Ana Sayfa Vergi Adi Ortaklık Kurulmadan Önce Ödenen Kira Giderleri Vergisel Açıdan Nasıl Değerlendirilir?

    Adi Ortaklık Kurulmadan Önce Ödenen Kira Giderleri Vergisel Açıdan Nasıl Değerlendirilir?

    2
    0

    İşletmelerin kuruluş aşamasında yaptıkları harcamalar, vergi mevzuatı açısından bazı önemli yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Özellikle adi ortaklık kurulmadan önce yapılan kira ödemelerinin gider olarak kaydedilip kaydedilemeyeceği ve bu ödemelerden gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı işletmeler için kritik bir konudur.

    Bu yazımızda, mükellefiyet kaydından önce ödenen kira bedellerinin ticari kazanç açısından nasıl değerlendirileceğini ve stopaj yükümlülüklerini ele alacağız.

    Adi Ortaklık Kurulmadan Önce Ödenen Kiralar Gider Olarak Düşülebilir mi?

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesine göre, ticari kazanç elde etmek için yapılan harcamalar, gider olarak indirim konusu yapılabilir. Ancak, bu harcamaların gider olarak kaydedilebilmesi için:

    -Harcamayla iş arasında açık ve güçlü bir bağlantının bulunması,
    -İşletmenin faaliyetlerini yürütmek için yapılmış olması,
    -Yasal belgelere dayanması (fatura, makbuz vb.),
    -Ticari teamüllere uygun olması gerekmektedir.

    Adi ortaklık kurulmadan önce işyeri için yapılan kira ödemeleri, işletme faaliyeti için gerekli olduğu sürece ticari kazançtan gider olarak düşülebilir.

    -Ancak, bu giderlerin işletmenin defterlerine kayıt edilebilmesi için Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen sürelere uyulması ve ilgili belgelerin düzenlenmiş olması gerekmektedir.

    -Mükellefiyet kaydından önce ödenen kira giderleri, işletmenin kuruluş gideri olarak değerlendirilebilir ve mükellefiyet tesis edildiğinde işletme defterine kaydedilebilir.

    Mükellefiyet Kaydından Önce Ödenen Kiradan Stopaj Yapılmalı mı?

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca, ticaret erbabı olan işletmeler, işyeri kiralamaları durumunda stopaj yapmak zorundadır.

    -Ancak, mükellefiyet kaydından önce yapılan kira ödemeleri için stopaj yapılmasına gerek yoktur.

    -Çünkü mükellefiyet kaydı olmayan bir kişi, vergi kesintisi yapmakla yükümlü değildir.
    (Mükellefiyet başlangıç tarihinden önceki dönemler için; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tevkifat yapmaya mecbur olanlar arasında yer almayanlar, yapılan kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapmayacaktır.)

    -Mükellefiyet tesis edildikten sonra yapılan kira ödemelerinden ise %20 gelir vergisi stopajı yapılmalıdır.

    Vergi Usul Kanunu Açısından Değerlendirme

    Kira giderlerinin deftere kaydı için gerekli belgeler nelerdir?

    -Kira ödemeleri banka veya PTT üzerinden yapılmalı ve dekont veya hesap bildirimi gibi belgelerle kayıt altına alınmalıdır.

    -Ödemeye ilişkin kira sözleşmesi ve dekontlar, gider olarak kaydedilmesi için yeterli belgeler arasındadır.

    Ödeme tarihleri ve kayıt süreleri nelere dikkat edilmelidir?

    -Vergi Usul Kanunu’nun 219. maddesine göre, işlemler defterlere zamanında kaydedilmelidir.

    -İşlem kayıtları 10 günden fazla geciktirilmemelidir.

    Sonuç: Adi Ortaklık Kurulmadan Önceki Kiralar Vergisel Açıdan Nasıl Değerlendirilir?

    -Adi ortaklık kurulmadan önce yapılan kira ödemeleri, ticari faaliyetin başlaması için zorunlu harcamalar arasında yer aldığı için işletme gideri olarak kabul edilebilir.

    -Bu giderler, işletmenin kuruluş gideri olarak değerlendirilebilir ve mükellefiyet kaydı yapıldıktan sonra deftere işlenebilir.

    -Mükellefiyet kaydından önce yapılan kira ödemeleri için gelir vergisi stopajı uygulanmaz. Ancak, mükellefiyet tesis edildikten sonra yapılan kira ödemelerinden %20 stopaj yapılmalıdır.

    -Kira ödemeleri banka veya PTT aracılığıyla yapılmalı ve tevsik edici belgelerle kayıt altına alınmalıdır.

    İşletme kuruluş sürecinde yapılan kira ödemelerinin vergi mevzuatına uygun şekilde değerlendirilmesi, ilerleyen süreçlerde yaşanabilecek cezai yaptırımlardan kaçınılması açısından büyük önem taşımaktadır.

    Konuyla İlgili Örnek Bir Özelge Aşağıda Verilmiştir.


    T.C. 

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

    Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

    Sayı

    :

    84098128-120.01.02.07[40-2018/5]-E.273729

    23.09.2020

    Konu

    :

    Şahıs tarafından ödenen kiranın adi ortaklık kurulduğunda gider olarak indirilip indirilemeyeceği ile mükellefiyet kaydından önce ödenen kiradan tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda; 14.11.2018 tarihinde kadınlar için kuaför işletmesi faaliyetine başladığınız, faaliyet gösterdiğiniz adresteki iş yerini 07.08.2018 tarihli kira sözleşmesi ile 16.09.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 18.000-TL bedel üzerinden kiraladığınız, mükellefiyet tesis edilmeden önceki döneme isabet eden eylül ve ekim ayı kira bedellerinin adi ortaklığınız ortaklarından … tarafından mülk sahibinin banka hesabına yatırıldığı ve kiranın başlangıç tarihinden fiilen işe başlama tarihine kadar geçen sürede iş yeri için tadilat ve dekorasyon işlerinin yapıldığı belirtilerek; mükellefiyet başlangıç tarihinden (14.11.2018) önceki dönemlerde ödediğiniz kira bedelleri için gelir vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı ile işe başlama tarihinden önce ödenen kira bedellerinin ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

    GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

    193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

    Yapılan harcamaların genel gider adı altında indirim konusu yapılabilmesi için genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, harcamayla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması ve ticari teamüllere uygun olması, bu giderlerin tevsik edici belgelere dayanması (fatura, fatura yerine geçen vesikalar gibi) ve yasal kayıtlarında izlenmesi gerekmektedir.

    Öte yandan, mezkur Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın 5/a bendinde, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

    Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabının tevkifat yapmaya mecbur olduğu hüküm altına alındığından, söz konusu faaliyetiniz nedeniyle gerçek gelirini beyan etmeye mecbur olan ticaret erbabı olarak işe başlama tarihiniz (14.11.2018) itibariyle nakden veya hesaben yaptığınız kira ödemelerinden aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 5/a bendi uyarınca tevkifat yapmanız gerekmektedir.

    Mükellefiyet başlangıç tarihinden önceki dönemler için; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tevkifat yapmaya mecbur olanlar arasında yer almadığınızdan, yaptığınız kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.

    Ayrıca, mükellefiyet başlangıç tarihinden önce ticari faaliyetinizde kullanmak üzere kiraladığınız iş yerinize ait eylül ve ekim ayı kira ödemelerinin, genel gider olduğunun tevsik edici belgelerle tevsik edilmesi ve yapılan giderlerin Vergi Usul Kanununda düzenlenen süreler içinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde; ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

    VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

    – (3/B) maddesinde, “B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.

    …. 

    İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.“,

    – 174 üncü maddesinde, “Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. 

    Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.“,

    – 219 uncu maddesinde; “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. 

    Şöyle ki:

    1.Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

    2.Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.

    3.Günlük kasa, günlük perakende satış ve hasılat defterleri ile serbest meslek kazanç defterine muameleler günü gününe kaydedilir.“,

    – 282 nci maddesinde, “Kurumlarda aktifleştirilen ilk tesis ve taazzuv giderleri mukayyet değeri ile değerlenir. Bu değer, ilk tesis ve taazzuv için yapılan giderlerden fazla olamaz. 

    Kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veyahut da işlerin devamlı bir surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap olunmıyan giderler bu cümledendir. 

    İlk tesis ve taazzuv giderlerinin aktifleştirilmesi ihtiyaridir.”

    hükümlerine yer verilmiştir.

    Bunun yanı sıra, Kanunun 227 nci maddesinde, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların, esas itibariyle, Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde düzenlenen veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak düzenlenmesi uygun görülen belgelerden biri ile tevsik edilmesi aranmaktadır.

    Diğer taraftan, 268 Sıra No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, iş yeri ve konut kiralama işlemlerinde yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğuna ilişkin açıklamalar yapılmış olup, söz konusu Tebliğ ile konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin, iş yerlerinde ise tutarı ne olursa olsun iş yerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

    Yine aynı Tebliğde, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinden, bu belgelerin tahsilat ve ödemeleri tevsik edici belge olarak kabul edileceği ile bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatların da aynı kapsamda değerlendirileceğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

    Buna göre, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun mahiyette bulunan ve adi ortaklığınıza mükellefiyet tesis ettirilmeden önce, adi ortaklık faaliyetinizin yürütüleceği işyerine ilişkin ödemiş olduğunuz kira giderlerinin 213 sayılı Kanunun 282 nci maddesi kapsamında kuruluş gideri olarak değerlendirilmesi, adi ortaklığınızın söz konusu dönemde mükellef olmadığı ve kiraya veren işyeri sahibinin de gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olduğu dikkate alındığında söz konusu giderlerin 268 Sıra No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğine uygun olarak düzenlenecek belgelere istinaden, adi ortaklığınıza mükellefiyet tesisini müteakip 213 sayılı Kanunun 219 uncu maddesine uygun olarak kayıtlarınıza intikal ettirilmesi gerekmektedir.


    TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


    Kaynak: GİB Özelge
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikYurt Dışında Mukim Olan Firmalara Yaptırılan İşler İçin Yapılan Ödemelerin Vergilendirilmesi

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz