Ana Sayfa Vergi Diyetisyenler serbest meslek erbabı olarak mı açılış yapacak?

    Diyetisyenler serbest meslek erbabı olarak mı açılış yapacak?

    1335
    0

    Gerçek kişi diyetisyen olarak vergi açılışı yapmak istiyor, serbest meslek kazancı olarak mı açılış yapılmalı, yeni nesil ökc ile kredi kartı veya nakit tahsilatı yaptığında e arşiv serbest meslek makbuzuda düzenleyecek miyiz? diyetisyen hizmet karşılığı kdv oranı %18 midir?

    Diyetisyen Serbest meslek erbabıdır. DBS SM Kazanç defteri tutar,e-smm düzenler. ÖKC kullanmaz. Tahsilatını Normal Pos cihazı ile yapabilir. Doktorların kullandığı özel donanımlı Pos cihazını Kullanamaz. KDV oranı %18 dir.


    Üniversitenin “Beslenme Uzmanlığı” alanından mezun bir mükellefimiz için 869090 Nace kodu ile “diyetisyen” olarak maliye açılışı yapıldı. Hangi Deftere tabi olmalıdır? Serbest Meslek Defteri mi? İşletme Defteri mi? 

    Diyetisyen ve beslenme uzmanın elde ettiği kazanç serbest meslek kazancıdır. 

    DBS sisteminden SMK defteri tutulur e-smm düzenlenir.


    Diyetisyen ve beslenme uzmanlığı faaliyetlerinde KDV oranı hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

    (Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

       

     

    Sayı : 76464994-130[KDV.2017.217] – 161346 18.09.2018
    Konu : Diyetisyen ve beslenme uzmanlığı faaliyetlerinde KDV oranı  

      

    İlgi : 01.11.2017 tarihli özelge talep formunuz.

     

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, diyetisyen ve beslenme uzmanlığı kapsamında verilen hizmetlere uygulanması gereken katma değer vergisi (KDV) oranı sorulmaktadır.

    KDV oranları, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.

    Söz konusu BKK eki (II) sayılı listenin B/21 inci sırasında; “İlgili Bakanlıklar ya da kanunlarla izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından yerine getirilen insan veya hayvan sağlığına yönelik koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (hayvan ırkının ıslahına yönelik hizmetler dahil) ile bu hizmetleri ifa edenlere hekimlerce veya hekimler vasıtasıyla verilen hizmetler, ambulans hizmetleri” hükmüne yer verilmiş ve bu hizmetlerin % 8 oranında KDV’ye tabi tutulması öngörülmüştür.

    Bu itibarla, ilgili bakanlıklar veya kanunlarla verilen izinler çerçevesinde ifa ediliyor olması şartıyla diyetisyen ve beslenme uzmanlığı kapsamında verilen hizmetlerin, söz konusu Kararname eki (II) sayılı listenin B/21 inci sırası kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.

    Bu bağlamda, anılan hizmetlerin mahiyeti konusunda Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünden alınan ……. tarihli ve .… sayılı cevabi yazıda, diyetisyen ve beslenme uzmanlığı hizmetlerinin; koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri kapsamında, ekip hizmeti şeklinde değerlendirildiği (tıp doktorları ve diyetisyenler tarafından) ve başka meslek gruplarınca verilemeyeceği belirtilmiştir.

    Ayrıca, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 13/ç maddesinde ” Diyetisyen; beslenme ve diyetetik alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun; sağlıklı bireyler için sağlıklı beslenme programları belirleyen, hastalar için tabibin yönlendirmesi üzerine gerekli beslenme programlarını düzenleyen, toplu beslenme yerlerinde beslenme programları hazırlayan ve besin güvenliğini sağlayan sağlık meslek mensubudur.” tanımına yer verilmiştir.

    22.05.2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Bakanlığı Personeli İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin Ek 1/A-ç maddesinde, diyetisyenin; hekimin yönlendirmesi ile hastalar için gerekli beslenme programlarını düzenleyeceği, bireylerin hastalığına, antropometrik ölçümlerine, laboratuar bulgularına ve tedavisine uygun olarak besin öğesi gereksinmelerini belirleyeceği, diyet tedavilerini ve beslenme eğitimi hizmetlerini planlayacağı, uygulayacağı ve izleyeceği; Ek 1/A-d maddesinde ise hastaların sağlık kuruluşlarında hastane malnütrisyonuna maruz kalmamaları için gerekli önlemleri alacağı, hastaların diyet ve normal yemekleri ile ilgili istek ve eğilimlerini tespit ederek, yemek listelerini tabibin tespit ettiği esaslar içinde kalmak suretiyle hazırlayacağı ve hastayı yemek rejimi hususunda eğiteceği, hastaların yemeklerini yiyip yemediklerini kontrol ederek tüketmiş olduğu besinler hakkında gerekirse tabibe bilgi vereceği ifade edilmiştir.

    Buna göre, diyetisyen ve beslenme uzmanlığı kapsamında verilen hizmetlere; yukarıda belirtilen şartları taşıması kaydıyla % 8 oranında, bu şartları taşımaması durumunda ise genel oranda (% 18) KDV uygulanması gerekmektedir.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.


    Sağlık danışmanının(diyetisyeninin) ticaret siciline kaydı halinde,işletme defteri tutma yükümlülüğü hk.

    T.C.

    RİZE VALİLİĞİ

    Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

     

       
    Sayı : 85550353-105[2014-9]-12 20.10.2017
    Konu : Sağlık danışmanının(diyetisyeninin) ticaret siciline kaydı halinde,işletme defteri tutma yükümlülüğü  

    İlgi : 16.12.2014 tarih ve 4412 kayıt no.lu özelge talep formunuz.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, sağlık danışmanı (diyetisyen) olarak vergi mükellefiyetinizin tesis edilmiş olduğu, bu nedenle serbest meslek kazanç defteri tasdik ettirdiğinizi, ruhsat işlemleri için ise ticaret siciline kayıt yaptırdığınızı ifade ederek ticaret siciline kayıt yaptırmış olmaktan dolayı işletme defteri tasdik ve kullanma mecburiyetiniz olup olmadığı hususunda tereddüt edilerek gerekli bilginin verilmesi talep edilmiştir.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

    – 37 nci maddesinde, “Her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.

       …

      Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir…”,

      – 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

     Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…”,

    – 65 inci maddesinde ise, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

    hükümlerine yer verilmiştir.

    Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde ticaret erbaplarına ve serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti öngörülmüş, anılan Kanunun 227 nci maddesinde ise bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirlenmiştir.

    Mezkur Kanunun 210 uncu maddesinde serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış ve 236 ncı maddesinde ise, “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmüne yer verilmiştir.

    Diğer taraftan 213 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinde tüccarların defter tutmak bakımından iki sınıfa ayrıldığı; I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, II nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacağı; 177 nci maddesinde kimlerin birinci sınıf tüccar, 178 inci maddesinde de kimlerin ikinci sınıf tüccar sayılacağı belirlenmiş ve aynı maddede yeniden işe başlayan tüccarların yıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar II nci sınıf tüccar gibi hareket edebilecekleri; 229 uncu maddesinde ise tüccar tarafından satılan emtia veya yapılan iş karşılığında, müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere ticari bir vesika olarak fatura düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

    Buna göre;

    1- Sağlık danışmanlığı (diyetisyenlik) faaliyetinin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması durumunda elde edilen gelirin serbest meslek kazancı sayılarak serbest meslek kazancının tespitine ilişkin hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

    Bu durumda, söz konusu faaliyetinize ilişkin olarak serbest meslek kazanç defteri tasdik ettirerek kullanmanız, tahsilatlarınız için serbest meslek makbuzu düzenlemeniz ve söz konusu gelirinizi serbest meslek kazanç defterinize kaydetmeniz gerekmektedir.

    Ayrıca, vermiş olduğunuz söz konusu hizmete ilişkin ürünleri alım-satıma konu etmeniz halinde, bu ürünlerin satışından doğan kazanç Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümlerine göre vergilendirileceğinden, serbest meslek kazanç defteri haricinde bu kapsamdaki işlemleriniz nedeniyle, yıllık iş hacmine göre sınıflandırılıncaya kadar işletme hesabı esasına veya ihtiyari olarak bilanço esasına göre, yıllık iş hacmi neticesinde ise tabi olacağınız sınıfa ilişkin defterleri tutmanız ve satılan söz konusu mallar için fatura düzenlemeniz zorunlu olacaktır.

    2- Sağlık danışmanı olarak faaliyet gösterdiğiniz iş yeri bünyesinde vereceğiniz hizmetlere yönelik sigortalı çalışanların bulunması ve hizmetin bu kişilerce verilmesi halinde, faaliyetin şahsi mesleki faaliyet boyutlarını aşıp ticari bir organizasyona dönüşmesi nedeniyle, söz konusu faaliyetten elde edilen kazanç Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümlerine göre vergilendirilecektir.

    Ayrıca, ticari kazanç kapsamında vergilendirilecek söz konu faaliyetin yanı sıra, vermiş olduğunuz hizmetlere ilişkin ürünlerin alım-satıma konu edilmesi halinde, bu ürünlerin satışından doğan kazanç da ticari kazanç kapsamında değerlendirilecektir.

    Bu bağlamda, faaliyetinizin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesine bağlı olarak, yıllık iş hacmine göre sınıflandırılıncaya kadar işletme hesabı esasına veya ihtiyari olarak bilanço esasına göre, yıllık iş hacmi neticesinde ise tabi olacağınız sınıfa ilişkin defterleri tutmanız gerekmektedir. Ayrıca söz konusu faaliyetiniz kapsamında satılan mallar veya yapılan hizmetler için fatura düzenlemeniz zorunlu bulunmaktadır.

    3- Söz konusu faaliyetinizin bir işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak yapılması durumunda, elde edilen gelir ücret kabul edilerek, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacaktır.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikLimited şirket ortağına asgari ücretin altında huzur hakkı ödenebilir mi?
    Sonraki İçerikDemir çelik ürünlerindeki kesim ve büküm işleri KDV tevkifatına tabi midir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz