Ana Sayfa Mevzuat KDV Kanunu’nda Yapılan Değişikliklere İlişkin KDV Genel Uygulama Tebliği Değişikliği Yayımland

KDV Kanunu’nda Yapılan Değişikliklere İlişkin KDV Genel Uygulama Tebliği Değişikliği Yayımland

984
0

25.03.2019/76 sayılı
KDV Kanunu’nda Yapılan Değişikliklere İlişkin KDV Genel Uygulama Tebliği Değişikliği 

ÖZET

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği değişikliği ile aşağıdaki
konularda düzenleme ve açıklamalarda bulunulmuştur.

– Kur farkı KDV matrahına dahil edilmiştir. Bedelin döviz cinsinden
veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen
veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra
ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına
dahildir.
– Hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları ise matraha
dahil edilmeyecektir.
– İhraç kayıtlı teslimlerde, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten
sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade
hesabında herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir
ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar
tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile
hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den
istisnadır.
– Basılı kitap ve süreli yayınların tesliminin 22/2/2019 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisna olmasının usul ve esasları
belirlenmiştir.
– İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki
inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve
indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin belge sahibi
mükellefe iade edilmesinin usul ve esasları hakkında açıklamalarda
bulunulmuştur.
– 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali
Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde KDV
İstisnasının usul ve esasları hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.
– Hasılat Esaslı Vergilendirmenin usul ve esasları hakkında
açıklamalarda bulunulmuştur.

Buna göre;

1-) Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216 sayılı Kanun
ile 5393 sayılı Kanun kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen,
toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın
alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve
gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla
tahsil eden otobüs işletmeleri yararlanabilir.

2-) Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine
ilişkin bedellerin tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla
tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet bedelinin (ücretinin) bir kısmının
elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka
yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme
usulünden yararlanılması mümkün değildir.

3-) Uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu
taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla
bir il sınırları içinde başlayıp, başka bir il sınırları içinde sona eren
güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu
uygulamadan yararlanması mümkün değildir. Söz konusu Tebliğ
değişikliği 1/3/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi
itibariyle yürürlüğe girmiştir.

23 Mart 2019 tarihli ve 30723 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KATMA DEĞER
VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
(SERİ NO: 25) ile 6/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma
Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde bazı değişiklikler yapılmıştır.

Tebliğde yapılan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir.

1. Kur Farkı KDV Matrahına Dahil Edilmiştir
26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel
Uygulama Tebliğinin (I/B-11.2.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “fiyat farkı,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “kur farkı,” ibaresi eklenmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar

3065 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine göre; aşağıda yazılı unsurlar KDV matrahına dahildir: a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri. b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar. c) Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü Menfaat, hizmet ve değerler

5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar

 3065 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine göre; aşağıda yazılı unsurlar KDV matrahına dahildir: a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri. b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar. c) Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler.

5.3.Kur Farkları

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

5.3.Kur Farkları

 Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Buna göre, matraha dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları dikkate alınır, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları matraha dahil edilmez. Örnek: (A) Ltd. Şti., (B) A.Ş.’ye mal tesliminde bulunmuş, bu teslime ilişkin 1.000 Dolar üzerinden 180 Dolar KDV hesaplamıştır. Teslim tarihinde döviz kuru 4 TL iken 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında döviz kuru 4,40 TL olmuştur. Buna göre, teslime konu malın bedeli 1.000 Dolar üzerinden ortaya çıkan kur farkı 400 TL [(4,40-4)x1.000] olup, bu fark üzerinden 72 TL KDV hesaplanacaktır. (A) Ltd. Şti. tarafından, (B) A.Ş.’ye düzenlenecek kur farkı faturasında; matrah 400 TL, hesaplanan KDV ise 72 TL olacaktır. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

 

Buna göre bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde,
bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra
ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Matraha
dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları
dikkate alınacak, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları ise matraha dahil
edilmeyecektir.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

2. İhraç Kaydıyla Teslimlerde iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.

Tebliğin (II/A-8.9.) bölümünün üçüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur
farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz.”

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.

 

 

Yapılan düzenleme uyarınca ihraç kayıtlı teslimlerde, iade talep dilekçesinin verildiği
tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında
herhangi bir düzeltme yapılmaz.

Söz konusu düzenleme Nisan/2019 vergilendirme dönemlerine ilişkin iade taleplerine
uygulanmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
3. Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji
tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi
işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere KDV’den istisnadır.

Tebliğin (II/B-13.) ve (II/B-13.1.2.) bölümleri ile Tebliğ eki (Ek:26)’da yer alan “haberleşme” ibarelerinden sonra gelmek üzere “, yenilenebilir ve diğer enerji” ibareleri, Tebliğ eki (Ek:26)’da yer alan “Haberleşme” ibarelerinden sonra gelmek üzere “, Yenilenebilir ve Diğer Enerji” ibareleri eklenmiştir.

 

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

13. Organize Sanayi Bölgeleri ile Küçük Sanayi Sitelerinin İnşasına İlişkin İstisna

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine eklenen (j) bendine göre, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

13. Organize Sanayi Bölgeleri ile Küçük Sanayi Sitelerinin İnşasına İlişkin İstisna

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine eklenen (j) bendine göre, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

13.1.2. İstisna Kapsamına Giren İşlemler İstisna kapsamına;

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, içme, kullanma ve atık su arıtma tesisi, doğalgaz, elektrik ve haberleşme, tesislerine ilişkin altyapı işleri ile yolların yapımına ilişkin organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler, – Küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler girmektedir. İdari bina, sosyal tesisler, spor tesisleri ve benzeri tesislerin yapım işlerine ilişkin organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine yapılan teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin makina, teçhizat, demirbaş, mobilya, mefruşat ve benzeri alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yolların ve küçük sanayi sitelerindekİ işyerlerinin yeniden inşasına yönelik mal ve hizmet alımları bu istisna kapsamına girmekle birlikte, bunların tamir, bakım ve onarımına ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Örnek: Başkent Organize Sanayi Bölgesi, mevcut kapasiteyi artırmak amacıyla arıtma tesisinin yıkılarak yeniden inşa edilmesine, doğalgaz tesislerinin ise yıllık bakım ve onarımının yapılmasına karar vermiştir. Söz konusu arıtma tesisinin yeniden inşasına yönelik olarak Başkent Organize Sanayi Bölgesine yapılacak teslim ve hizmetler KDV’den istisna olup, doğalgaz tesislerinin yıllık bakımı ile onarımına ilişkin teslim ve hizmetler bu istisna kapsamına girmez.

13.1.2. İstisna Kapsamına Giren İşlemler İstisna kapsamına;

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, içme, kullanma ve atık su arıtma tesisi, doğalgaz, elektrik ve haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesislerine ilişkin altyapı işleri ile yolların yapımına ilişkin organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler, – Küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler girmektedir. İdari bina, sosyal tesisler, spor tesisleri ve benzeri tesislerin yapım işlerine ilişkin organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine yapılan teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin makina, teçhizat, demirbaş, mobilya, mefruşat ve benzeri alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesisleri ile yolların ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin yeniden inşasına yönelik mal ve hizmet alımları bu istisna kapsamına girmekle birlikte, bunların tamir, bakım ve onarımına ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Örnek: Başkent Organize Sanayi Bölgesi, mevcut kapasiteyi artırmak amacıyla arıtma tesisinin yıkılarak yeniden inşa edilmesine, doğalgaz tesislerinin ise yıllık bakım ve onarımının yapılmasına karar vermiştir. Söz konusu arıtma tesisinin yeniden inşasına yönelik olarak Başkent Organize Sanayi Bölgesine yapılacak teslim ve hizmetler KDV’den istisna olup, doğalgaz tesislerinin yıllık bakımı ile onarımına ilişkin teslim ve hizmetler bu istisna kapsamına girmez.

 

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesine eklenen (j) bendi uyarınca; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır. Yapılan Kanuni değişiklik ile ilgili Tebliğsel değişiklik yapılmıştır.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 18/1/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

4. Basılı kitap ve süreli yayınların teslimi 22/2/2019 tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde 7166 sayılı
Kanunla yapılan değişiklik uyarınca; 21/6/1927 tarihli ve 1117 sayılı Küçükleri Muzır
Neşriyattan Koruma Kanunu hükümlerine göre poşetlenerek satılanlar hariç olmak üzere
basılı kitap ve süreli yayınların teslimi 22/2/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
KDV’den istisnadır.

Tebliğin (II/B-16.4.2.) bölümünden sonra gelmek üzere “17. Basılı Kitap ve Süreli
Yayınların Tesliminde İstisna” başlıklı bölüm eklenmiş ve bu bölümden sonra gelen
bölümün numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

Basılı Kitap ve Süreli Yayınların Tesliminde İstisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıdaki gibidir:

4.1. Kapsam
İstisna, basılı kitap ve süreli yayınların (ikinci el olanlar dahil) yurt içindeki her safhada
tesliminde ve ithalinde uygulanır.

1117 sayılı Kanun hükümlerine göre poşetlenerek satılan basılı kitap ve süreli yayınların
tesliminde istisna uygulanmaz.

Kanun maddesinde yer alan süreli yayın ifadesinden, belli aralıklarla yayımlanan gazete,
dergi gibi basılmış eserler ile basılı haber ajansları yayınlarının anlaşılması gerekmektedir.
Ders kitapları, dini kitaplar, ansiklopediler, almanaklar, hikaye ve romanlar (foto roman,
çizgi roman dahil), yemek kitapları, kitap şeklindeki harita ve atlaslar, soru ve bilgi bankası kitapları, mevzuat seti kitapları da istisna kapsamındadır.

Boyama defterleri, kitap şeklinde olmayan yaprak testler, mevzuat setlerinin güncellenmesi amacıyla gönderilen föyler, ciltli takvim, kartela, ezber kartları, kataloglar, broşürler gibi yayınlar kitap kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bunların teslimi istisna kapsamında değerlendirilmez.

Elektronik kitap (e-kitap) ile süreli yayınların elektronik ortamda satışı, elektronik kitap ve
süreli yayın okuyucu, tablet ve benzerlerinin tesliminde istisna uygulanmaz.

İstisna, basılı kitap ve süreli yayınların teslimine ilişkin olup, bunların basımına ilişkin
alınan mal ve hizmetler KDV’ye tabidir.

Program şeklindeki mevzuat bilgi bankası, soru bankası, online test ve benzerleri ile CD
veya flash bellek gibi veri taşıyıcılarla satılan görüntülü eğitim setleri basılı kitap
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bunların satışı istisna kapsamında değerlendirilmez.

4.2. İstisnanın Uygulanması

3065 sayılı Kanunun (13/n) maddesinde yer alan düzenleme tam istisna mahiyetindedir.
İstisna kapsamında teslim yapanların düzenledikleri fatura ve benzeri belgelerde KDV
gösterilmez ve “3065 sayılı KDV Kanununun (13/n) maddesi hükmü gereğince KDV
hesaplanmamıştır.” ibaresine yer verilir.

Söz konusu istisnanın uygulanmasında 3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin ikinci
fıkrasında belirlenen had uygulanmayacağından, Tebliğin (II/B) bölümünün “İstisna
Uygulamalarında Alt Sınır” başlıklı ayrımında yer alan açıklamalar bu istisna
uygulamasında dikkate alınmaz.

Bu çerçevede teslim bedeline bakılmaksızın basılı kitap ve süreli yayınların tesliminde ve
ithalinde istisna uygulanır.

4.3. İstisnanın Beyanı

Bu istisna kapsamında yapılan teslimler, teslimin yapıldığı vergilendirme dönemine ait
KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam
İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda, 335 kod numaralı “Basılı Kitap ve Süreli
Yayınların Teslimleri” satırı aracılığıyla beyan edilir. Bu satırın “Teslim ve Hizmet Tutarı”
sütununa istisnaya konu teslimin KDV hariç tutarı, “Yüklenilen KDV” sütununa bu
teslimlere ilişkin alış ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV tutarı yazılır. İade
talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa “0” yazmalıdır.

4.4. İade

Bu istisnadan kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi
– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi
– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi
– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu
– Satış faturaları listesi

3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki istisna
kapsamında temin ettiği basılı kitap veya süreli yayınları, yine bu istisna kapsamında teslim eden mükelleflerin, basılı kitap veya süreli yayın alımında ödemediği KDV’yi iade olarak talep etmesi mümkün olmayıp, varsa genel giderler ve ATİK’ler nedeniyle iade talep etmesi mümkündür. Bu durumda, genel giderler ve ATİK’ler nedeniyle yüklenilen KDV için iade talebinde bulunabilecek KDV tutarı, basılı kitap veya süreli yayınların satış bedeli ile bunların alış bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutarı aşamaz.

4.4.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin bu işlemlerden kaynaklanan mahsuben iade talepleri yukarıdaki belgelerin
ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu
ve teminat aranmadan yerine getirilir.

4.4.2. Nakden İade

Mükelleflerin bu işlemlerden kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri
vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin
5.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna
göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve
teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 22/2/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

5. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat
İşleri Nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen indirim yoluyla
telafi edilemeyen katma değer vergisi belge sahibi mükellefe iade
olunacaktır.

7161 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun geçici 37’nci maddesinde yapılan değişiklik
uyarınca; imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki inşaat işleri
nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen
katma değer vergisi maddede yer alan düzenlemelere göre belge sahibi mükellefe iade
olunacaktır.

Tebliğin (II/E-7.) bölümünün birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri

3065 sayılı Kanunun geçici 37’nci maddesinde, “İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; a) Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yıllarının altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, b) 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yılları sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde, talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade olunur. Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başında başlar. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir

7. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri

 3065 sayılı Kanunun geçici 37’nci maddesinde, “İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; a) Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve 2017, 2018 ve 2019 yıllarının altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, b) 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve 2017, 2018 ve 2019 yılları sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde, talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade olunur. Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başında başlar. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan süreleri, bitiminden itibaren, sürelerin bitimini takip eden her bir takvim yılı itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte, beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir.

 

Yapılan Kanuni değişiklik ile ilgili Tebliğde değişiklik yapılmıştır. Söz konusu değişiklik 23
Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan Tebliğin (II/E-7.1.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmış olup; söz
konusu Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7.1. Kapsam

İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2017- 30/6/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2018- 30/6/2019), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019) talep edilmesi halinde iadesi öngörülmektedir

7.1. Kapsam

İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2017-30/6/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2018-30/6/2019), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019) — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2019-30/6/2019) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2019-30/6/2020), — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2019-31/12/2019) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2020-31/12/2020), — 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2019 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2020-31/12/2020) talep edilmesi halinde iadesi öngörülmektedir.

 

 

Ayrıca Tebliğin (II/E-7.3.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmış olup; söz konusu
Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7.3. İstisnanın Beyanı

İade, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2017, en geç Mayıs/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2018, en geç Mayıs/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılında yüklenilen ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine dahil edilerek talep edilebilir. İadesi talep edilecek tutar, talebin yapılacağı döneme ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunun 442 kod numaralı “İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri” satırında beyan edilir. Yatırımın ilgili mevzuat hükümlerine göre tamamlanamaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

7.3. İstisnanın Beyanı

 İade, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017- 30/6/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2017, en geç Mayıs/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017- 31/12/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018- 30/6/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2018, en geç Mayıs/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018- 31/12/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılında yüklenilen ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2019- 30/6/2019) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2019, en geç Mayıs/2020 dönemine ait KDV beyannamesine, — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2019- 31/12/2019) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2020, en geç Kasım/2020 dönemine ait KDV beyannamesine, — 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılında yüklenilen ve 2019 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2020, en geç Kasım/2020 dönemine ait KDV beyannamesine dahil edilerek talep edilebilir. İadesi talep edilecek tutar, talebin yapılacağı döneme ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunun 442 kod numaralı “İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri” satırında beyan edilir. Yatırımın ilgili mevzuat hükümlerine göre tamamlanamaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

 

6. 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali
Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde KDV
İstisnası

7162 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ile 3065 sayılı Kanuna eklenen geçici 40’ıncı
maddede;

– 2019 Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Süper Kupa Finali ve 2020 UEFA
Şampiyonlar Ligi Finali müsabakalarına ilişkin olmak üzere UEFA, katılımcı futbol kulüpleri
ve organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
bulunmayanlara, bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmet ifaları ile
bunların bu müsabakalar dolayısıyla yapacakları mal teslimleri ve hizmet ifalarının
KDV’den istisna olduğu,

– Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergilerin,
vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergilerden indirileceği, indirim yoluyla telafi
edilemeyen vergilerin 3065 sayılı Kanunun 32’nci maddesi hükmü uyarınca istisna
kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edileceği,

– Hazine ve Maliye Bakanlığının istisna ve iadenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Tebliğin (II/E-9.6.) bölümünden sonra gelmek üzere “10. 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020
UEFA Şampiyonlar Ligi Finali Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde
İstisna” başlıklı bölüm eklenmiş olup istisna uygulamasının usul ve esasları hakkında
açıklamalarda bulunulmuştur.

Söz konusu açıklamalar aşağıdaki gibidir.

6.1. İstisnanın Uygulanması

Söz konusu düzenleme tam istisna mahiyetindedir. Türkiye Futbol Federasyonu
tarafından, istisna kapsamında mal ve hizmet almak isteyen UEFA, katılımcı futbol
kulüpleri ve organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlara 3065 sayılı Kanunun geçici 40’ıncı maddesi kapsamında olduklarına yönelik bir yazı verilir. Bu yazı satıcılara ibraz edilerek istisna uygulanması sağlanır. Satıcı firma bu yazıyı 213 sayılı Kanunun muhafaza ve ibraz hükümlerine göre saklar.

İstisna kapsamındaki malların ithalat yoluyla temin edilmesi halinde, yazı ilgili gümrük
idaresine ibraz edilmek suretiyle istisnanın uygulanması sağlanır.

UEFA, katılımcı futbol kulüpleri, organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerinde ise KDV hesaplanmaz.

İstisna uygulanan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV, satıcılar tarafından indirim konusu yapılabilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen KDV iade edilir.

6.2. Müteselsil Sorumluluk

UEFA, katılımcı futbol kulüpleri, organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların mal ve hizmet alımlarında istisna kapsamında işlem yapılabilmesi için Türkiye Futbol Federasyonundan alınan yazının satıcıya ibraz edilmesi şarttır.

Satıcıların bu yazı olmadan istisna uygulamaları halinde, istisna uygulaması nedeniyle
ziyaa uğratılan vergi, ceza, zam ve faizlerden alıcılar ile birlikte satıcılar da müteselsilen
sorumludur.

İşlemin istisna için belirlenen şartları baştan taşımadığı ya da şartların daha sonra ihlal
edildiğinin tespiti halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar,
kendisine istisna kapsamında teslim veya hizmet yapılan alıcıdan aranır. İstisna belgesinin
istisna kapsamında olmayanlara verilmesi halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı
ceza, faiz ve zamlardan alıcı ile birlikte Türkiye Futbol Federasyonu da sorumludur.

6.3. İstisnanın Beyanı

İstisna kapsamında yapılan teslim ve hizmetler KDV beyannamesinde yer alan “İstisnalar Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler”
tablosunda, 336 kod numaralı “UEFA Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve
Hizmetler” satırı aracılığıyla beyan edilir.

Bu satırın “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa istisnaya konu işlem bedeli, “Yüklenilen
KDV” sütununa bu işlemle ilgili alım ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV
tutarı yazılır.

İade talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa ilişkin alana “0” yazar.

6.4. İade

Bu istisnadan kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi
– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi
– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi
– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu
– Satış faturaları listesi
– Türkiye Futbol Federasyonundan alınan yazı örneği

6.4.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan mahsuben iade talepleri, yukarıdaki belgelerin
ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu
ve teminat aranmadan yerine getirilir.

6.4.2. Nakden İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi
inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 5.000
TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre
yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde, mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat
vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 30/1/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

7. Hasılat Esaslı Vergilendirme

7104 sayılı Kanunun 12’nci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun yeniden düzenlenen 38 inci
maddesinde;

“Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest
meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen
sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde vergiye tabi
işlemlerin karşılığını teşkil eden (katma değer vergisi dâhil) bedel üzerinden, bu Kanunun
28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı geçmemek üzere,
Cumhurbaşkanınca ilgili sektör veya meslek grubu için belirlenen oran uygulanmak
suretiyle hesapladıkları katma değer vergisini, indirilecek katma değer vergisi ile
ilişkilendirmeksizin beyan ederek öderler.

Birinci fıkra kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen
mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış
vesikalarında gösterilen katma değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir olarak dikkate alırlar.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden
çıkamazlar. Cumhurbaşkanı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre
defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek grupları itibarıyla
belirleyeceği yıllık iş hacimlerine göre hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına
almaya, Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Tebliğin (V) bölümündeki “A. VERGİLENDİRME USULLERİ” başlığından sonra gelmek
üzere “1. Gerçek Usulde Vergilendirme” bölüm başlığı eklenmiş ve bu bölümden sonra
gelmek üzere 2. Hasılat Esaslı Vergilendirme başlıklı bölüm eklenerek Hasılat Esaslı
Vergilendirmenin usul ve esasları hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

Tebliğde yer alan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir.

7.1. Uygulamadan Yararlanacak Mükellefler

Bu düzenleme kapsamında 7 Şubat 2019 tarihli ve 30679 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 6 Şubat 2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında hasılat esaslı
vergilendirme kapsamında sektör ve vergi oranı konusunda düzenleme yapılmıştır.

Bu düzenleme aşağıdaki gibidir.

“10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları içinde, otobüsle (sürücüsü dâhil en az on sekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiştir.”

Düzenleme 1 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünden yalnızca Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında
hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına alınan sektör ve meslek gruplarında yer alan
mükellefler yararlanır. Bu kapsamda vergilendirilmek isteyenler, bağlı oldukları vergi
dairesine başvurarak bu usule geçmeyi talep ederler. Vergi dairesi tarafından
başvurular incelenerek, mükellefin bilgileri kontrol edilir ve şartları sağlayan mükelleflere,
bu kapsamda vergilendirilmelerinin uygun görüldüğü yazı ile bildirilir. Bu kapsamdaki
mükellefler, söz konusu bildirimin tebliğ edildiği tarihi içine alan vergilendirme dönemini
takip eden dönemden itibaren hesaplayacakları KDV’yi hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre aylık vergilendirme dönemleri itibarıyla beyan ederler. Bu usule geçen
mükellefler hasılat esasına geçtikleri dönemden itibaren iki yıl boyunca bu usulden
çıkamazlar.

Örnek: Özel halk otobüsü işleticisi (C), 22/3/2019 tarihinde hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilmek üzere vergi dairesine başvurmuştur. Vergi dairesi, mükellefin şartları sağladığını tespit etmiş ve hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
vergilendirilmesinin uygun bulunduğuna dair yazıyı mükellefe 28/3/2019 tarihinde tebliğ
etmiştir.
Buna göre, (C)’nin Nisan/2019 dönemi itibarıyla hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, Nisan/2021 dönemine kadar bu usulden
vazgeçmesi mümkün değildir.

Yeni işe başlayanlardan bu usulde vergilendirmeyi talep edenlerin, işe başlama bildirimiyle
birlikte başvuru yapmaları mümkündür.

Şartları sağlamadığı halde KDV beyannamesini bu usule göre veren mükelleflerden,
gerçek usulde vergilendirme kapsamında beyan edilmesi gereken vergi; vergi ziyaı cezası
ve gecikme faiziyle birlikte aranır. Bu durumda hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
ödenen vergi, gerçek usulde vergilendirme kapsamında aranacak vergiden mahsup edilir.

7.2. Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünün Uygulanması

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, vergiye tabi işlemlerin karşılığını
teşkil eden bedeller üzerinden mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranlarını belirleyen
2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki listelerde belirlenen oranlara göre KDV
hesaplar, fatura ve benzeri belgeler üzerinde bu KDV’yi gösterirler.

Bu usule tabi mükelleflerin ödeyecekleri vergi, vergiye tabi işlemlerin bedeli ve buna ilişkin
hesaplanan KDV tutarlarının toplamına ilgili Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen oran
uygulanmak suretiyle hesaplanır.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler, bu usule göre hesapladıkları vergiyi
4 No.lu KDV Beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi dördüncü günü akşamına kadar beyan eder ve aynı ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar öderler.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler kendilerine yapılan teslim ve
hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen
KDV ile 2 No.lu KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV ve ithal ettikleri mal
ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamazlar. Bu kapsamdaki
mükellefler, indirilecek KDV tutarları ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan
ederek ödedikleri KDV tutarlarını, işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak,
yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla alıcılar için hesapladıkları ve düzenledikleri
belgelerde gösterdikleri KDV’yi ise gelir olarak dikkate alırlar.

Örnek: (A) Özel Halk Otobüsü İşletmesi Nisan/2019 döneminde yapmış olduğu toplam
50.000 TL tutarındaki toplu taşıma hizmeti için 9.000 TL KDV hesaplamıştır. Mükellef bu
dönemde akaryakıt, tamir bakım, personel vb. için 40.000 TL harcama yapmış ve 6.000 TL KDV ödemiştir. Bu durumda, mükellefin gerçek usulde vergilendirilmesi halinde ödemesi gereken KDV tutarı 3.000 TL (9.000-6.000) olarak hesaplanacaktır.

Bu mükellefin hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçmesi halinde ödemesi gereken KDV
tutarı 6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına göre hasılat tutarına %1,5
oran uygulanması suretiyle hesaplanacaktır. Buna göre mükellefin ödemesi gereken KDV
tutarı 885 TL [(50.000+9.000) x %1,5] olacaktır.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçmesi nedeniyle mükellefin bu dönem için
kazancının tespitinde 10.000 TL (50.000-40.000) yerine, 12.115 TL [(50.000+9.000)–
(40.000+6.000+885)] dikkate alınacaktır.

Gerçek usulden hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, hasılat esasına
geçtikleri vergilendirme dönemi beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarını indirim
konusu yapma imkânını kaybedeceklerinden, bu tutarları gelir/kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabilirler.

Bu kapsamda vergilendirilen mükellefler yapmış oldukları indirimli orana tabi işlemler ile
istisnaya tabi işlemlerini hasılatlarına dahil ederler. Ayrıca bu mükelleflerin indirim hakkı
bulunmadığından iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin iade talebinde bulunulması da söz
konusu değildir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin mal teslimi ve hizmet ifalarında alıcılar tarafından KDV tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak bu mükelleflerin tam ve kısmi tevkifata tabi mal ve hizmet alımlarında KDV tevkifatı uygulayacakları tabiidir.

Bu mükellefler, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre defter tutmak ve belge düzenlemek, bu
defter ve belgeleri muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde saklamak ve gerektiğinde
yetkililere ibraz etmek zorundadırlar.

Öte yandan, hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin düzenleyecekleri
belgelerde hesaplanan KDV tutarları, KDV mükellefi alıcılar tarafından genel esaslara göre
indirim konusu yapılabilir.

7.3. Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünden Vazgeçilmesi

3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, hasılat esaslı vergilendirme
usulüne geçen mükelleflerin, bu usule geçtikleri dönemden itibaren iki yıl boyunca bu
usulden çıkamayacakları hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, bu usule geçtikten
sonra en az 24 ay süreyle bu usulü uygulamak zorundadırlar. Bu süre geçtikten sonra
gerçek usulde vergilendirmeyi isteyen mükellefler bağlı oldukları vergi dairesine başvurur
ve başvuru üzerine vergi dairesi tarafından başvuru tarihini içine alan vergilendirme
dönemini takip eden dönemden itibaren gerçek usulde KDV mükellefiyeti tesis edilir.
Bu mükelleflerin hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçtikleri tarihte KDV
beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarları ile hasılat esasına göre
vergilendirildikleri dönemlere ilişkin yüklenilen KDV tutarlarının gelir/kurumlar vergisi
uygulamasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiğinden bu
tutarların gerçek usule geçişte indirilecek KDV olarak dikkate alınması mümkün değildir.

7.4. Uygulama Kapsamına Alınanlar

6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu
kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu
taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan
ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs
işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak
sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları
içinde, otobüsle (sürücüsü dahil en az on sekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu
taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak
belirlenmiştir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216 sayılı Kanun ile 5393 sayılı Kanun
kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu
taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan
ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs
işletmeleri yararlanabilir. Ancak belediyeler bünyesinde kurulmuş ve otobüsle toplu taşıma
faaliyeti ile iştigal eden iktisadi işletmeler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin
%51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yararlanamazlar.

Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin tamamının
elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet
bedelinin (ücretinin) bir kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit
veya başka yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yararlanılması mümkün değildir.

Ayrıca bu uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde
bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla bir il sınırları içinde başlayıp, başka bir il
sınırları içinde sona eren güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan
mükelleflerin bu uygulamadan yararlanması mümkün değildir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünü tercih edecek mükelleflerin, toplu taşımacılık
faaliyetini sürücüsü dahil en az on sekiz oturma yeri olan otobüslerle yapmaları
gerekmektedir. Halk otobüsü adı altında bu özellikleri taşımayan taşıtlarla (minibüs,
dolmuş, taksi dolmuş vb.) toplu taşımacılık hizmeti sunan mükelleflerin bu usulden
yararlanmaları mümkün değildir.

Diğer taraftan, mükelleflerin bu kapsamda vergilendirilebilmeleri için münhasıran otobüsle
toplu taşıma faaliyetinde bulunulması gerekmektedir. Bu faaliyetin yanında başka
faaliyetleri de bulunan mükellefler bu uygulamadan faydalanamazlar.

Örnek: (Z) Şehiriçi Servis ve Taşımacılık Ltd. Şti. belediyeden aldığı ruhsat kapsamında 5
otobüsle özel halk otobüsü ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmaktadır. Bunun
yanında 20 adet minibüsle de (Y) Kolejine öğrenci taşıma servis hizmeti sunmaktadır.

Buna göre, (Z) firması münhasıran özel halk otobüsü işletmeciliği faaliyetinde
bulunmadığından hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanması mümkün değildir.

718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen şartları sağlayan ve işletme hesabı veya
bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yıllık iş hacimlerine
bağlı olmaksızın bu uygulamadan faydalanabilirler.

Bu kapsamda vergilendirilmek isteyen mükellefler, bağlı oldukları vergi dairesine
yapacakları başvuruda, 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında yer verilen şartlara ilişkin
tevsik edici bilgi ve belgeleri ibraz ederler.

Bu kapsamda vergilendirilenler, özel halk otobüsü işletmeciliği ile ilgili elde ettikleri diğer
hasılatı da (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışları, reklam gelirleri vb.) hasılat
esaslı vergilendirme matrahına dahil ederler.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 1/3/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi
itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan Tebliğin (V/B-4.) bölümünde yer alan “-Elektronik Hizmet Sunucularına Özel
KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu,” satırından sonra gelmek üzere “-Hasılat
Esaslı Vergilendirme Usulüne Tabi Mükelleflerce verilmek üzere 4 no.lu,” satırı eklenmiştir.
Yapılan bu değişiklik karşılaştırmalı tablo halinde aşağıdaki gibidir:

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

4. Beyanname Çeşitleri

 3065 sayılı Kanunun 42’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, — Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerce verilmek üzere 1 no.lu, — Vergi sorumluları tarafından verilmek üzere 2 no.lu, — Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu, — İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları ve gerçek usulde KDV mükellefiyeti olmayanlar tarafından müzayede mahallinde yapılan satışlarda verilmek üzere 5 no.lu KDV beyannameleri düzenlenmiştir.

4. Beyanname Çeşitleri

3065 sayılı Kanunun 42’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, — Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerce verilmek üzere 1 no.lu, — Vergi sorumluları tarafından verilmek üzere 2 no.lu, — Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu, — Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulüne Tabi Mükelleflerce verilmek üzere 4 no.lu, — İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları ve gerçek usulde KDV mükellefiyeti olmayanlar tarafından müzayede mahallinde yapılan satışlarda verilmek üzere 5 no.lu KDV beyannameleri düzenlenmiştir

 

Saygılarımızla…

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Tebliğ (Seri No: 25) tam metni için tıklayınız…

 

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikÜcretten indirilemeyen giderler bir sonraki yıla zarar olarak aktarılabilir mi?
Sonraki İçerikÜcret gelirinin vergilendirilmesinde neler indirim konusu yapılabilir?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz