Ana Sayfa Mevzuat En Büyük Global Sorun

En Büyük Global Sorun

1843
0

Çevre ve iklim problemleri küresel bir sorun olmakla beraber; birçok ülke ve uluslararası kuruluş çevre sorunlarının etkisini azaltmak için çalışmalar yapıyor.

İnsanoğlunun günlük yaşamını devam ettirebilesi için enerjiye ihtiyacı vardır;  yıllar içinde gittikçe artan küresel enerji talebi fosiller ve yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde karşılanmaktadır.

FOSİL YAKITLAR ÇEVRE SORUNLARINA NEDEN OLUYOR
Enerji talebinin %87’si petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan karşılanmaktadır. Bu da çevre kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, küresel ısınma gibi önemli çevre sorunlarına neden olmaktadır.

EN BÜYÜK SORUN KARBON EMİSYONU(CO2)
Karbondioksit emisyonları fosil yakıtların yanması ve çimento imalatından kaynaklanan emisyonlardır. Katı, sıvı ve gaz yakıtların tüketimi ve de gaz tutuşması sırasında üretilen karbondioksit de bunlara dahildir.

Karbon emisyonu aslında sera gazı emisyonundan bahsetmektir. Sera gazı emisyonları genellikle karbondioksit eşdeğerleri olarak hesaplandığından dolayı, herhangi bir küresel ısınma veya sera gazı etkisi tartışmasında genellikle “karbon emisyonu veya karbon salınımı” şeklinde adlandırılır.

KARBON EMİSYONUN ARTMASININ NEDENİ İNSANLAR
Kontrolsüz nüfus artışı, sanayileşme,  şehirleşme ve yeşil alanların azalması Karbon emisyonu ve sera gazının atmosferde artış göstermesinin başlıca nedenleri olsa da artışa insanoğlunun neden olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

SANAYİ DEVRİMİ BÜYÜK ARTIŞA NEDEN OLDU
1850’li yıllarda başlayan Sanayi Devrimi sonrasında atmosferdeki karbondioksit emisyonu insanoğlunun etkisiyle büyük bir artış göstermiştir.

Dünya Bankası’nın 2014 yılında yayınladığı verilere göre; dünyadaki karbon emisyonu salınımı 36,138,285 kilotondur. (kt) . Bu oran 1850 öncesinde 280 ppm’dir. (milyonda bir anlamına gelen kütlesel yoğunluk birimi)

İLK SIRADA ÇİN VAR
Dünyanın en fazla karbon emisyon salan ülkesi 9.972 megaton ile Çin’dir.
2. Sırada ise 5.233 megatonluk karbon salınımına sahip olan 2001 yılında Bush yönetimi sırasında Kyto Protokolü’nden, Haziran 2017’de Trump yönetiminin aldığı karar ile Paris İklim Anlaşması’ndan çekilen ABD var.

3.487 megatonluk karbon salınımı ile AB ülkeleri 3. Sırada yer almaktadır.

AB ülkeleri arasında ise 759 megaton ile Almanya yer almaktadır.

GLOBAL ÇÖZÜM ARANIYOR
Tüm dünyanın yakından ilgilendiği küresel iklim problemleri için ülkeler Birleşmiş Milletler gibi uluslararası organizasyonların çatısı altında ya da imzaladıkları protokoller ile çözüm aramaya çalışıyorlar.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) iklim değişikliği sorunu için küresel düzeyde çözüm bulmak üzere 1992 yılında kabul edilmiştir.
Sözleşme 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Neredeyse evrensel katılıma sahip olan anlaşmanın 194 tarafı bulunmaktadır.

BMİDÇS’ IN AMACI ATMOSFERDEKİ CO2 MİKTARINI AZALTMAK
Sözleşmenin ana amacı; atmosferdeki sera gazı birikimlerini, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi önleyecek bir düzeyde durdurmaktır.

Bu amaç “Böyle bir düzeye, ekosistemlerin iklim değişikliğine doğal bir şekilde uyum sağlamasına, gıda üretimini tehdit etmeyecek ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamına izin verecek bir zaman dahilinde ulaşılmalıdır” hükmü ile niteliklendirilmiştir.

Sözleşme kapsamında, tüm Taraflar sera gazı salımları, ulusal politikalar ve en iyi uygulamalar ile ilgili bilgileri toplamak ve paylaşmakla yükümlüdür.

KYOTO PROTOKOLÜ
BMİDÇS iklim değişikliğiyle ile ilgili küresel düzeyde atılan ilk adım olmuştur. Bunun ardından gelen süreçte ise BMİDÇS’ ye taraf ülkeleri sözleşmenin yükümlüklerini güçlendirmek amacıyla Kyoto Protokolü görüşmelerine başlamışlardır.

İki buçuk yıl süren müzakere süreci sonrasında protokol 1997 yılında kabul edilmiş, yürürlüğe ise 16 Şubat 2005’de girmiştir.

Protokole AB ülkelerinin yanı sıra 191 ülke daha taraftır.

HUKUKSAL YAPTIRIMLARA SAHİP
BMİDÇS’den en önemli farkı protokol yükümlülüklerinin hukuksal niteliğe sahip olmasıdır.

Protokol sanayileşmiş ülkelere Taraflarına bağlayıcı sera gazı salım sınırlama ve azaltım sorumluluğu yüklemiştir.

%5 DÜŞÜŞ HEDEFLENİYOR
Protolol, gelişmiş ülke Taraflarının 2008-2012 yılları arasını kapsayan ilk yükümlülük döneminde toplam sera gazı salımlarını 1990 düzeyinin % 5 altına indirmelerini öngörmüştür.

HER ÜLKENİN KENDİ HEDEFİ VAR
Protokole imza atan her ülke, kendi özgün hedefini tutturmaya söz veriyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden mevcut salım oranlarını yüzde 8, Japonya’dan da yüzde 5 oranında azaltması bekleniyor.

2’NCİ TAAHHÜT DÖNEMİNDE 4 ÜLKE YOK
2012 yılında tekrar alınan kararda 2. Taahhüt dönemi başlamış 2013-2020 yılları arasında, sera gazı oranında 1990 yılına göre %18 azalma hedeflenmiştir.

2’nci taahhüt döneminde ABD, Japonya, Yeni Zelanda ve Rusya yer almamaktadır.

PARIS İKLİM ANLAŞMASI
190’dan fazla ülke tarafından 2015’te onaylanan Paris İklim Anlaşması, sera gazı emisyonunu 2030’a kadar 56 milyar ton düşürmeyi hedefliyor.

Bu hedefle küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutulması isteniyor.

HUKUKSAL BAĞLAYICILIĞI YOK
Hukuki olarak bağlayıcılığı olmayan anlaşma çerçevesinde her ülkenin kendi iklim hedefleri bulunuyor.

ABD’nin iklim hedefleri, 2025’e kadar ülkenin sera gazı salımını yüzde 26 ila yüzde 28 düşürmesini öngörüyor.

TRUMP VAZGEÇTİ
Ancak Trump hükümeti Haziran 2017’de  anlaşmadan çekilme kararı alarak ABD eski başkanı Barrack Obama’nın verdiği iklim taahhütünden vazgeçmiş oldu.

ABD KÜRESEL SICAKLIK ARTIŞINA NEDEN OLACAK
Bu da en çok karbondioksit salımı yapan 2. Ülke olan ABD’nin bu karar sonrasında atmosfere 3 milyar ton daha fazla karbon salması anlamına geliyor.

Bir başka değişle, ABD’nin bu kararla 2020 sonuna kadar 0.1 ila 0.3’lük küresel sıcaklık artışına neden olacağı belirtiliyor.

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

Önceki İçerikRange Rover’dan Elektrikli Otomotiv
Sonraki İçerikBasit Usulde Vergilendirmeye İlişkin Had ve Tutarlar Ne Kadar Biliyor musunuz?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz