Ana Sayfa Muhasebe Ortaklara verilen avans için tahakkuk ettirilen faiz hangi hesaba kaydedilir?

    Ortaklara verilen avans için tahakkuk ettirilen faiz hangi hesaba kaydedilir?

    273
    0

    Ortaklara verilen avanslar faizlendirilirken, tahakkuk eden faizi 131 hesaba yazmamız sizce doğru mu? Bu faizi 131 hesaba yazarak tekrar faizlendirmiş olacağız diye düşünüyoruz. faize faiz işletmiş gibi

    689 KKEG yazılması gerekir.


    Döviz cinsinden alacağın tahsilinde, tahsil tarihinde anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanacak kur farkı ile alacağa eklenen önceki dönem adat faizleri üzerinden hesaplanacak kur farkı için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hak.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

     İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

    Sayı

    :

    11395140-105[VUK-1-20462]-35118

    11.01.2019

    Konu

    :

    Anapara Alacak Tutarı ve Alacağa Eklenen Önceki Dönem Adat Faizi Üzerinden Hesaplanan Kur Farkının Vergilendirilmesi

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin ilişkili kişi kapsamındaki bir grup şirketine borç verdiği, 2014 yılında finansman amaçlı döviz cinsinden verilen söz konusu borcun 2017 yılında tahsil edileceğinden bahisle, tahsil tarihinde anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı ile alacağa eklenen önceki dönem (2014-2016) adat faizleri üzerinden hesaplanacak kur farkı için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımızdan bilgi talep edildiği anlaşılmıştır.

    I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

    – (1/1) maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

    – (10/a) maddesinde; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olayın meydana geleceği,

    – (20/1) maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, 20/2 nci maddesinde; bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

    – 24 üncü maddesinde; teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri; ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar ve vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil olduğu

    hüküm altına alınmıştır.

    Ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemleri, mezkûr Kanunun (1/1) maddesine göre finansman temin hizmeti olarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarı KDV’ye tabi bulunmaktadır.

    Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun (12/7) maddesi gereğince, örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarların, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılması nedeniyle, kurumlarla ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ticari faaliyetlerin sonradan Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında örtülü sermaye olarak değerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılması, KDV açısından işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilememektedir.

    Buna göre, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan alacağa eklenen önceki dönem (2014-2016) adat faizleri üzerinden hesaplanacak kur farkı işlemin karşılığını teşkil eden bedele dahil olduğundan KDV’ye tabidir.

    Diğer taraftan, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı, işlemin karşılığını teşkil eden bedel kapsamında olmadığından, anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

    II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde; bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış, 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 232 nci maddesinde de fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

    Diğer taraftan, anılan Kanunun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınacağı; yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı; bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu hüküm altına alınmıştır.

    Buna göre, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı için fatura düzenleme zorunluluğunuz bulunmamaktadır. Bununla birlikte verdiğiniz finansman hizmeti kapsamında hesapladığınız ve faturalandırdığınız adat faizlerinin tahsili tarihinde hesaplanan kur farkı tutarı için alacaklı olduğunuz ilgili şirketler adına fatura düzenlemeniz gerekmektedir.


    Özelge: Davalı olan ortaklardan alacak için adat faizi için fatura düzenlenmesi ve şüpheli alacak karşılığı ayrılması hak.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

    Sayı

    :

    70280967-105[323-2012/12]-111

    20/06/2013

    Konu

    :

    Davalı olan ortaklardan alacak için adat faizi

    İlgide kayıtlı dilekçenizin tetkikinde; …Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olarak … faaliyetinde bulunduğunuz, ortaklarınızın şirkete olan borçlarından dolayı alacağın tahsili için dava yoluna gidildiği, davanın kazanılması halinde asıl alacaklar ile borcun doğduğu tarihten itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsili talep edilen bu tutarın, ayrıca her ay sonu itibariyle adat faizleri hesaplanıp ortaklara fatura edilmesinin gerekip gerekmeyeceği ile ortaklarınızdan olan bu alacaklar için hesaplanan faizlerin fatura edilerek gelir yazılması ve daha sonra dava konusu yapılarak şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılıp ayrılmayacağı hususunda görüş talep ettiğiniz tespit edilmiştir.

                I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır.

    Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

    Aynı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

    Söz konusu maddenin ikinci fıkrasında, ilişkili kişilerin kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği; üçüncü fıkrasında ise emsallere uygunluk ilkesinin tanımı yapılarak emsallere uygunluk ilkesinin ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

    Buna göre, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;

    • Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının yapılmış olması,
    • Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması,
    • Bu mal veya hizmet alım ya da satımında “emsallere uygunluk ilkesi”ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması gerektiği belirtilmiştir.

    Bu açıklamalar çerçevesinde, şirket ortakları ilişkili kişi kapsamında olduğundan, şirketinizin ortaklarından olan alacaklarına uygulanan faizin emsallere uygun olması gerekmektedir. Söz konusu emsal faiz oranı anılan madde hükmü ile konuya ilişkin 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenecektir.

    Aksi halde kazancın transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri yönünden değerlendirileceği tabiidir.

               Bu çerçevede, şirketinizin ortaklarından olan alacaklarına emsallere uygun bir faiz uygulanması ve aylık dönemler itibariyle ortaklara fatura edilen bu faiz tutarlarının tahakkuk esası gereği kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

                Öte yandan, şirketinizin ortaklarından olan alacaklarına ilişkin açılan davanın kazanılması halinde, bu alacaklarınıza ilişkin mahkemece hükmedilen faiz tutarının daha önce tahakkuk esası gereği gelir yazılan faiz tutarından yüksek olması halinde bu fark tutarın da gelir yazılması gerekmekte olup, düşük olması halinde ise fark tutarın gider yazılabileceği tabiidir.

                II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ve maddede sayılan işlemlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, 1 inci bentte, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı belirtilmiştir. Anılan Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde teslim ve teslim sayılan haller, 4 ve 5 inci maddelerinde de, hizmet ve hizmet sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerin hizmet sayılacağı düzenlenmiştir.

            Bu nedenle, şirketinizin ortaklardan olan alacaklarına adat faizi hesaplanması ve hesaplanan adat faizi üzerinden finansman hizmeti olmasından dolayı şirketin alacaklı olduğu ortak adına fatura düzenlenmesi ve bu faturada genel katma değer vergisi oranının uygulanması gerekmektedir.

    III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323 üncü maddesinde; “Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

    1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

    2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

    Şüpheli alacak sayılır.

    Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

    Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

    Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmü yer almaktadır.

          Bu hükme göre; bir alacağın şüpheli alacak niteliği kazanabilmesi için birinci şart bu alacak ile işletmenin elde etmeyi amaçladığı ticari ve zirai kazanç arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, ortaklardan olan alacaklarınızın ticari faaliyetin elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmaması nedeniyle bu alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

                Diğer taraftan, şirketinizin ortaklardan olan alacaklarına aylık dönemler itibariyle hesaplanan adat faizleri için Kanunda yer alan şartların yerine getirilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.


    Kaynak: GİB, İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikYeniden değerleme hesaplama örneği
    Sonraki İçerikKapanış sırasında demirbaşlar için fatura kesilmeyen ve e-arşiv portalın kapatıldığı durumda ne yapmak gerekir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz