Ana Sayfa Vergi Şirket Müdürünün Şahsına Ait Araç Şirkete Kiraya Verilebilir Mi?

    Şirket Müdürünün Şahsına Ait Araç Şirkete Kiraya Verilebilir Mi?

    399
    0

    Bir müşterimiz kendine ait binek aracını müdürü olduğu şirketine kiralamak istiyor. Burada hem şirket açısından hem de kiralayan açısından beyan konusunda yapılması gerekenler nelerdir?

    Personele ait araçların, yapılacak bir sözleşme ile şirket tarafından kiralanması halinde ise söz konusu araç giderleri karşılığı yapılan ödemeler ile araca yapılan kira ödemelerinin, işte kullanılması şartıyla ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. 

    Şirketin 2021 yılında aylık gider yazacağı tutar 6.000 TL fazlası KKEG olacak Şirket ile personel arasında yapılan kira sözleşmesine ait binde 1,5 oranında damga vergisi, personelin damga vergisi mükellefiyeti bulunmadığından dolayı şirket tarafından karşılanacaktır. 

    Diğer taraftan 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Gayrimenkul Sermaye İradının Tarifi başlıklı 70. maddesinde motorlu nakil ve cer vasıtalarının, her türlü motorlu aracın, makine ve tesisat ile bunların eklentilerinin kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olacağı hüküm altına alınmıştır. 

    Aynı kanunun Vergi Tevkifatı başlıklı 94. maddesinde ise 70. maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiğine hükmedilmiştir. 

    Dolayısıyla söz konusu araç için yapılacak ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Bir diğer konu ise katma değer vergisi uygulamasıdır. KDV Kanununun, Verginin Konusunu Teşkil Eden İşlemler başlıklı 1. maddesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV’ye tabi olacağına hükmedilmiştir. Bu durumda personele ait söz konusu aracın şirket tarafından kiralanması işlemi KDV Kanunu 1/3-f maddesine göre KDV’ye tabidir. 

    Dolayısıyla, otomobilini şirkete kiralayan personelin KDV mükellefi olmaması halinde, KDV’nin şirket tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No’lu KDV Beyannamesi verilmek suretiyle ödenmesi gerekmektedir. 2 nolu kdv beyannamesi ile ödenen KDV (1) nolu KDV beyannamesinde indirim yapılabilecektir. 

    Şirket tarafından, araç kirasına istinaden personeline yapılan ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. Maddesi uyarınca gelir elde eden personel açısından gayrimenkul sermaye iradıdır. Gelir Vergisi Kanunu’nun “Toplama Yapılmayan Haller” başlıklı 86. Maddesinde yıllık beyanname verilmesi gerekmeyen gelirlere ilişkin belirleme yapılmıştır.

    Bu madde çerçevesinde araç kira geliri olan gerçek kişinin, yıllık gelir türlerini irdelemesi ve toplamını ilgili yıl beyan sınırı olan tutarla mukayese etmesi gerekmektedir. Söz konusu maddenin konumuz ile ilgili olan 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, vergiye tabi gelir toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı beyan sınırını aşmaması koşuluyla (2021 yılı için 53.00 TL), Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık beyanname vermeleri gerekmez, ayrıca diğer gelirleri için beyanname veriyor olsalar dahi bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

    Öte yandan, gayrimenkul sermaye iradının 53.000 TL’lik beyan sınırını aşması halinde ise elde edilen söz konusu gelir personel tarafından yıllık beyanname ile beyan edilecek ve personele yapılan gayrimenkul sermaye iradı ödemeleri üzerinden kesilen gelir vergisi tevkifatları da hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.


    Şirket ortağından kiralanan araca ait giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

    T.C.GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞIİZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef   Hzmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü 
      
    Sayı:84098128-125[8-2015/7]-8717/02/2016
    Konu:Şirket ortağından kiralanan araca ait giderlerin kurum   kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayaacağı. 
         

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin ortağı olan yabancı uyruklu sahsa ait Türk plakalı ancak yabancılara verilen “M” plakalı aracın, bahse konu şahıs tarafından şirketinize kiralandığı ve aracın Türkiye’de kullanıldığı belirtilerek araca ait yakıt, bakım-onarım vb. giderlerin kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

             5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da; 

             “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

             1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; 

             2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. 

             Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”  

             hükmüne yer verilmiştir.

             Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (5) numaralı bendinde kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

             Bir giderin, kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğunun kabulü için; işin mahiyeti ve genişliği ile uygun olması, giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması gerekmektedir.

             Aynı Kanunun 70 inci maddesinde ise; motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentilerinin sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu, bu mal ve hakların ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının Kanunun ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlerine göre hesaplanacağı belirtilmiştir.

             Kanunun 94 üncü maddesinde de vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar sayılmış olup, maddenin 5/a bendinde, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

             Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımını düzenleyen 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal ve hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

             Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirket ortağına ait aracın kiralama sözleşmesine istinaden kiralanarak şirketiniz faaliyetlerinde kullanılması halinde bu araca ait kira giderleri ile yakıt, bakım, onarım vb. giderlerin safi kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu aracın şirket faaliyetlerinde kullanılmaması durumunda ise bu araca ait giderler kurum kazancından indirilemeyeceği gibi şirket ortağına bu kapsamda sağlanan menfaatler dolayısıyla kar dağıtımına ilişkin hükümler uygulanacaktır.

             Öte yandan, kira bedelinin tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımını düzenleyen 13 üncü maddesi hükümlerinin dikkate alınması gerektiği tabiidir.

             Ayrıca, yukarıdaki şartlar doğrultusunda kiralanan ve şirket faaliyetlerinde kullanılan araç için yapılan kira ödemelerinden Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre vergi tevkifatı yapmanız gerekmektedir.


    Şirket ortağından kiralanan araç için yapılan kira ödemelerinin tevsik zorunluluğu kapsamında olup olmadığı

    T.C. 

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

    Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

       
    Sayı:27575268-105[Mük.257-2019-179]-E.24418919.07.2019
    Konu:Şirket ortağından kiralanan araç için yapılan kira ödemelerinin tevsik zorunluluğu kapsamında olup olmadığı hk. 

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirket ortağından kiraladığınız aracın kira bedelinin banka aracılığıyla ödenme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İspat Edici Kâğıtlar” başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır.

    Mezkûr Kanunun mükerrer 257 nci maddesinde de mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

    Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgelerle tevsiki uygulamasının usul ve esasları 469, 479 ve 480 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenmiştir.

    Bu bağlamda, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamına; Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarların, serbest meslek erbabının, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarların, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin ve vergiden muaf esnafın, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemeleri girmekte olup, yine mezkûr Tebliğde belirlenen tahsilat ve ödemeler ise tevsik zorunluluğu dışında tutulmuştur.

    Bunun yanı sıra, 480 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 459)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğle, 1/7/2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere, 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “4.1. Kapsam ve Tutar” başlıklı bölümünün sonuna, “Tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan araç kiralama faaliyeti ile uğraşanların vermiş oldukları motorlu kara taşıtı ve motorlu kara aracı (13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 18/7/1997 tarihli ve 23053 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre tescile yetkili kuruluşlarca kayıt ve tescil edilmesi zorunlu olmayan taşıt ve araçlar hariç) kiralama hizmetlerine ilişkin tahsilat ve ödemelerin ise yukarıda belirtilen hadle sınırlı kalınmaksızın, aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.”paragrafı eklenmiştir.

    Buna göre, araç kiralama faaliyeti ile uğraşan mükelleflerin, kayıt ve tescili zorunlu olan motorlu araçların/taşıtların kiralanması işlemine ilişkin tahsilat ve ödemelerini tutar sınırlaması olmaksızın 1/7/2017 tarihinden itibaren aracı finansal kurumlar (banka, ödeme kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.) aracılığı ile yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

    Bu itibarla;

    – Kendisinden araç kiralanan şirket ortağının araç kiralama faaliyeti ile uğraşan mükelleflerden olması durumunda, söz konusu aracın kiralanmasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin tutar sınırlaması olmaksızın,

    – Aracı kiralanan şirket ortağının, söz konusu araç kiralama faaliyetini ticari organizasyon gerektirmeyecek şekilde yapması durumunda, şirket ortağınıza araç kiralama bedeli adı altında yapılan 7.000 TL’yi aşan tutardaki ödemelerin,

    mezkûr Genel Tebliğde öngörülen usul esaslar dahilinde, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve söz konusu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunludur.

    Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın %5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.


    Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikTasfiyeden Vazgeçme Kararı, Bu Kararın Alındığı Dönemin Başından İtibaren Geçerli Olur
    Sonraki İçerikMal Teslim Edilmeden Önce Fatura Düzenlenebilir Mi?