Günümüzde birçok işletme, abonelik modeliyle hizmet sunmakta ve internet üzerinden içerik sağlayarak gelir elde etmektedir. Peki, elektronik ortamda abonelik hizmetleri için vergi uygulamaları nasıl olmalı? Abonelik şeklinde sunulan hizmetlerin Katma Değer Vergisi (KDV), Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi açısından nasıl vergilendirileceğini detaylıca ele alıyoruz.
Elektronik Ortamda Abonelik Hizmetleri ve KDV Uygulaması
Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde sunulan tüm mal ve hizmet teslimleri istisna veya muaf tutulanlar dışında kural olarak KDV’ye tabidir. Abonelik modeliyle sağlanan hizmetler de bu kapsamda değerlendirilir.
KDV Doğuran Olay ve Fatura Düzeni
KDV Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde;
- Hizmet tamamlandığında veya fatura düzenlendiğinde KDV doğar.
- Abonelik hizmetleri aylık olarak faturalandırılmalıdır.
- Eğer hizmet bedeli peşin tahsil ediliyorsa, toplam tutar üzerinden KDV hesaplanarak fatura düzenlenmelidir.
Bu çerçevede, birden fazla ayı kapsayan abonelik ödemeleri için fatura peşin kesildiğinde, KDV’nin tamamının faturanın düzenlendiği dönemde beyan edilmesi gerekmektedir.
Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Açısından Abonelik Gelirleri
Elektronik abonelik hizmetlerinde tahakkuk esası ilkesi geçerlidir. Yani, gelir veya giderin muhasebeleştirilmesi için işlemin kesinleşmiş olması gerekmektedir.
- Abonelik gelirleri peşin tahsil edilse bile, hizmet sunulan dönemler baz alınarak kurumlar vergisi matrahına dahil edilmelidir.
- Eğer abonelik bedelleri taksitle tahsil ediliyorsa, her ay sonunda düzenlenen faturaya göre gelir kaydedilmelidir.
Bu nedenle, abonelik modelinde işletmeler gelirlerini hizmet sundukları dönemlere göre muhasebeleştirmek zorundadır.
Vergi Usul Kanunu Açısından Abonelik Fatura Kesimi
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre;
- Fatura, her ay düzenli olarak kesilmeli ve müşteriye sunulmalıdır.
- Peşin tahsil edilen abonelik bedelleri için toplam tutar üzerinden fatura kesilmelidir.
- Taksitli tahsil edilen abonelik hizmetlerinde, her ay sonunda fatura düzenlenerek tahakkuk esası korunmalıdır.
Sonuç
Elektronik ortamda sunulan abonelik hizmetlerinde, KDV ve kurumlar vergisi uygulamaları net kurallara tabidir. İşletmelerin dikkat etmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:
- Abonelik bedeli peşin tahsil edilirse, KDV tamamı faturanın düzenlendiği dönemde hesaplanır.
- Hizmet dönemsellik ilkesine göre vergilendirilir, her ay için ayrı gelir kaydı yapılmalıdır.
- Taksitli abonelik ödemelerinde, her ay sonunda fatura düzenlenerek hizmet verilen dönemde kazanç kaydedilir.
Bu kapsamda, abonelik hizmetleri sunan işletmelerin doğru faturalandırma yapmaları ve vergisel yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmeleri büyük önem taşımaktadır. Vergi mevzuatına uygun hareket edilmesi, maliyet yönetimi açısından da işletmelere avantaj sağlayacaktır.
ÖRNEK ÖZELGE
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : 11395140-105[VUK1-21568]-E.48333 15.01.2019
Konu: Elektronik Ortamda Abonelik Şeklinde Verilen Hizmetin Vergilendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve ekli dilekçenizde; şirketinizin internette kitap, fikri eser, mevzuatlar ve yüksek mahkeme kararlarını (içtihat) birden fazla fihrist altında endeksleyerek yayımlamak, yorumlamak, güncellemek amacı ile kurulduğu, ürünlerinizin İçtihat Bilgi Bankası, Mevzuat Bilgi Bankası, Hukuk Eserleri Bilgi Bankası şeklinde olduğu, bu ürünlere ilişkin tüm içeriklerin internet üzerinden yayınlandığı, söz konusu hizmetlerin genellikle abonelik şeklinde belirli periyotlar şeklinde verildiği, bu sürenin bir aydan bir yıla kadar olabileceği gibi kimi zaman diğer yıla da sarkabildiği belirtilerek, söz konusu hizmet karşılığı elde edilecek kazancın peşin ya da taksitli tahsil edilmesi durumunda ne şekilde vergilendirileceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU VE VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı KDV Kanununun;
1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
10/a maddesinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla,
10/b maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle,
10/c maddesinde kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılmasıyla; vergiyi doğuran olayın meydana geleceği,
hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, bir aydan daha fazla yapılan abonelik sözleşmeleri çerçevesinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir vergilendirme dönemi itibariyle KDV nin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın, aylık ödeme tutarı belirtilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Peşin olarak yapılan abonelik ödemeleri için fatura düzenlenmesi halinde ise; KDV Kanununun 10 uncu maddesinin (b) bendi gereğince toplam bedel üzerinden hesaplanan KDV nin faturanın düzenlendiği dönemde beyan edilmesi gerekmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU VE GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı belirtilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço esasında ticari kazancın tespiti” başlıklı 38 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu ve bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağına hükmedilmiştir.
Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderlerin yalnızca cari döneme ait kısmı, aynı döneme ilişkin ticari kazancın hesabında gelir ya da gider olarak dikkate alınabilmektedir. Dönemsellik ilkesinde ise, gelir veya giderlerin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanması gerekmekte olup söz konusu ilke gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hasılat, gelir ve karlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belirli periyotlarda abonelik şeklinde verilen hizmete ilişkin birden fazla ayı kapsayan hizmet bedelinin, şirketiniz tarafından faturası defaten düzenlenerek müşterilerden peşin tahsil edilmesi halinde, ilgili oldukları dönemler itibarıyla gelir olarak kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, şirketiniz tarafından verilen aylık hizmet bedelinin her ay sonunda müşterilere fatura düzenlenerek taksitle tahsil edilmesi halinde, tahakkuk esası ilkesi çerçevesinde gelirin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleştiği diğer bir ifadeyle faturanın düzenlendiği tarihin içinde bulunduğu hesap dönemi kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
…
Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.