Ana Sayfa Vergi Müteahhidin varisleri adi ortaklık şeklinde işe devam edebilir mi?

    Müteahhidin varisleri adi ortaklık şeklinde işe devam edebilir mi?

    327
    0

    Konut inşaatı devam ederken müteahhidin ölümüyle, inşaatın tamamlanması için varislerin adi ortaklık şeklinde işe devamı ile daha önce yüklenilen KDV’lerin adi ortaklık üzerinden iadesi söz konusu olabilir mi?

    Talep edilebileceği, görüşündeyiz. Bürokratik işlemler için Vergi Dairesi ile görüşünüz.


     Mirasçının işe devam etmesi durumunda yapacağı işlemler hk.

    T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

    Sayı

    :

    B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK-2010/129-366

    24/11/2011

    Konu

    :

    Mirasçının işe devam etmesi durumunda yapacağı işlemler

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … T.C. kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu, eşinizin vefat ettiğini, iki kızınız ile birlikte kanuni mirasçı olduğunuzu, kızlarınızın haklarından feragat ederek mirasın tamamını size devrettiğini, miras olarak kalan işyeri için kendi adınıza mükellefiyet tesis ettirdiğinizi, mirasçı olarak işyerini aynı bilanço değeri ile devam ettirip ettiremeyeceğiniz, eşinizin vefatını takip eden beyan dönemlerinde sonraki döneme devreden indirilecek KDV tutarının devreden indirilecek KDV olarak indirim konusu yapıp yapamayacağınız ile 2010 hesap dönemi için merhuma ait defter ve belgelerin kullanımına devam edip edemeyeceğiniz hususlarında özelge talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.

    GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

    Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlar ticari kazançtır.”denilmiştir.

    Aynı Kanunun Mükerrer 80 inci maddesinin son fıkrasında, faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari bir işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı hükme bağlanmış, 5 numaralı bendinde ise, faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançların, değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacağı belirtilmiştir.

    Anılan Kanunun 81 inci maddesinin birinci bendinde; ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanunî mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadî kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması halinde değer artış kazancının hesaplanmayacağı hükme bağlanmıştır.

    Buna göre, ticari işletmenin, aynen devir alınmasından dolayı değer artış kazancının hesaplanmayacağı tabiidir.

    Bu hükümler çerçevesinde, ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde ölüm tarihi itibariyle ticari işletmenin faaliyetini durdurduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla, ölüm nedeniyle faaliyeti durdurulan işletmedeki hisselerin mirasçılarca devredilmesi ticari mahiyette bir işlem olmayıp, elde edilecek kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

    Bu açıklamalara göre, eşinizin ölümü nedeniyle intikal eden işletmenin faaliyetine tarafınızca devam edilmesi nedeniyle ticari kazanç bakımından mükellefiyet tesisinizin yapıldığı anlaşılmış olup, çocuklarınızın söz konusu, bu hisseleri diğer mirasçılara (size) veya başka kimselere satmak (devretmek) suretiyle elden çıkarmaları durumunda ise doğan kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

    KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesi ile ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi tutulmuştur.

    Aynı Kanunun 17/4-c maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler  KDV’den istisna edilmiş ve devamında ise “(Bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemler bakımından Katma Değer Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmaz. İşlem sonunda faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından mükerrer indirime yol açmayacak şekilde indirim konusu yapılır.)”  hükmüne yer verilmiştir.

    Buna göre, veraset yoluyla intikal eden ticari işletmenin bazı mirasçıların haklarından feragat etmek suretiyle  tek bir varis tarafından faaliyetine devam etmesi  işleminin Gelir Vergisi Kanununun 81/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde, devir işleminde  KDV Kanununun 17/4-c maddesi kapsamında KDV hesaplanmayacak ve sonraki döneme devreden KDV ise, mükellefiyet tesis ettirmek suretiyle işe devam eden varis tarafından indirim konusu yapılabilecektir.

    Öte yandan, diğer mirasçıların haklarından feragat etmesi, Gelir Vergisi Kanunu açısından ticari mahiyette bir işlem sayılmadığı takdirde KDV’nin konusuna girmeyeceği tabiidir.

    VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

    -12 nci maddesinde, “Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar.”,

    -16 ncı maddesinde ise “Vergi kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üçay eklenir.”

    164 üncü maddesinde de, “Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.” hükümlerine yer verilmiştir.

    2001/1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde; “… Murisin ölümünden itibaren mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmeleri halinde, ölüm tarihinin muris için işi bırakma, mirasçıları için ise işe başlama olarak kabul edilmesi, işe devam edecek olan mirasçıların ölüm tarihini takip eden 1 ay içinde bildirimde bulunmaları durumunda bildirimin zamanında yapıldığının kabul edilmesi ve mirasçıların mükellefiyetlerinin murisin ölüm tarihinden itibaren tesis edilmesi gerekecektir.

    Öte yandan Vergi Usul Kanunu’nun 257 nci maddesinde yer alan yetkiye istinaden, murisin mevcut defter ve belgelerinin ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar işe devam eden mirasçılar tarafından kullanılması uygun görülmüştür.

    Bu durumda, murisin faaliyetine yönelik hesaplarının ölüm tarihi itibariyle kapatılması ve işe devam eden mirasçıların hesaplarının ise yeniden açılması gerekmektedir.

    Ayrıca, işe devam eden mirasçıların söz konusu hesap döneminin son ayı içinde yeni hesap dönemi için kendi adlarına defter tasdik ettirmeleri ve usulüne uygun olarak belgelerini anlaşmalı matbaalara bastırmak veya notere tasdik ettirmek suretiyle kullanmaları gerektiği ise tabiidir.” denilmektedir.

    Buna göre, miras yoluyla intikal eden işyerinde faaliyete devam etmeniz nedeniyle, mevcut defter ve belgeleri ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar kullanmanız mümkün bulunmaktadır.


    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    SAMSUN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

    Sayı: 97338759-105[2015-04]-29   02/03/2016

    Konu : Mirasçının işe devam etmesi halinde defter tasdiki

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, bilanço hesabı esasına göre defter tutmakta iken … tarihinde vefat eden babanızın ticari faaliyetini devam ettireceğinizi belirterek işe başlama tarihinden 31.12.20.. tarihine kadar kendi adınıza defter tasdik ettirip ettirmeyeceğiniz ve yeni dönem olan 01.01.20… – 31.12.20… döneminde hangi defterleri tasdik ettireceğiniz hakkında Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 164 üncü maddesinde, “Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir.

    Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.” hükmüne yer verilmiştir.

    Diğer taraftan, 2001/1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde; “… murisin ölümünden itibaren mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmeleri halinde, ölüm tarihinin muris için işi bırakma, mirasçıları için ise işe başlama olarak kabul edilmesi, işe devam edecek olan mirasçıların ölüm tarihini takip eden 1 ay içinde bildirimde bulunmaları durumunda bildirimin zamanında yapıldığının kabul edilmesi ve mirasçıların mükellefiyetlerinin murisin ölüm tarihinden itibaren tesis edilmesi gerekmektedir.

    Öte yandan Vergi Usul Kanununun 257 nci maddesinde yer alan yetkiye istinaden, murisin mevcut defter ve belgelerinin ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar işe devam eden mirasçılar tarafından kullanılması uygun görülmüştür.

    Bu durumda, murisin faaliyetine yönelik hesaplarının ölüm tarihi itibariyle kapatılması ve işe devam eden mirasçıların hesaplarının ise yeniden açılması gerekmektedir.

    Ayrıca, işe devam eden mirasçıların söz konusu hesap döneminin son ayı içinde yeni hesap dönemi için kendi adlarına defter tasdik ettirmeleri ve usulüne uygun olarak belgelerini anlaşmalı matbaalara bastırmak veya notere tasdik ettirmek suretiyle kullanmaları gerektiği ise tabiidir.” denilmektedir.

    Öte yandan mezkur Kanunun 179 uncu maddesinde I inci sınıftan II nci sınıfa geçişe, 180 inci maddesinde ise II nci sınıftan I inci sınıfa geçişe ilişkin şartlar belirlenerek bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlayarak sınıf değiştirileceği hükme bağlanmıştır.

    Buna göre;

    • Miras yoluyla intikal eden işyerinde faaliyete devam etmeniz nedeniyle, mevcut defter ve belgeleri ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar kullanmanız gerekmektedir.
    • Vergi Usul Kanununun 179 uncu maddesini dikkate alarak mükellefiyetinizin başlangıcından 31.12.20… tarihine kadar gerçekleşen iş hacminize göre 20… takvim yılında tutacağınız defteri belli etmeniz gerekmektedir.

    SGK Açısından İşyerinin intikali 

    Bir işyerinin işvereni gerçek kişi ise, onun ölümü ile bu işyerinin mirasçısına kalması halinde hukuken intikalden söz edilir. Böyle bir işyeri mirasçı tarafından reddedilmeyip kabul edilmişse, çalışmakta olan işçilerin akdi bağları da intikal etmiş olacağından intikal hali meydana gelecektir. 

    İşyeri bildirgesi, gerçek kişi olan işverenin ölümü halinde ise, mirasçılarınca, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyerinin işlem gördüğü Kurumun ilgili ünitesine verilecektir. Mirasın reddi halinde bu üç aylık süre içerisinde mirasın reddine ilişkin belgenin verilmesiyle işyeri bildirgesi vermeye ilişkin yükümlülük ortadan kalkacaktır. 

    Öte yandan Medeni Kanunun 606 ncı maddesine göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.” Yine Medeni Kanunun 610 uncu maddesinde de; “ Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.” Hükmü yer almaktadır. 

    Bu itibarla, işyeri bildirgesi murisin ölüm tarihinden itibaren 3 aylık sürenin sonuna kadar Kuruma verilebileceği gibi 3 aylık süre dolmadan da verilebilecektir. 

    Örnek 1: A gerçek kişi işvereni 8/5/2018 tarihinde vefat etmiştir. Söz konusu işverenin 2 mirasçısı bulunmaktadır. İlgili mirasçıların vefat tarihinden itibaren 3 ay içinde (8/8/2018 tarihine kadar) sulh hukuk mahkemesinden alacakları reddi miras kararını ilgili üniteye ibraz etmeleri halinde işyeri bildirgesi verilmeyecektir. Söz konusu mirasçılar tarafından 3 ay içinde herhangi bir red işlemi yapılmaması halinde ise miras kabul edilmiş sayılacak olup 3 aylık sürenin sona erdiği 8/8/2018 tarihinde intikale ilişkin işyeri bildirgesi verilmesi gerekecektir. Diğer yandan 3 aylık süre dolmadan 8/6/2018 tarihinde işyeri bildirgesi verilmesi halinde ise bu tarihte (8/6/2018 tarihinde) işyerinin intikali yapılacaktır. 

    Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 550 nci maddesi gereği vasiyeti yerine getirme görevlisinin işyeri bildirgesi verme yükümlülüğü bulunmadığından, işyerinin miras yoluyla intikali halinde mirasçılar, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini vermekle yükümlüdür.

    Diğer taraftan devir veya intikal nedeniyle düzenlenen işyeri bildirgesine istinaden ayrıca işyeri dosyası tescil edilmeyecek, işlemlerin eski işyeri numarasından devam ettirilebilmesi için, devir veya intikale ilişkin gerekli değişiklikler tescil kütüklerine kaydedilecektir.

    Özel olarak yapılan inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin devri

    Özel bir bina inşaatını tümü ile yapmak üzere (yani anahtar teslimi şartıyla) sahibinden, alan müteahhit, akdin feshedilmesi, inşaatın mühürlenmesi gibi sebeplerle inşaatı yarım bırakır veya bıraktırırsa, kalan işlerin mülk sahibi tarafından çalıştırılan işçilerle tamamlanması veya başka müteahhitlere verilmesi halinde, bir işverenden diğerine hukukî neticeleriyle devir bahis konusu olmayacağından, işe devam eden veya işi ikmal eden adına ayrıca işyeri dosyası açılacaktır. 

    Kurumumuz mevzuatı açısından bir işyerinin devri, onun bütün hukuki neticeleriyle birlikte, yani aktifi veya pasifi, işçisi ve tesisatı ile birlikte faaliyet halinde bir başkasına geçmesi demektir. Bu şartlarla yapılan bir el değiştirme, çalışanların hizmet akitlerinin kesintisiz olarak devamı, yani yeni işverenin bu akitleri tanımasını kapsayacağından, Kurumumuz uygulamaları bakımından devir sayılacaktır. Aksi halde, ilk işverenin kendi işçilerinin akdini feshederek faaliyetini geçici veya sürekli olarak durdurmak suretiyle işyerini sadece binası, tesisatı, makina ve sair demirbaşları ile başkasına satmak veya kiralamak istemesi durumunda ortada 5510 sayılı Kanunun tarifine uygun bir işyeri kalmamış olacağından bu şekilde yapılacak işlemler Kurumumuz uygulamaları açısından devir olarak nitelendirilmeyecektir.

    Yukarıda belirtildiği şekilde akdin feshedilmesi, inşaatın mühürlenmesi gibi sebeplerle inşaatın yarım bırakılması veya bıraktırılması, kalan işlerin mülk sahibi tarafından çalıştırılan işçilerle tamamlanması veya başka müteahhitlere verilmesi halinde yapılan işin faal haldeyken diğer bir müteahhite veya işverene devredilmemiş olmasından dolayı söz konusu durum devir olarak tanımlanmayacak ve yeni işyeri dosyası tescil edilecektir. 

    Öte yandan özel olarak yaptırılan inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat konusu işler işçi çalıştırılırken başka bir ifade ile faal haldeyken bütün tesisat ve sigortalıları ile birlikte bir işverenden başka bir işverene devredilirse kanunun öngördüğü şekilde bir devir işlemi var olduğundan devir işlemi yapılacak olup işlemler mevcut işyeri dosyasından devam ettirilecektir. 

    Tamamı ikmal edilmemiş aynı ada ve parseldeki inşaatın yarım bırakılması ve başka bir işverence tamamlanması hususunda ikinci bir işyeri dosyası açılmak üzere üniteye müracaat edilmesi halinde, inşaatın bitiminden sonra seviye tespiti hususunda, gerek işverenler (işi yarım bırakan ve tamamlayan) arasında gerekse ünitelerimizce yapılacak işlemlerde sorun yaşanmamasını teminen, inşaatın seviye tespitini gösteren nitelikte bir belge istenilecektir. 

    Özel nitelikteki inşaatın devamı sırasında işverenin vefat etmesi üzerine işin varislerine intikal etmesi halinde; varislerin, mirası reddetmedikleri sürece intikal durumundan dolayı 5510 sayılı Kanunun 11 inci maddesi hükmüne istinaden işyeri bildirgesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda varisler adına yeniden işyeri dosyası açılması yoluna gidilmeyecek, varisler tarafından işyeri bildirgesi verilmesi suretiyle aynı işyeri dosyası üzerinden işlemlere devam edilecektir.


    Vefat eden mükellefin SGK işyeri dosyasının kapanış süresi ve çalışan işçinin çıkışının yapılma süresi nedir?

    1- Yasal ve atanmış mirasçılar üç ay içerisinde mirası reddedebilirler.

    2- Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmemesi halinde ise, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Sosyal Güvenlik Kurumuna vermekle yükümlüdürler.

    3- Mirası reddetmemiş mirasçılar, işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını ve soyadını yahut unvanını, adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini bir ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır.


    Veraset ve İntikal Vergisi

    Hangi olaylar veraset ve intikal vergisine tabidir?

    Bir kişinin ölümü üzerine, sahibi bulunduğu menkul ve gayrimenkul mallarla bütün hak ve alacaklarının mirasçılarına intikali veraset ve intikal vergisine tabidir. Öte yandan, malların herhangi bir suretle ivazsız (karşılıksız) bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali halinde de veraset ve intikal vergisi ödenmesi gerekmektedir.

    Veraset ve intikal vergisi beyannamesi nereye verilir?

    Veraset ve intikal vergisi beyannamesi;
    – Veraset yoluyla intikallerde ölen kimsenin, ivazsız intikallerde tasarrufu yapan kişinin ikametgâhının, tüzel kişilerde ve diğer teşekküllerde bunların merkezlerinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine,

    – Muris veya tasarrufu yapan kişinin ikametgâhı yabancı bir ülkede ise bunların Türkiye’deki son ikametgâhının bulunduğu yer vergi dairesine,

    – Mükellefin yabancı memlekette bulunması halinde beyanname, mükellefin bulunduğu yerdeki Türkiye Konsolosluğuna, verilir. Ancak, muris veya tasarrufu yapan şahsın Türkiye’de hiç ikamet etmediği veya son ikametgâhının tespit olunamadığı takdirde veraset ve intikal vergisi beyannamelerinin, veraset yoluyla veya sair surette ivazsız tarzda intikal eden malın bulunduğu veya mükelleflerin ikametgâhlarının bağlı bulunduğu yer vergi dairesine verilebilir.

    Beyannameler ilgili vergi dairelerine bizzat elden verilebileceği gibi taahhütlü olarak posta ile de gönderilebilir.

    Ayrıca veraset ve intikal vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda interaktif vergi daireleri aracılığıyla gönderilmesi de mümkün bulunmaktadır.

    Veraset ve intikal vergisi beyannamesine eklenecek belgeler nelerdir?

    Kendilerine veraset yoluyla veya ivazsız surette intikal eden mallar dolayısıyla veraset ve intikal vergisi beyannamesi düzenleyenler, beyannameyi ilgili vergi dairesine verirken intikal eden malların çeşidine göre aşağıdaki belgeleri beyannameye ekleyeceklerdir.

    -Veraset ilamı (mirasçılık belgesi)(*),

    -Vasiyetname, miras mukavelenamesi,

    -Borç ve masraflara ait belgeler,

    -Ticari bilanço ve gelir tablosu,

    -Gayrimenkuller için, tapunun fotokopisi ve emlak vergisi değerini gösteren ilgili belediyeden alınmış bir belge,

    – Ölüm ve Mirasçılık Bildirimi; Bu bildirim formu, veraset ve intikal vergisini tarha yetkili vergi dairelerinden alınıp doldurulduktan sonra, ölenin son ikametgâhının bağlı olduğu muhtarlığa tasdik ettirilmesi zorunludur. (Murisin Türkiye’deki son ikametgâhı bilinmiyor ise söz konusu belge aranılmayacaktır.),

    * Mirasçıları ve miras paylarını gösteren ve veraset ve intikal vergisi beyannamesine eklenmesi gereken mirasçılık belgesi, 01.10.2011 tarihine kadar yalnızca sulh hukuk mahkemesinden alınırken, 6217 sayılı İdari Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 1512 sayılı Noterlik Kanununda yapılan değişiklik sonucunda, 01.10.2011 tarihinden itibaren mirasçılarca sulh hukuk mahkemesinin yanı sıra noterlerden de alınabilmektedir.

    Veraset yoluyla veya diğer suretle meydana gelen intikallerde intikal eden malların değerleri toplamı istisna haddi altında kalırsa beyanname verilir mi?

    Veraset yolu ile meydana gelen intikallerde intikal eden malların değerleri toplamı istisna haddi altında kalsa dahi beyanname verilmesi zorunludur. Diğer suretle meydana gelen ve değerleri toplamı istisna hadlerinin altında kalan ivazsız intikaller için beyanname verilmez.

    Veraset ve intikal vergisinde istisna tutarları nelerdir? (2021 için)

    Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinde yer alan istisnalar aşağıda belirtilmiştir:

    – Veraset yoluyla intikal eden ev eşyası ile murise ait kişisel eşyalar ve aile hatırası olarak korunan tablo, kılıç, madalya gibi eşyalar,

    – Veraset yoluyla intikal eden malların, evlatlıklar da dahil olmak üzere çocuklar ve eşten her birine düşen miras paylarının (2021 yılı için) 334.534 TL’sı, eşin yalnız başına mirasçı olması halinde ise kendisine isabet eden miras payının (2021 yılı için) 669.479 TL’sı,

    – Örf ve adete göre verilmesi gelenek olmuş hediye, cihaz, yüzgörümlüğü ve drahomalar (gayrimenkuller hariç),

    – Bütün sadakalar,

    – İvazsız suretle vaki intikallerin (2021 yılı için) 7.703 TL’si,

    – Para ve mal üzerine düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyelerin (2021 yılı için) 7.703 TL’si,

    vergiden istisnadır. 

    Yukarıda belirtilen istisna tutarları, 2021 yılı için geçerli tutarlar olup, bu tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle dikkate alınmaktadır.

    Veraset ve intikal vergisi beyannamesi ne zaman verilir?

    Veraset yoluyla meydana gelen intikallere ilişkin veraset ve intikal vergisi beyannamesi;

    -Ölüm Türkiye’de meydana gelmiş ise ölüm tarihinden itibaren, mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde dört, yabancı bir ülkede bulunmaları halinde altı ay içinde,

    -Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiş ise mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde altı, ölen kişinin bulunduğu ülkede bulunmaları halinde dört, murisin bulunduğu ülke dışında yabancı bir ülkede bulunmaları halinde sekiz ay içinde,

    -Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolunduğu tarihi izleyen bir ay içinde,

    -İvazsız intikallere ilişkin veraset ve intikal vergisi beyannamesi; malların hukuken iktisap edildiği tarihi izleyen bir ay içinde,

    -Gerçek veya tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişler ile 5602 sayılı Kanunda tanımlanan şans oyunlarında, yarışma ve çekiliş ile müsabakaların yapıldığı günü takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar
    verilir.

    Veraset ve intikal vergisi ne zaman ödenir?

    – Veraset ve intikal vergisi, tahakkukundan itibaren üç yılda her yıl Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere toplam altı eşit taksitte ödenir.

    – Gerçek veya tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişler ile 5602 sayılı Kanunda tanımlanan şans oyunlarında, yarışma ve çekiliş ile müsabakaların yapıldığı günü takip eden ayın 20 nci günü akşam

    Veraset ve intikal vergisi nasıl hesaplanır?

    Veraset ve intikal vergisinin oranı, 7338 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde belirlenmiştir. Vergi tarifesi aşağıdaki gibidir. (2022 yılı için) 

    Matrah

    Verginin Oranı (%)

    Veraset Yoluyla İntikallerde

    İvazsız
    İntikallerde

    İlk                                    500.000         TL için

    1

    10

    Sonra gelen                  1.200.000         TL için

    3

    15

    Sonra gelen                  2.500.000         TL için

    5

    20

    Sonra gelen                  4.900.000         TL için

    7

    25

    Matrahın                       9.100.000         TL’yi aşan bölümü için

    10

    30

    Bir şahsa, ana, baba, eş ve çocuklarından (evlatlıktan evlat edinenlere yapılan ivazsız intikaller hariç) ivazsız mal intikali halinde vergi, ivazsız intikallere ilişkin tarifede yer alan oranların yarısı uygulanarak hesaplanır.

    Veraset ve intikal vergisinden tenzil olunabilecek borçlar ve masraflar nelerdir? 

    Veraset ve intikal vergisinin matrahının tespitinde aşağıda yazılı borç ve masrafların indirilmesi mümkündür.

    1. Veraset yoluyla meydana gelen intikallerde, murisin geçerli belgelere dayanan borçları ile vergi borçları,

    2. Diğer suretle iktisaplarda (ivazsız intikallerde) malın aynına (kendisine) ait borçlarla vergi
    borçları (Hibe edilen mala isabet eden borçları hibe eden üstlenmiş ise bu borçlar indirilmez),

    3. Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallardan yabancı memleketlerde bulunanlara isabet eden borçlar ile yabancı memleketlerde bu mallar dolayısıyla ödenen veraset ve intikal vergileri (Ancak, söz konusu borçlar ve vergiler beyan edilen malların değerini geçemez),

    4. Cenazenin donanımı ve gömülmesi için yapılan giderler.

    Bu borç ve masrafların matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, mükelleflerin bunları beyannamenin ilgili bölümünde göstermeleri ve bunlara ilişkin geçerli belgeleri beyannameye eklemeleri zorunludur.


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikİş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuk hizmetinde KDV oranı nedir?
    Sonraki İçerikVefat eden mükellefin mirasçılarının işe devam etmesi durumunda yapılması gereken işlemler

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz