Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatının ve/veya İşletme Ruhsatının Haczi

İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatının ve/veya İşletme Ruhsatının Haczi

1196
0

Stj. Av. İlke Sıvacı
i.sivaci@ozgunlaw.com


HASTANE İŞLETME RUHSATININ HACZİ

  • Haciz Kavramı ve Haczedilebilir Mallar

Haciz, bir para alacağının elde edilebilmesi için borçluya ait mal, hak ve alacaklara icra dairesi tarafından hukuken el konulmasıdır. Şu hâlde, haciz, bir para alacağının elde edilmesi amacıyla malvarlığı değerlerine el konulmasını ifade eder. Başka bir amaçla uygulanan sınırlamalar, örneğin yasa dışı yollarla ülkeye sokulmak istenen mallara el konulması işlemi haciz olarak nitelendirilemez.

Haciz ile borçluya ait mal, hak ve alacaklara el konulur. Haczin amacı dikkate alındığında, söz konusu malvarlığı değerlerinin satılıp paraya çevrilmesinin mümkün olması ve bir ekonomik değerinin bulunması gerekir. Örneğin, şahsa bağlı intifa haklarının devri kabil olmadığından haczedilmesi de mümkün değildir. [1]

İİK’nin 85.maddesi uyarınca, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmazlarından ve alacak ve haklarından borcu karşılayacak kadarı haczolunur. Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkı haczedilebilir. Hangi malların kısmen veya tamamen haczedilemeyeceği, İcra ve İflas Kanununda tahdidi olarak sayılmış olup, bu sayılanların dışında olup da herhangi bir özel kanunla haczedilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmayan borçluya ait bütün mal ve hakların haczi kabildir.

Ancak İcra ve İflas Kanununda düzenlememekle birlikte maddi hukuk kurallarına göre bir kısım mal ve hakların da haczi mümkün değildir. Bu durumda, maddi hukuka göre başkasına devri yasak olan mal ve haklar da haczedilemez. Yine bir mal veya hakkın haczedilebilmesi için, tek başına ekonomik bir değer ifade etmesi ve bu değerin hukuksal dayanağının bulunması zorunludur. [2]

  • Hastane İşletme Ruhsatı Kavramı

27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ruhsatlandırma başlıklı 15.maddesinde, özel hastanelerin ruhsatlandırma işlemleri düzenlenmiş olup, özel hastaneye ruhsat verilmesinden sonra konsültan hizmet verilecek dallarda çalışacak tabipler dışındaki diğer personelini tamamladığı tespit edilen özel hastanelere, Bakanlıkça, Faaliyet İzin Belgesi verilmesi ile özel hastanenin hasta kabul ve tedavisine başlayacağı düzenlenmiştir.

Özel hastanenin devri ise aynı yönetmeliğin 69.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre özel hastanelerin ancak bu yönetmelik kapsamındaki kişilere devri mümkün olup, devir işlemi, taraflar arasında yapılan hastane işletmesinin devrine ilişkin sözleşme ile mümkündür. Devir tarihinden itibaren en geç bir ay içerisinde başvurulması zorunludur. Devralan kişi adına ruhsatname ve faaliyet izin belgesi tanzim edilinceye kadar hastanenin faaliyeti devreden sorumluluğunda devam eder. Şayet devredenin sorumluluğunda faaliyet gösterilmesi istenmiyor ise, devralan kişi adına ruhsatname ve faaliyet izin belgesi tanzim edilinceye kadar hastanenin faaliyetine ara verilir. [3]

  • Hastane İşletme Ruhsatının Haczi

21/03/2014 ve 28948 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 27.03.2002 tarih ve 24708 Sayılı Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 69. maddesi değiştirilerek “Her ne sebeple olursa olsun devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen özel hastaneler devredilemez” düzenlemesinin getirildiği görülmektedir. Bu durumda, sağlık kuruluşunun ruhsat devri, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmıştır. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyecektir. Ancak, özel sağlık kuruluşu ruhsatının satış işlemleri icra dairesi tarafından 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir. [4]

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06.06.2012 tarihli ve 2012/19556 sayılı kararında:

“Hastane işletme ruhsatının haczi ile ilgili hüküm tesis etmeden önce özellikle de Sağlık Bakanlığı`na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı sorulmalı ve ayrıca özel hastane mevzuatı tartışılmalıdır. Bu araştırma ve yukarıda yapılan açıklamalar ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılacak değerlendirme sonucunda, hastane işletme ruhsatının, bir ticari işletme olan özel hastaneden ayrı ve müstakil bir ekonomik değere sahip olduğu ve tek başına devrinin mümkün bulunduğu sonucuna varılırsa haczedilebileceği, aksi halde haczinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir.” denmektedir. [5]

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2019 tarihli 2019/15477 sayılı kararında ise:

“Bu durumda, … kuruluşunun ruhsat devri, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmıştır. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyecektir. Ancak, özel … kuruluşu ruhsatının alınma tarihi 21/03/2014 tarihinden önce ise aktif faaliyet gösterme şartı aranmaksızın devri mümkün olduğundan bu tarihten önce haciz konulmak kaydıyla icra yoluyla ekonomik değeri olması nedeniyle satışı da mümkün olacaktır. Aksinin kabulü hak kaybına sebep olacaktır.” şeklinde belirtilerek hastane işletme ruhsatının haczi bakımından 21/03/2014 tarihinde değiştirilmiş olan 24708 Sayılı Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 69. maddesi esas alınmıştır. [6]

  • Sonuç

Hukuk Genel Kurulu Kararlarından yola çıkarsak hastane işletme ruhsatının haczi ile ilgili hukuki uyuşmazlıklarda izlenmesi gereken yol, özellikle Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı sorulması ve ayrıca özel hastane mevzuatı tartışılması şeklinde olmalıdır. Bu araştırma ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılacak değerlendirme sonucunda, hastane işletme ruhsatının, bir ticari işletme olan özel hastaneden ayrı ve müstakil bir ekonomik değere sahip olduğu ve tek başına devrinin mümkün bulunduğu sonucuna varılırsa haczedilebileceği, aksi halde haczinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.04.2017 tarihli ve 2017/6536 sayılı kararında belirtildiği üzere mahkemece, Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı hususları sorulmuş, Sağlık Bakanlığı’nın 07/05/2015 havale tarihli yazı cevabında ise “….özel hastanenin aktif olarak faaliyet göstermesi şartı aranmadan 21/03/2014 tarihine kadar ruhsat devri yapılabilmekteydi. Yönetmelik değişikliğinin yapıldığı 21/03/2014 tarihinden itibaren ise ruhsat devri için, devir tarihi itibariyle özel sağlık kuruluşunun aktif olarak faaliyet göstermesi zorunlu olduğundan aktif olarak faaliyet göstermeyen bir özel sağlık kuruluşunun (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) devri yani sahiplik değiştirmesi mümkün değildir. Bu bağlamda özel sağlık kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir. Aksi takdirde ruhsatı askıda olan kuruluşların icra yoluyla da olsa devrinin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) yani vatandaşa sağlık hizmeti vermeyenler devredilemeyecek olup bu çerçevede İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde satışa konu edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Aktif olarak faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarının İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde satışı mümkündür…” şeklinde cevap verildiği görülmektedir. [7]

Sonuç olarak, sağlık kuruluşunun ruhsat devri, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmıştır. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyecektir. Ancak, özel sağlık kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir.

Stj. Av. İlke Sıvacı

  Kaynakça:

1.   Atalı, Ermenek, Erdoğan, İcra ve İflas Hukuku (Yetkin Yayınevi, Ankara, 2019)

2.   Hukuk Genel Kurulu’nun, 06.12.2006 Tarih, 2006/12765 Esas, 2006/765 Karar Sayılı Kararı

3    27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Sağlık Bakanlığı Özel Hastaneler Yönetmeliği

4.   Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28.06.2018 Tarih, 2017/3182 Esas, 2018/7026 Karar Sayılı Kararı

5.   Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin, 06.06.2012 Tarih, 2012/3805 Esas, 2012/19556 Karar Sayılı Kararı

6.    Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2019 Tarih, 2018/11637 Esas, 2019/15477 Karar Sayılı Kararı

7.    Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2017 Tarih, 2016/12459 Esas, 2017/6536 Karar Sayılı Kararı

İcra ve İflas Kanunu ve İlgili Mevzuat


Kaynak: Stj. Av. İlke Sıvacı- İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

İtirazın İptali Davasında Davanın Açılmamış Sayılmasının Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre Bakımından Sonuçları

Önceki İçerikYurtiçi nakliye hizmetlerinde KDV tevkifatı yapılmalı mıdır?
Sonraki İçerikForklift ve iş makinası hizmetleri KDV tevkifatı kapsamında mıdır?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz