deik – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 18 Aug 2021 06:33:22 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Ticaret Bakanı Muş: “Küresel ekonomide diğer baskın gelişme, artan enflasyon” https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-mus-kuresel-ekonomide-diger-baskin-gelisme-artan-enflasyon/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-mus-kuresel-ekonomide-diger-baskin-gelisme-artan-enflasyon/#respond Wed, 18 Aug 2021 11:00:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=113962 Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş, “2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 20, 2021 geneli itibarıyla ise potansiyel büyüme oranımızın üzerine çıkarak yüzde 6’lar seviyesinde bir ekonomik büyümeyi hedefliyoruz fakat bu büyüme tahminlerinin artarak yukarı yönlü revize edildiğini de ifade etmek isterim.” dedi.

Bakan Muş, 34. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Mali Genel Kurulu’nun kapanış oturumuna katıldı.

Konuşmasında DEİK’in çalışmalarının önemine ve içeriğine değinen Muş, Türkiye’nin ihracat, üretim ve büyüme hedeflerine ulaşmasına yönelik faaliyetlerin, küresel ekonomik ve ticari ilişkiler açısından zorluklarla dolu bir ortamda icra edildiğinin bilincinde olduklarını söyledi.

Muş, hem pandemi koşulları hem ticaret savaşları hem de özellikle Avrupa ve ABD’de kaygı verici boyutlara ulaşan radikal içe kapanma eğilimleri ve bölgesel jeopolitik gelişmelerin, son dönemde “ticaret diplomasisini” çetrefilli hale getirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Bununla birlikte 2021 yılı itibarıyla küresel ekonominin tozu ve toprağı üstünden atıyor olmasının işaretlerini görmeye başladığımızın altını çizmek istiyorum. 2020 yılında küresel ekonomide yaşanan keskin daralma sonrası ortaya konan genişleyici para ve maliye politikalarının da katkısıyla 2020 yılının ikinci yarısından itibaren dünya genelinde güçlü bir toparlanmaya şahit oluyoruz. Artan aşılama faaliyetleri ve hız kazanan teşvik paketleri neticesinde bu yıl, Türkiye’nin önde gelen ticari ve ekonomik ortaklarından ABD ve İngiltere’nin yüzde 7, Avro Bölgesi’nin ise yüze 4,6 büyümesi beklenmektedir.

Ülkemizin ihracat potansiyeli için oldukça olumlu bu işaretlere rağmen IMF’nin temmuz raporunda vurgulandığı üzere, aşılama performanslarına bağlı olarak maalesef ülkelerin ekonomik göstergeleri arasındaki makasın açıldığını gözlemliyoruz. Bu nedenle 2021 yılında küresel büyümeye ilişkin yüzde 6’lık büyüme beklentisi korunmakla birlikte son dönemde gelişmiş ülkelerin büyüme tahminleri yukarı yönlü, gelişmekte olan pek çok ülkenin büyüme tahminleri ise aşağı yönlü olarak güncellenmektedir.”

– “Küresel ekonomide diğer baskın gelişme, artan enflasyon”

Mehmet Muş, küresel ekonomide diğer baskın gelişmenin ise artan enflasyon olduğuna dikkati çekti.

Kovid-19 ile mücadele kapsamında uygulanan genişletici para ve maliye politikaları, kuraklık, üretim kısıtları, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve arz-talep dengesizliklerinin, birçok ülkede hem talep hem de maliyet kaynaklı fiyat artışlarına neden olduğuna işaret eden Muş, şunları kaydetti:

“Hükümetimiz ve Merkez Bankamız, bu enflasyonist baskının bertaraf edilmesi ve iş insanlarımızın karşılaşacağı maliyet baskısının en aza indirilmesi amacıyla gereken tüm adımları atmaktadır, atmaya da devam edecektir. Ülkemizin 2020 yılının ikinci yarısında yakaladığı büyüme ivmesi güçlenerek devam etmektedir. 2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 20, 2021 geneli itibarıyla ise potansiyel büyüme oranımızın üzerine çıkarak yüzde 6’lar seviyesinde bir ekonomik büyümeyi hedefliyoruz fakat bu büyüme tahminlerinin artarak yukarı yönlü revize edildiğini de ifade etmek isterim.

Bu sadece bizim tahminlerimiz de değil, son günlerde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının da Türkiye’nin büyüme tahminini yukarı yönlü yaptığı revizelerde ortaya çıkmakta. Üretim, yatırım, ihracat ve istihdama yönelik göstergeler de bu olumlu tahminleri desteklemektedir. Merkez Bankamızın geçtiğimiz ay yayımladığı reel kesim güven endeksi de Türk iş insanlarının ihracat ve yatırım konusunda artan kararlılığını doğrular niteliktedir. Anılan endeks, 2021 yılı temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 115 puan seviyesine ulaşarak özel sektörün üretim ve yatırım beklentilerinin son derece pozitif ve kararlı hale geldiğini işaret etmektedir.”

Hizmet sektörü güven endeksi, sanayi üretim endeksi verilerinde yaşanan gelişmelere değinen Muş, Türkiye ekonomisinin yakaladığı ivmenin istihdamdaki yansımalarının da net bir şekilde görülmeye başlandığını, haziran ayında işsizlik oranının yüzde 10,6 ile son 3 yılın en düşük seviyesine gerilediğini söyledi.

– “İhracat profilimizi çağın gereklerine uygun şekilde geliştirmek niyetindeyiz”

Ticaret Bakanı Muş, dış ticarette yaşanan gelişmelere de değindi. Türkiye’nin, uyguladığı ihracata dayalı büyüme stratejisi ile küresel değer zincirleri içerisinde kendine sağlam bir yer edindiğini belirten Muş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu doğrultuda biz, otomobilden kozmetiğe, insansız hava aracından televizyona pek çok üründe uluslararası anlamda rekabetçi bir hüviyet kazanan ihracat profilimizi çağın gereklerine uygun şekilde geliştirmek niyetindeyiz. Bu anlamda, DEİK ailesi ve bütün özel sektörümüze, kamudaki paydaşlarımız ve politikacılarımıza önemli görevler düşmektedir. Bizim niyetimiz, küresel salgınla birlikte şiddetlenen korumacılık eğilimlerine karşın küresel arz zincirlerinden daha çok pay alan, rekabetçi bir mal ve hizmet ihracatı kompozisyonu oluşturmaktır. Bu vizyon doğrultusunda ihracatın, ekonomik büyümemizin lokomotifi olmaya devam ederek 2021 yılının ilk yarısında güçlü bir performans sergilemesi, bizi daha da teşvik etmektedir. Hepinizin bildiği üzere, böyle kaotik bir dönemde ihracatımızı, 2021 yılının ilk 7 ayı itibarıyla geçtiğimiz yıla oranla yüzde 35 artışla 121,4 milyar dolar seviyesine taşıdık. Son 12 aylık ihracat değerimiz ise 201,5 milyar dolara ulaşarak yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoruna imza atmıştır. Temmuzda yıllık bazda ilk kez 200 milyar dolar sınırını aşan ihracat, dünya mal ihracatındaki payını da bu yıl ilk kez yüzde 1’in üzerine taşımıştır.”

Muş, ihracatın kazandığı bu ivmenin, dış ticaretin yapısında da oldukça olumlu niteliksel gelişmelere işaret ettiğini söyledi.

Ocak-Temmuz 2021 döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranının, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 5,6 puan artarak yüzde 82,7’ye yükseldiğini hatırlatan Muş, “Dış ticaret açığımız, aynı dönemde yüzde 5 azalış ile 25,5 milyar dolara gerilemiştir. Net hizmet ihracatçısı konumundaki bir ülke olarak mal ticaretinde de niteliksel iyileşme sağlamamız, ‘cari açık’ sorununun yavaş yavaş üstesinden gelmekte olduğumuzun önemli bir göstergesidir.” diye konuştu.

– “Türkiye, iş ve yatırım modelleri için en yüksek potansiyel vadeden pazarlardan biri”

Mehmet Muş, küresel ekonomideki dalgalanmalar ve değişimlerin, beraberinde dünya genelinde bir ekonomik dönüşümü getirdiğini, Türkiye’nin bu süreçten azami şekilde faydalanması gerektiğini söyledi.

Muş, dönüşen dünyada Türkiye’nin; toplam hasılası 25 trilyon doları aşan Avrupa, Körfez ve Rusya pazarlarıyla kurduğu organik bağı, kaliteli beşeri sermaye havuzu, genç ve dinamik iş gücü, güçlü ve tecrübeli iş çevreleri, altyapı yatırımları ve kamu teşvik enstrümanlarıyla yeni iş ve yatırım modelleri için en yüksek potansiyel vadeden pazarlardan biri konumunda olduğunu kaydetti.

Muş, Türkiye’nin teknoloji odaklı yatırımların odağı haline gelmesi amacıyla Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölge modelini hayata geçirdiklerini, diğer yandan kamu olarak Türkiye’de geleneksel ve yeni nesil hizmet sektörlerinin rekabetçiliğini geliştirmek ve hizmet ihracatını artırabilmek için güçlü bir yapı kurduklarını anlattı.

Türkiye’nin dış ticaretin gelişmesi için yaptığı çalışmalara değinen Muş, konuşmasına şöyle sürdürdü:

“Biz bu vizyon ve sorumluluk bilinciyle göreve geldiğimizden bu yana pek çok ülkeyi ziyaret ederek ticari ve ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmek için çaba sarf etmekteyiz. Bütün yurt dışı ziyaretlerimizde, muhakkak o ülkede bulunan Türk iş insanlarıyla istişare toplantıları gerçekleştiriyor, sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledikten sonra ilgili ülke mercileri nezdinde aksiyon alıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda önce Tataristan’ı, devamında ise Moskova’yı ziyaret ettik.

Fevkalade olumlu geçen bu ziyaretlerimizde gerçekleştirdiğimiz temasların meyvelerini önümüzdeki süreçte alacağımız kanaatindeyiz. Yarın da aynı şekilde Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Kısa vadede Bosna Hersek, Karadağ, Cezayir ve Libya’yı ziyaret ederek ikili görüşmeler gerçekleştirmeyi, ayrıca BM, OECD Bakanlar Konferansı, G20 ve Türk Konseyi Toplantısı vesilesiyle de çok taraflı temaslarda bulunmayı hedefliyoruz.”

– “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için her cepheden baskımızı sürdürmeliyiz”

Ticaret Bakanı Muş, iş insanlarının Avrupa ile kurduğu köklü ekonomik ve ticari bağları güçlendirmek ve çeşitlendirmek adına çalışmalara devam ettiklerini bildirdi.

Küresel ekonomide yaşanmakta olan belirsizlikler ile uluslararası ticarette güvenli liman arayışlarının, Türkiye-AB iş birliğinin çok daha ileri düzeyde geliştirilmesini zorunlu kıldığına işaret eden Muş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu doğrultuda en büyük ticaret ortağımız AB ile Gümrük Birliği’ni güncelleme ve kurumsal birlikteliğimizi perçinleme hedefiyle temaslarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Temaslarımız neticesinde, 24-25 Haziran 2021’de Brüksel’de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nde Gümrük Birliği sürecimiz ayrıca ele alınmış ve güncelleme için teknik çalışmaların başlaması hususu, AB Konseyi tarafınca not edilmiştir. Tabii bu gelişme, bizim için yeterli değil. İş konseyi başkanlarımız, iş çevrelerimiz ve özel sektör kuruluşlarımızla birlikte Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için her cepheden baskımızı sürdürmeliyiz. Bu noktada önemle ifade etmeliyim ki, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine AB üyesi ülkelerin iş çevrelerinin de güçlü bir destek verdiğine şahit oluyoruz. Almanya, Fransa, Romanya, Slovenya ve Hırvatistan ile yakın zamanda JETCO toplantıları gerçekleştirme niyetindeyiz.

İhracatımızın üçte ikisini, uzaklığı ortalama 2 bin kilometreye kadar olan ülkelere yapıyoruz. Ancak, 84,5 trilyon dolar büyüklüğe sahip, dünya ekonomisindeki payı yüzde 64 olan, ülkemize uzak 17 ülkenin 8,2 trilyon dolar değerindeki ithalatından yalnızca yüzde 0,26 pay alabilmekteyiz. Uzak olarak adlandırdığımız coğrafyaları yakınlaştırmak, bu coğrafyaların ticari ve ekonomik manada sundukları potansiyeli değerlendirebilmek adına Uzak Ülkelere İhracatımızın Artırılması Stratejisi’ni hazırlıyoruz. Belli bir noktaya geldiğinde bunun istişaresini iş dünyamızla yapacağız. Ortalama mesafesi 8 bin 650 kilometre olan 17 ülkeye ihracatımızı yaklaşık 4 katına çıkarmayı hedefliyoruz.”

– “Hizmetler, yatırımlar ve kamu alımlarını içeren yeni nesil STA’lar kurguluyoruz”

Mehmet Muş, ihracatı artırmak, sanayinin rekabetçiliğini güçlendirmek ve Türkiye’ye yabancı sermaye çekmek amacıyla mal ticaretinin yanı sıra hizmetler, yatırımlar ve kamu alımlarını içeren yeni nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) kurguladıklarını bildirdi.

Halihazırda Asya-Pasifik bölgesinde Japonya, Tayland ve Endonezya ile kapsamlı STA müzakerelerinin devam ettiğini aktaran Muş, şöyle devam etti:

“Gürcistan ve Moldova ile STA’ların kapsamını genişletmek odaklı görüşmeler devam ederken, Ukrayna ile STA müzakerelerini sürdürüyoruz, neticeye ulaşmak için çaba sarf ediyoruz. Öte yandan Latin Amerika’da, Peru, Ekvator, Kolombiya ve Meksika’nın yanı sıra MERCOSUR ülkeleriyle STA imkanlarını araştırıyoruz.

Diğer yandan, ABD ve Çin’le mevcut iş birliklerini geliştirmek ve yeni iş birliği alanları yaratmak adına çalışmalarımız sürüyor. Doğu Asya’dan Latin Amerika’ya, Balkanlardan Sahra Altı’na, Orta Asya’dan Pasifik ülkelerine pek çok ülke ile KEK toplantılarımızı düzenli olarak gerçekleştirmeye devam ediyoruz.”

– “Devletimiz, tüm imkanlarıyla afetzedelerin yanında”

Bakan Muş, konuşmasının sonunda, son günlerde yaşanan doğal afetlere de değindi.

Karadeniz’deki sel ve Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki yangın felaketlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dileyen Muş, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Devletimizin tüm imkanlarıyla afetzedelerin yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Afet bölgelerindeki esnaf ve iş insanlarımıza imkanlar mukabilinde her türlü desteği sağlayacağız. Bu vesile ile bundan tam 22 yıl önce bugün, yani 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşadığımız Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da yüce Allah’tan rahmet diliyorum.”


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakani-mus-kuresel-ekonomide-diger-baskin-gelisme-artan-enflasyon/feed/ 0
Yurtdışı Lojistik Merkezler https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lojistik-merkezler/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lojistik-merkezler/#respond Fri, 19 Mar 2021 01:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106325

Dr. Hakan ÇINAR
Akademisyen
hakan.cinar@mentorgumruk.com.tr


2020 yılı 13 Ekim tarihli Resmi Gazetesi’nde “Yurt Dışı Lojistik Merkezlerin Desteklenmesi” başlıklı bir Cumhurbaşkanlığı Kararı yayınlandı. Karara göre 5 milyon doları aşmamak kaydı ile %70’e kadar kurulum giderleri, kira ve komisyon giderlerinin ilk iki yıl için %70, diğer yıllar için %50 olmak kaydı ile yıllık 3 milyon dolar da burada bir destek söz konusu. Reklam tanıtım konularında da yıllık 700 bin dolara kadar destek var. Yurtdışında lojistik depo kurmak için güzel bir finansman olduğunu düşünen özel firmaları veya lojistik şirketlerini üzeceğim, çünkü destek onlar için değil. Bu desteklerden TİM, TOBB, DEİK veya bunlar tarafından kurulan ve en az %51 oranında hissesine sahip olunan şirketler yararlanabiliyor. Kullanıcı olarak ileride bu depolardan istifade etmek isterseniz, siz de 100 bin dolarlık bir destekten yararlanabiliyormuşsunuz.

Gelelim bu depoların, kime, neye ve ihracatın hangi boyutuna yarar sağlayacağı hususuna. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ihracatçıların tedarik ve dağıtım zincirlerinin verimliliklerini artırarak, ihraç ürünlerinin yeni pazarlara en etkin yoldan ulaştırılmasını sağlamayı hedeflediklerini, bu kapsamda önemli pazarlarda ihracat performansını artıracak gerekli altyapı olanaklarını oluşturmanın bakanlığın öncelikleri arasında yer aldığını söylerken, yurtdışında oluşturulacak lojistik merkezlerin de bu yönde yarar sağlayacağına değiniyor. Türk ihraç ürünlerine ilişkin depolama, yükleme ve boşaltma, elleçleme, sevkiyat, yük birleştirme ve bölme benzeri hizmetleri sunan alanlardan oluşmasının hedeflendiğini anlatan Pekcan, Türk ürünlerinin dış pazarlara en hızlı ve uygun maliyetlerle ulaştırılmasını amaçlayan yurtdışı lojistik merkezlerini; Afrika, Amerika, Avrupa, Rusya ve Uzak Doğu’daki stratejik bölgelerde kurmayı planladıklarını ve lojistik merkezleriyle Türk ürünleri yeni pazarlara daha kolay bir şekilde ulaşabileceğini de belirtmiş.

Dağıtım merkezlerinin ve konsolidasyon gücünün özellikle e-ihracat için çok yararlı olacağı görüşüne ben de katılıyorum. Türkiye’nin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmaya ve söz konusu bölgelere yönelik olarak sürdürülebilir ihracat artışı sağlamaya da elbet faydası olacak. Zira ihracat başarısında etkin lojistik hizmetinin faydası tartışılmaz.
Sayın Bakan’ın temennilerine elbette katılıyorum, ama gidiş yolunda ve uygulamada katılmadığım yönleri de belirtmeden edemeyeceğim. Elbette hepimiz bu depoların veya lojistik merkezlerinin ihracatımıza ve e-ihracata katkı sağlayacağına inanıyoruz. Fakat:

1- Yeni depolar açmak ve yüksek yatırımlar yapmak yerine, evvela yurtdışında var olan büyük lojistik merkezlerindeki alanların kullanılması ve kiralanması düşünülmeli. Zira dünyanın her coğrafyasında büyük hacimli depolar ve atıl alanların olduğunu biliyoruz. Böylesine büyük yatırımlar ile sabit maliyetlere katlanmanın yine dışarı doğru bir döviz hareketi yaratacak olduğu unutulmamalı. Belirttiğim gibi mevcut lojistik firmaların alanları pek ala kiralanabilir.

2- Asıl önemli nokta, neden bu lojistik merkezlerini TİM, TOBB, DEİK gibi kurumların işleteceği hususu. Onların hiçbirisi lojistik firması da değil, bu işin profesyoneli de. Oysaki bugün ülkemizde büyüme gereksinimi çeken, başarılı işler yapan pek çok lojistik şirketimiz var. Olması gerekenin bu hizmetlerin doğrudan işin profesyonellerince verilmesi gerektiğine inanıyorum. Hem de şiddetle.

Ben açtığım her iki başlığın da Bakanlığımız tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ve değerlendirileceğini düşünüyorum. E-İhracat hepimizin en önemli gündemi artık; hani ben geçenlerde Ayşe teyze de e-ihracata diye yazmıştım ve onlarca, yüzlerce telefon ve e-mail ile soru bombardımanına tutuldum ki, doğru noktaya değindiğimi de anlamış oldum. Bugün dibimizde yer alan Rusya, Çin’den tam 30 milyar dolarlık e-ticaret ile alım yaparken bizim bu fırsatları çok daha iyi değerlendirmemiz kaçınılmaz. Bunun için konsolidasyonun, yurtdışında lojistik depolarının varlığının önemine ne kadar inanıyorsam, bu işin sahibinin lojistik profesyonelleri olması gerektiğine de o kadar inanıyorum. Devletin gücünü ve etkisini ise, yine yatırım gerektiren konularda almamızın, ihracat ve e-ihracat yapacak firmaların daha çok desteklenmesine ayrılmasının gerektiğinin düşünüyorum. Ülkemiz dış ticaretinin geliştirilmesinden, gereksiz lojistik maliyetlerin ortadan kaldırılmasına kadar yapılacak o kadar çok iş var ki.


Kaynak: İşbu içerik, Sayın Dr. Hakan ÇINAR’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Ayşe teyze e-ihracata da başladı

İhracatçının çilesi bitmez

Tedarik edebilsek satacağız

Hangi ambargo daha iyi?

Hoş bulduk Avrupa Birliği

Kime gelişmiş ülke denir?

Aynı yollardan gidip farklı sonuçlar beklenir mi?

Aldık mı mesajı?

Harika bir yılı geride bırakırken…

Esnaf deyip geçmeyin

Anneme perakendeci olduğumu söylemeyin o beni halen mutlu bir insan sanıyor…

Menşede takıldık

İzmir’de deniz göründü

Böyle kapanmaz

Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lojistik-merkezler/feed/ 0
DEİK Başkanı Nail Olpak: “2020 büyümesi gelecek için pozitif sinyal verdi” https://www.muhasebenews.com/deik-baskani-nail-olpak-2020-buyumesi-gelecek-icin-pozitif-sinyal-verdi/ https://www.muhasebenews.com/deik-baskani-nail-olpak-2020-buyumesi-gelecek-icin-pozitif-sinyal-verdi/#respond Thu, 04 Mar 2021 11:00:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=105691 Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2020 yılı dördüncü çeyrek büyüme rakamları ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.

Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:

“Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, herkesin planlarını alt üst etti. Sürecin başında endişeliydik çünkü çok belirsizlik vardı. Ama dönüp baktığımızda endişelerin bir kısmı hala devam etse de, çok hızlı bir adaptasyonla ekonomimizi ayakta tutmanın yollarını aradığımızı ve koşulların elverdiği ölçüde de başarı sağladığımızı görüyoruz.

Elbette etkilendik ve salgın nedeniyle olumsuzluklar yaşadık. Ama bunun yanı sıra, salgına rağmen sanayide yükselen potansiyelimizin, yerli üretim gücümüzün ve sürece hızla adapte olma kabiliyetimizin önemini bir kez daha gördük.

2020 içinde yaptığımız açıklamalarda, 2020 yılını bazı kuruluşların eksi yüzde 5 tahminine rağmen yüzde 1’in üzerinde pozitif bir büyümeyle kapatmayı beklediğimizi söylemiştik. Bugün açıklanan 2020 yılı büyüme verileri pandemiye rağmen büyüdüğümüzü ortaya koydu.

Pandemi sürecinde büyüyen nadir ülkelerden biri olduk. Yıllık büyümemiz yüzde 1,8 oldu. 2020 yılı son çeyrek büyümemiz de yüzde 5,9 oldu.

2020 yılının tamamına bakıldığında GSYH bileşenleri açısından en hızlı artış yatırımlar tarafında yaşandı. Buna göre yatırımlar yüzde 6,5 büyüdü. Yatırımların büyümesi, tarım ve sanayi sektöründe büyüme son derece önemli ve sevindirici. Makine ve teçhizat yatırımlarında 2020’de yıllık büyüme yüzde 21’i aştı.

2020’nin son çeyreğinde ise makine ve teçhizat yatırımları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38,7 arttı. Makine ve teçhizat yatırım harcamaları yıllık artışı %38,7 ile son 9,5 yılın en yüksek seviyesinde kaydedildi ve gelecek dönem üretim faaliyetleri için pozitif sinyal verdi.

Elbette her şey toz pembe değil. Küçük esnaf ve hizmetler sektörü başta olmak üzere, turizm, eğitim, ulaşım, lojistik ve inşaat sektöründe sorunlar var. Özellikle geniş kesimleri etkileyen sektörlere odaklı çözüm ve desteklere devam etmemiz gerekiyor.

2021 yılı ülkemiz ekonomisi için beklentilerimizi değerlendirecek olursakdengeli iç talep ve güçlü dış talep katkısıyla büyümenin 2021 yılında iyi bir sıçrama yapması beklenmektedir. Bu çerçevede 2021 yılı büyümesinin dünya çapında olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa yüzde 5 seviyesinin üstünde olabileceğini öngörüyorum.

Ekonomik aktivite üzerindeki en büyük risk hiç kuşkusuz salgının seyri ve buna ilişkin alınan tedbirler olacak. 2020’nin son ayında aşı ile ilgili umutların artmış olması, 2021 yılına daha olumlu bakmamızı sağlıyor.”


Kaynak: DEİK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/deik-baskani-nail-olpak-2020-buyumesi-gelecek-icin-pozitif-sinyal-verdi/feed/ 0