Ana Sayfa Hukuk Finansal Yapılandırma Sürecinde Eksikliklerimiz Ve Türkiye’nin Chaebol’ları

Finansal Yapılandırma Sürecinde Eksikliklerimiz Ve Türkiye’nin Chaebol’ları

794
0

Finansal Yapılandırma Sürecinde Eksikliklerimiz Ve Türkiye’nin Chaebol’ları

İlk kez 1970 yılında İngiltere Merkez Bankası önderliğinde hayata geçirilen “Londra Yaklaşımı” ile ekonomik kriz içinde bulunan şirketlerin finansal kurumlara olan borçları yeninden yapılandırıldı. Dünya’da Londra yaklaşımına benzer bir yaklaşım daha sonra 1997 yılında patlak veren Asya Krizinde, Tayland, Malezya ve Güney Kore tarafından da kullanılmıştır.

Türkiye, 2000 yılında başlayan ekonomik kriz dolasıyla pek çok şirketin faaliyetleri durma noktasına gelmesi nedeniyle ilk defa İstanbul Yaklaşımı adı altında yeninden yapılandırma yapılmıştı. Söz konusu yaklaşım kapsamında belli bir başarı yakalanmıştı.

Türkiye şimdi bir başka finansal yapılandırma sürecine girmiş bulunmaktadır. Ancak, İstanbul Yaklaşımı benzeri ikinci bir yaklaşım, bu hali ile iş göremez ve göremeyecektir. Zira, 2002-2006 yıllarından farklı olarak bu sefer, mali ilkelerini hayata geçirmesi ile olacaktır.

Bilindiği üzere, genellikle aile şirketi olarak kurulmuş büyük ölçekli Güney Kore firmalarına Chaebol denilmektedir. Kore’de 1997 yılında 30 büyük Chaebol’ün 14’ü iflas etmiştir. Kore’nin en büyük 3 üncü araba üreticisi Kia 1997 yılında ve ülkenin en büyük 4 üncü Chaebol’u olan Daewoo da 1999 yılında iflas etmiştir.

1998 yılının başında, yeni seçilmiş olan Kim Dae-jung yönetimi ve “chaebol” olarak adlandırılan ilk beş holdingin yöneticileri kurumsal sektör için beş görev belirlemiştir. Bu görevler; 1) yönetimde şeffaflığı artırmak, 2) müşterek borç teminatlarını kaldırmak, 3) şirketlerin finansal yapılarını geliştirmek, 4) holdinglerin temel faaliyetlerine odaklanmak, ve 5) hissedarların ve yönetimin denetlenmesi yükümlülüğü güçlendirmek olarak belirlenmiştir. Değişen durumlar ve yeni sorunlar dikkate alındığında, hükümet 15 Ağustos 1999 tarihinde üç görev daha dahil etmiş olup idari yönetimini geliştirmek, 2) çapraz finansman sağlama ve yasal olmayan gruplar arası işlemlerin kaldırılması, ve 3) herhangi bir kurala bağlı olmayan miras ve bağışları önlemek şeklindedir.

Kurumsal yeniden yapılandırmanın temel ilkelerini şekillendirme amacıyla, başkan tarafından sunulan yukarıda belirtilen bu sekiz göreve ek olarak, üç ilave ilke daha eklenmiştir. Bunlarda ilki, şirketlere kredi sağlayan finansal kurumların kurumsal yeniden yapılanmanın teşvik edilmesinde öncü rol üstlenmesidir.

İkinci olarak, kurumsal yeniden yapılandırma sürecinde masraf paylaşımı ilkesinin uygulanmasıdır. Üçüncü olarak ise, kurumsal yeniden yapılanmanın asıl aracı olarak yeniden yapılanma programının kullanılmasıdır. Varlığını sürdürebilecek olan durumdaki şirketler yeniden yapılanma çabaları ve finansal destek ile ıslah edilmesi gerekirken, varlığını sürdürebilecek durumda olmayan şirketler ise kurumsal yeniden yapılanma süreci ile kapatılmalıdır.

Bu bağlamda, Türkiye’deki yapılandırmanın başarılı olabilmesi için, Güney Kore’de yapıldığı şekilde, firmaların ana iş kollarını belirleyerek, ana işleri haricindeki şirketlerinin ( “atıl şirketler”) zorunlu birleşme yapılması veya tasfiye edilmesi şarttır.

Bankaların kötü alacaklarının bir kamusal varlık yönetimi şirketi tarafından devir alınması ve söz konusu yönetim şirketinin de, takip hukuku açısından amme alacakları tahsil kanunu kapsamında tahsilat yoluna gitmesi elzemdir. Firmaların, atıl şirket olarak belirlenmiş şirketlerin iflas süreçlerinin hızlandırılması ile ana iş kolunda kalmış şirketlerin de, denetim standartlarının yükseltilmesi öncelik olması gerekmektedir. Aksi halde, ikinci İstanbul yaklaşımının başarılı olma şansı yoktur.

Detaylı Bilgi İçin;
Avukat Dr. Özgün Öztunç  ozgun@ozgunlaw.com

 

 


Kaynak: Özgün Hukuk
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikEmekli olup işe başlayan birisi istifa ederek işten çıkarsa kıdem tazminatı alır mı?
Sonraki İçerikTüzel kişiliğe sahip bir ticari işletme kuran bir işçinin daha önce çalıştığı firmanın taşıma işlerini yapması mümkün müdür?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz