapılan düzenleme ile özel sektör işverenlerinin Türkiye’den yurtdışındaki işyerlerine çalıştırılmak üzere götürdükleri sigortalıları için, prime esas kazançları üzerinden ödenecek genel sağlık sigortası primi işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet tutarın Hazinece karşılanması yönünde prim teşviki getirilmiş olup, bunun dışında ek teşvik uygulaması bulunmamaktadır.


Uluslararası taşımacılık işi yapıyoruz. Aracımızı yine aynı işi yapan bir firmaya kiraladık kira sözleşmemiz var. Ancak noter onayı yok. Kiralayan firma bu araçları L1 BELGESİNE kayıt yaptırarak taşıma işini yapıyor. Kira faturası düzenlendi. Sorun trafik denetiminde aracımızı kiralayan firma sürücüsüne trafik cezası kesilmiş aynı zamanda bu sürücülerin isimlerini trafik denetleme müd.sgk ya göndermiş. SGK sistem taraması yaparak ruhsatı bizim firmaya ait olmasından dolayı bizim firma adına sorgulama yapıyor ve bu sürücünün sigortasız çalıştırdığımızı varsayarak teşviklerimizi iptal edip idari para cezası kesmiştir. Sürücü kendi firmasında sigortalı ve hiç boşluğu yoktur. SGK’ ya cezanın iptali için itiraz etmeli miyiz?

Soru kısmında anlattığınız verileri içeren itiraz dilekçesi düzenlemeniz ve bunu sgk ya bildirmeniz gerekmektedir. Öncelikle sürücünün sigortalı bulunduğu işyerine ait bilgiler sürücünün sigorta bilgileri cezanın kesildiği aya ait aphb hizmet listesi kira anlaşması ekine konulup itiraz dilekçesi oluşturulması gerekir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-sigortali-olup-yurtdisinda-calisan-personeller-icin-sgk-tarafindan-uygulanan-ekstra-bir-tesvik-var-midir/feed/ 0