Ana Sayfa Muhasebe Arızi kazançlardaki Gelir Vergisi istisnası 2021 yılı için 43.000 TL olarak uygulanacak

    Arızi kazançlardaki Gelir Vergisi istisnası 2021 yılı için 43.000 TL olarak uygulanacak

    Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil).

    520
    0

     

    Arızi Kazançlara İlişkin İstisna Tutarı
    (G.V.K. Madde 82)

    Yılı

    Uygulanan Tutar

    Yasal Dayanağı

    2021

    43.000 TL

    313 Seri No.lu Genel Tebliği

    2020

    40.000 TL

    310 Seri No.lu Genel Tebliği

    2019

    33.000 TL

    305 Seri No.lu Genel Tebliği

    2018

    27.000 TL

    302 Seri No.lu Genel Tebliği

    2017

    24.000 TL

    296 Seri No.lu Genel Tebliği

    2016

    24.000 TL

    290 Seri No.lu Genel Tebliği

    2015

    23.000 TL

    287 Seri No.lu Genel Tebliği

    2014

    21.000 TL

    285 Seri No.lu Genel Tebliği

    2013

    21.000 TL

    284 Seri No.lu Genel Tebliği

    2012

    20.000 TL

    280 Seri No.lu Genel Tebliği

     

    Gelir Vergisi Kanunu
    Arızi Kazançlar
    Madde 82

    (4783 sayılı Kanunun 7 inci maddesiyle değişen madde Yürürlük; 01.01.2003 tarihinden geçerli olmak üzere 09.01.2003)Vergiye tâbi arızi kazançlar şunlardır :

    1. Arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar.

    2. Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat.

    3. Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dahil).

    4. Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat.

    5. Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil).

    6. Dar mükellefiyete tâbi olanların 45 inci maddede yazılı işleri arızî olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar.

    Bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar (henüz başlamamış olan ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının 10 milyar liralık(*) (310 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2020 yılı için 40.000 TL.) kısmı gelir vergisinden müstesnadır.

    Bu maddede geçen “hâsılat” deyimi alınan para ve ayınlarla diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade eder.

    Arızî kazançların safi miktarı aşağıdaki şekilde tespit olunur:

    1. Bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yazılı işlerde satış bedelinden maliyet bedeli ve satış dolayısıyla yapılan giderler indirilir.

    2. Bu maddenin birinci fıkrasının (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerinde yazılı işlerde elde edilen hâsılattan tevsik edilmek kaydıyla yapılan giderler indirilir.

    3. Bu maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yazılı işlerde, 45 inci madde hükümleri uygulanır.(**)
    (*) (Değişmeden önceki şekli) (305 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2019 yılı için 33.000 TL.) (302 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2018 yılı için 27.000 TL.) (296 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2017 yılı için 24.000 TL.)  (287 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2015 yılı için 23.000 TL.) (284 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2013 yılı için 21.000 TL.) (280 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2012 yılı için 20.000 TL.) (278 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2011 yılı için 19.000 TL.)(2004/8295 sayılı BKK ile 2005 takvim yılında uygulanmak üzere 13.000 YTL. Geçerlilik; 01.01.2005, Yürürlük; 29.12.2004(x), 2005/9826 sayılı B.K.K. ile 14.000 YTL. Geçerlilik 1.1.2006) (259 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2007 yılı için 15.000 YTL.)(266 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2008 yılı için 16.000 YTL.)

    (x) 2003/6578 sayılı B.K.K. ile 12.000.000.000 lira

    (**)(Değişmeden önceki şekli) Diğer kazanç ve iratların matrahı
    (4783 Sayılı Kanunun 7 inci maddesiyle değişmeden önceki şekli)
    MADDE 82- (4369 sayılı Kanunun 43’üncü maddesiyle, başlığı ile birlikte değişen madde, Yürürlük; 1.1.1999) ( ÖNEMLİ NOT: 1999-2002 YILLARI GELİRLERİ İÇİN BU MADDE HÜKÜMLERİ YERİNE; 193 SAYILI G.V.K.’NA 4444 SAYILI KANUNLA EKLENEN GEÇİCİ-56. MADDE HÜKÜMLERİ UYGULANACAKTIR..)1) Mal ve hakların elden çıkarılmasından elde edilen diğer kazanç ve iratların safi tutarı, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanması halinde bunların rayiç değerleri esas alınır.
    Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca takdir edilir. Faaliyeti durdurulan bir iktisadi işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasında, elden çıkarılan iktisadi kıymetlerin maliyet bedeli olarak kazancı bilanço veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değer esas alınır. İktisadi kıymetlerin amortismana tabi olması halinde, iktisadi kıymetlerin maliyet bedeli yerine amortismanlar düşüldükten sonra kalan net değeri esas alınır.
    Menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, iktisap tarihindeki rayiç bedel iktisap bedeli olarak kabul edilir. Aynı yıl içinde birden fazla menkul kıymet alınıp satılması halinde, bunların kazancı birlikte hesaplanır. Alım satımın birinden doğan zarar, diğerinin kârından mahsup edilir.
    Dar mükelleflerin (kurumlar dahil), yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri nakdi veya ayni sermaye karşılığında iktisap ettikleri menkul kıymetler ile iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan kazançların hesabında, kur farkından doğan kazançlar dikkate alınmaz. Şu kadar ki, bu mükelleflerin Türkiye’de elde ettikleri kazançların, münhasıran bu menkul kıymet veya iştirak hisseleri dolayısıyla elde edilen menkul sermaye iratlarından ve bu kıymet ve hisselerin elden çıkarılmasından doğan kazançlardan ibaret olması şarttır. Bu mükelleflerin, Türkiye’de menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşmaları halinde, kur farkından doğan kazançlar da ticari kazancın hesabında dikkate alınır.
    Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet veya iştirak hisselerinin iktisabına tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet ve hisselerin iktisap tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet ve hisselerin elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin T.C. Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı arasındaki fark esas alınır.
    Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü’nce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir.
    Menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde kazanç, yıl içinde elde edilen toplam gelirden, bu kanunun 76′ ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilir. Bu durumda iktisap bedeli endekslenmez.
    Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulması ve mal ve haklar üzerindeki tasarruf edebilme hakkının herhangi bir şekilde devredilmesini ifade eder.
    Yukarıda belirtilen haller dışında elde edilen diğer kazanç ve iratların safi tutarı, elde edilen hasılat veya satış bedelinden, tevsik edilmek kaydıyla yapılan gider veya maliyet unsurlarının indirilmesi suretiyle bulunur.
    2) Bu kanunun 2′ nci maddesinin 1-6 bentleri veya bu maddenin 1 numaralı bendinde belirtilen gelirlerle ilişkilendirilemeyen ve harcandığı veya tasarruf edildiği tespit edilen tutarlar safi irat olarak kabul edilir. Tasarrufun varlığının bir mal veya hak iktisabı olarak tesbiti halinde, bu mal veya hakkın maliyet bedeli (maliyet bedeli bilinmiyorsa iktisap tarihindeki rayiç bedeli), mal veya hakkın iktisap tarihi bilinmiyorsa bir önceki yılın son günündeki rayiç bedeli vergiye tabi matrah kabul edilir.
    3) Dar mükellefiyete tabi olanların 45 inci maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar hakkında söz konusu madde hükümleri uygulanır.(x)
    (x) (Maddenin değişmeden önceki şekli)
    Arizi kazançlar:
    Madde 82 _ (2361 sayılı Kanunun 59’uncu maddesiyle değişen madde) Vergiye tabi arızi kazançlar şunlardır:
    1. Arızi olarak ticari muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar;
    2. Ticari veya zirai bir işletmenin faaliyetiyle serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hasılat;
    3. Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dahil);
    4. Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısiyle tahsil edilen hasılat;
    5. Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil);
    6. Dar mükellefiyete tabi olanların 45’inci maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar.
    Yukarıda yazılı kazançlardan 1-4 numaralı bentlerde yazılı olanların (henüz başlamamış olan ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) 10.000 lirayı (94/6300 sayılı B.K.K. ile 100.000 Yürürlük : 27.12.1994 Geçerlilik; 1.1.1995) aşan kısmı, diğerlerinde tamamı vergiye tabidir. (+)
    Bu maddede geçen hasılat deyimi, alınan para ve ayınlarla diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade eder.
    Arızi kazançların safi miktarı aşağıdaki şekilde tespit olunur:
    1. Bu maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde yazılı işlerde satış bedelinden, maliyet bedeli ve satış dolayısiyle yapılan giderler indirilir;
    2. Bu maddenin birinci fıkrasının 2, 3, 4 ve 5 numaralı bentlerinde yazılı işlerde elde edilen hasılattan tevsik edilmek kaydiyle yapılan giderler indirilir;
    3. Bu maddenin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinde yazılı işlerde, 45’inci madde hükümleri uygulanır.
    (+) Önceki had için 93/5146 sayılı B.K.K.’na bakınız.

     

     


    Kaynak: GİB ve GVK
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikOtomobil satışları 2020 yılında geçen yıla göre %57,6 oranında artarak 610.109 adet oldu
    Sonraki İçerikAvukatlar müvekkilleri adına yaptıkları masraflar için düzenleyecekleri serbest meslek makbuzlarında stopaj hesaplanmalı mıdır?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz